Qoseri Avrupa'dan katılan bir arkadaşımız. Kendisinin ismiyle yazması kararını son derece olumlu ve dürüstçe bir davranış olarak algıladım ve sanıyorum sadece ben açık destek sundum. Herşeyden önce bir insanın zulme karşı açıkça dikilmesi cesaretli olduğu kadar onurlu bir tavırdır. Desteklemekle kalmam şapka çıkarırım. Provakasyon bunun neresinde? Dürüstlüğü ve cesareti miadı dolmuş damgalama terimleri ile karşılarsanız sizin gibi düşünmeyenlerin ve tavrınıza katılmayanların söyleyecekleri olur. Türlü rizikolara göğüs germenin bu denli hoyratça karşılanmaması gerekir. Sizler çeşitli nedenlerle saklanma ihtiyacı duyuyorsanız bırakınız saklanmayanlar bayrak kaldırsın. Hiç değilse engel olmayın, bezdirmeyin. Yaptığınız etik değil. Samimiyetle söylüyorum, sizlerin kaçak döğüşü benimsemeniz karşısında bizlerin tutumumuz binlerce kez daha anlaşılır ve dürüstçedir. Mademki siyaset yapıyoruz açıklık görmezlikten gelmeyeceğimiz temel bir kavramdır. Açıklığa iltifat edip zulme, sömürüye, inkara gerçek hüvyetimizle tavır almamız çok daha rasyonel olmasının dışında sizlerin tavrınızdan binlerce kez daha ahlakidir. Bizler susuyoruz da sizler mi tahkire yöneliyorsunuz sorusu ister istemez insanın belleğinde yer buluyor. Kimseye tarz dayattığım yok. Forumda cıcığı çıkmışların paçavra kişiliğini biteviye dayatmasını andırır tarzda kendimi dayattığım da yok. Buna karşılık bizlere her tarafı dökülen çürük tiplemeler ve anlayışlar dayatılageldi. Metelik vermediğim gibi bundan sonrasında da vermem. Bu tiplemelerin insana sayılacak yanı yok. Defaatle söyledim. isteyen mahlas kullanır yada kullanmaz kendi bileceği iştir. Ancak bu tarzın fayda getirmeyeceğinin bilincindeyim ve katılmam. Katılmadığım gibi ciddiye de almam. Olayın bir başka boyutu varki namussuzcadır. Mahlasla yazanlar kalkıp gerçek isimleriyle yazanları hakarete boğacaklar. Eften püften geçmişleriyle, kirli kişilikleriyle ahkam kesecekler ve tepki almayacaklar? İnsanlık bu tavrın neresinde, bu durumda etik, ahlak, eşitlik kavramları nerede kalır? Mademki mahlasın avantajını istismara yönelirler ve daha da yönelecekler o zaman başvurulacak tek yöntem bu mahlas tiplemeleriyle koşulları eşitlemektir. Maskeler iner, herkes eteğindeki taşları döker, kimin ne olduğu, Kürdistan mücadelesine kattığı emeğin hangi düzeyde seyrettiği, tüm ilişkileri, ilintileri ortaya serilir ve didiklenir. Dünyanın hiçbir toplumunda siyaset örtülü yapılmaz, koda, mahlasa sarmalanmaz. Kürdistan gibi bir foruma yazmanın bile risk teşkil edeceğinden hareketle korku ekenler cesaretli olamıyorlarsa kendilerini yapamadıklarını yapanlara saygısızlık etmesinler. Kimsenin saygılı olmasını beklemiyorum. Amiyane deyimiyle bizim bu uğurda anamızdan emdiğimiz süt aile boyu burnumuzdan getirilmişken saçının rengini göstermekten ürken fasa fiso tiplemelrin bir de bizimle istihza etmelerine yada hakaret yeltenmelerine çok ağır cevplar verdim ve vermeye devam edeceğim. kendim için değil, bu toplumun geleceğinin açıklık ve insan hürriyetlerini cesaretle ve de ödünsüz savunmaları adına bu tavrı gidebileceği yere kadar sürüdürürüm. Tehlike boyutu, mücadele adamları için temel korku haline getirilmemesi gereken bir martavaldır sadece. Ülkeye yüzlerce yazar Kürdistan'la ilgili yazıyor çiziyor. Yazdıkları için hergün yeni davalar açılıyor, cezai müeyyidelere maruz bırakılıyor. İnternet sitelerine bakın, kürtlerin kahredici ekseriyeti sütunlarına fotograflarını asmış, açık kimlikleriyle yazıyor. Bu forumda bazı röportajlar yayınlandı. Röportaj yapılan şahsiyetlerin bazıları ülkede baskı koşulları altında yaşamalarına rağmen düşüncelerini inatla seslendirme basireti gösteriyorlar. Sizler ne yapıyorsunuz? Bu açık ve cüretli tavırdan etkilenerek, yada internet köpüğü olmanın yararsızlığının ötesinde mahzurlarının farkına varanlara korku enjekte etmekle meşgulsunüz. Bir de çarpıtmalarınız yokmu? Tarz dayatmakmış? Ne tarzı, kim dayatmış? Öcalan türklerle birlikteliği dayatıyor, türk baskı sistemi kürtlere ulus olmayı bırakınız bireyliği bile çok görerek onu kodlara ve mahlaslara icbar ediyor, insanlığın dışına itmeye çalışıyor. Yetmezmi? Açıkça karşı tutum alamıyorsanız bari bizlere tahkirane yaklaşmayın. Siz yapamıyorsanız, siz beceremiyorsanız, cesaretli olmak, açık olmak, dürüst olmak kınanır davranışlaramı dahil edilmelidir? Tarzı dayatan sizsiniz ve genelleştirmeye çalışan da sizlersiniz. Vahim olanı sizin buyrultularınızla TC'nin beklentilerinin aynı hattı izliyor olmasıdır. Tekrar ediyorum. Politika dürüstlükle yapılması gereken bir iştir. Ben açıklığa iltifat ederken milletime olan sorumluluğumun gereklerine uyuyorum. Cesareti kutsamıyorum ama korkaklıkla kalite farkını biliyorum. Dahası, cüret denen kalitenin işgörürlüğünün bilincindeyim. Bir ulusun kurtuluşuna cüretin sağlayacağı katkılar bağlamında kalite atfediyorum. Hepsi bu. Olayın bir de psikolojik sindirme boyutu var. Sömürgeciliğin epey tecrübe sahibi olduğu ve yaygınlaştırdığı yöntemi kuşkusuz bu yöntemin bu forumda bile maruz kalanı olmaklığım tahtında yaşamım boyunca müşahade ettim. Kürtlere biçim vermek iddiam yok, bugün birçoklarının içine düştükleri çirkefte bir tarzdır ve ben bu aşağılık tarza bayrak kaldırıyorum. Düşmanın biçimlendirmesine edilgence ram olunarak arzulanan karşıt şekle bürünülmesine baş kaldırıyorum. Bunu hayatım boyunca yaptım ve yapmaya devam edeceğim. Bu halinizle tam da TC'nin istediği kıvama ilerliyorsunuz. Hüviyetinizi sahiplenemediğiniz sürece hiçbir ağırlığınız olmaz, caydırıcılığınız olmaz, etkiniz olmaz. Kürtler yeterince hafife alınmaktalar, ihanet olgusu zaten önemli ölçüde güç kaybı yaratmış durumda. Denge tesis ederek aleyhinize olan durumu düzeltmeniz için sizlerin kendi kefenize yığacak ağırlıklarınız olmalı. Hepimizin ayaklarını yerden kesmeye uyarlısınız. Bu bir gafletmi yoksa bilinçli bir seçimmi zaman için onu da görecek ve notlar düşeceğiz. Unutmayın, kürtlerin bugüne kadar en güçlü kartları hep böyle tehlike, korku, kod, mahlas tekerlemeleri eşliğinde güme gitti. Bu tekerlemelerin hadım ettiği kürt belleği bugün türklere paralı askerlik yapmanın ne denli aşağılık bir davranış olduğunun bilinmesine rağmen mücrimlerini neredeyse başımıza teorisyen etti, baş ihanetçiler ulusal önder, postal yalayıcılar aydın kesildi. Bu puslu olduğu kadar orospuca ortamda yüreğimizi ortaya koymamızı kimse bizlere çok görmeye kalkışmasın. Bizlerin gerilediğimiz ölçüde fahişeliğin kürtlerin mukadderatına egemen olacağını da kimse hatırında çıkarmasın. Gizli çiftleşen açıktan doğrurur. Çiftleşmenin kaçınılmaz ürünü çocuksa orospu tavrını bırakmak gerekir. Korkunun ecele faydası yoktur. Geleceğin Kürdistanı cesaretli evlatlarının çabalarıyla hayat bulacaktır. Kürtlerin ilk adımı korku değil cesaret vazetmek olmalıdır. Dünyanın en cesur ve savaşkan milletinin pespaye takım elinde düşürüldüğü hale bakın hele. Eskiden kürt denildiği zaman şövalyece bir cesaret ve yiğitlik anımsanırdı. Söze sadakat ve dürüstlük anımsanırdı. Kürtlüğü neredeyse pısırıklığı çağrıştıracak duruma düşürmektesiniz. Saklanmanız niye? Saklayacak hangi mukaddesatınız, neyiniz kaldı geriye? Apış aralarımıza kadar düşmanın "elleriyle" bizar edildik. Saklı neremiz kaldı? Artık yeter. Arlanın. Benden utanmayın, milletinizin hasletlerinden ve bu hasletlerle ters orantılı olarak düşürüldüğü sefaletten utanın. Cesaretiniz gibi utanmanızda yokolup bitmemişse tabii.