Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 14 January 2009

[size=large]FKÖ-Filistin Kurtuluş Örgütü[/size]

FKÖ'nün temelleri Ocak 1964'te Kahire'de toplanan Arap Zirvesi ile atıldı. [b]FKÖ'nün kurulmasına Filistinli mücadeleci örgütler değil Arap hükümetleri öncülük etmiş oldu.[/b] FKÖ'nün kurumsallaşması aşamasında Arap devletleri Filistinlileri mücadele yönünde yetiştirmek amacıyla askeri okullarına alma talebinde bulundular, ayrıca teşkilatın finansmanı için bir Filistin [b]Milli Fonu[/b] oluşturuldu. Arap devletlerinde FKÖ'nün ofisleri açıldı ve o sıralarda Gazze ve Sina'da üslenecek bir Filistin Kurtuluş Ordusu kuruldu.

Bir anlamda Filistin davasının siyasal temsilcisi olan ve [b]çok sayıda Filistinli örgütü bir çatı altında toplayan FKÖ[/b], 1967 Arap-İsrail Savaşı'nda etkinliğini artırdı. [b]1968 yılında yapılan Filistin Ulusal Konseyi'nin dördüncü toplantısında FKÖ yeniden örgütlendi.[/b] Komando grupları üye yapılırken, sözleşme yeniden gözden geçirildi ve Filistin Kurtuluş Ordusu'nun komando kanadı kuruldu.

[b]FKÖ'nün en önemli organı Filistin parlamentosuna eş değer olan Ulusal Konsey'dir.[/b] Üyeler, Konsey'in mevcut kurulu, komando grupları, Filistin birlikleri, meslek örgütleri ve önde gelen Filistinlilerin görüşmeleriyle belirlenmektedir. Konsey, FKÖ'nün siyasetini ve programlarını oluşturan en üst kuruldur.

FKÖ şemsiyesi altında bulunan gruplar içindeki en büyük örgüt olan el-Fetih'in lideri Arafat 1969'da FKÖ Yürütme Kurulu Başkanlığı'na getirildi. Arafat yönetimi 1973 yılından itibaren diplomasiye ağırlık vererek FKÖ'ye sürgün hükümeti niteliği kazandırdı. 1974 yılında örgüt, Arap Birliği, İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) ve BM tarafından Filistinlilerin tek meşru temsilcisi olarak tanındı. 1980'li yılların başlarına kadar FKÖ pek çok değişik grubu bünyesinde taşıyor olmasına rağmen Filistinlilerin önde gelen örgütü olma özelliğini korudu. Örgütün merkezi 1967 savaşından sonra Ürdün'e, 1970'te Lübnan'a ve 1982 yılında İsrail'in Lübnan'ı işgaliyle Tunus'a taşındı.

FKÖ Başkanı Arafat, Aralık 1988'de FKÖ adına terörizmi kınadığını açıklayan bir konuşma yaptı. Bunun üzerine ABD bu açıklamanın, FKÖ içinde yer alan el-Fetih, Güç 17, Havari Grubu, FKHC ve FDHKC gibi örgütleri de bağladığını düşündü. Fakat ABD ile FKÖ arasındaki diyalog FKHC'nin 30 Mayıs 1990'da İsrail kıyılarına saldırmasıyla bozuldu.

1994 yılında yapılan Gazze-Eriha Anlaşması ve Eylül 1995’te yapılan II. Oslo Anlaşması'yla İsrail Gazze Şeridi'nin tamamına yakınının, Batı Şeria'nın ise bazı bölgelerinin yönetimini Filistin Otoritesi'ne bıraktı. 1996 yılının Ocak ayında yapılan seçimlerin sonucunda 88 üyeli Filistin Otoritesi Konseyi oluşturuldu. Ayrıca seçimlerin sonunda Arafat Filistin Otoritesi'nin başkanı olarak göreve başladı. Filistin Otoritesi kabinesi 23 bakanlıktan oluşuyordu fakat önemli kararları alma yetkisi Arafat'a aitti. Ayrıca hükümette önemli pozisyonlar el-Fetih üyelerine verildi. FKÖ, bugün devam eden varlığı ile Filistin Ulusal Otoritesi'ni yürüten siyasal bir parti gibi işlev görmektedir.

Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Liderleri

• Ahmed Şukeyri (10 Haziran 1964 - 24 Aralık 1967)
• Yahya Hammuda (24 Aralık 1967 - 2 Şubat 1969)
• Yaser Arafat (2 Şubat, 1969 – 11 Kasım , 2004)
• Mahmud Abbas (29 Ekim 2004 - ...)
Kaynak: http://www.tarihonline.org/2008/08/fko-filistin-kurtulus-orgutu.html

[size=x-large]SIYONIZM ve KÜRDLER!!![/size]
Gönderen: Alan Lezan (IP Kaydedildi)
Tarih: 7 December, 2008 18:52
[b]
Siyonizm[/b] – Israil halkini tarihsel memleketi olan ERETZ ISRAEL'e geri götüren ulusal bir harekettir. ERETZ ISRAEL, Israel ülkesini Filistinde tekrar insaa etmeye de denilir. Siyonistlerin Filistin'e geri dönüsleri tarihseldir. Siyon (zion) Küdüs ile esanlamlidir. Cesitli görüslerden Yahudiler siyonist harekette birleserek, hep beraber bu hareketin amacina ulasmasi icin ne yapilmasi gerekiyorsa yapmaya calistilar. Basel'da ilk kongresini yapan siyonistler siyonizmi söyle tanimliyorlardi:

[b]„Siyonizmin amaci kendisini asimile edemeyen veya asimile olmak istemeyen Yahudiler icin bir kurumsal kurulus kurarak kendilerine güvenilecek bir anayurt (memleket) yapmaktir.“[/b]

Bu düsünceyi savunan siyonistlere göre Yahudilik bir inanc birligi degil, bir irktir ve bu irkin kendi anayurdu olmasi gerekiyordu.

Ilk siyonist kongres Theodor Herzl baskanliginda 200 Delege'nin katilimi ile Basel'da yapiliyor.

Bu Kongrede alinan en önemli sonuc Basel Programi'ni ve siyonizmin temel ilkeleri ifade etmekti. Siyonist Basel Programmi bir Dünya Organizasyon'u icin temel tas oluyor. Theodor Herzl Organizasyon'un baskani seciliyor ve günlügüne “Eger Bazel kongresini bir kelimede söylemek gerekirse... ben Basel'de Yahudilerin devletini kurdum“ diyor. Georg Herzel'in bu söylemine dikkat edelim. Yahudiler Israel'i görüdügü gibi yurtlari Israel yokken, yurt disinda, yani diasporada kuruyorlar.
Yahudileri Kürdler ile kiyaslamaya calisirsak:

1. Diasporadaki yahudilerin cogu baski altindaydi, dinlerini istedikleri sekilde yasayamiyorlardi. Bu nedenle Yahudiler daha cok zanaat ve bilim ile ugrastilar.
2. Yahudiler Bilim, Teknoloji, Siyaset ve kültürün babasiydi, Marx, Einstein, Freud gibi yüzlerce insani vardi.
3. Yahudiler ticaretle ugrastiklarindan cok zengindiler.
4. [b]Yahudilerin dünyanin her yerinde örgütlüydüler.[/b]
5. Yahudilerin ABD'deki lobbysi kücümsenemez.

ABD demek Israel demektir.

Onikinci siyonist kongre Karlsbad 1921'de yapiliyor.Kongre aldigi bir karar ile, siyonizmin "Arap halki ile Birlik ve karsilikli saygi icerisinde yasamayi öngörür“ ve yürütme gücüne yapilan cagrida , "Arap halki ile iyi bir anlasmaya varilmasini dile getirilmistir“ denmektedir.

Yukaridaki sözlerin bugün baska oldugu biliniyor. Söylemek ile yapmak arasinda bilindigi gibi cok büyük bir fark vardir. Siyonizm pratikte kendi ideolojisini Tevrat'dan aldigini söyleyebiliriz. Arab ve Misir düsmanligin da nedenlerini yine Tevrat'dan aliyor. Fakat unutmamak gerekirki, zamaninda Misir ve Araplarin Tipki Naziler gibi Yahudilere yaptiklarinin haddi hessabi yoktur. Tahminime gore Yahudiler ve Araplar (müslümanlar) arasi kavga daha yüzyillar sürecektir.
Kürd-Yahudi iliskileri üzerine ileride durmaya calisacagimizdan burada deginmiyecegim. Fakat Yahudileri Kürdler ile kiyasladigimizda Yahudilerde olan kültürel, siyasi ve ekonomik gelismislik Kürdlerde yoktur. Bu nedenle Yahudileri degilde bügün dünyada var olan 224 diger bagimsiz devletleri Kürdler ile kiyaslarsak daha dogru olacaktir. Yahudiler elinde bir karis topragi dahi yokken devletlesmesi bir mucize, bir istisnadir. Diger yandan Yahudiler dünyanin her tarafinda baski altina alindigindan birbirleriyle siki-fiki iliski icindeydiler ve [b]ÖRGÜTLÜYDÜLER.[/b]

Kürdler ise darmadaginik, Ulusal Bilinc'ten yoksun, yalniz basina dört despot ve fasizan devlete karsi 86 yildir savasiyorlar. Bana göre Kürdlerin en büyük problemi düsmanlarinin cok bagnaz ve „kuvvetli“ olmalaridir. Yoksa Kürdler onurlu bir savas vererek dört fasizan ve despot devlete karsi iyi savastilar. Bu dört fasizan ve despot devlete karsi dört tarafi düsmanla cevrili savasmak ve basari saglamak, hic bir dis güce dayanmaksizin her kesin kari degildir. Kürdler tek kelimeyle iyi dayandilar.

Ama simdi durum degismis, Kürdlerin kaderi kendi ellerindedir. Eger KDP/YNK ve PKK örnegin ittifaka giderlerse, pesinde ABD ve Israel gibi dünyanin en gelismis dev ülkeleriyle bagimsizlik mümkündür. Ne var ki, PKK KDP/YNK ile ittifak arayacagina, TC'ye gönül baglamis ve bagimsizlik degilde Türklere demokrasi, Kürdler demokratik haklar istiyor, Kürd devletine karsi cikiyor. Iste böylesi bir durum Israellerde yoktu. Onlar her zaman birlikti.

Kültürel haklar icin mücadele icin bazi arkadaslar Kürdler adim, adim ilerliyorlar diyorlar ama bizim sorunumuz, sikca belirttigim gibi kültür, dil, yani demokratik haklar sorunu degil, Kürd sorunu MILLI, isgalcilik, sömürgecilik, devlet ve toprak sorunudur.

[i]Yahudilere dönersek:[/i]

Yukaridada belirttigim gibi; Yahudiler dini ve halki bir gören tek halktir.
________________________________________

[i]Siyonizme parallel olarak Tevrat'a bir göz attigimizda sunlari okumak mümkün:[/i]

ÇIKIŞ - BAP 12 (35) Ve İsrail oğulları Musa'nın sözüne göre yaptılar; ve Mısırlılardan gümüş şeyler ve altın şeyler ve esvap istediler; (36) Ve RAB Mısırlıların gözünde kavma lûtuf verdi, ve istediklerini verdiler. Ve Mısırlıları soydular.

TESNİYE - BAP 2 (33)Ve Allahımız RAB önümüzde onu ele verdi; ve onu, ve oğullarını, ve bütün kavmını vurduk. (34) O vakit onun bütün şehirlerini aldık, ve her şehri erkekler, ve kadınlar, ve çocuklarla beraber tamamen yok ettik; artakalan kimse bırakmadık; (35) kendimiz için ancak hayvanları ve aldığımız şehirlerin mallarını çapul ettik.

BAP – 32 Ve RAB bana dedi: Ondan korkma; çünkü onu ve bütün kavmını, ve memleketini senin eline verdim; ve Heşbonda oturan Amoriler kralı Sihona yaptığın gibi ona yapacaksın. (3) Ve Allahımız RAB Başan kralı Ogu da, bütün kavmını da elimize verdi; ve kimsesi kalmayıncaya kadar onu vurduk. (6) Ve Haşbon kralı Sihona yaptığımız gibi, her şehri erkekler, kadınlar, ve çocuklarla beraber onları yok ederek onları tamamen harap ettik. (7)Fakat kendimiz için ancak hayvanları ve aldığımız şehirlerin mallarını çapul ettik. (22) Onlardan korkmayacaksınız; çünkü Allahınız RAB, sizin için cenk eden odur.

BAP 5 (10) Ve beni seven ve emirlerimi tutanların binlercesine inayet eden kıskanç bir Allahım.

BAP 7 (2) ve Allahın RAB onları senin önünde ele vereceği, ve sen onları vuracağın zaman; onları tamamen yok edeceksin, onlarla ahdetmiyeceksin.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.