Değerli kardeşlerim, DTP ile ilgili değerlendirmeleriniz doğru. Dahası bu düşüncelerinizde her zaman sizlerle birlikte olageldim. DTP'ye tünemiş ihanet şürekasını her zaman alenen eleştirdim. Bugün DTP'yi olumluyor değilim. DTP'ye bu partinin kurmayları, pazarlayıcıları için oy vermiyorum. Genel seçimlerde hiç bir partiye oy vermem, katılmam. Yerel seçimlerde bu partide onbinlerce kürt yer aldığı için oy veririm. Bu partinin tabanının DTP yönetimi ve Öcalan'ın türk anasının hatırı için sokaklara dökülmediğini, sürgünü, işkenceyi, hapsi, katledilmeyi kürt oldukları ve Kürdistan idealine bağlı oldukları için sineye çektiklerini bildiğim için milletimin en mobilize, en direngen kesimlerini yalnız bırakmamak, onlarla aynı kampta yer tutmak adına ve sırf onların varlığının hatırına DTP'ye veriyorum. DTP, yöneticileri tarafından itilmek istendiği politikalar bağlamında Türkiye partisi olarak algılanabilir ve bu tarz değerlendirmede doğruluk payı yüksektir. Ancak tabanının kontrol edilemez direngenliği ihanet maniasına rağmen bir kamplaşmanın varlığına tekabül etmektedir. Bu kamplaşmayı türkizasyonun kuyruğuna takmaya çabalayan ihanet odaklarına rağmen DTP tabanı Kürdistan'ın tümünde en aktif en kararlı kitleden oluşmaktadır. Bu kitle hepinizin eseridir. Bu kitlede hepinizin emeklerinden, tanıdıklarından, yakınlarından bir parça var. Bu kitlenin içinde hepinizin canından, varlığından bir parça var. Bu kamplaşmada onları yalnız bıraktığınız ölçüde ihanet odaklarına teslim etmiş olursunuz. Benim en kötü kardeşim düşmanımdan daha iyidir. Ehveni şer kötünün iyisidir. Ben kötünün iyisini seçmiyorum. Benden olanla, benim gibi olanla düşman arasına ayırım koyuyor, bu kamplaşmada yerim halkımın yanıdır diyorum. Herkesin tercihine saygım var. Aksini düşünenleri anlıyorum. Düşüncelerine bir noktaya kadar katılıyor ve hak veriyorum. Benim tercihim de böyle. Aynalar, türkler, türk analılar yokken bu kitleyi bizlerin kararlı mücadelemiz yarattı. Kendimizin ayağa kaldırdığımız kitlenin düşman karşısında yalnız bırakılmamasına ilaveten, içten kemiren ihanet ocaklarına karşı yalnız bırakılmaması konusunda da kendime bir sorumluluk biçiyorum. Mücadele geliştikçe ihanet ocakları tökezleyecek, halkın özlem ve taleplerini sömürgecilerin yedeğine doğru yönlendiremez duruma geleceklerdir. Atatürk'ün ve TC'nin uşakları nihayetinde bu yapıdan temzilenecektir. Ancak, kitle kalıcıdır. Kürdistan mücadelesini üzerine inşa edeceğiniz başka bir kürt halkı da yoktur. Ben yöneticilerinin ihanetine değil, bu partiyi meydana getiren halk kitlelerinin kahrına ve eziyetlerine seyrici kalmamak adına onların özlem ve taleplerini oyluyorum. Varsın bugün bu direngenliğin rantını Öcalan ve genelkurmay toplamaya çalışsın. Gün gelir sap döner hesap döner. Benim milletim aptal değil, şuursuz değil, kararsız değil, pasif değil. Bizler başka alternatif koyabildikmi ki bugün kitlelerin bir partiye adeta hapsedilmiş olmasını kınıyor, meydana getirdiği politik örgütlenmeyi bir çırpıda türk partileriyle eşitliyoruz? Kitle türklerden kurtulmak için ayakta. Hiç kimse ayağa kalkmış bir toplumu ilelebet kandıramaz ve taleplerini aksi istikamete süremez. Devlete karşı ayağa kalkanların, bunu yaşamı pahasına kararlıca sürdürenlerin birgün ihanet şürekasını da sırtından atacağına hiç kuşku duymuyorum. Ben, bizim olanla ilgileniyorum. Devlete ait olanlar ise nihai saflaşmada devletle birlikte yer tutacaklardır. Unutulmasın varlık nedeni devlet olan ait tayfa bir cüz'dür, bir çırpıda tasfiye olunacak azınlıktır. O günleri de göreceğiz. Sel gider, kum kalır. Hepinize hürmetler ederim.