Hainlik Türk Egemenlik Sisteminde Bir Kurumdur(2)
Veysel MERİÇ
İŞTE LOZAN BUDUR
TC devletinin Kürtlere ve diger ulusal azinliklara söyledigi sey, „kendini inkar et“, „Türk oldugunu ilan et“, „yasamin her alaninda bizimle esit ol“. Gercekten de kendini inkar eden, kendini Türk ilan eden Kürt, Türkiye´de her vatandas gibi tüm haklardan yararlanmaktadir.
TC devletin bu resmi yaklasimi „sol“a su sekilde yansimistir. Türk sol hareketleri, Kürt ulus bireyine «KUKM, dünya proleteryasinin cikarina degildir. Bu, milliyetciliktir. KUKM´ni vermekten vazgec. Bizimle birlikte örgütlenmeye ve mücadele gelin. Sekreterlik dahil, örgütün her kademesi size aciktir“.
TC devleti, kendi yaklasimini „yüce Türk milleti“ adina, Türk sol hareketleri de bunu „uluslararasi proleteryasinin cikarlari“ adina yapmaktadir. Bu yaklasimlar neticesinde bir cok Kürt sömürgeci sistemin tuzagina düstügü gibi, bir cok akilsiz ahmak Kürt´te Türk sol hareketlerin tuzagina düsmektedir. Sonuc olarak her iki yaklasimin öngördügü KUKM´ni engelemektir. Niyet ne olursa olsun yasanan gerceklik budur.
„Ayni ekonomik ve sosyal yapi icinde kaynasma“, „Anadolu degirmeninde harmanlanma“ sömürgeci sistem tarafindan uygulanilan yaptirimlar sonucu Kürt ulus bireyinin kendini inkar ederek, Türk ilan ederek, gerceklestirildigi oranda saglanmistir. Bunu isteyerek kabullenenlerin oldugu gibi, sistemin yaklasim ve zoru ile kabullenmek zorunda olanlarda vardir. Ama her halükarda Kürt ulus bireyi bu sistem icinde tutulmakta ve kendine yabancilastirilarak Türklestirilmektedir.
Sistemin nimetlerinden yararlanmak, bir yerde Kürt ulus bireyinin kendini inkar etmesine baglidir. Bunun en bariz örnegi Kürt ulus bireyinin TBMM´de vekil olabilmesi icin kendini Türk ilan etmesi gerekir. Cünkü Türk yasa mevzuatinda TC Devleti vatandasi olan herkes Türk olarak kabul edilmektedir. Tersini ilan edenler, kogusturmalara, cezai müeyidelere, iskencelere ugradigi gibi katledilme ile karsi karsiya gelmektedirler.
Türk vatandasi olmak, Türk olmakla ayni anlama gelir. Bu anayasal bir hükümdür. 1982 Anayasasinin 66. maddesi söyledir.
„Türk Devletine vatandaslik bagi ile bagli olan herkes Türktür“.
Bu durum, Anayasanin 70. maddesinde milletvekili secilebilmesi konusunda daha bir somutluga kavusmaktadir.
„Otuz yasini dolduran her Türk milletvekili secilebilir“.
Milletvekili secildikten sonrada TBMM´nin ilk oturumunda yaptigi sözkonusu irkci yeminle bunu taahüt eder. Kürt ulus bireyi bu onursuzlugu kabullenemez. Bu durum kabullenilerek TBMM kürsüsünde bu yemini icerek vekil olmayi kabullenen Kürt ulus bireyi onursuzlugu ulusal ve uluslararasi kamuoyu önünde deklere etmesi demektir.
Bunun herhangi bir ideoloji, amac ve hedef adina Kürt ulus bireyi acisinda savunulacak bir tarafi olamaz. Bu, kendini inkardir, onursuzluktur, dahasi ihanettir. „Politika yapiyoruz“ adina kendini inkar edenlerin, onursuzlastiranlarin, sömürgeci sistem tarafindan hizaya getirilenlerin yapacagi politika sisteme hizmet politikasidir. DEP vekilleri bu onursuzlugu, bu ihaneti sergilediler.
Cezayirli olupta Fransa parlementosunda yer alanlarin rollünü oynadilar. DEP vekillerinin örnek almalari gerekenler Cezayirli vekiller olmamaliydi. Onurun, yurtseverligin her seyin üstünde tutuldugu örneklerde vardi. Herri Batusuna, Sinn Fein milletvekilerinin takindigi onurlu ve yurtsever tutumlar vardi. Bu partilerin milletvekileri Ispanya ve Ingiltere parlemento kürsüsüne cikip bu devletlere bagliligini bildirmediler. Bunu onursuzluk, ülke ve ulusa ihanet olarak nitelediler. Bu tutumlarini dünya kamuoyuna deklere ettiler. Bu nedenle Herri Batusuna ve Sinn Fein milletvekilleri Bask ve Irlanda halkinin onurlari oldular.
Peki DEP vekilleri ne yaptilar? Onlar ihaneti sovla örtmeye calistilar. Bu nedenle Kürdistan halkinin DEP vekilleriyle onur duymalari icin bir neden var midir? Fakat DEP vekillerinin sergiledigi bu onursuzluga büyük payeler bicenlerde az degildir. Bu onursuzlugun, ihanetin sanki cok iyi bir seymis gibi alayip pullayan genis bir cevre oldu. Bugünde bu anlayisi politika edinenler az degildir. Bu düsürülmüs Kürtlerin serüvenidir. Yeni ihanetlere davetiye cikarilmaktadir. Zaten bu insanlari buraya sürükleyenlerde bunlardi. Kuskusuz bu cevreler, DEP vekillerinin bu ihanetini öveceklerdi. „Bir insanin hatasini, onu öven kisilere bakarak söyleyebilirsiniz“.
Sergilenen onursuzluk ve ihaneti. Bunu Türk hukuk mevzuatina baglamak daha da düsürülmüslügün ifadesidir. Ihanete mazaret bulma kepazesizligidir. DEP vekillerinin sözcülügünü yapan Hatip Dicle´nin „Ben ve arkadaslarim bu yemini Anayasanin baskisi altinda ediyoruz“ demesi yasanan rezaleti hakli kilar mi?
Benzeri yasalar Ispanya ve Ingiltere`de de vardi. Ama Herri Batusuna ve Sinn Fein milletvekileri, DEP vekillerinin düstügü zavaliliga düsmediler. Kendilerine “Anayasa baskisi“ gibi bir zirha bürünmediler. Ki bu dogru da olmazdi. Cünkü secilmis nedenleri zaten bu Anayasalari gecersiz kilmak degil miydi? Bask ve Irlandali milletvekilleri bu görevi onurluca yerine getirirlerken, DEP vekilleri bu görevi yerine getirmedikleri gibi, yaptigi sovdan da geri adim attilar. Tükürdükleri TC devleti tarafindan kendilerine yalatildi. Diyelim ihanetlerini örtmek icin bir sov yapma geregini duydular. Peki tükürdüklerini yalamayi neye yorumlamak lazim?
Sömürgeci sistem, Anayasasina „Türk Devletine vatandaslik bagi ile bagli olan herkes Türktür“ ibaresini koymakla Türkiye´de Türkten baska ulus ve ulusal azinliklarin oldugunu yok sayabilir. Herkese boyun egdirmek icin her uygulamayi devreye koyabilir. Bunu yasal bir cerceveye oturtabilir. Sistemin solu, bunu “ayni ekonomik ve sosyal yapi icinde kaynasma“ ile olumlayabilir.
Tüm bunlar ne anlama gelir? Basta Kürt ulusu olmak üzere diger ulusal azinliklarn sömürgeci sistem tarafindan Türklestirilmek istenmesidir. Bunu ne kadar basarmis, ne kadas basarmamis ayri bir konudur. Fakat ulus ve ulusal azinliklari baska bir ulus icinde eritmekten daha agir bir yaptirim ve suc yoktur.
Bunu saglayanda Lozandir.
Lozan iste budur.
Kürt ulus bireyi, Lozan´in dayatmalarini kabullenemez.
Kabullenirse yurtsever olamaz.
Devam Edecek...
