Öcalan, bir ölü sevicidir. Dahası ölü Kürd sevicisidir.
Onun kitabında, sistemin resmi söylemin iz düşümü vardır;
“İyi Kürd, Ölü Kürd'ür.“
Kim neye inanıyorsa, inansın, inançtır, kişisel tercih meselesi der, geçerim.
Fakat herkes elini vicdanına koysun.
Literatörde ne kadar pozitif sıfat varsa atfettedilen bu aşağılık unsurun kirletmediği ne kaldı diye düşünsün.
Mesela Kürdler için şu dediklerine bakın;
“Kürt, kadın-erkek ilişkilerinden ölmüştür.
Kürt, bu ilişkide çirkinleşmiştir, alçaktır, rezildir, köledir, tutsaktır, anti-siyasidir, anti-askeridir, bir kocakarıdır.“ (Öcalan, Devrimin Dili ve Eylemi. sf. 253)
Bunları İmralı'da değil, Beka'da söylemiştir.
Bunlar, Kürd millet düşmanı olmayan bir insanın söyleyeceği şeyler midir?
Bunlar tesadüfü mü?
Değil kardeşlerim.
Öcalan dünyasında tesadüflere yer yoktur. Bunu anlayın.
Her şey ta başından beri kotlanmış ve zamanı geldiğinde dile getirildiği ve uygulama sahasına konulduğunu göreceksiniz.
Mesela şu yaşam ve şehit konusunda yazdıklarına bakın.
Paranoyak bir ölü sevicisi.
Hele o ölü üstüne üstlük bir de Kürd ise keyfine diyecek olmaz.
Dört köşe olur ölü Kürd karşısında.
Kürd fidanlarını fiziki olarak nasıl yok edeceğinin teorisini yaptığına kafa yorun. Ne kadar Kürd gencini fiziki olarak yok ettiğini görün. Bu unsurun, Kürd millet düşmanı olduğuna hükmetmekten zorlanmazsınız.
Öcalan'ın en çok sığındığı sığınak şehitler olmuştur.
Neden acaba dersiniz? Şehitler konuşamaz da ondan.
Fakat yaşayan her Kürd, her zaman Öcalan tarafından potansiyel tehlike olarak görülmüştür. Bu nedenle ölmelidirler!!!? Ne kadar Kürd ölürse, sistem açısında kazançtı ve Öcalan için ise akan kanın üzerinde siyasi fahişelik yapmak için bir o kadar imkan sağlardı.
Bu nedenle daima daha fazla ölün diye bağırırdı.
“Yaşayanların yaşamını da şehitlere yaklaştırarak köprü olma rolümü iyi oynamaya çalıştım. Gafilce yaşayanların gafletini durdurmaya, yaşama sahtekarlığına fazla geçit vermemeye çalıştım. Böylece etkili ve egemen olmasına güç getirdik. Sahte yaşamın önünü kestiğimiz kadar, şehadetin teorisi ile yaşamı bir kez daha canlandırmaya, kaynaştırmaya ve çare olmaya çalıştık. Gelişmeler oldu, şehitler yaşama geçirildi, yaşam biraz şehide göre oldu.“ (Öcalan, Devrimin Dili ve Eylemi. Sf. 281-282)
Bu söylenenlerden kim ne çıkarmalıdır?
Bir, Öcalan Kürd düşmanıdır. Ona göre, İyi Kürd, ölü Kürd'ür“. Sömürgeci sistem politıkasıdır.
İki, Öcalan ölü sevicididir. Ölü Kürd onun sermayesidir. İyi bir ölü satıcısıdır.
Üç, bu durum onun başından beri anti-Kürd oluşuna işaret eder.
Dört, anti-Kürd temelinde eğitilen Öcalan sokağa salınmış ve Kürd öldürmekle görevlendirilmiştir. O da, bunun yukarı da görüldüğü gibi, teorisini yaptığı gibi, buna uygun bir yaptırım sahibi de olmuştur. Devlete öldürdüklerinden fazlasını kendisi öldürmüştür.
“Bizim öldürdüğümüz Kürd, devletin öldürdüklerinden fazladır“ derken buna işaret etmektedir.
PKK veya kontra örgütü;
“25 sene devletin temeline dinamit koydu“ söylemi büyük bir yanılgı.
Tam da bunun tersi doğrudur. TC eliyle PKK bombası Kürd millet köküne konulmuştur. 30 senelik kirli savaşın getiri-götürüsünü yapın.
Bunca olup-bittenden sonra, Kürd milletinin kazanan mı, yoksa kaybeden mi, olduğunu kavrıyamıyorsanız ben ne yapayım.
Tekrar da fayda vardır.
4 bin yerleşim biriminin yerle bir edilmesi, 5 milyon insanın yerinden sürülmesi, 50 bin insanımızın katledilmesi, bir o kadarının fiziki ve ruhsal olarak sakat bırakılması, köy korucu ve itirafçı ordusunun yaratılması vs.
Türk cenah ta mı?
Ordu iktidarının pekiştirilmesi, modernleştirilmesi ve dünyanın güçlü sayılı ordusu haline gelmesi vs.
Her iki cenah ta da bu listeyi çoğaltabilirsiniz.
Buradan hareketle '99 öncesi ve sonrası sapmalardan kaçının. Bu gün Öcalan neyse, dün de aynı boktu. Değişen bir şey yoktur. Sadece birileri bunu göremedi ve hala görememektedir.
Hepsi bu!
Görmezlerse ne mi olur?
Öcalan'ın kontra kimliği değişmez, ama bu çevre ve bireylerin bu tutumu Öcalan'a puan kazandırır. Söyledikleriyle zavalı Kürdlerin Öcalan'ın oltasına takılmasına vesile olur.
Tehlikeli bir durum!
Bu mudur, budur!
Daha dikkat, daha sağduyu!