Babo susarsa ? Kırmızı gül bulamazssınız Kürdistan'da,çünkü Bülbüllerde susar... O susarsa ? Açmaz kır çiçekleri bahar gelende,koku vermez hevsel bahçeleri,sosınlar,berfinler boyun büker,tohuma durmaz dağ Laleleri...
Ozanlar Ozan'ı Ozan Babo'ya karışmayın,eğer o'nu incitirseniz ? Kırılır ay çiçekleri,bir başına kalır, yapayalız hisseder kendini dağların dorukları,yaylaların etekleri...
’ NE ?'LERİ YAŞAMADIK ?'
Bir yazısında,böyle bir soru sormuştu Dersim'in yaralı yüreği Elif ORHAN. Bir militanın serzenişini görmüştüm o satırlarda. Şimdi söylemek istiyorum; Hiçbir şey ! Evet, hiçbir şey yaşamadık !(?)
Ne eşimize ayıracak zaman bulabildik,ne çocuklarımıza ne de sevgilimize... Yarın,hemen yarın devrim olacakmış gibi,akşam sokak çatışmalarında,sabah sokak barikatlarında ve her militanın akibeti olan işkencehanelerde ,mapushanelerde konakladık. ..Hiçbir şey yaşamadık ! (?)
En yiğitlerimiz,en cesurlarımız...en önde vuruldular...
’Dövüşenler,yasını tutmaz ölenlerin..' desede Şair,yasını tuttuk biz yinede gidenlerin. Anıları,hala baş ucumuzda yüreğimizi dağlayan ve için için yanan ve de kanayan bir yaradır...
A C E M İ Y D İ K
Ne düzenin vahşet ve taktiklerini tanıyorduk nede tarihi kavrıyarak ,bilince çıkararak işleyebiliyor nede o'na uygun bir strateji geliştirebiliyorduk. Yöneticileri sevmem ama hepimiz acemiydik. Boş hayaller,hümanist düşler sonumuzu getirdi...
Faşist ve sömürgeci düzen,bir boldüzer gibi üzerimizden geçti,hepimizi yerden yere serdi.
Düşmanına karşı ’iyi niyetle' hareket etmenin,ancak ve ancak kendi sonunu getirmek demek olduğunu,biz kendi düşmanımızı işkencehanelerde kıçımıza cop sokulup, sonra ağzımıza iteklenen kendi dışkımızın alçaltıcı ’tadını' alıp ve de dağ başlarında ,sokak barikatlarında vurulunca öğrendik. O zaman ise,ne bizde dövüşecek morel ,ne de silah tutacak hal kalmamıştı. Çünkü, daha kavgaya başlamadan,kendi ’iyi niyetimizin kurbanı olmuş' ve yenilmiştik.
MİLYONLAR AYAKTAYKEN
Biz kendi ’gurup çıkarlarımızın',kendi kendimize yeterliyiz düşlerinin ve hayranlığın,nergisos gibi hayalindeydik. Ayı'yı yakalamadan ’post kavgasına' girişmiştik.O yüzden,elimizin altında olan ve sayıları milyonları bulan hiçbir güçle birleşmedik,küçümsedik.
Anti-Faşist,dahası anti-sömürgeci olan ama farklı bakış açısına sahip renklere bile tahammülsüzlük göstererek,o'nları görmezden geldik.
Yaşanılan ’sosyalist'rejimlerin, 'tek parti','tek ses' vede ’tek tip insan' mantığının bizim üzerimizde yarattığı etkiydi bu.Bizden olmayan herkesi red ettik..
Denilebilinir ki,'düşmana bile ihtiyacımız yoktu,çünkü biz,kendi ellerimizle kendi kendimizi yok ettik, düşmanımızın bile başaramayacağı şeyleri gönüllü olarak yaparak,(deyim yerinde ise eğer)kendi kendimize ateş ederek düşmanlarımıza yardım ettik...
BİZİM GİBİ OLMAYINIZ
’aynı nedenler,aynı sonuçlara yol açar'
–Albert Einstein-
Hep,'ayrılıklarımızı ön plana çıkaralım' adı altında, küçücük ayrılıklarımızın etrafına ’kırnap' örerek,en küçük iplikleri ’Halat' haline getirdik.Kendi insanlarımızı giderek (bu yanlış yorumumuz ile )düşman belledik.
Kendi farklılığımız olarak bile bu güzellikleri kabullenemedik. Sonunda ’iki şey' kaldı elimizde; Dalkavuklar,yani ’evet efendimciler' ile, her daim günah keçisi haline getirilen ’düşünen' (eleştiren) ideal adamları... ... (öykü uzun,yer dar) Evet,hiçbir şey yaşamadık (eğer denirse),sokak başlarındaki barikatlardan ve dağ başlarında silah çatmaktan başka...(ne kadar güzeldi o günler,dostluklar, yoldaşlıkların bir anlamı vardı... belki ’geçti' diyoruz ama bu bile bir yalan,biz orada kaldık...)
OZANLAR OZAN'I BABOCAN'A KARIŞMAYIN
Benimde Ozan Babo'yla görüş ayrılığım,farklı bakış açım var bir çok konuda,neyi değiştirir bu ? Bence,hiçbir şeyi....Ama, sindirmeliyiz(çünkü bu olması gerekli ve elimizde olmayan,olması da, biz ’istemesekte' olacak olan bir farklılık bu) farklılığımızı,eleştirilerimizde buna dikkat etmeli,dostça olmalı,bu farklılığın kendi güzelliğimiz olduğu bilinmeli. (faşistler sevmez farklılığı,kabullenmezler insanlar arasındaki farklı bakış açılarını...
Bizde ise,bizim saflarda ise ’kendine sosyalist' diyen ama icraatleri ile ’sosyal faşist' olan yığınca kişi,örgüt ve lider var ! Biz,, birebir yaşadık ve tanıdık bunları..) 'İnsan sevdiğini yerden yere vurur' gibi yıkıcı yaklaşımlarımız, köylü kurnazlığı ile aklanmaya çalışılıp (ve bu hale getirilip) karikatürüze edilmemeli..
Ozan ,Babo ,sıradan bir Şair değildir.O bir ’ekoldür' çığlık çığlığa öten bu has bahçede. O sadece bir düşünür değil,o bir tarih araştırmacısı ,felsefe kurdu .. dava adamı, Kürdistan'ın yabani dağlarının lirik seranadı ,o bir özgürlük şarkısıdır ...
O susarsa ? Kürdistan da, susar ! Sessizliğe bürünür Zağroslar, Munzurlar , Cudiler ,Munzurlar,Araratlar... susar, aşıklar deresi derey-i emirganlar...
Eleştirdiğimiz,ya da bizden farklı olan her şeyi ’yıkmak' zorunda olduğumuz gibi bir duyguya kapılıp , giderek diktatörce tavırlara vede ’inkarcılığa' bürünmemeliyiz.Yıkıcı bir eleştiri haline gelir bu. Haksız eleştiri cesaret kırar,buna meydan vermemeliyiz.(O'na siyasi eleştiri yürütülmediğinide belirtmeliyim burada.Yapılan;Babo'nun araştırmaları ve söylemleri üzerinde ’kısır' yüzeysel ,diş kovuğunu bile doldurmayan basit ,ahlak dışı hakaretlerdir.Diyar AYDIN arkadaş değildir kastettiğimiz,yanlış anlaşılmasın)
Böylesi yaklaşımlar bugüne kadar bize bir şey kazandırması şöyle dursun,bu ’eleştiri yöntemi ’ kendi saflarımızda bile adam bırakmadı. Nankörce hareket etmemeliyiz, siyaset yapma adına. ’diktatörce ’ ve de ’tek parti','tek tip insan' yaratma saflığıyla (?), gittikçe ’baskıcı' bir hale bürünen ve ’düşmanımıza benzeyen' tavırlarımızla hesaplaşmalı ,üzerimizden atmalı,biraz empati bizde artık yapmalıyız, ve de gerekli diye düşünüyorum,eğer başarırsak..
’ YEL KAYADAN NE ANLAR ?'
’Adalet ,cevahir terazisinde tartılmalıdır,oduncu kantarında değil'
(Şeyh Bedreddin)
Ozan Babo(Azim MERDO) ,yıllardır adına şu sanal alem denilen ortamı ’real' bir ortam haline çevirmiş,gerek ’taşlama' gerek ’lirik' gereksede ’koşma' şiirleri vede makaleleleri ;tarih çarpıtmalarını kitleler nezdinde teşhir ve tecrit ederek (T.C ’nin ve),yani;Sömürgecilerin,emperyalistlerin vede faşist lerin maskelerini alaşağı etmiş,bunların hedefi durumuna gelmiş ,bu uğurda ömür tüketmiş koca bir dağdır !
Biz biliriz ki ? Bu kadar emek veren bir insan sıradan biri olmadığı gibi;bunlar,bu araştırma ve incelemeler ? Karşımızda nasıl bir kişilik ve insanın durduğuna en sabit belge ve güzel örneklerdir. Boşuna dememişler;'insan eserleri ile yükselir' diye.
Bir devrimci,bir militan herhangi bir yazıyı okuduğunda ? Hemen bunun farkına varır ! Farkına varır karşısındaki insanın değerinin ne olduğunu. Devrimci bir kişilik ise ? Bu emeğe önce saygı gösterir , katılmadığı farklı bir görüş bile olsa ? dili dostçadır (siyasidir)cevap vermesi gerekiyorsa,gönlü zengincedir... İstesede kıramaz bu insanı ,çünkü o ? kendi insanıdır,kendi değeridir,bunu bilir,bağrına basar..
AMA,hayatı boyunca bir şey olamamış,bir şey üretememiş ve kendi içindeki ’ben'lik duygusu ile cahilliği arasında gidip gelmiş vede ’kendini illada bir şey olarak göstermek egosuna' kapılmış kimi kimseler ? bu yaratılan emeği ,bu ’benlik' egosuyla istesede göremez ve o'na değer veremezler.
Kendilerini var etmenin tek koşulu olarak;bu değerlere bir ömür vermiş insanları ya küçümseyerek yada burun büküp,fırsat ta bulunca ’kenardan kıyıdan' (ama yine o insanın) yarattığı değerler ve sözler üzerinden’eleştiri' adına saldırarak kendilerinini ’düşünen' emek veren biri gibi göstermek isterler..(ama fiiliyatta hiç bir şeyleri yoktur,sağa-sola çamur atma ve ’adam' yerine koyulma güdülerinin dışında)
Bu tipler,hem ’kadir bilmez',hemde insani, sıradan değerleri bile göremezler. Aslında,'eleştiri' adına kendi kişiliğini sergilerler....
Ozan Babo (Babocan) gerek yaptıkları,gerek ürettikleri ile bütün bir toplumun çığlığı olup, şu ceberrut ve sömürgeci düzenin karşında olmuştur her zaman . Sayısız sempatizan taşımıştır devrimci davaya.O bir dağ,o bir azgın Irmak,o bir kartal yuvası yalçın bir kayadır! Eğilmez ve bükülmez zulüm karşısında AMA ,yel kaya'dan ne anlar...
SANA ’KAL' DEMEYECEĞİM BABOCAN, HATTA GİT ! GEÇ BİLE KALDIN...
Solaxi'nin (her zaman ölçülü)söylediği (senin hakkında) eleştiriye katılıyorum; her şeyi muhattap alıp,dahası ,o'nların seviyesine inmek zorunda değilsin.Sen bir dağsın ve dağ gibi durmalısın.
Solaxi sana ’alıngan ve duygusal'da demiş,okuyunca güldüm bu satırlara. Eğer o güzel insan karşımda olsaydı,o'na ; ’ya pirim,bu şairler hep böyle,hem duygusal hem de,alınganlardır AMA bu özellikleri olmasa ,zaten o'nlara şair de değiller ve olamazlar' demek isterdim...
Son söz yerine; evet git Babocan,bu forumun ’yayın çizgisi' sana göre değil ve sen üzülünce bizde üzülüyoruz.Bu satırları karalama lüzmu hissetmemde ondan.Bu forumda bir yığın güzel insanımız içi boş sürtüşmelere adeta (davetye çıkarılıyor) teşvik ediliyor ve de enerjileri emilip boş yerlere kanalize ediliyor. Kırılırsın bu forumda,bu ise kederlendirir seni,en iyisi,git..
Gül dalında,söz yerinde güzeldir babocan.O yüzden,konacağın dallara git. Ve ben diyeceğm ki ardından; ’Bakın çocuklar,siz taş attınız o'na,siz o'nu yaraladınız kanadından ve o havalandı kopup gitti dalından.Artık ne o'nun dönmesi için bekleyin,ne de ağıt yakın arkasından... ’
NOTLAR ;
1.not;Ben,Ozan Babo yu real yaşamda hiç görmedim ama (şimdi ’altı yıl'oldu),her mısrasını hem okudum hem izledim.Bizden kendisi habersiz,sevmiş başımıza taç etmiştik o'nu.Halada öyledir. Bu emektar Ozan bizden haberi bile yokken kalbimizi fetetmiş,bizi kazanmıştı...
Ozan Babo (Azim Merdo)kim midir ? Babocan,faşist ve sömürgeci türk egemen sınıflarının ordusunda Subay olarak görev yapmış ve düzenin gerçek niteliğini 68 vede 78 kuşağının çıkışıyla kavramış,devrimin bir parçası olup,faşist orduya tavır almış, sayısız baskı vede zulüm karşısında o'nlara karşı kalemiyle,düşünceleri ile savaşmaktan geri kalmamış, boyun bükmemiş, her zaman düşmanın baş hedefi haline gelmiş ve bütün zulmü göğüslemiş, adam gibi adam, vede yaşlı(benden genç ama),bilge bir militandır.O bizim nadide kıymette bir değerimizdir.O, önümüzde bir sembol,yoldaşımız olarakta başımızda, taçtır!...
2.not;ben bu foruma yazı yazmak için gelmemiştim,Ozan Babo'nun gönül zenginliğine nezaketen bir cevap vermek 'Merhaba' demek için gelmiştim.Şimdi ise (ne gariptir ki) Ozan Babo ya ‚’güle güle’ demek ve o'nunla birlikte gitmek için yazıyorum.Ama yazarken de; gerek Alan REZAN,gerek Mehemede POLEYE , gerekse de Ezdi ŞER gibi değerli arkadaşları ne yazık ki fark etmedim,bir merhaba diyemedim. Bunun için üzülüyorum.Beni bağışlasınlar.
Hoşçakalın değerli dostlar,hoşçakalın ve hep dostça kalın. Son sözü yine Ozanlar Ozan'ı Babocan’ a bırakıyorum...
14 Mayıs 08
Halim KAR (Erdal Yeşil) Oturan Adam
DAĞLARA ÖVGÜ DESTANI
-Ozan BABO-
“dağlar“ senin kıymetini
“çöller“ ne bilir, ne bilir !
soysuz devşirme sürüsü
döller ne bilir, ne bilir !
*
bombalıyor “şer ordusu“!
yoktur dağların korkusu
Her yerin düşmana pusu
Yeller ne bilir, ne bilir !
*
“bozkır-çöl müstebitleri“!
sürdü dağlara itleri !
sürer bin yıllardan beri !
kullar ne bilir, ne bilir !
*
İhanet yoktur “dağlar“da,
saklar yiğitleri darda,
koymaz “deniz“ gibi zorda
seller ne bilir, ne bilir !
*
bedenindeki karları,
doğurur tüm ırmakları,
cümle kurt-kuş mahlûkları
“güller“ ne bilir, ne bilir !
*
elindeki güzel sazı
incitir “kent hokkabazı“!
şanlı dağların'ın avazı,
teller ne bilir ne bilir !
*
’zerdüşt’ gibi, zirvelere
çıkıp dalsam tevekküre...
selam versem, iyilere,
eller ne bilir, ne bilir !...
-Ozan Babo –
’Altının kıymetini kuyumcular bilir,Oduncular değil’
-Oturan Adam-
Re: Sayın Halim Kar