25 Ocak 1936 tarihinde Mustafa Paşa Yamulki fiziki olarak çok sevdiği ülkesi Kürdistan’dan ve halkından ayrıldı.
Ben büyük Kürd şahsiyeti Mustafa Paşa Yamulki’nin ölüm yıl dönümünde küçük bir makale yazmayı düşünüyordum.
Fakat, bilgisayarımın başına oturduğum andan itibaren ya Mustafa Paşa Yamulki’nin fırtınalı yaşamının bir çok alanı aniden gözlerimin önüne geliyordu yada yazıya dökmek için hiç uygun bir kelime bulumuyordum.
Belli bir dönem bilgisayarın önünde oturarak yazıya giriş yapmak için bir cümle aramaya başladım. Fakat, tüm çabalarım boşuna gitti.
Çünkü, Mustafa Paşa Yamulki’nin yaşamı ve mücadelesi bir makaleye sığmıyordu. Bir makale ile Mustafa Paşa Yamulki’nin neyini anlatacaktım.
Mustafa Paşa Yamulki’nin seceresini mi? Osmanlı Ordusu içindeki konumunu mu? Divan-i Harb-i Orfi Başkanlığımı? Kürd orgütleri içindeki konumunu mu? Güney Kürdistan’daki faaliyetlerini mi? Simko Şikak olan ilişkileri mi?
Hayır bir makalede anlatılacak bir şey değildi.
Zaten Kuzey Kürdistan’da Mustafa Paşa Yamulki’nin yaşamını ve mücadelesini doğrudan konu alan bağımsız bir araştırma yok. Değerli Kürd araştırmacılardan Rohat Alakom, Şerif Paşa ve İstanbul Kürdleri adlı eserlerinde ve yayınladığı bazı makalelerde kısmen Mustafa Paşa Yamulki’den söz ediyor. Kamuran Melikendi’de Mustafa Paşa Yamulki’ye ilişkin bir makale yayınlamıştı. Mustafa Paşa Yamulki hakkında Kuzey Kürdistan’da başka özet notlar ve yazılarda olabilir.
Ama, sonuçta Mustafa Paşa Yamulki gibi ölmeden önce mezar taşıma
“Etirsim ey watan bimrim, nebînim baxtîyarî to,
Binivîsin ba le ser qebrim, watan xemgîn û min xemgîn...”
şiirini yazdıran bir Kürd şahsiyeti bu kadar sahipsiz bırakılmamalydı.
İttihat ve Terakkiciler ve onların devamı olan Kemalistlerin birlikte en çok nefret ettikleri Kürd şahsiyeti ve Kürd lideri kimdir diye bir soru sorulsa, tarih bilinci olan herkes MUSTAFA PAŞA YAMULKİ yada onların söylemiyle “KÜRT NEMRUT MUSTAFA PAŞA”dır diyecektir.
İttihat ve Terakkicilerin temel kadroları, bu partinin taraftarı olupta anılarına yazanlar, Kemalist hareketinin temel kadroları hepsi kin ve nefretle Mustafa Paşa Yamulki’den sözetmişler.
Divan-i Harb-i Orfi ve o süreçte yargılanıp ceza alan ve almayanlarla ilgili yazılan kitaplarda ve sözde akademik çalışmalarda Mustafa Paşa Yamulki bir “hain”, “işgalcilerin işbirlikçisi”, “gadar”, “zalim” ve “Türk düşmanı” olarak değerlendirilmiştir.
Türkler sadece kendileriyle ilgili mahkemelere ilişkin değil, Saddam Hüseyin’i yargılayan mahkemenin başında Kürd bir hakimin olmasından dolayı o mahkemeyi de “Kürd Nemrut Mustafa Paşa’nın Divanı” ilan etmişlerdi.
Deniz Baykal’ın kaseti çıkmadan önce Ergenekon’un avukatlığına soyunduğu dönem Ergenekon dava ve mahkemesini “Kürd Nemrut Mustafa Paşa’nın Divanı” olarak değerlendirmişti.
Aslında İttihatçıların, Kemalistlerin, Türk Solu, Ergenekoncuların ve Türk-İslam sentezçilerinin “Kürd-Nemrut” eşleştirmesinde esas hedef büyük çoğunluğu Müslüman olan Kürdlerin Kürd kimliğinden uzak tutmaktı.
Lubnan’da çıkan „Hiwar El Erebi“ adlı dergi, 18 Mayis 2006 tarihinde bir sayısını Kürdlere ayırdı....„Gulan“ dergisinin Arapçadan Kürdçe’ye çevirdiĝi bu makalelerden anti-Kürd bir yazar, araştırmacı ve Üniversite hocası olan Mustafa Cewuzu makelesinde Islam ve Kürd ilişkilerini “Islam Fetwuhatı ve Kürd Problemi“ başlığı altında irdeliyor.
“Muslumanlar, Halife Hz. Ömer döneminde hicri takviminin 15. Yılında Kürd bölgesine vardılar. Büyük Hurmuzan iki yıl sonra Acem Padişahlıĝını üstlendikten sonra Kürdler Muslaman ordularına karşı onu desteklediler.. 22(hicri) yılında Muslumanlar Şarezur ve Azerbeycanı işgal edip özgürleştirdiĝinde çok Kürd öldürdüler..23 yılında Muslumanlar „Fesa“ mıntıkasında Farsları kuşatıkları zaman, Kürdlere sıĝındılar... Onlarda Müslamanlara çok zorluklar çıkardılar..Ebu Musa Eşheri, Basra’ya gitmek istediĝi zaman Kürdler yolunu kestiler.24 yılında Muslumanlar bazı Kürd aşiretlerinden Musluman olmalarını istediler, ama onlar Musluman ordusunu karşı ayaklandılar ve orduyu yok ettiler..29 yılında, El Mixredin Bin Raşid El Naci, Cizye’yi vermeye hazır olmayan Kürdleri bastırmak için Fars ülkesine gitti ve onları yendi. Fakat 43 yılında yeniden Islamdan vaz geçtiler ve 77 yılında Helwan’da „Sefewileri“ desteklediler.148 yılında Halid Ibni Birmek başkaldırıp onları bastırana kadarMusul’a yayılıp orada fesatlık yapmaya başladılar.(Maksat Kürdlerdir)158 yılında Musul ve Cizre halkının tümü yine başkaldırdı.. Yine Halid onları ezdi.Yine 224 yılında Muhtesem Bilal’a karşı başkaldırdılar.. Musluman orduları gittiĝi zaman isyancı liderleri olan Cafer Fehircis kendisini „Dasin“ daĝlarında saklanmıştı. Musluman orduları üzerlerine giderek bir çoklarını öldürdü..252 yılında Kürdler, Muslumanlara karşı isyancı araplarla ittifak kurdular. Yakubi Sefari „Sehluk“lardan (Sehluk: arapçadan aşiret ev kabilesi olmayan ve başkalarına dayanan anlamındadır) bir ordu oluşturarak onları ezdi..Onlar (Kürdler) sürekli olarak isyancıları desteklediler, karışıklık yaratılar.. Onlar, kötü,kiralık ve Sehluk“ bir ordu gibi islam ordusuna karşı savaştılar. Islam’dan ayrılarak „Harici“ gibi aşırı islamcıların saflarına katıldılar, „Yezidilere“ katıldılar... Burada da anlaşılıyor ki bunların kökü Ibrahim Peygambere karşı plan kuran kimselere dayanıyor. Çünkü bunlar Ehrablar*“*Yine yazar makelesinin bir bölümünde Ibni Kesir’e dayandırarak Hz. Ömer’in oĝlu Abdullah’ın bir söylemine yer veriyor.. „ Kürdler. Hz. Ibrahim ve arkadaşlarını öldürmesi için Nemrut’u teşvik ettiler“ diye vurguluyor..Çev:Aso Zagrosi”
Kürd düşmanı Arap yazarı açık bir şekilde Kürdler. Hz. Ibrahim ve arkadaşlarını öldürmesi için Nemrut’u teşvik ettiler“ diyor.
Türkler ise Mustafa Paşa Yamulki’nin şahsında “Kürd Nemrut Mustafa” diye önemli bir Kürd şahsiyetine bir yüzyıl boyunca küfür, hakaret ve iftira ediyorlar.
Gerçekten Mustafa Paşa Yamulki Kimdir ve neden Türk ırkçıları ve kanlı Türk Cumhuiyetini kuranlar niçin ondan nefret ediyorlar?
Devam edecek
Brayé Héja merhaba