Skip to main content

Anonymous (not verified)

Tue, 07/05/2011 - 17:05

Yahu bu ne biçim haber? Almanya'da her sene 12 bin kişi intihar ediyor. Bu Almanya'daki düzenden mi kaynaklanıyor? Böyle şaçmalık mı olur? Kuba- Kuzey Kore yıkılmazmışta emperyalizmin işgali olursa olurmuş? Vay, vay, vay! Peki ya koskocaman Sovyetler ve Çin neden yıkıldı? Soğuk savaş döneminde onlarca sözde sosyalist ülkeler vardı. Bari bunlardan bir tanesi de örnek alacağımız ülke olsaydı. Olmadı ve hepsi teker teker gümbürtüye gittiler mi? Nedeni üzerine fazla yazmak istemiyorum, çünkü bu artık beni fazla ilgilendirmiyor ... Kürdistan'da sınıf sorunu değil MİLLİ sorun vardır. Ve beni ilgilendiren bu MİLLİ sorundur. Milli sorunun öncülüğünü yapan MİLLİ BURJUVAZİDİR! Ayrıca sosyo ekonomik yapısı feodal olan bir ülkede sosyalizmin nesini yapacaksın? Marxistler demiyor mu? 1. İlekel komünal toplum 2. Köleci Toplum 3. Feodal toplum 4. Kapitalist Toplum 5. Sosyalist Toplum olur diye. Eğer marxistle haklıysa ve bu sıralama doğruysa o zaman Kürdistan'da yapmamız gereken sosyalist toplum değil, tam tersine sosyalist toplumun alt yapısını oluşturan kapitalist toplumdur, çünkü feodal toplumdan sosyalist topluma geçiş görüldüğü gibi mümkün değildir. Ayrıca feodalizmi en iyi kapitalizm çözer. Ve eğer Kürdistan'a kapitalizm yerleşirse ancak ondan sonrada işçi sınıfı gibi diğer sınıflarda olur ve böylelikle işçi sınıfında sınıf bilinci gelişir ve kapitalist toplum sosyalizme bir alt yapı oluşturduğundan dolayı ancak ondan sonra sosyalizm mümkün olur. Ben kendim sosyalizme karşi değilim ama her türden despotizme ve diktatörlülklere karşıyım. İsterse bu sağdan gelsin, isterse soldan farketmez. Ben daha çok hak-huku ve demokrasinin sapına kadar olduğu, sosyal devletin olduğu Avrupa ülkeleri gibi ülkelerden yanayım. Yani burada esas olan her vatandaşa eşitlik temelinde her şeyi yapma olanağı tanımak. Ondan sonra kim ne yaparsa yapsın benim sorunum değildir. Kürdistan tam bağımsız olsun ve Kürdistan'da da halkımıza Avrupa'da Avrupalılara olan hakların tümü olsun ondan sonra isterse Kürtler eşekler partisini şeçsin umrumda değil. Konuyu uzatmadan Ali Buran'ın yazmış olduğu aşağıdaki makalesini arşivimden aktarıyor ve bu konuyuda burada kapatıyorum! Kürtlerin mücadelesi sınıfsal mi, ulusal mi?   Ali Buran Belki de sınıfımın gereği olacak ki, 68-kuşağı olmama rağmen, öylesine tarifine uygun dört dörtlük sosyalist olmadım. Ama hiçbir zaman keskin bir anti sosyalist de olmadım. Dönemin koşulları gereği olarak hiç bir eylemden geri kalmazdım. Bu gün ise Dünyada ve Bölgemizde bir çok alt üst oluşumlar oldu. Sovyet sistemi çöktü, dünün emperyalist dediğimiz ülkeler bugün siyasi çizgileri ve taktikleri değişti.    Biz Kürtlerin de çağa/döneme uygun olarak dünya görüşümüz değişti. Az da olsa bazı arkadaşlarımız nedense halen Marksizm’i Leninizm’i Sovyet çöküşünden önceki  savundukları düşüncelerini inadına savunuyorlar. Benim bunlara karşı bir duruşum asla olmaz . Ama esas olan savunduğumuz düşüncelerin bu gün Kürt ve Kürdistan’ın koşularına ne denli denk/uygun olduğudur. Kuşkusuz Sosyalizm çağına uygun bir ideolojiydi. 68 kuşağı olarak Sosyalist öğretiden çok şeyleri öğrendik, çok şeylere referans gösterdik.   VİETNAM lideri HO Şİ MİNNH ‘’Milli kurtuluş savaşımız‘’ kitabında de ’’Biz  emperyalizme sömürgeciliğe karşı top yekun Milli Kurtuluş  savaş veriyoruz’’. Bu anlamda  biz Kürtlerin de  öncellikle Ulusal Bağımsızlığımızı savunmaktır. Büyük BARZANİ’NİN (1946-1959 ) MAHABAD Devletinin yıkılışından sonra Sovyetlere sığındığında STALİN yönetimi hepsini grub, grub  birbirilerinden ayırarak o günkü Sovyetlere bağlı Cumhuriyetlere dağıtılınca çektikleri acıları hepimiz biliyoruz.  Halen  geçen günler Kırgızistan ve Özbekistan’da Kürtlere yapılan baskılari basın yazmıştı.   Demek ki bu gün  her yerde Kürtlerin birliğine ihtiyaç vardır. Bazılarınin savundukları gibi Türkiyeye Demokrasi, Kürtlere Özerklik sloganı çok geri bir taleptir. Bu gün 7-Milyon Nüfusu ve 90.000 km2 toprağı ile Güney Kürdistan’ın dışında, Kürtler 40- Milyon Nüfusu ile 500.000 km2 ye varan ülkesiyle dünyanın en büyük devletsiz halkıdır. İlginçtirki ne geçmişte ne bu gün Kürtlerin egemenlikleri altında yaşadığı Ulusların Sosyalistleri ve İşçi Sınıfları hiçbir zaman bağımsız Kürdistan’ savunmamışlardır.   Bu günkü Türk İşçisi  %90 Milliyetçi Şoven, çokları masa başı bürokratik görevlerde ve  20 kişinin yapabilecekleri işleri 100 kişi ile yapılan bu  işçi sınıfımı devrim yapacaklar! Eğer halen böylesi Türkiye işçi sınıfı sosyalist mücadele temelinde savunan Kürtler varsa vay halımıza.   Bu işçi sınıfı, o denli bağnaz devletçidirler ki, bir çok batı ilerde Amir/Şube Şefi olarak görev yaptıgim donemlerde, İşçilerin sendikal ve Özlük  haklarını savunduğum halde, birkaç kez idari tahkikata uğradığımda, bu işçiler Müfettişlere benim için Kürtçü Komünisttir diye ifade vermişlerdir. Bizim geçmişte bilimsel anlamda bildiğimiz ideolojik anlamda proleter işçi Türkiye de yoktur.   Örneğin, sendikalar günümüzde işletmeyi ve devleti savunan bir duruma gelmişlerdir. 1980 den bu yana Kürt halkına ve son yıllarda binlerce Kürt çocuklarına yapılan bunca baskı ve zulme karşı Türkiye işçisini  hiçbir yerde karşı eylemleri olmamıştır. İlginçtir, Devlet Bakan Sayın Hayati YAZICI Tekel İşçileri için bu işe Şeytan ve PKK karşıtı deyince; Tekel işçisi sözcüsü asla ve haşşa dercesine, kendi sınıfsal ideolojisini inkar edip bize Komünist ve PKK’li diyorlar ret ediyoruz diye kendilerini aklıyorlar.   12 Eylül mimarı Kenan Evren, biz milliyetçiler olarak yönetime el koyduk diyordu. Ayni Evren bir hafta sonra şunları söylüyordu: Biz bu ülkede Türk milliyetçiliğinden başka; bölücü ve yıkıcı bir milliyetçilik istemiyoruz. Yani Türk milliyetçiliği modern ve mubah, Kürt milliyetçiliği ilkel ve bölücü yıkıcı oluyor.   Yıllardır bilinçli Kürt milliyetçilerine karşı D. Perinçek, Y.Küçük tipi solcular karalama kampanyası sürdürdüler. Ama Türk milliyetçiliği alabildiğince yaygınlaştı. Türk Solu geçmişte kafamıza enjekte ettiği, Kürt milliyetçilik çözüm değil. Peki nasıl olacak ?   Bunu derken ezilen ulus milliyetçiliğini, ezen ulus milliyetçiliğine karşı çıkarlarını da   savunmuyor. O, halde Kürtlerin Ulusal Şuurunu/ruhunu  özümlemesi her Kürdün sahip olması gereken bir özelik olmalıdır. Bu  özümleme asla bağnaz bir şekilde  Devrimciliğe/solculuğa karşı bir duruş göstermez. Kürtler için hem sağda, hem solda ortak paydaları Ulusalcı Yurtsever olmalardır. Türkiye de  sosyalist bir rejim kurulmuyor diye, Kürt milliyetçiliğine küfür etmek, saldırmak ancak ırkçı/sovenlerin taktiğidir. Ayrıca, Milliyetçi olmak ile demokrat olmak birbirine zıt şeylerde değil. Güneydeki milliyetçi aydınlar koşularına  göre,demokrasi mücadelesinde öne çıkarıp, diğer yandan Kendi kaderini tayin hakkını esas alan referandum yapıyorlar.   Geçen bir yazımda vurgu yapmıştım, çok değer bulduğum Dr. Sosyolog Sayın Osman AYTAR’IN ”Neden demokratik ve özgür bir referandum?”yazısı KUZEY Kürt’lerin içinde  bulunduğu koşulları ve sürece yönelik hem bir talep hem bir referans olarak değerlendirmelidir.   Türkiye de Marksist solun birlik denemeleri de sosyal demokratlardan farklı değildir. Sosyal demokratlar  sağa, sola oynak merkezli Baykal’ın CHP’sinde kaldı.Türkiye de  Ergenekon, darbecilik, cuntacılık, demokrasi ve demokratlığın sınırları ulusalcı-yurtsever, anti-emperyalistliği bir  bütün olarak birbirine karıştı. Kısacası  Türkiye de, kaynağını İttihat Terakkiden ve Kemalizm’den alan, Türkiye’yi yönetmeye aday, ne Kürde ne Türke  güven verebilecek sağlıklı  sol yoktur. Ancak günümüz dünyasında Kürtler ne sola düşman olmalı nede solu referans göstermeli.   Her Kürt, Kürtlerin bir ulus olduğunu ve devletleşme hakkına sahip olduğunu her zaman savunmalı ve kendini ulusal  davanın sahibi olduğunu bilmelidir.  Bu  temelde  Kürdistan’ı siyasetin yol, yönetimini ve stratejisini belirler. Bu yol ve yöntemi tüm Kürdistan’ı güçlerle birlikte kitlesel taleplere dönüştürür. Anti-sömürgeci Kürdistan ulusal mücadelesi kesinlikle sınıfsal değildir. Kuşkusuz ki emekçilerin  Ulusal Mücadelenin dışında tutumak seyirci kılmakta doğru değildir. Kürt emekçileri Metropolarda kendi Ulusal kimliği ile örgütlenmeldir. Kürtler  temel çelişkisi ulusal çelişkidir.   Çünkü temel Ulusal çelişki giderilmeden sınıfsal mücadeleyi  ön plana almak bu gün bazıların istedikleri gibi Türkiyeli  örgütleme demektir. Ancak bu sınıf çelişkisinin hiç olmadığı anlamında değildir. Anti sömürgeci mücadelede, Ulusal çelişki Marksizm ve Leninizme de  aykırı değildir. Kürtlerin topyekun kesimlerinin ulusal talepte bir araya gelmeleri Devrimci Demokratik bir tavırdır. Proletarya ideolojisine göre Sermayedar/Burjuvazi gericidir. Ama  Burjuvazi Ulusal pazarına sahip çıkar ve Anti sömürgeci Ulusal mücadeleye katılabilir. Örneğin, LENİNİN en büyük  enternasyonal en büyük Milliyetçidir tezi gibi.. LENİN; O dönemde Afganistan Ulusal Kurtuluşu için Anti sömürgeci Mücadelede Afgan Kral EMENULLAH HANi  desteklemiştir.  

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.