ürtler uzlaşı içinde yaşamalı KDP lideri Barzani: Kürtlere, "Türklerle mi, Irak'la mı, İran'la mı yaşamak istiyorsunuz" diye sormadılar. Bizi parçaladılar. Önemli olan Kürtler'in yaşadıkları ülke şartlarına göre çözüme gitmesi SUNUŞ Molla Mustafa Barzani, Kürt devleti hayaliyle dağa çıktığı zaman 16 yaşındaydı.. Aşiretin başına geçtiği zaman ise 29! Neredeyse bütün hayatı dağlarda geçti Mustafa Barzani'nin...1943'deki isyan 2 yıl sürdü. Başarısız olunca aşiretiyle birlikte İran'a geçti. 13 Ocak 1946'da ilk ve son Kürt Devletini, Mahabad kentinde ilan ettiler. Ordunun başkomutanıydı. Ya sonrası? 4 ay sonra devletin kuruluşunu destekleyen Sovyetler Birliği İran'dan çekilince Kürtler, İran'la baş başa kaldılar. 17 Aralık'ta İran ordusu Mahabad'a girdi ve Kürt devletini yıktı. Başkomutan 500 silahlı adamıyla birlikte Sovyetler'e kaçtı. Böylece 12 yıl sürecek Moskova'daki sürgün hayatı başlamış oldu. İşte 63 yaşındaki Mesud Barzani böyle bir babanın oğlu.. Mesud Barzani hep biraz içine kapanık bir lider oldu. Talabani, gazetecilerle ne kadar sıcak ilişki kurduysa, Barzani o kadar uzak kaldı. Özel hayatı da kapalı bir kutu gibiydi. Belki de 15 yaşında dağlara çıktığı içindir. Kimbilir? Kimdi Mesut bey? Hayalleri neydi? 1.5 saatlik söyleşimizde Mesut Bey'le ilk kez çocukluk yıllarına döndük. Bazen gözleri daldı. Ama esas hüzünlendiği an, en sevdiği türkünün hikayesini anlatırken oldu. "Bir gece dağdayız" diye. "Bir saz sesi duydum. Peşmergelerden biri öyle güzel çalıp söylüyordu ki." Sonra bir an durdu ve Türkçe "Havada bulut yok ..." diye türkünün ilk satırını söyledi. Onun başladığı Yemen türküsünün dizelerini ben tamamladım. Barzani sessizce dinledi ve sonra "Bu türküyü çok severim. benim için sözlerini bir kağıda da yazmıştı" dedi. Barzani söyleşimizde tüm Kürt dünyasına çok önemli çağrı yaptı. Kürtlerin uzlaşarak sorunlarını çözebileceğini bildirdi, PKK'yı uzlaşmaya ve silah bırakmaya çağırdı. Söyleşimize devam edelim. Hayatınız bir macera filmi gibi.. Dünya sizi sadece Irak Kürt lideri Barzani diye tanıyor. Peki Mesud Bey kim? Biraz Mesut Bey'den söz edelim mi? Ne dersiniz? - Nasıl isterseniz? (Biraz şaşırarak yüzüme baktı ve gülerek) Ben 51 yıl öncesine, 12 yaşındaki küçük Mesud'un dünyasına dönmek istiyorum. Babanızı ilk kez 12 yaşında gördünüz değil mi? - Evet babam Sovyetler Birliği'ne gittiği zaman ben çok küçüktüm. Daha süt içiyordum. Onu ilk kez 12 yaşımda gördüm. BABAYLA TANIŞMA İlk karşılaştığınız zaman neler hissettiniz? - Onunla buluşmak gerçekten çok güzeldi. Çok mutluydum, ne kadar sevinçliydim anlatamam. Onun için yapılan karşılama da öyle muhteşemdi ki bu karşılama beni daha da mutlu etti. n12 yıl boyunca hayal ettiğiniz gibi miydi babanız? Yoksa farklı mıydı? - Babamın evde fotoğrafları vardı. Çocukluğumda hep o fotoğraflara bakardım. Tabii benim için bir efsaneydi. PEŞMERGE OLDUM Yanınızda olmadığı için hiç kızmadınız mı? - (Biraz hüzünlü bir gülümsemeyle) Babam Moskova'ya gezmeye gitmemişti ki. Görev için oradaydı. Bunu da anlıyordum. Büyük bir yurtseverdi. Omuzlarında büyük bir yük olduğunu biliyordum. 15 yaşında dağa çıktığınızı okudum. Doğru mu? Evet gerçekten 15 yaşında silahlı mücadeleye girdim. Peki o sırada okula gitmiyor muydunuz? - Evet okuyordum. 1961 yılının Eylül ayında mücadelemiz başladığı zaman okuldaydım. Önce benim ve ağabeyim İdris'in okula devam etmemizi istediler. Mücadeleye biz katılmayacaktık. Size de ne yapmak istiyorsunuz diye soran olmadı mı? - Tabii bize de sordular. Biz önce okula devam etmeye karar verdik. Ama binlerce Kürt genci okulu bırakmış, silaha sarılmıştı. Binlerce genç okuldan mahrum kalırken biz nasıl okula gidecektik? Gidemezdik. Vicdanen rahatsız olurduk. Yani "Sonunda isteyerek mi silaha sarıldım" diyorsunuz? -Evet büyük istekle peşmerge oldum. Peki yıllar geçtikten sonra "Keşke okusaydım" diye düşünmediniz mi? -Okulda kalmayı isterdim aslında. Silaha sarıldıktan sonra bir süre aklım okulda kaldı. Ama bir süre sonra her şey geçti. Bütün hayatımı, her şeyimi Kürt mücadelesine, peşmergeliğe verdim. Babanız nasıl bir insandı? Sert miydi? -Uzun yıllar babamın yanındaydım. Çok sade bir hayatı vardı. Hayatında önem verdiği birkaç şey vardı diyebilirim. YALAN SÖYLEDİLER Neydi onlar? - Her şeyden önce "Emanet" yani yalan söylememek (Barzani " emanet " diye kullandı) Eğer birisinin yalan söylediğini anlarsa çok sert tepki gösterirdi. Ama babam sert bir insan değildi. Çok basit bir insandı. "Babam yalan söyleyene çok sert tepki gösterirdi" dediniz. Peki, 1946'da ilk ve son Kürt Devletini ilan ettikleri zaman ona yalan söylemediler mi? - Evet babama yalan söyleyenler oldu.