Seçim ve Sonrası / Av Medeni Ayhan
Bir hafta sonra yapılacak genel seçimlerde, AKP toplam kullanılan oyların % 47 sını alarak,bir anlamada 2007 genel seçimlerinde almış olduğu % 46,66 oranındaki oyunu küçük çapta artıracak veya tekrar edecektir. CHP ise kullanılan toplam oyların % 26 sını alarak, 2007 genel seçimlerinde almış olduğu 20.85 oy oranını ve yerel seçimlerde de aldığı % 23 oy oranını bir ölçüde artırabilecektir.
MHP ise, 2007 genel seçimlerinde almış olduğu 14,29 oy oranın altına dahi düşerek, % 10 ile 11 arasında bir oy alarak küçük bir oy miktarı ile barajı geçebilecek, yada kıl payı baraj altıda da kalabilecektir.
BDP nin öncülük ettiği Emek Özgürlük Ve Demokrasi Blok unun bağımsız adayları ise,% 6,5 oranında oy alarak, 2007 genel seçimlerinde aldığı 6.2 lik oy oranını aşıp,23 milletvekili sayısını 30 civarında milletvekiline çıkartabilecektir.BDP genel başkanının 40 milletvekili çıkarabileceklerine ilişkin söyleminin ise, AKP nin bir ölçüde de olsa yeni siyaseti ile Kürt illerini BDP ye bırakmış olmasına rağmen,gerçekleşmeyecektir.BDP milletvekili Hasip Kaplan, milletvekili sayısının 35 milletvekili altında olması halinde başarısızlık olacağını açıklamış olmasına rağmen,çok büyük bir ihtimalle bu sayının altında milletvekili çıkarılabilecek ve hatta 30 milletvekili sayısı dahi aşılamayacaktır.Anavatan Partisi ve Doğru Yol partilerini bünyesine alan Demokrat Parti ise, 2007 genel seçimlerinde almış olduğu 5.41 oy oranını dahi alamayacak, en iyi ihtimalle % 2 veya 3 oranında bir oy alabilecektir.
Büyük Birlik Partisi % 1 ve 2 arısında bir oy alırken,Sadet Partisi % 2 civarında ve Has Parti ise % 1 oy oranı alabilecektir.Has Parti,ev ev gezerek vatandaşlar ile diyalog kurarak örgütlenme geleneği yanında,genel başkanı Numan Kurtulmuş ve genel başkan yardımcısı Mehmet Bekaroğlu nun bazı özellikleri nedeni ile Türk siyasal sistemi içersinde bulunmak ile birlikte meclise giremeyen partiler içresinde ileriki yıllar yönünden en fazla büyüme niteliği taşıyan partidir.Diğer partilerin her biri ise, % 1 oranın altında oylar alacaklardır.2002 seçimlerinde büyük bir sürpriz yaparak % 7.26 oranında oy alan ve 2007 seçimlerinde ise % 3. 04 oranında oy alan Genç Parti ise taban anlamında eriyecektir. Ergenekon ve Balyoz davalarından yargılananların oluşturduğu Cumhuriyet Güç Birliği çatısı altında seçimlere giren bağımsız adayların ise, İzmir ve İstanbul gibi kentler başta olmak üzere,bir parça varlık göstermeleri ve birkaç milletvekili çıkartabilmeleri ihtimal dahilindir.
Yine Kürdistan nın birkaç ilinde ve özelikle de Urfa da aşiretlerin gösterdikleri bağımsız birkaç adayın seçilerek meclise gelebileceği de açıktır.Yeni Parti Genel Başkanlığından istifa ederek, bağımsız olarak Sivas tan geçimlere katılan Abdullatif Şener in seçilebilmesi de ihtimal dahilindedir.Ancak partisinin gelecek yıllarda da bir gelişme göstermesi mümkün değildir.MHP nin barajı aşması halinde ise, en fazla 4 partinin meclise girerek grup kurabileceği ve mevcut tabloda her halükarda AKP nin tek başına iktidar olacağı açıktır.
Türk egemenlik sisteminin sömürgesi durumunda olup da, orta Toroslar dan Ardahan a ve Karadeniz e kadar sınırları bulunan Kuzey Kürdistan da ise, AKP nin 2007 genel seçimlerinde almış olduğu % 53 oranında oy alabilmesi mümkün değildir,hatırı sayılır ölçüde oylarının oranı düşecektir.Ancak AKP nin, Türkiye şehirleri ve kırlarındaki oy oranı ise, 2007 genel seçimlerindeki oranın tersine artacaktır.Hata Ege Akdeniz ve Karadeniz in bütün kıyı kentlerin de birinci parti olmamış AKP, denize kıyısı olan bazı şehirlerde birinci parti haline gelecektir.Bu nedenle de toplamdaki oy oranı düşmeyecek ve 81 ilin ortalaması açısından % 47 oy alabilecektir. Kuzey Kürdistan da 2007 genel seçimlerinde % 4 oranında oy alan CHP nin oy oranı aratarak % 7-8 civarına yükselecektir.Hatta bir önceki seçilerde hiç milletvekili çıkaramadığı bazı Kürdistan illerinden birkaç kişi ile sınırlı da olsa milletvekili çıkartabilecektir.MHP ise, 2007 genel seçimlerinde,Kuzey Kürdistan da aldığı % 2 oy oranını en iyi ihtimalle tekrar alabileceği ve daha doğrusu küçük çapta da olsa düşebileceği açıktır.
BDP nin Kuzey Kürdistan çapındaki oy oranı ise, 2007 genel seçimlerine oranla artış gösterecektir.Ancak bu artışın BDP nin Kürdistan daki taraftarlarının ve örgütlülüğünün artmış olduğu şeklinde yorumlanması hatalı olacaktır.Demokratik Cumhuriyet Çizgisini esas alan BDP deki çözülme durdurulabilmiş değildir.Kuzey Kürdistan özelinde,AKP nin oylarının düşmesinin ve BDP ile CHP nin oylarının bir ölçüde artacak olmasının nedeni, bu iki partinin örgütlülüğünün artmasından değil,AKP nin değişen politikalarından kaynaklanacaktır.Önceki seçimlerde kimi Kürt seçmenlerin nezdinde AKP nin bir yanılsama da olsa,Kürdistan sorunun barışçıl demokratik çerçevede çözülmesinin yolunu açacağı ve statükoya karşı olduğu gibi yanlış bir bakış oluştu.
Bu yanlış beklenti ve manipülasyon kimi Kürt oylarını AKP ye taşıdı.Oysa ister MHP yi baraj atına iterek milletvekili sayısına konmak ve bu yolla tek başına anayasayı değiştirebilecek çoğunluğu elde etmek için olsun,ister bir düzen partisi olarak özüne dönmesinden kaynaklı bulunsun, AKP nin Kürdistan sorununu red ve inkar ederek statükocu ve milliyetçi mesajlarını yoğunlaştırmış bulunması da Kuzey Kürdistan da oy oranlarını düşüren bir neden olacaktır.Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartındaki çerçevenin -bir parçacık da olsa- dışına taşıyabilecek bir çözümden yana olabilme ihtimali olan Mir Dengir Fırat,Abdurahman Kurt,İhsan Arslan gibi Kürt AKP milletvekillerinin bu seçimlerde Tayip Erdoğan tarafından aday gösterilmemesi ve buna karşın Alpaslan Türkeş in küçük oğlunun,Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek in ve Cemil Çiçek çevresinden (düşünsel açıdan Ergenekon davasında tutuklu olanlardan farkı olmadığı bilinmektedir.)kişilerin aday gösterilmesi,kendilerine Avrupa Birliğine giriş için kesin taahhüt verilmesi kaydına bağlı kalmaksızın, Avrupa Konseyi Yerel Özerklik Şartı çerçevesini aşmayan bir mevzuat değişikliği dışında statükoyu savunan milliyetçiler olacaklarını ortaya koymaktadır.Bu durumu ile AKP nin düzenin bir liberal partisi olabilmesi dahi, tam anmalı ile mümkün değildir.
AKP ve AKP dışında ki değer düzen partileri Kuzey Kürdistan da aşiret ağalarını ve korucu başlarını aday göstererek,bunların temsil ettiği kitleler üzerine oturmaktaydılar.Yapılacak genel seçimlerde ise,ilk kez iktidardaki bir düzen partisi olan AKP nin aşiret reisleri ile korucu başlarını aday yapma politikasını terk etiği görülmektedir.Oysa Mardin de bir terör şefi ve eski İstanbul Valisi olan Muamer Güler in,Urfa da samsunlu bir bakan olan Faruk Çelik in,Van da Ankara nın listesinden 8. sıradan beklenmedik şekilde girmiş olan Burhan Kayatürk ün gösterilmesi ve başka illerde de bu örneklerin bulunmasına karşın söz konusu adayların adı geçen iller ile bir ilgilerinin olmaması karşısında da oylarının düşeceği açıktır.Kürdistan devrimi açısından ağların ve korucu başlarının aday gösterilmemesinin bir avantaj olduğu kesindir.Türk egemenlik sisteminin zayıflamasına,içerde feodalitenin çözülüp zayıflamasına,ulusal birliğimizin kesmende olsa sağlanmasına hizmet edebilecek objektif bir durum otaya çıkartmaktadır.Bu politika asından AKP nin kendisini Kuzey Kürdistan da birinci parti olmaktan çıkartma hamlesi olarak da okunmalıdır.Bu durum Türk sömürgeci devletinin 1963 yılından bu yana devlet konsepti olan Avrupa Birliğine giriş sürecinde, Avrupa Konseyi Yerel Özerklik Şartının koşullarını ve alt yapısını oluşturmaya da hizmet eder.Bu yeni siyaset MHP yi baraj altına itmek ve Türkiye şehirlerindeki oyları hedeflemek açısından,Kürdistan şehirlerini bir ölçüde gözden çıkartabilme amacına da yöneliktir.
Adıyaman da aşiretleri ve etniklikleri bulunan Mir Dengir Fırat ın,Urfa da 500 bin üzerinde aşiretleri bulunan ve birkaç kez milletvekili olarak meclise giden Mehmet İzol un, yada İzol aşiretinden birinin aday gösterilmemesi,yine Buçak ve diğer aşiretlerden aday gösterilmemesi,bunun yanında Van da en büyük aşiret olan Burokan lardan veya diğer aşiretlerden hiç kimsenin aday gösterilmemesi,Mardin de Çelebi aşiretinden Süleyman Çelebi nin, yada başka aşiretlerden herhangi birinin aday gösterilmemiş olması yanında, sayamayacağımız kadar çok örnek bulunmaktadır.Bu örnekler dahi Kuzey Kürdistan da aşiret reislerinin ve korucu başlarının aday gösterilmesi döneminin bitirilmiş olması nedeni ile adı geçen ve geçmeyen aşiretlerden bir kimsinin bağımsız aşiret adayları çıkartmaları üzerine, AKP nin Kürdistandaki oy oranı düşürecektir.
Bu düşüş Kuzey Kürdistan daki oy oranı içinde kendi başına AKP nin oy oranını düşürürken,CHP ve BDP nin oy oranına artış olarak yansıyacaktır.Hata az sayıda da olsa CHP nin Salih Sümer gibi aşiretsel temeli olan bazı adayları göstermesi,askerlik süresini düşürme,her aileye 600 maaş projesinin ortaya atılması,Kemal Kılıçdaroğlu nun statükodan kopmamasına rağmen,Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı çerçevesinde da olsa sorunu çözme yoluna koyacağını söyleyerek kimlerinde sahtede olsa umut yaratması ve Apo-PKK ile BDP nin Kemalsizimle olan bağı üzerinden Kemalizm ve Kemalist partinin Kürdistan’a taşınmaya başlanması,Kılıçdaroğlu nun Kürt-Alevi olduğunu söyleyemeyecek kadar korkak ve statükocu olmasına rağmen,Kürdistan halkı tarafından Kürt ve Alevi olduğunun algılanması gibi nedenlerle, CHP nin Kuzey Kürdistan daki oy oranı artacaktır.
CHP nin oy oranın artışına yol açan bu nedenlerde AKP nin oy oranın düşüşü şeklinde yansıyacaktır.AKP nin geçmişte gösterdiği aşiret adaylarını aday göstermesi ve bunların bağımsız aday olması yanında,aday gösterilmeyen kimilerin ise, bağımsız aday olmamasına rağmen,çevreleri ile birlikte tepki olarak BDP yada CHP ye oy verecek duruma gelmeleri de, bu iki partinin Kuzey Kürdistan daki oyunu artırırken,AKP nn oyunu düşürür.Diğer seçimlerde AKP nin uyguladığı Köydes in bitmesi ve köy boşaltıp yakmaktan kaynaklı olarak 5233 sayılı yasa çerçevesinde diğer seçimler sürecinde çok küçük çapta da olsa, zarar adı altında en küçük paraya muhtaç duruma düşürülmüş Kürt köylüsüne tazminat ödenmesi uygulamasının bitmesi,yasanın bir daha uzatılmaması üzerine, hala müracaatını yapamamış çok sayıda köylünün bulunması da AKP oylarının bir önceki seçime göre düşmesine yol açar.AKP nin bu politikaları yada tercihleri, parti olarak Kuzey Kürdistan da oyunu düşürüp BDP ve CHP nin oylarını artırırken,BDP nin kurduğu ittifak ve diğer seçimlere nazaran şehirlerde daha fazla aday göstererek adaylarını önceki dönemlere nazara daha düzenli ve bilinçli olarak böldüğü alanların üzerine oturtması 23 milletvekili sayısından, 30 civarına çıkmasına yol açacaktır