Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 22 Mai 2010

ne oldu?
kemelizm darbe yemisti(sic!)
video ile....

simdi KK hem alevi hemde kendi soylemese de kurdlugune sik sik deginilecek
devlet memuru kivaminda bir adam chp nin basinda.

dunya
islerine geleni
gerceklerle alaksi olmayan bicimlerde ambalajlayabilen bir dunya.
hemen basladirlar
turkiya nin gandisi diye bu renksiz omurgasiz adami olmadik bicimde tanitmaya.

dunya alemin isi gucu yok da
gercekten oyle mi yoksa boylemi demez
turkiyede cok iyi seyler oluyor sanir
hatta
kulaklarina chp nin yeni liderinin
hem alevi hem kurd oldugu da fisildanir

ee
kurdler taa oralara kadar geliyor demekki fikri uyandirilir
(zaten surekli yaparlardi)
ote yandan akp de acilim filan yapmaktaydi zaten.
boylece
olusacak kurd itirazlarinin uluslarrasi arenada yanki bulmasi sansi da azaltilabilir.

daha onemlisi
KK alevi kurdlerden epey destek alabilir.
bir katilimci arkadas asagida
alevi kurdlere tek satirlik mesaj cekmis
saf saf
oyuna gelmeyin filan diyor
onlarda tabii olur diyecekler !!!
tabiiki artik bu oyun mu
onlarin safligimi her neyse
onemli oranda kurd alevisi bu adama oy verecek.
bu toplumun dinamikleri, dusunsel yapisi bunu tahmin ettiriyor.

soyle veya boyle
baykal li chp kurdlerden giderek daha az oy alacakken
KK li chp kurdlere gene musallat olacak

bu da kemelizme darbe mi olmus olacak?
oyle seyler idda edenler vardi da.

simdi video isini her kim planladiysa
sadece baykal i allasgi etmek icin degil
saftriklikte inad eden kurdleri de sistemin oteki kanadinda tutmak icinde yapmis oldu.
hukuga-ahlaka aykiriligi bir yana
pratik olarak bu bizim icin de kotu oldu mu olmadi mi?

hurmetler
HeK

Hek, sen öyle düşünebilirsin ama dışarıdaki insanların öyle düşüneceğini pek sanmıyorum. Bir kere insanlar-ki bu insanların çoğu (%90)sunni müslüman o video ile artık CHP'nin ne mal olduğuna dair biliçnaltlarında o ahlaksızlığı unutmaz ve farklı düşünürler. Ortada bir şey yok Hek, Kılıçdaroğlunun gelmesi ile CHPyi değiştireceği veya alevi ve kürtleri etkileceğinide nereden çıkardın. Sanırsam bu hafta fazla Türk medyasını takip etmişsin. Tam tersi belki de bu adam sayesinde ki berbat söylem ve pratikler ile insanlarımız CHP'den elini ayağını çeker. Video meselesi bence bu tür despotik sistemler için pozitif gelişme ve hatta etik hareketlerdir. Kimse Baykalın evinde ve karısıyla yaşanan özel hayat ve mahrem videosunu yayınlamıyor ve tartışmıyor. Burada Baykallın statüsü ile resmi olmayan evllik dışı ilişkisinin ayukası var. Anliyorsun ama anlamazliktan geliyorsunuz.

merhaba en son cumlen haksiz olmus, ortada anlasilmasi zor bir sey de yok anlayipta anlamazliktan gelinecek bir sey de bir insanin evlilik disi iliskisi olup olmayacagi o insani ve partnerini ilgilendirir modern toplumlarda. yani modern tolumda karisini veya kocasini aldatani yargilayamazsin. bu ancak TR gibi yerde oluyor galiba. ahlaki olarak bu kabuledilmez sayilir (uc asgi bes yukari her yerde). amam bu tur sseylerin uzerinde sadece magazin basini debelenir. siyasi kultur bundan giderek uzak durmaya cabalar. bu sebeple clinton once inkar etti (ahlaki baski) sonra kabuledince dunya yikilmadi-hatta adamin neredeyse popularitesi artti. isin baska boyutlari da var elbette-feministlerin hillarye kizmasina neden olan ama bunlar da bizzim konumuz degil. bizim konumuz Tr de hakim kanilarin ne oldugu da degildi. o da kabak gibi asikar ki, bu vido iisiyle baykali derdest ettiler. yani bu isi yapanlar ahaliyi -hakim kulturu cok iyi bilyor. burdaa benim tartismaya ugrastigim bu isin siyasi acidan dogru olmadigi 8ahlake de dogru degil ama bu malin bu pazrada alicisi yok-zorlamaya degmez. hukuken ise iyice berbat, birinin baska biriyle iliskisine hukuk ne karisir?). kilicdaroglu alevi kurdlerden oy alacak. bu benim tahminim turk basini? bu isi kurd siteleri yazdi-ben de orda yer alan haberlere (KP, nasname vs) bakip -daima orjinaline giderek kontrolettim. ayrica KK uluslarrasi basinbdada oldugundan cok daha farkli(pozitif) tanitiliyor. bu da baska bir isaret. burda yalap salap yazdiklarimiz sonunda hizli kanilar hizli tahminler. turk basininin yazdiklarindan etkilenmek, benim icin agir hakaret sayilir (amamn yanlis anlama bunu yazma hakkin yok demiyorum-istedigini elbette yazma hakkin var-benim algimi anlatmaya cabaliyorum) turk basini yorum yapacak da ben de onlardan etkilenecegim. ah keske boyle bir sey vuku bulabilse. akilaniyorlar demektir. benim kendi izlenimim (olamaz mi?) sudur: bu bir plan dahilinde yapilmis demek fazla paranoyik olur ama baykali ordan uzzaklastirmayi hedefleyenler (bence bu ise sade bazi chp liler degil abd de bulasmis olabilir) ayni zamanda kurdlerin akp disinda kalan alevi kesimini de sisteme bir sure daha eklemlenmesine yol acacak. bu benim tahiminim. turk basininda benzeri tahmin yapan varsa gec te, seni yaniltan yorumlari da okumus olalim. istanbul da onemli oranda alevi kurdu vardir. vaktiyle istanbula ziyaretlerimde havaalanina yakinligindan oturu ugradigim bakirkoy sahiloindeki Van li bir kurd isadamina ait kafe de en az uc kere alevi kurdlerin nasil hararetli chp meselerini tartistigina tanik oldum. cogu istanbul chp orgutlerinde aktif kislerdi. bir hayli de etkindiler chp de. bunlarin bir bolumu o kafe nin sahibi ve arkadaslari tarafindan kurd camiasina cekiir gibi olduysa da - arkada hep bir bag birakmis gibi gorunuyordu hep bana. bu ekip (bunlar bunlarin altindaki kitelyi bicimleyen kisiler nihayetinde) baykal ekibi yuzunden dislanmisti-simdi geri donecekler. sana onerim ilk secim veya kamuoyu yoklamalarinda alevi kurd kitlenin yasadigi yerlerde KK nin alacagi oylara-veya sempatiye bakman. "halkimiz bunlari tanir!" bu buyuk bir balondur. ben inanmam. halkimiz kisa vadeli guc islikilerini uzun vadeli ilkel milke vs ye hep tercih eder. onu bicimleyen alt yapi boyle icap eder-kimsenin sucu gunahi degil. demir cehverinden manganese nodulu uretemezsin. ana fikir: baykal ile alevi kurdler arasinda eriyen chp KK ile yeniden guclenecek. bu nihayetinde bir tahmin uzerine konustugumuz da cok bilinmeyenli hayat yanilgi su yada bu oranda mutlaka olacaktir. hurmetler HeK

Kılıçdaroğlu hakkında bilinmeyen tek gerçek Kemal Kılıçdaroğlu, tarihsel olaylara meraklı bir politikacı. Sürekli okuyup, araştırmalar yapıyor. Kitaplarda okuduğu ilginç bilgileri, bulduğu belgeleri, fotoğrafları benimle paylaşmasından hep keyif aldım. Bir gün sohbet ederken söz Dersim'den, Zazalar'dan açıldı. “Size bir zarf göndereceğim; içindeki bilgiler ilginizi çekebilir“ dedi. Bir gün sonra zarfı aldım. Okudum. Ne mi yazıyordu? Kemal Kılıçdaroğlu'nun gönderdiği zarftan 15 sayfa çıktı. Bunlar TRT Avrasya televizyonunda yayınlanan bir programın kağıda dökülmüş (tape edilmiş) haliydi. Programın sunucusu Prof. Dr. Alemdar Yalçın'dı. Kamuoyu Prof. Yalçın'ı; Rahşan Ecevit'in onu DSP genel başkanlığına aday çıkarmasıyla tanıdı. Oysa kendisi; yıllardır Osmanlı tahrir ve mühümme defterleri üzerine çalışmış; yurt dışı üniversitelerde bulunmuş; Türk Kültürü ve Hacı Bektaşi Veli Merkezi Müdürlüğü'ne başkanlık etmiş; üniversitelerde dekanlık, rektörlük yapmış bir akademisyendi. Halen Türkiye Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Merkezi Başkanı'ydı. TRT Avrasya televizyonunda Türk kültürü üzerine konuklarıyla sohbet ediyordu. Bana gönderilen program çözümüne göre konu; Kureyşan (Kureyş) Ocağı idi. Yani Kemal Kılıçdaroğlu'nun soyunun geldiği Kureyşan Ocağı. Kılıçdaroğlu ailesi Tunceli Nazımiye, Ballıca Köyü'ndendi. TV programında; Tunceli'deki Kureyşan Ocağı'nın son temsilcilerinden Dede Zabit Güler; Kureyşan Ocağı'nın Gaziantep ve Adıyaman koluna bağlı Zülfikar Dedeoğlu ve Kureyşan Ocağı'nın Gaziler kolunun temsilcisi Zeynel Ertekin vardı. Bakalım ne demişlerdi... Kökeni neresi? Prof. Alemdar Yalçın TV programını şu sözleriyle açıyor: “Kureyşan Ocağı'yla Anadolu'da bir geziye çıkalım. Ama öncelikle sizden istediğim bir şey var; lütfen geçmişin bir takım tanımlamalarıyla günümüzü yorumlamayalım. Çağımızın getirdiği bilimsel verilere dayanarak, önyargılardan arınmış olarak dikkatli dinleyelim.“ İlk sözü Tuncelili Kureyşan Ocağı'ndan Dede Zabit Güler alıyor: “Kureyşan Ocağı demek Horasan demektir. Kureyşan, Horasanlı demektir. Horasan'ın Seydi şehrinden çıkıp Erzurum üzerinden -eski ismi Kızıl Kilise- yeni ismi Nazimiye'nin Zeyrek Köyü'ne yerleşmişlerdir. Selçuklu Hükümdarı I'inci Alaeddin Keykubad döneminde geliyorlar. Keykubad Paşaköy'de oturuyor ve Horasan'dan gelenleri huzuruna çağırıyor.“ Prof. Yalçın devreye girip masa üstündeki bir belgeyi göstererek şöyle konuşuyor: “Alaeddin Keykubad ve daha sonra bazı Osmanlı Padişahları Kureyşan Ocağı'na Diyarbakır, Erzincan, Adıyaman, Elazığ, Gaziantep, Tunceli yöresinde besicilik yapması için izin belgesi veriyor. Ceylan derisi üzerine yazılmış bu belge işte elimizde mevcuttur.“ Elindeki 6 metre uzunluğundaki soyağacını gösteren Prof. Yalçın, bu belgenin renkli fotokopisinin Kemal Kılıçdaroğlu'nda da bulunduğunu söylüyor. Bu belgeye göre, merkezi Tunceli olan Kureyşan Ocağı'na bağlı 12 kol vardı. 1) Delsinler-Delihasanlar kabilesinden Horembey adıyla anılan oymağın başı Cafer; 2) Alan kabilesinden Burkent oymağı ve başları Teymur; 3) İlyas kabilesinden Han adıyla tanınan oymağın başı Hüseyin; 4) Milli kabilesinden Bozkır oymağının başı Muhammed; 5) İzol kabilesinden Üç Ayak oymağı ve başları Abdullah; 6) Haydaran kabilesinden Bedirhan oymağı ve başları Ali; 7) Karsan kabilesinden Hançer oymağının başı Mustafa; 8) Lal kabilesinden Baykara oymağından İbrahim; 9) Çakır Tahir kabilesinin başı Mahmut; 10)Dedo kabilesinden Börek Uzun oymağı ve başları Muhammed; 11)Zurvet kabilesinden Duvar Dana oymağından Yusuf; 12)Medin kabilesinden Dik Kınalı oymağın başı Abbas. Kemal Kılıçdaroğlu'nun ailesi, Kureyşan Ocağı'nın Haydaran Aşireti'ne mensuptu. “Konya-Tunceli etle tırnak gibiydi“ Programda söz alan Kureyşan Ocağı Gaziantep, Adıyaman koluna mensup Zülfikar Dedeoğlu şu bilgileri veriyor: “Benim edindiğim bilgilere göre de ilk Nazımiye Zeyrek Köyü'ne yerleşiliyor. Bazı olaylar nedeniyle bazı kollar buradan göç ediyor; Gaziantep'in Şaraküstü (Şehre Küstü) mahallesine yerleşiyorlar. Daha sonra besicilik yaptıklarından Yavuzeli kazasının Kayabaşı Köyü'ne göçüyorlar. Burada halen Kureyşan türbesi var. Bülbül Köyü'nde de türbemiz vardır.“ Zülfikar Dedeoğlu, Adıyaman Terman, Kuşakkaya, Kındıralı yerleşkelerine nasıl göç edildiğini; bugün hala Adıyaman ve Malatya'daki Kureyşan Ocağı'na bağlı aşiretlerden bahsettikten sonra Prof. Alemdar Yalçın, Kureyşan Ocağı'nın Konya ve Akşehir'deki bulunuş hikayesini bir tespitte bulunarak şöyle anlatıyor: “Tunceli ile Konya ilişkisini sözlü gelenekte duyduğumuzda inanamamıştık. İşte bu bizim tarihimizi nasıl ihmal ettiğimizin en önemli göstergesidir. Size bir doktora tezinden bahsedeceğim; ’Ortaçağ Anadolu'sunda Göçebeler ve Osmanlılar' Rudi Paul Lindner isimli araştırmacı 1500 tarihli Osmanlı tahrir defterlerine girerek Kureyşan Ocağı'nın Konya'daki izlerini ortaya çıkardı. Konya ve Tunceli o zamanlar etle tırnak gibiydi; ayrılmaz iki parçaydı. Kureyşan Ocağı'nın bilginler kolu Konya'da yaşıyordu.“ Ve konu Kureyşan Ocağı'nın bilginler koluna geliyor. Burada bir isimden bahsediyorlar: Seyyid Mahmud Hayrani... Seyyid Mahmud Hayrani Kureyşan Ocağı'nın en önemli temsilcilerinden Seyyid Mahmud Hayrani, bir süre Hz. Mevlana'nın yanında kalmış, onun hizmetinde bulunmuş ve ondan feyz almıştı. Mahmud Hayrani, daha sonra Akşehir'e giderek inzivaya çekilmek istemişse de kapıldığı ilahi aşkın tesiriyle cezbeye tutularak dağlara düşüp, bir süre dolaştıktan sonra Akşehir'e dönmüştü. Hayrani'yi çok seven Hz. Mevlana, vefatına kadar onu hiç unutmamış, gelip gidenlere hep onu sormuştu. Pek çok kerametinden bahsedilen Hayrani, 1268 tarihinde vefat etmiş; Sultan Dağı'nın eteklerinde, adını taşıyan, Sultan Mahallesi'ndeki türbesine defnedilmişti. Bakınız laf lafı açıyor; yazmalıyım; bu türbede mevcut, Türk tahta işlemecilik ve oymacılık sanatının şaheseri olarak kabul edilen üç sanduka, Konya'da oturan Alman Konsolosu'nun planıyla çalındı ve bunlar yurt dışına çıkarılırken ikisi yakalanarak İstanbul'da Türk ve İslam Eserleri Müzesine'ne kondu. Çalınan diğer sanduka ise halen Kopenhag İslam Eserleri Müzesi'nde sergileniyor! Bir not daha eklemeliyim: Seyyid Mahmud Hayrani'nin türbesi 1960'da restore edilmeye başlanmış sonra nedense yarım bırakılmıştır! Evet, konumuzu dağıtmayalım. TV programında, Kureyşan Ocağı önemli temsilcisi Seyyid Mahmut Hayrani'ye geniş yer ayrıldı. Çünkü hayat hikayesine girildikçe altından, Fatih'in Sadrazamı Sinan Paşa ya da Nasrettin Hoca gibi tarihimizdeki önemli isimler veya İstanbul Kadıköy adının nereden geldiği gibi konular çıktı. Kureyşan Ocağı mensubu Kemal Kılıçdaroğlu'nun akrabaları arasında bakalım daha kimler vardı?.. Kemal Kılıçdaroğlu'yla Nasrettin Hoca akraba mı Asıl adı, “Ahi Evren“ idi. Kendisine tutkuyla bağlı Anadolu Türkmenleri tarafından “Hace Nasreddin“ ismiyle bilindi. Moğollar'a karşı mücadele verirken, 1261 yılında şehit oldu. Bu saldırıdan kurtulan talebeleri, bugün bilinen esprili hikayelerini yaydılar ve düşüncelerini Hace Nasreddin ismiyle yaşattılar. Nasrettin Hoca, Seyyid Mahmud Hayrani'yle aynı dönemde yaşadı. Bu mini bilgilerden sonra dönelim TRT Avrasya'daki programda sözün nasıl Nasrettin Hoca'ya geldiği konusuna: İstanbul'un ilk kadısı olan Hızır Bey (1407–1459), Kureyşan Ocağı'ndan Seyyid Mahmud Hayrani'nin torunlarındandı. O da Sivrihisarlı'ydı. İstanbul'un Kadıköy ilçesi ismini, kadılık yapan Hızır Bey'e bu yörenin Fatih tarafından arpalık olarak tahsis edilmesinden almıştı. Hızır Bey kadılık yaparken vefat etti. Hızır Bey'in üç oğlundan biri, Fatih Sultan Mehmed'in sadrazamlarından Sinan Paşa (1441-1486) idi. Seceresi şöyleydi: Hoca Sinanüttin Yusufbin Hızırbin kadı Celaleddin bin Seyit Mahmut Hayrani. Sinan Paşa da Sivrihisarlı doğumluydu. Genç yaşta devlet kadrosunun en üst makamlarına çıktı; Fatih Sultan Mehmed'in Sadrazamı oldu. Ancak hala bilinmeyen nedenle arası açıldı; idama mahkum edildi; araya alimler girdi; İstanbul dışına çıkması şartıyla affedildi. Sinan Paşa da doğduğu Sivrihisar'a gitti. Parantez açıp yazmalıyım: Sinan Paşa'nın “Tezkiretü'l Evliya“ adlı eserinin üzerine kim doktora tezi yaptı biliyor musunuz; Celal Bayar'ın Türkolog torunu Emine Gürsoy Naskali. Konuyu fazla dağıtmadan TRT Avrasya'daki programda Prof. Alemdar Yalçın'ın söylediklerine bakalım: “İki değerli araştırmacımız Prof. Dr. Hasibe Mazıoğlu ve Prof. Dr. Mertol Tulum çalışmalar yapmışlar ve Seyyid Mahmud Hayrani'yle Nasrettin Hoca'nın bağlantılı olabileceğini söylüyorlar. Ama kesin bir kanıt yok. Seyyid Mahmud Hayrani'nin Sivrihisar'dan yola çıkarak (yine bir Horasanlı olan) Hacı Bektaşi Veli'ye gidişi; Sinan Paşa'nın Sivrihisar'a gelişi; Hızır Bey'in Sivrihisar'la bağlantısı, tüm bunları bilim adamlarımızın araştırması gerekiyor.“ Nasreddin Hoca'nın Türkmenliği konusunda hiçbir araştırmacının kafasında tek soru işareti yok. Tuncelili olduğu için Kemal Kılıçdaroğlu'nun kimliği konusunda çoğu kişi nedense önyargılı davranıyor. Dersimlilerin Horasanlı olduğunu; Zazaca'nın Kürtçe olmadığını bu sayfada daha önce yazdım. (“Zazaca Kürtçe Değildir“ 20.12.2009 Hürriyet) Bakınız, kimsenin etnik kimliğiyle bir sorunum yok; kişi kendini hangi kimlikte görüyorsa öyledir. Benim karşı çıktığım önyargılardır. KILIÇDAROĞLU SEYYİD Mİ Doğu ve Güneydoğu'da neredeyse her ailenin kendisini, Hz. Muhammed'in akrabası sayıp “Seyyid“ dediğini yazıp bunun gerçek olamayacağını yazmıştım. (“Çakma Seyyidler“ 23.11.2008 Hürriyet) Bu nedenle Kuşeyran Ocağı'nın “Seyyid“ olup olmadığı konusunda temkinli davrandım. Acaba Horasan Seydi'den geldikleri için mi “Seyyid“ adını aldıklarını düşündüm. Bu notumdan sonra dönelim TRT Avrasya'daki programa... Prof. Dr. Alemdar Yalçın program sonunda seyircilerin sorularına yanıt veriyor. İzleyiciler; Hz. Muhammed'in mensubu olduğu Kureyş kabilesiyle, Horasan'dan gelen Kureyşan (Kureyş) arasında akrabalık olup olmadığını merak ediyorlar. Prof. Yalçın bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “(12 İmamlar'dan) İmam Musa Kazım'ın 24 çocuğu vardı. Bu 24 çocuğundan bir kısmı kız alıp kız verme durumu dolasıyla Horasan'daki kabilelerle akraba oldu. Yani bağlantı İmam Musa Kazım'a kadar gidiyor. Ancak bizim ele aldığımız Kureyşan (Kureyş) ile Hz. Muhammed'in mensubu olduğu Kureyş aynı değil. İlgilerinin olduğunu sanmıyoruz. Ya da şimdilik bilmiyoruz diyelim.“ Kılıçdaroğlu'nun Seyyid olup olmadığını bilmiyoruz. Fakat bildiklerimiz de var: 12 İmamlar ile akraba olduğu düşünülen Kureyşan (Kureyş) Ocağı'nın nasıl Müslüman olduğu belli miydi? Evet, Zerdüşt/Yezidi olan Horasan'daki Deylaman (Dersim) halkı 873'te Müslüman oldu. 917'de ise Caferi Sadık mezhebini / Aleviliği kabul ettiler. 13'üncü yüzyılda Moğol istilasından kaçıp Anadolu'ya geldiler. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, “Anadolu'da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar (1453-1650)“ adlı çalışmasının 4'üncü cildinde Kureyş Ocağı'nın Oğuzlar'ın Bozok kolunun Beğdili boyundan gelen Türkler olduğunu yazıyor. Beğdili Türkmenler'i Anadolu'da geniş bir alana yayılmışlardı: Adana, Afyon, Aksaray, Akşehir, Ankara, Antakya, Aydın, Antep, Birecik, Yozgat, Çorum, Diyarbakır, İçel, karaman, Kayseri, Kırşehir, Kilis, Konya, Kütahya, Malatya, Maraş, Mardin, Muğla, Niğde, Samsun, Sivas, Tarsus, Urfa. Anadolu'daki Oğuz Boyları içinde Beğdili büyüklük olarak; Avşar, Yıva, Kayı, Bayad'tan sonra beşinci sırada gelmekteydi. Benzer çalışmayı Başbakanlık Arşivi Belgeleri'nde yapan Cevdet Türkay da, “Oymak, Aşiret ve Cemaatler“ adlı çalışmasında, Kureyş Ocağı'nın Akşehir Sancağı'na bağlı olduğunu belirtiyor. Türkay da Kureyş Ocağı'nın Türkmen olduğunu yazıyor. Uzatmayalım: Kim kendini hangi kimlikte görüyorsa odur. Öncelik, insan olmaktır! Kemal Kılıçdaroğlu etnik kimliğiyle değil Türkiye'ye vereceği hizmetle değerlendirilmelidir.

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.