Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 6 Mai 2008

“BÜYÜK“ ISKENDER PERS MIYDI ?!
*******************************
Tarihte henüz acikliga kavusmamis gizli bir gercek vardir ki, o da, en zalim despotlarin gayri mesru olmalari ve en cok da gayri me$ru mensubu olduklari o soya acimasizca kiymalaridir !..
Tarih bunun örnekleriyle doludur...
Napolyon (aslen Korsikali'dir), Cengiz Han (gizli babasi Merkit veya Tatar olup, gerek bu yüzden gerekse babasini zehirledikleri icin Orta Asya'daki Tatarlarin soyunu kurutmustur!), Hitler, Stalin, M. Kemal, Saddam (Hepisinin gizli babalarinin Yahudi olduklarini bir cok arastirmaci- tarihci yazmis bulunuyor..)
..........
Gelelim “Büyük“ lakapli megaloman Iskender'e...
Gecen seneden beri yaptigimiz arastirmalarda gelistirdigimiz bir hipotez, gittikce, arastirmalarimizdaki belge ve bulgularimizi dogrulamaktadir...
Mâlumunuz MÖ. 550'de kurulan Pers Imparatorlugu, emperyalist/sömürgeci/yayilimci bir zâlim güctü ve bu nedenle batida Balkanlara kadar yayilmis; gerek Makedonya, gerekse Yunan sehir devletleriyle sadece kiyasiya savasmakla kalmamais, onlarla en üst düzeyde diplomatik iliskiler kurmus, birbirlerine heyetler göndermisler, kisacasi biribirlerini yakindan tanimis ve yogun sosyal ve diplomatik iliskiler kurmuslardi...
Örnegin Valerio Massimi Manfredi'nin yazdigi üc ciltlik “BÜYÜK ISKENDER: Makedonya'dan Anadolu'ya“ isimli kitapta Pers Imparatorlugu'nun en yüksek komutanlarinin, satraplarin heyetleriyle birlikte Makedonya Kralligini ziyaret ettiklerini, onlarla birlikte av partileri ve daha sonra escinsel erkeklerle icki/i$ret/seks âlemi yaptiklari, hatta bir aslan avi safarisi esnasinda disi bir aslanin Iskender'i tam da parcalayacakken onu bir Pers askerinin tam 100 adim uzaktan okuyla vurup Iskender'i kurtardigi yazilidir.(sayfa 68-73)
......
Makedonya Krali II. Filip'in savasci oldugu kadar, asiri alkolik oldugunu, sarhos bir aninda Iskender' “Sen bir picsin!“ deyip onu öldürmek icin saldirip yerlerde yuvarlandigini, bunun üzerine Iskender'in nefret ettigi “baba“sini “Sen ayakta duramayacak kadar zayif ve ayyas birisin! Bir de kalkmis bu hâlinle, Pers Imparatorlugu'nu yenmeye gidecegim diyorsun!“ diye asagiladigini; $an-$öhret-ikbal ve servet düskünü olan son derece kurnaz, entrikaci ve hatta büyücü olan annesi Olympias'in, kocasi II. Filip'ten nefret ettigini, bu nedenle oglu Iskender'i sürekli ona karsi kiskirttigi ve sonunda onu öldürtügünü bilmeyenimiz yoktur...

Gelelim sâdede, yani tezimize:
Yazimizin basindaki hipotezimizi tekrarlayacak olursak, Iskender'in fethettigi Pers Imparatorlugu'nun baskenti Persepolis'i yakip-yikmasi, bir daha ülkesi Makedonya'ya geri dönmek istemeyisi ve hayranlik duydugu Pers kültürüyle Yunan kültürünü birlestirmeye calismasi; onbinlerce Yunan-Makedon ve Pers genclerini birbiriyle evlendirip, melez bir soy yaratmaya calismasi ve onun kendisini Pers sayacak kadar Pers kiyafetleriyle dolasmasi gibi eylem ve davranislarini sirf taktik geregi olarak degerlendiremeyiz...

Tüm bunlar, yani Iskender'in Perslere karsi “nefret ve hayranlik“ karisimi duygulari, onun sadece kültürel ve davranissal olarak degil, genetik olarak da Pers olabilecegini gösteren doneler ve veriler olabilir...

Bu konuda daha derin arastirmalarda bulusmak üzere...
* * *

TARIH AVCISI
2007-2008

Seni tarihci biliyorduk! Farslarin anasini belleyen, pars memleketi Acemistan'da tas üstüne tas birakmayan Büyük Iskender (Ruhu Sad Olsun) parslarin tarihte karsilastiklari en büyük kabus ve bas düsman idi. Keske yeni bir Büyük Iskender daha ciksaydi ve parslari tekrar halletseydi. Nasil pars olur?

o da annesinin grek oldugu babasi kim? burasi kesin degil belki grek belki pers belki ?? iskender pars miydi sorusu ile galiba babasinin kilosu annasindan fazla diye baba one cikmis ana ya haksizlik edilmis! insan kulturune belki kadin ve erkegin agirligi henuz esitlenemedi (zihinlerde de ) ama kromozamlar birlsirken bu ayrimi yapmazlar. anasi grek olduguna gore kesin bilgi alexnadr in biyoljik acidan % 50 kesin grek oldugudur. kulturel-zihni bicimlenme acisindan da oyle. pers/ pars ligi en fazla % 50 o da bir ihtimal. fak mi desem ne desem bilemiyorum ama seni kadin tarihcilere havale ediyorum. sanslisin ortada kadin tarihci yok! HeK fak tan kurtulmus !

Iskender'in Farsi oldugunu da ilk defa duyuyorum. Grek ve Makedonlar iskender'in kendilerine ait oldugu konusunda onlarca yildir neredeyse bir savas halindeyken ve Farslar'in iskendere sahiplendikleri bir kez bile duyulmamisken nasil oluyorda iskender Fars oluyormus? Eger Iskender'in ana tarafinin Grek oldugu kesin diye bakarsak meseleye bu kez bu "tarihcinin" iddiasinin (yani Iskenderin babasinin Acem oldugunun) dogru oldugunu "infer" etmis oluruz ve bu iddiaya haketmedeigi bir kredibilite vermis oluruz. Bu balik avcisi yolda buldugu hamsiyi sanki tuna baligiymis gibi bize satiyor. sHx http://en.wikipedia.org/wiki/Alexander_the_great Born in Pella, capital of Macedon, Alexander was the son of King Philip II of Macedon and of his fourth wife Olympias, an Epirote princess. On his mother's side, he was a second cousin of Pyrrhus of Epirus, who himself would go on to become a celebrated general; thus, there are notable examples of military genius on both sides of his family. According to Plutarch, his father was descended from Heracles through Karanus of Macedon and his mother descended from Aeacus through Neoptolemus and Achilles.[10] Plutarch relates that both Philip and Olympias dreamt of their son's future birth. In Philip's dream, he sealed her womb with the seal of the lion. Alarmed by this, he consulted the seer Aristander of Telmessos, who determined that his wife was pregnant and that the child would have the character of a lion.[11] Another odd coincidence is that the Temple of Artemis in Ephesus was set afire on the night of his birth. Plutarch's explanation is that the Gods were too busy watching over Alexander to care for the temple. According to five historians of antiquity (Arrian, Curtius, Diodorus, Justin, and Plutarch), after his visit to the Oracle of Ammon at Siwa, rumors spread that the Oracle had revealed Alexander's father to be Zeus, rather than Philip. In support of this, Plutarch (Alexander 3.1,3) claims that Philip avoided Olympias' bed because of her affinity for sleeping in the company of snakes.

Alexsandr kendisini iktidara taşıyan, ona savaşlar kazandırıp ülkeler istila edilen generallerini tehlike sayıp ortadan kaldırdı. En tecrübelisi ve en yaşlısını aynı zamanda kendine en yakın duranını içki masasında bizzat öldürdü. Kölece itaat edenleri hayatta kaldılar. Onlar da Alexsandr'ın ölümünden sonra kıyasıya kavgaya girişerek zayıf olanı ortadan kaldıracaklardı. Homoseksüel ilişkilere kalkışacak aşırılıkta sex düşkünüydü. Her gittiği ülkede evlenmesi işgal ettiği ülkelerle birlikte düşünecek olursak bir düzine kadın demektir. Babasını küçümsediği ve bu nedenle annesine daha bağlı olduğu biliniyor. Otoriter anne motifi de çakışıyor. Çocukken yılan öldürüp öldürmediği araştırılmalıdır. Olympias grek değildi. Ya Alexandr anam grektir demişse?

TOPLU CEVAPLAR ve HAAYDIII HAYIRLI TRASLAAAR ! Önce her iki tezimize cevap yazan dört degerli arkadasimiza tesekkürler. $imdi gecelim kisa kisa onlarin degerlendirmelerine: COBAN'i geciyoruz, onu kurtlar ve koyunlariyla basbasa birakiyoruz! Cünkü yazimizin ilk paragrafindaki tezimizi bile anlamamis !... HEK HOCA: Faka basma korkusu onu cok tedbirli yapmisa benziyor...Lâkin kendisine bir "Helal be Hoca!" demekten kendimizi alamadik... Cünkü bilim adamina yakisir bir sekilde tezimize karsi bagnazlikla karsi cikmiyor; hatta gizli babasinin Pers olabilirligini kabul ediyor ama kadin-erkek estligi konusunda hakkaniyetli davranmayi her zamanki gibi yine eleden birakmiyor ve "mâdem öyle, Iskender genler/kromozomlar geregi %50 Pers olabilir!" diyor. Fakat sonunda o erisilmez zekâsiyla bizi "olmayana ergime metodu" misali bizi olmayan kadin tarihcilerin kucagina atiyor !!! Vallah Hocam, bu simdiye kadar bize verilmis en güzel cezadir! Sagolasin var olasin hatta Kürdistan kurulduktan sonra, Alan Lezan'dan sonra ikinci Baskan sen olasin!... (Bu da bizim sana verecegimiz en büyük ceza!!!) Gol bir dakka biiiiir ! nasssil Hocam, yine faka bastirdik mi yoksa biz mi bastik !!! Hahaaahaaaa !.. sHx HAZRETLERI: Dört cevaptan en kötüsünü bu "$ih Hazretleri" yazmis! (Zügürt Aga filmineki $ih Hazretleri hic olmazsa, Zügürt Aga onu yagmur duasina cikmazsa aganin babasi Babo'nun onun civelek karisiyla "i$" tuttugunu bütün köy halkina yayacagi korkusuyla Aga'ya ses cikarmiyordu...Anlasilan HeK Hoca'ya verdigimiz “faka“ basma korkusu gibi bizim bu $ih hazretlerine de bir korku vermemiz gerekir !.. Aha da bulduk ve onun kerametine ettik bile ! Ey ahaaliiii, duyduk duymadik demeyiiiin! Koskoca $ih Hazretleri Acem ile Pers'i birbirine karistiriyoooor ! Getti $ihlik, getti karizma, getti onca diploma, getti mastir, getti docentlik, getti prof.luk !!! Ona ceza olarak bize kokmus baliklari zorla yeme cezasi... Coban'a ceza vermeyi unuttuk... Ona verdigimiz ceza: $ih Hazretlerinin o mübarek agzini acip, oraya bir güzel si...gacak sekilede kokmus baliklari teker teker indirmek ... Bir egzotik ve erotik kahkaha da $ih hazretlerine... Sira geldi SOLAXI'ye: Itiraf etmeliyiz ki, akademisyen olmadigi hâlde, tarihsel gerceklere sasirtici bir bicimde en cok yaklasan Solaxi kardesimizdir; ve de kisacik yazisinda cok müthis bir tarihsel benzerligi yakalamistir ! Sayet Iskender embesil ve ödlek III. Darius'a yenilip yakalansaydi eminiz ki oda bizim sümüklü Avdo gibi yalvarip “Durun lütfen beni öldürmeyin! Benim de anam pers'tir diyecekti... Solaxi kardesimizin tek bir eksigi var olup; izniyle onu da biz temamlayalim; eee ne de olsa Tarihteki suclularin avciligina soyunmusuz Kurban ! Kendisini ölümden defalarca kurtaran ve tüm zaferlerini onlar sayesinde kazanmis olmasina ragmen onlarin tümüne kiymis olan bu Iskender veledizinasi, aile entrikalarindan tutun (sadece kral soyundan gelmiyor..), karakterine ve biseksüelligine varana dek, ne kadar da bizim Misto Kemo$'a benziyor !.. Birakin benzemeyi, nerdeyse 2300 sene sonra hortlamis sanki !!! Peki nasil olur da Tirko kardeslerimizin “Altaylardan Gelen Yigit“ Ilber Ortayli gibi, Osmanli hayrani devsirme-allâme tarihcileri bu müthis benzerligi gözden kaciriyorlar, bir türlü anlayamadik !!! Son olarak, yine ortaligi karistiracak bir tezimizi daha yazalim: “Entrikacilar Balkan'lardan; tetikciler Kafkaslardan !!! ........ Öyle midir? Öyledir...Vesselam ! Öyleyse herkese selam ! (Haydiii, hayirli traslaaaar!...) TARIH AVCISI 7.5.8

Ona ceza olarak bize atfettigi kokmus baliklari zorla yeme cezasi... Coban'a ceza vermeyi unuttuk... Ona verdigimiz ceza: $ih Hazretlerinin o mübarek agzini acip, oraya bir güzel si...gacak sekilde kokmus baliklari teker teker indirmek ... Bir egzotik ve erotik kahkaha da $ih hazretlerine... * Sira geldi SOLAXI'ye: Itiraf etmeliyiz ki, akademisyen olmadigi hâlde, tarihsel gerceklere sasirtici bir bicimde en cok yaklasan Solaxi kardesimizdir; ve de kisacik yazisinda cok müthis bir tarihsel benzerligi yakalamistir ! ($ih'in bütün diplomalarini ona veriyoruz...) Sayet Iskender embesil ve ödlek III. Darius'a yenilip yakalansaydi eminiz ki oda bizim sümüklü Avdo gibi yalvarip “Durun lütfen beni öldürmeyin! Benim de anam Pers'tir diyecekti... Solaxi kardesimizin tek bir eksigi var olup; izniyle onu da biz temamlayalim; eee ne de olsa Tarihteki suclularin avciligina soyunmusuz Kurban ! Kendisini ölümden defalarca kurtaran ve tüm zaferlerini onlar sayesinde kazanmis olmasina ragmen onlarin tümüne kiymis olan bu Iskender veledizinasi, aile entrikalarindan tutun, karakterine ve biseksüelligine varana dek, ne kadar da bizim Misto Kemo$'a (sadece kral soyundan gelmiyor..) benziyor !.. Birakin benzemeyi, nerdeyse 2300 sene sonra hortlamis sanki !!!

Laf u guzaf! Iskender'in 2. Phillip'in oglu ve Grek/Makedon oldugunu soyleyen, iskender'in yasdadigi caglara da ait olan, onlarca, yuzlerce ve binlerce tarihci ve kaynak varken ve dahasi Farslarin bir kere dahi iskenderin kendilerinden oldugunu soyledikleri duyulmamisken sen kalkmis sadece bir kaynaga dayanarak akil almaz iddialarda bulunuyorsun. Kenan Evren'in Kurd oldugu iddiasinindan ne farki kaldi simdi bunun? Abdullah Ocalan bir tarihciye bile gerek biraktirmadan "benim anam tirktir" deyince yari tirk mi oldu peki? HeK'de feminist bir perspektiften meseleye bakayim derken "inference" yoluyla farkinda olmadan senin akil almaz iddiana kreditibilite kazandirdi. Simdi ben "bu mesaji okuyanlardan en az yarisinin uzerinde elbise var" desem bu mesaji okuyanlar "herhalde diger yarisi da cirilciplak yaziyor" diye bir 'inference' yapar mi yapmaz mi? HeK'in kendisi meseleyi bu inference ile birakmaz ve Iskender'in babasinin farsi olduguna gercektende inaniyor mu yoksa inanmiyor mu cikar soyler umarim. Ayrica Acemler kimlerdir, nerede yasarlar git forum istirakcilerinin kafasini karisitacagina git bir kitab karistir. Hayir, sen en iyisi uc-bes kitap karistir, cunki sadece bir kitap karisitirinca acayip iddialarda bulunuyorsun. Iskender'in Pars/Pers/Fars/Acem oldugunu ilk defa senden duydum. Allah bilir yanliz degilim. sHx

KRAL CIPLAK $IH EFENDI ! 1) Kusura bakma ama, sen henüz "Acem" ile Pers'i birbirine karistiracak kadar tarih biliminden uzaksin! “Acem“, özel olarak, Kürtlerin kücümseme anlaminda Iranli Azerilere verdigi isimdir; ayrica Kürtlerin atalari olan Medlerin de Persleri kücümsedikleri ve onlara kiz bile vermedikleri tarih kitaplarinda gecmektedir... Genel anlamda ise, “Acem“ kavrami tüm Iranlilara verilen isim olup Persler de bu etnik gruplara dahildir... Demek ki Acem ile Pers veya Fars ayni anlama gelmez. Yanildiniz ve bu nedenden ötürü lütfen özürünüzü bizden, diplomalarinizi ise Solaxi kardesimizden esirgemeyiniz... 2) Gelelim her iki tezimize: Sanirim birinci tezimiz olan "Gizli Baba" ve gizli baba soyuna duyulan kin-nefret ve onlardan öc alma" tezimizi ya pek anlayamadiniz ya da adini verdigimiz despotlarin icinde kendi aidiyatinizdan biri olmali ki, bir "bilim adamina yakismayacak kadar siddetli tepki gösterdiniz !!! Dikkat“ sadece kral degil siz de ciplaksiniz $ih Efendi... Selam bizden, özür sizden... TARIH AVCISI 7.5.8

MASSIMO MANFREDI: Your search ""Massimi Manfredi"" did not match any products. http://www.amazon.com/s/ref=nb_ss_gw?url=search-alias%3Daps&field-keywords=%22Massimi+Manfredi%22&x=16&y=21 ACEM: http://www.google.com/search?hl=en&safe=off&client=opera&rls=en&q=Acem&btnG=Search&lr=lang_tr ACEM: "Acem, Arapların kendileri haricindeki yabancılar için kullandığı, Türkçede İranlılar için kullanılan sözcük. İranlılar, genelde Acemler olarak bilinir." http://tr.wikipedia.org/wiki/Acem_(topluluk) ACEM: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=acem iran tarafina verilen ad (bilemem, 24.04.2000 01:49) iranlı (sersem yarasa, 24.04.2000 01:49) yaa, işte (bkz: acem kizi). (cyrano, 29.05.2000 12:03) [i][u][b]kürtlerin daha çok iran'da yaşayan azeriler için kullandığı deyim... (hayirsiz adam, 14.11.2001 11:52)[/b][/u] [/i] ... arapçada arap olmayan müslümanlar için kullanılır iranlılarla özdeşleştirilmiştir. (minerva, 10.12.2001 09:29) karagöz oyunu tiplerinden biridir acem. iran ya da azerbaycan'dan gelmiştir, varlıklıdır. eğlence ve dalkavukluktan hoşlanır, bol para dağıtır. abartılı konuşur, haa, bir de şiire düşkündür bu zat. kimileyin okuduğu farsça beyitlere karagöz'ün verdiği uydurma yanıtlar, oyunun güldürü öğelerinden birini oluşturur. (pencere amelesi peterpan, 05.06.2002 18:45) acem arapca´da yabanci demektir. sifat hali de (bkz: acemi) (uzun hikaye, 09.02.2003 18:20) (bkz: acem borazanı) (sarastro, 05.07.2003 16:18) ... (bkz: persian) (battize, 17.06.2004 14:27) türk gölge tiyatrosunda ve orta oyununda izlenen azerbaycan'dan ya da iran'dan gelen bir tip. eliaçık, gönlü yüce ancak atıp tutan bir kişidir. çoğu kez halı satıcısı, tömbekici, antikacı ya da ara sıra tefecidir. eğlence düşkünü olduğu kadar kendine dalkavukluk edenden hoşlanır. (bkz: gölge oyunu) (matarama su ko, 27.07.2004 23:03) ayvalık/sarımsaklı'da bir pansiyonun adı. (codex, 25.08.2004 16:47) acemlerin türk müziğine girişi ise; sultan 4. murad ın iran seferinde dinleyip beğendiği müzisyenleri beraberinde istanbul a getirmesiyle olmuştur. (chavezding, 03.09.2004 18:19) acemi kelimesi acem'den gelirmiş. başka bir deyiş ile acemler acemi olurmuş. (milanur, 10.04.2005 22:52 ~ 22:54) ...

$ih'im! Yine yanildin ve bu kadar yanlis ve inat ancak bir profesörde bulunabilir! Google'a yanlis isim girmissin! "Massimi Manfredi" degil, "Valerio Massimo Manfredi" olarak girecektin ve neler döktürdügünü görecektin ! Tüh tüh! Hek Hoca'nin dedigi gibi zamanimiza yazik ve seninle tartismaya degmez... Yine de hörmetler! TA 7.5.8

Evet. Bu kez dogru hecelenmis "Valerio Massimo Manfredi" efendiye yine baktim Amazon ve Wikipedia da. Manfredi'nin bir tarihci ve arkeolog oldugu geciyor bu kayitlarda. E peki ya Manfredi'nin Iskenderi konu aldigi kitap? Siki durun simdi soyluyorum: Uc Ciltlik bir ROMAN!!! Yani bu tarih avcisinin tarihi belge ve bulgu diye bize yutturmaya calistigi sey bir kurguymus.. bir yalan yani... bir masal!!! Ne demisti bu tarih Avcisi: [i]Biz de, Tarih Bilimi ve Tarih Felesefesinin, sadece bilimsel verilerle degil, Felsefe disiplini gibi, tezler ve hipotezler (varsayimlar) yoluyla gelistirilebilecegine inananlardaniz...[/i] Yaa demek bu tarih avcisina gore masallar da bilimsel veri sayiliyormus. Daha once dedigimiz gibi yolda buldugu hamsi baligini tuna baligi yapip bize satmaya calisan bir yalanci yani! Ayrica Acemler hakkindaki ifadesinin kaynak belirtmeden ek$i sozlukten asindirlimis oldugunu da yine hatirlatalim. Hurmetler ve Valiumlu saatler

sHx, İskender dönemine ait kaynakların oldukça fazla olduğu konusunda haklısın. Öyleki 20 bin kişilik bir kuvvetle birçok ülkeyi işgal etmesine ilaveten dönemin Roma'sı sayılan Pers imparatorluğunun sayısı 150 binlere varan ordularını iki kez üstüste mağlup etmesinin detay bilgilerine varıncaya kadar günümüze ulaşmış durumda. İskender'in savaş taktiklerinin 19. yüzyılın sonuna kadar bir takım ülkelerin askeri okullarında ders olarak okutulduğu bilgilerimiz arasında. Makedonyalıların savaş üstünlüğü profesyonel orduya ve teknoloji üstünlüğüne dayanıyordu. Profesyonel askerlik İskender'den önce de vardı. İskender dönemiyle birlikte uzun süreli katı eğitimle ve disiplinle takviye edilerek yeni bir şekle büründü. Prusya tipi askerliğin temel kodlarını Makedonların bu şaşaalı dönemleriyle ilişkilendirmekte mümkün. Diğer ordularda olduğu gibi İskender'in ordularında da soylular vardı, hatta soylulardan özel birlikler oluşturuluyordu. Ancak ordu yönetiminde yetkili olmak için soyluluk değil askeri yetenek esas alınmaktaydı. İskender'in Hindistan'ın kuzeyinden itibaren Avrupa'nın ortalarına kadar uzanan bir devlet ve monoblok bir kültür tesis etme ideali olduğu gerçeğe aykırı değil. Küçük Asya'nın batısı İskender döneminden sonra hellenleşti. Likler, Lidler, Karyalılar, Frigler, İonlar dıştan içe insan akımının da yardımıyla dilleri ve özgünlükleriyle birlikte tarih sahnesini terkettiler. İran coğrafyasında partı-hellenistik devletler kuruldu. Bilahare imparatorlaşacak partların çekirdek devleti parto-hellenistik bir devlettir. Zagrosların batısında kurulan Kommogene hellenlerle etnik bir ayniyeti bulunmayan topluluklardan oluşan hellenistik inançlara bağımlı asimiladosların devletidir. Kommogenelerin kral isimlerini, şehir, dağ ve akarsu isimlerini inceledim. Günümüz kürtçesiyle kullanılan isimlendirmeler arasında büyük benzerlikler yer-yer özdeşlikler var. Çok gariptir. Kiğı yöresindeki isimlendirmelerle Kommogene döneminde kullanılan isimlendirmeler çoğu kez ayniyet arzediyor. Dönemin dini ve felsefi algılayışını ne ölçekte etkilediğine dair önemli ipuçları, Nemrud dağında ipuçlarından öte kanıtları var. Arsamosata krallığının hellenistik dönemde kısmen canlanmasının ardından partlar tarafından tasfiye edildiğini biliyoruz. Partların o dönem paraları hellenistik figürlerle süslü. Nüizmatikte aynı etkiye işaret ediyor. Ancak etkilerin kısa süreli olduğu, tarihte fazla bir dönem sayılmayacak olan birkaç yüzyıllık döneme yayıldığını da bu arada belirtelim. II. Philip'in babasının iskitlerle savaşta öldürüldüğünü biliyoruz. II. Philip'in de iskitlerle sürekli savaşamak zorunda kaldığına dair tarihi bilgiler var. Makedonya devletine musallat olan Karadeniz'in kuzeyinden Kiev'den itibaren yayılarak Tuna nehrinin çıkışına Akkerman şehrini kuran iskit kollarıydı. İskender'den sonra da varlıklarını sürdürdüler. İ.S. 435 yılında Kırım (Kermana-Kirimana) merkez olmak üzere yendiden toparlanarak devlet oldular. Başkentleri Olbia günümüz Osetia' içerisindedir. yeni devletin ilk parası Olbia'da basıldı. Bugünkü Gürcistan-Ermenistan sınırlarını kapsayacak şekilde Karadeniz'in doğusunda iki devletleri daha vardı. Solakha ve Azzia devletleri de iskitlere aittir. Azak kalesi (eski kaynaklarda Az kalesi diye geçer) Azzilerin Kardeniz'e çıkışlarında kullandıkları en önemli limanlarıydı. Anapa şehri ise Solakha kralılığının ticaret mekeziydi. Karadenizin Güney kıyısını çevreleyen Zigana sıradağlarının ismi bu kavmin dilinden gelmektedir. Doğu iskitlerinin (farsça Zag, kürtçe zikti, asaragartiyalar) başkenti ise bugünkü Kerman şehriydi. Horasan'ı da içerisine alacak şekilde yöre başlangıçta Sakawana olarak isimlendiriliyordu. Bilahare sırasıyla Zakardiya, Sakistan, Seistan, Sîstan şekline dönüştü. Günümüz İran'ında aynı isimle eyalettir. Eyalet merkesi hala Kerman (Kîrman) şehridir. Hellenler yöreye Drangiana (Zerenc) diyorlardı. Zerenc aynı zamanda Sîstan'daki bir gölün adıdır. İran'da helenistik işgalden sonra ilk devlet Hazar Denizinin doğusunda kuruldu. Kurucularının Parnî aşiretler konfedarasyonuna mensup eşkaniler (iskitlerin orta dönem farçasındaki ismlendirmesi) olduğunu tarihi kaynaklardan izlemek mümkün. Başkentleri Hazar'a akan Atrek nehrinin kıyısında yer alan Nisa şehriydi. Kutsal Nis dağının tanrısına adanmış bir şehir.. Nis'in ne anlama geldiğini henüz bilmemekle birlikte Dionysos'un Nis Dağı'nın tanrısı anlamında isimlendirildiğini biliyoruz. Dionysos'un gerk panteonuna sonradan giren Asya bozkırlarının tanrısı olduğunu da.. Kürdistan'da Nis'ten üretilmiş başka şehirler de vardır. Nisibis (Nısebin), Nisib (Nizip). Hurrilerin eski başkenti bugünkü Kerkuk (Aleppo) yakınlarında bulunan Nuzi şehriydi. İskitler İran coğrafyasında Med ve perslerden önce devlet kurdular. İlk başkentleri günümüz Kürdistan'ı içinde bulunan Saqqiz şehriydi. Daha sonra İran'ı tümüyle işgal ederek Elam'a son verdiler. Elam'ın kuzeyinde Susa şehrini kurdular. Almanya'nın Saksonya eyaletinin eski ismini haritalardan takip ediniz karşınıza Sason ismi çıkacaktır. Devletlerinin çökmesinden sonra batıya göçeden Zag'ların torunlarının nerelere yerleştiklerine işaret ediyor. Kürdistan'daki Sason ve Sagertiya (Sagerd-Seerd-Siirt) isimlerinin bu kavimden kaldığını Herzfeld yazıyor. Asurlularla müttefik olarak Med ve Persleri uzunca bir zaman uğraştırdıklarını Asur kroniklerinden izliyoruz. Keyaksar'ın Lidya üzerine yürümesini sebebi Medler'den kaçarak Lidya'ya sığınan iskitlerdir. Lidyalıların geri vermeyi reddetmesi üzerine İ.Ö. 583 yılında savaş çıkmıştır. Darius'un Tarkya'yı işgal sebebinin iskit saldırılarına karşılık olduğunu ve Darius'un Tuna'ya kadar ilerlediğini biliyoruz. Asur kronikleri İ.Ö.835 yılından itibaren iskitlerden bahsediyor. Parsualarla birlikte anıyor. Medlerle ilgili ilk bahis İ.Ö. 815 yılına tarihleniyor. İskitlerin, Medler ve perslerle akraba kavimler oldğunu biliyoruz. Bununla birlikte İran'da hint-avrupa dillerinde yazılmış İ.Ö. 1000 yılından daha eskiye tarihlenen bir belgenin günümüze kadar bulunmamış olması düşündürücüdür. Elam'ın dili günümüz Sri-Lanka'sının bir ksımıyla Hindistan'ın güneyinde hala yaşayan dravidi dillerle aynı gruptandı. Avrupa'da hint avrupalı dilde yazılmış ilk belge Belgrad yakınlarında bulunmuş bir mumya sargısındaki yazılardır. İ.Ö. 800 yıllarına tarihleniyor. Daha eskisi ehnüz bulunamadı. İskenderin Doğu ile Batı kültürünü birleştirmek istediği tezi İskender'in işgallerine arka çıkan bir görüştür. Amaçlanan yakınlık İskender'den yüzlerce yıl önce vardı. İskender kendisinden önce işgallerle ve göçlerle atılmış temelin ayakizlerini takip etti. Konu hakkında lehte yada aleyhte yazarken, bilgilerinizi paylaşırken küçümsemekten kaçınmanızı öneririm. Sizde alışkanlık haline gelmiş. Bir konuyu doğru bulmazken doğru bilgileri sunmak yerine kişileri refüze eden yaklaşıma başvuruyorsunuz. Sizin anlayışınıza iltifat edilecek olsa tartışmalar tıkanır. İkincisi çok bilgili görünme isteğinize rağmen özellikle bu konuda fazlaca bilgili değilsiniz. Yazılarınızdan kendini beğenmişlik ve başkalarına metelik vermezlik akıyor. Gelişmemiş entel tavrı sizinki ama gelişmeyecek diye bir kayıt yok. Katılmak istemeniz iyiye alamaettir ki iyi niyetinizden kuşku duymazken katılım şeklinizi yadırgadığımı bir eleştiri olarak kabul ediniz lutfen. Konular ele alındığında doru-yanlış var olan tüm bilgilerin dökümü gerçekleşirse içerisinden yanlışlara itiraz yükseltmek, doğru olanlarını ayıklayıp geliştirmek için daha çok imkanımız olur diye düşünmekteyim. Yarar sağlayacak olan tartışma yöntemi budur. Yönteme itiraz ediyorum, çünki doğruları da anlaşılmaz kılıyor. Hürmetler.

Keke min, iyi guzel yazmissin "bilgiyi genisletmissin" bayagi arada sirada saga sola ukala tabirini de yakistirmayi ihmal etmemissin ama bunlar senin kendi orijinal arastirmalarin mi yoksa sen de bir yerlerde mi okuyup ezberledin? Universitede bir hocalik yapiyor olsan tamam derdik bu meseleyi bilmeseydi kendisine hocalik vermezlerdi, o yuzden bosver kendisinden kaynak istemeye gerek yok derdik. Kaldi ki bir universitede hocalik yapiyor olmak saglam bilgi sahibi olmaya isaret etmez. Bir zamanlar KP'de yazan ve Avrupada universite hocasi olan Prof. Doz. Dr. Dr. Dr. itrine sahip birinin kendi uzmanlik alani olan Uluslararasi iliskiler ve hukuk meselelerindeki zir cahilligini unutmus degiliz. Ayrica yukari gecmis oldugun bilgileri tirkceye tercume edilmis kaynaklardan mi ogrendin bu da onemli. Ayrica IO 800 yillarina ait belgeden felan bahsediyorsun. Bu belge de mi ceylan derisi uzerine yazilmis onu da merak ettim. Yok eger kaynak vermeyeceksen onu da anlariz ancak eger bilimsel makale yaziyormussun gibi dokturmene ne gerek va royleyse? "Bilimsel" yazdigin izlenimi vereceksen okura en azindan bir kac kaynak belirtmen dogru olmaz mi? Bak ben de bu foruma laf yetistirmeye calisirken ayni zamanda zozyal bilimler alanina giren bir ev odevi yaziyorum ve iki de bir ogrendigim her yeni sey ve (eger bana ait degilse) her iddia icin kaynak belirtiyorum. Yapmazsam bunu eger hoca kulagimdan cekecek! Hadi burasi bir forum diyelim kaynak belirtmekle zamanimizi bosa harcamayalim diyelim. Eyi de bir insan en azindan "bunlar benim kendi amatorce goruslerim" vs gibi bir cekince koymaya nicin gerek duymaz. Ukalaliktan dolayi mi gerek duymaz acaba? Bu mesele hakettiginden cok fazla uzadi. Delinin biri kuyu bir tas atmis vesaire vesaire... Hurmetler sHx

Kaynaklar kürtçe, ingilizce, isveçce ve türkçedir. Türkçeleri kürtler tarafından yazılmıştır. Kürtçe yazılmış, kürtler tarafından çevrilmiş Zuhdi El-Dahoodi ve Cemal Reşid Ahmed tarafından yazılmış eserler de kaynaklar arasındadır. Belgrad Belgesi İsveç okul kitaplarına girmiş Etruskler bahsinde yazılı olmasına ilaveten avrupalı dillerini inceleyen bir çok lingusitik ve etimoloji çalışmasında vardır. Bilmiyorsan öğren. Bilmemek ayıp değil ama bilmediklerine düttürü inşa etmek ayıp ve ukelalıktır. Sen bilgili değil bilgiçsin. Mumya sarılan beze ceylan derisi demek senin gibi her forumda ancak ukelalığıyla var olan, bilgiye çattığında kıvırıp tartışmadan sıvışan halis ukelalara özgüdür. Bilmediği konularda iddia edip ona buna sataşmayla tartışma yürüteceğini sananlar ukelalıklarına ilaveten edepsizdirler. Ama bu edepsiz sözü senin için geçerli değil. Sen kürtlüğünden utanacak kadar "edepli" birisin. Senin gibilerine bu kadar cevap yeter. Şimdi yallah!

1-solaxi benim iskender in ananesi konusunda yazdigimn annesi grek tir kesinligini elestirmekte hakli acikcasi iskenderin annesi grek veya degil bildigim yok. oyle olmasi gerektigini dusunerek-oyle kabulledilmis bir malumat olarak yazdim. gelelim sHx a ukela suclamasina. sHX un elestirilerinin bicimini ukelaca bulmak onun yazdiklarinin (YONTEM uzerine) kulak verilmesi gereken seyler oldugunu farketmeyi ortuyorsa bu iste bir yanlislik yapiliyor demektir. bilgi bilmek vs vs bu is copculuk gibi bir istir sonunda-sahibine ozel statu vermek icin degil kullanmak ve bundan haz almak icindir bilgi-bilim hosh ise yarar bir sey oldugu icin fonksiyonel oldugu icin herkese lazim kimsenin de tekelinde degil. her hangi br malumat bilim denilen zamazingonun uretilis YONTEMINE uymayinca o isi baska bicimde tarif etmek lazim. bu dunyada gercege yakinlasam cabasi sadece bilimin tekelinde de degil. ancak gercekle alakali maceralarda en kredisi yuksek alan burasi- niye? izledigi ve taviz vermedigi YONTEM den oturu. ShX bu yontemi hatirlatiyor. ve hatirlatmalarinda da hakli. varsa yanlisi bu YONTEMin sinirlari icinde karsi cikmak gerekiyor. ukelalik ? iyi mi kotu bilmem ama bilimle istigal edilen alanlarda disridan bakana ukelalik gibi gelecek tarzlara cok raslanir. ben de yapardim belki hala yapmaktayim. gene soyluyorum belkide cok itici bir tarzdir. ancak daha onemlisi tarza (zarfa) bakip mazrufu atlamanin tahribati ukelaligin tahribatindan buyuktur. dolyisiyla hep beraber ne ogrendik? YONTEM onemli- bir hipotezin yandaslari ve karsitlari bu hiptezi test edebilecekleri guvenilir veriler uzerinden irdeleyebilir (kisaca ) kesin bilgi (iskendrin annesi gerk mi degil mi?) ancak gene verilerin uzerinden kesinlik derecesi ifade edilerek soylense iyi olur. en yayagin vereilere gore ana nin gerek olmasi bilgisi de tarihi bir bilgi ise kesin olamaz. sHX YONTEM I hatirlatirken hakli dedik ona yonelik elestirim de sudur: kurdler insitutuleri-kurumlari -statuleri-devletleri olmadigi icin inatci YETENEKLERI sahipsiz bir ulustur yetenekleri sahipsiz ulusun cografyacisi kendi derledigi parayla yaya dunyayai bu cagda dolasmaya kalkar (bu gercek bir durumdur-ben okudum guneyli yasli bir kurd cografya merakindan oturu resmen yuruye yuruye nereleri gezmis-yabanci bir yayinda adamla roprtaji okudum-modern bilimin yontemlerinden bi haber olmasina ragmen-kendi basina kendi icinde tutarli bir akil yurutme ve bilgi toplama yontemi olusturmustu.hayran kalmamak mumkun degldi-bence bir deha idi ama ne yazik ki harcanmis ve muhtemelen kurdler arasindada harcanmis ciddiye alinmamis bir deha- muhtemelen bilimsel kabulun zorlanacagi bir suru malumati da terketmeyecek kadar benimsemis yanlari da vardi-ama son tahlilde bizi yansitiyordu.bilim de boyle kor yollara sapan dehalarla dolu-yani bu tur hata yapmak bilim de cok raslanilan bir sey. kurdler arasinda muthis yetenekli bireyleri darmadagin eden bir sadece dis kosullar degil-bizim hoyratligimiz da bu isten sorumlu. kurdlerin freelance yeteneklerinn keske bir devlet statu ve paraya sahip olan bir kurdistan parcasinda degerledirilip bu darmadaginik enerjiye sistematik bir cerceve olusturabilsek. onlarin derlediklerini (elbette secerek) ogrenirken da uc yuz yildir disina dustugumuz daha saglam YONTEMleri iyice ogrensek . dunyada daha guvenilir ve uretken bilimsel yontemleri edinebilmek -benimseyebilmek icin-kurd ler arasindaki bu darmadagin enerjiyi bir sekle semale sokmak onemli bir ugrastir. bu durumlara karsi kurdlerin (ben benzeri kosullarda olan halklarin) uygun bir sahiplenme-ogrenme-ogretme-yontemi gelistirmesi gerekir). vaktiyle ve hala epey kafa goz yarmis -kafasi gozu yarilmis (hata yapma ve kendisine karsi hatalarin yapildigi anlaminda kullandim-kovboyluk manasinda degil) biri olarak ben bu (holyer than thou tarzini da cagristirabilecek !) olgunlugu burda kurdistan cocuklariyla yazisa tartisa ogrendim -ogrenme surecine (hepimizin ogrenme surecine) saygi gosterelim- kurdlerin agir yukune saygi duyalim (napolyonun unlu sozune goderme-respect the burden, madam!) kurdistanin ufak bir dokunusla pirlantaya donusturulecek enerjisine severek sahip cikalim. fazla da melek gibi olmayalim pek inandirici olmuyor! arada bir kizgin atisma da oluversin-ancak orda takilip kalmayalim! neseli ve saglikli gunler HeK

Bu konuya kisa bir ekleme daha yapip kapatmak istiyorum. Bir hafta kadar once baska bir mesajimda dedigim bu forumlarda tarihi konular hakkinda yazan herkese ayni negatif elestirel gozle bakmiyorum. Tarihi meseleler ve sahsiyetler hakkinda yazan ve son iki yildir zevkle okudugum bir kac insanimiz var. Bu insanlarimizdan bazilarina kaynaklarini sormak dahi abes kacar kanaatindeyim, cunki onlar neticede bilimsel bir arastirma yapmiyorlar; tamamen aksine bir zamanin, mekanin veya sahsiyetin portresini ciziyorlar. Yani makalelerinde bir dengbej'in bir kahramanin hikayesini straniyla soylemesine benzer sanatsal ogeler icermekteler. Sosyal Bilimlerde bu tur yaklasimlarin teorisi bile yapilmis. Interpretive theory derler. Tabii ki bu interpretive theory, social SCIENCE'a yakisir bir sey olduguna sahsen inanmiyorum. Ama velakin bu interpretive theory Tarih arastirmalarina sipsak uyar. Ve bunu tarihi sahsiyetler hakkinda yazan bazi Kurdistanli yazarlarimizin farkinda olmadan bile cok guzel uyguladiklari kanatindeyim. Yani senin bahsettigin dunyayi okuya okuya degil yuruye yuruye ogrenen yasli Kurd adama duydugun hayranligi aynen ben de burada bazi insanlarimiza duyuyorum. Isimlerini bir kere bile anmis degilim. Bir gun kismet olur ve ozguven kazanabilirsem eger ben de onlarin portresini cizerim belki. Selamlar ve hurmetler sHx

1. Iranda Nisabur diye bir sehir var (mi?). Nisa Bur (Nisa puli) Nis'in Sehri). 2. Kim bu iskitler? Sagertiya? Aslinda fazla bilinmeyen ama var olanbir ses degismesi de g nin z ye donusmesidir. Sagert=SaZert ZaZert= acaba ZAZA? SaGertiya = SaGert s=h=0 (sifir) geriye Zazalarin bir kisminin kullandigi "Kirt" kelimesi de ortaya cikabilir. (neden bazi zazaca kelimler ruscaya cok benzemekte? ornek (tuz) soli. (Asagi saksonya SALzburga yakin mi?) "Kimbilir daha neler gizlidir kelimelerin golgezinde???"

dusuncelerimi daha direk yazayim 1-iskender in annesini kimin hamile biraktigi ile ilgilenen tarihle ilgilenmem 2-her hangi bir kisinin babasi herhangi bir kulture ulusa ait olabilir-bilinen babasindan farkli bir asil baba olabilir (hatta bazi durumlarda kimin baba oldugunu anne bile bilemez-ehh dna testi filan da imkan dahilinde degilse, bize de ilan edilen ve kabul gorulen baba yi baba olarak kabuletme duser). bu acidan iskenderin babasinin pars olma ihtimali ile ne bileyim mekodin sarayinda o anda bulunan bir kole olma ihtimali de ayni olcude mumkundur.burda ihtimaler asiri bicimde artacagi icin-bu mevzuya kafayi takmak (cok ozel bir neden yoksa)tuketilemeyen bir ise nafile cabaya girmek demektir. 3-ortaya atilan her tezle bilim ilgilenir mi? bence hayir-kimsenin vakti bu kadar kiymetsiz degil 4-ortaya atilabilecek binlerce tezden hangisi ile bilim ilgilenebilir? ciddye alinacak verilerle birlikte atilan hipotezlerle 5-aleksandrin babasinin pers olma olasigi yada berberi olma olasilgi yada german olma olasigi her zaman vardir ancak bu hipotezlerin bilimsel olarak ciddiye alinmasi icin en azindan indirek verilere dayanmasi gerekir. var mi boyle veriler? egri oturuo dogru konusalim-eger alexandre konusu gibi binlerce tarihcinin direk uzmanlik alani olmus-yillarca zaman enerji para harcanmis bir mevzuda bu tarihcilerin uzanamadigi erisemedigi bir ozel bilgiye erisip buna dayanarak boye bir iddayi temellediriyorsaniz olay ciddiye alinir-aksi halde hep beraber bu tezin etrafinda guzel bir munazara yapmakla kalmis oluruz ki bilimle de bu isin alaksi oldugunu sanmiyoirum-fakat yontem -kultur filan ogrenmis oluruz-b da bir kazancitir. ancak bilimde az da olsa nomenclatur disindan da hakimparadigmayi dlip gecen ziplamaar yasanabilir-ancak bunlar oyle kolaycilikla degil-korkunc bir caba ve saglam bir YONTEM ile mumkundur. 5-ben zaten sosyal bilimlere "bilim" diyemeyen taifadanim-amma yanlis amma dogru psikolji disinda zozyal bilimlerin yontem ve malzeme isleme seklini fizik kimya ve biyolji nin yontemlerine yakin bulmam vs vs bu konuda sHx gayet guzel br ozet yazi gecti-okumamis olanlar onu okuyabilir. hal boyle olunca eger fizik kimya biyoloji ye bilim denilecekse otekilere baska bir ad bulmak icap eder-veya otekilere bilim denilecek ise FKB ye baska bir genel ad bulmak icap eder- bunu bakalim gelecek yillarda yapacak cikacak mi? tarih sosyal bilimlerin en curuk verilere dayanani oldugu gibi-en fazla insanlar tarafindan (amatorler, milyetciler, anti-milyetciler, sosyalistler, romancilar, sairler, filimciler vs vs) cekistirilip kendi kitaplarina uydurulan bir disiplin oldugu icin , akademik yontem icinden (bol miktarda karist yandas ortada akedemisyenin kritiginden gecemis olanlar da bir olcude dahil olmak uzere) veya disindaki malzemelerde iyice cigrindan cikmis bir yerde uydurulmus veya yakistirilmis veya yanlis anlama ile kusaktan kusaga aktarilmis malumatlarin kirila gittigi bir alandir. burda bir alintiya da deginmek isterim iskenderin anasi grek degil! (solaxi) sekilde bir kesinlik icin vallahi ne bileyim iman etmis olmak lazim gelir ki-ben tarihi birakin fizige bile iman etmeyi hic bir sevdigim dostuma onermem! beni komple "agnostik" ilan etmeyin ama suphe -oyle cahil suphesi degil-uretken sorup sorusturan-durdugu yerde durmayan onune konulan her malumati -paradigmayi yalayip yutmayan uretken suphe galiba hepimize en luzumlu seydir. bu acidan eledeki verilerin cogu iskender icin helen diyorsa -bu allahin emri gibi dogru oldugu icin degil bu malumat-bilgi eger bizim oteki bilgi maceralarinda hic etkilemeyecek ise bu sekilde kabul etmek bilgi surecini bilme surecini yaralamayacak durumda ise kabul edip asil ise fokuslanmak makul bir yontem sayilabilir. ancak bir arap milliyetcisi oryaya cikip araplarin halisane ozelliklerine sallahdin i ornek verirse ona selahadinin kokenini hatirlatmakta bilgi-bilme sureci acisindan fayda vardir. koken isi boyle bir fonksiyonelik icin yarar saglar aksi halde fazla bir manasi kalmaz. bir baska kurd de sadece sallahaddin i ornek verip kurdlerin nasil cengaver yetistirdigini-ne buyuk tolerans kaynagi olduklariyla boburlenme genellemesi uretiyorsa adama abdo yu ornek vermek fayda saglar. eger derdimiz boburlenmek degilde gerceklere mumkun oldugu kadar yakinlasmak ise tabii. (gerceklere mumkun oldugu kadar yakinlasmak dedim gercegin gobegini bulmak demedim- gercegin ne oldugunu nerde durdugunu da henuz bilen birileri var mi ben bilmiyorum.) son not ta iskandari abdo ile benzetme uzerine iskenderin cok yakin arkadasini oldurdugunu ve bir de yetenekli generalini oldurdugunu yuzeysel bilgi halinde bir yerlerden ogrendim. ancak daha saglam kaynaklardan iskender deoneminde dogu ile bati arasindaki temel farklari analiz eden kaynaklarda -helen kulturunun esitler rasinda birinci-primus enter pares - e dikkat ettigini yani soylular -aristokratlar arasinda demokrasi gelenegini o donemlerin musade edecegi oranda uyguladigini da okudum. bu ne demek? bu su demek; iskender muthis askeri yeteneklerini ve cesaretini kisa surede ve bir cok savasta kanitladiktan sonra-insanlarda sik raslanabilecek bicimde megalomanliga meyl etmesi uzerine, generalleri onu aciktan elestirmeye baslamis ve onun dogulu despotlara benzemekle suclamis olduklari soylenir. her hangi dogulu bir generalin dogulu bir despotu elestirmesi akla bile getirilemez. malum dogudaki sahlar kralar imparatrlar helen sistemine nazaran mutlak despotlar olarak kaynaklara gecmis durumdadir. bu malumat gercek mi batinin historigrafisi mi bu uzun bir mevzu-ancak ben bugune bakip bunun bal gibi gercege yakin bir teshis olabilecegine inananlardanim. bu acidan iskenderi en yakin generallerini habire kesip bicem bir imparator gibi resm etmek hangi kaynaklara dayandiriliyor dogrusu merak ettim. cunku bu bilgi benim yukarida aktardigim dogulu despotlara aletrnatif iskender imajini yalanliyor. iskender hic bir isgalci imparatora nasip olmayacak bicimde dogu da peygamber katina cikartilmis biridir- doguda bugun iskender adi ta ege kiyilarindan hindistan a kadar uzanan bir cografyada hala yasiyor, eger yanilmiyorsam, aynisi ne cengiz icin gecerli ne timur ne dara icin. bunun bir aciklamasi olmali ki muhtemelen bu iskenderin dogulu toplumlara kendi iclerinden cikan despotlara kiyasla daha human bir izlenim yaratmasina bagalaniyor olabilir. dikkat olabilir diyorum-kesin mesin bir sey yok ortada. geleleim MO 300 kusurlarda yasamis bu adami 21 yy daki abdo ile kiyaslamaya bu karsilastirma eski donemleri o donemlere haz zihinsel duzeyi somut kosullari-kulturu iviri ziviri bugunun deger yargilari ile degerlerndirmek (parakronik yaklasim) olur ki pek de dogru olmaz. sadece bu mu? iskender bugun hala bati uygarliginin handikapli oldugu melting pot yontemini yani irklarin karisimini kendi bizat uygulayarak ve generallerine de uygulatarak ilginc bir yontemi akil etmis biridir-askeri yetenekleri yani sira. adam muthis cesurdur abdo ise tum zamanlarda esine az raslanilan bir korkak adam yetenklidir-bana bu abdo nun cukura dusmus-dusurulmus caresiz kurd halkinin zayifliklarinin uzerinde yukseleme murdar-yetenegi disinda bir yetenegini gosterin? iskandar basarilidir (bu kriter benim icin hic onemli olmasa da bir cok kisi icin onemli somut bir kriter) abdo ise aleni basarsizligina ragmen, yag gibi suyun uzerine cikmaya cabalayan ve basarisiz yontemlerini edepsizce hala topluma dayatan biridir. iskandar dara nin eline esir dusesydi ne olurdu? halamin biyiklari olsaydi amcam olurdu! herkese sevgiyle karisik hurmetlerimi sunarim kiymetli kurdistan cocuklarinin kiymetini bilin derim baska da soz soylemem

Hocam, [b]iskenderin anasi grek degil! (solaxi) sekilde bir kesinlik icin vallahi ne bileyim iman etmis olmak lazim gelir ki[/b] diyerek 'ti'ye almışsın. Haklısın. Benim yazımın son üç cümlesi tartışma ortamını yumuşatmak için espri mahiyetinde yazılmış cümlelerdi. 'Anası grektir' kesinliğiyle aynı imandan neşet ettiğine kanaat buyurup affediniz. Ne de olsa din gardaşıyız. Dokundurma yerini bulmuşsa espri işlevini görmüş demektir. İskender'in annesinin kökeniyle ilgili bilgi sahibi değilim. Gerçeği bu. Olasılıklar üzerine mütalaa yürtmeyi de doğru bulmuyorum. Benim yapmaya çalıştığım edindiğim bilgileri paylaşıma sunmaktır. Tartışma ile doğru bulunmaz. Ancak bilgiler genişletilir. Elde edilen bilgilerin sorgulanması, mukayesesi ayrı bir çalışmayı gerektirir. Bu konuda seninle hemfikirim. Sunduğumuz ipuçları sorgulamaya araştırmaya muhtaç. Bilgi üretmeye hele özellikle tarihi bilgilerini başkalarından derlemek zorunda bırakılmış bir halk olarak bu konudaki bilgilerimizin sınırlarını zorlamaya ihtiyacımız var. Bu konu hiç kimsenin tekelinde değil. İzady gibi akademisyenlerimizin düştüğü hatalara ilaveten kürtler adına tarih yazanların ezici ekseriyetinin ilgili dalda akademik eğitimlerinin olmayışı bu konuda sorgulayıcı olmayı gerektiriyor. Senin az bilgili olduğun tarihi geçmişe ilişkin bilgilerine hemen bilimsellik izafe etmen, farklı bilgi ve görüşlere sahip olanları bilim rayından dışa itmen önce didaktik değil tabiiki burada bilimsellik adına bir hata da var. Bilim kimsenin tekelinde değil. Tarih konusunda akademisyen de değilsiniz. Herkes görüşünü söyleyecek ve dağarcığındaki bilgilerini görücü karşısına çıkaracak. Bunu neyin bilim olduğunu oylayalım anlamında söylemiyorum. Tartışma forumunun misyonunun ne olması gerektiği anlamında izaha çalışıyorum. Çıtayı yükseltmek daha bir faydalıdır ki bunu yapmaya oldukça yeterlisin. Bilimsel yaklaşmaya çabaladığınız ise takdire şayan bir gerçek. Şapka çıkarırım. sHx'te oldukça bilgili ve yeterli bir arkadaşımız. Yanlışları bile munisçe, iknaya özen göstererek ele alırsak öğrenen, kazanan hepimiz olmazmıyız? Senden öğrenecek çok şeyimiz var ama sertlikle değil. Öğretmek istediğiniz zaman öğretici olmayı, didaktik durmayı pekala başarabilmenin ötesinde inceliklerine de vakıfsınız. Benim eleştirim bilgisizliğinize değil, bilginize. Sakın yanlış anlaşılmasın. Şüpheciliğin son derece doğru, buna bilinemezci olduğun yakıştırması yanlış ve haksızlık olur. Şahsen yaklaşımını doğru bulduğumu da eklemeliyim. Hürmetler.

Hocam bu mesaj zincirindeki ilk mesajina dikkatini cekmek isterim. Feminist perspektifle meseleye baktigin mesajinda aynen sunu baslik olarak "kesin olarak bir sey var ki..." demissin. Mesajinin ilk bolumu ise aynen soyle: "o da annesinin grek oldugu babasi kim? burasi kesin degil belki grek belki pers belki ??" Simdi bu ne anlama geliyor? Iki anlama geliyor 1- Iskender'in babasi kesin Grek olmayabilir 2- Iskenderin anasi kesin Grek. Eyi de iskenderin babasinin grek olamayacagina dair duydugun kusku kadar, Iskenderin anasinin da grek olamayacagina dair bir kuskuyu nicin duymuyorsun ben bunu anlayamiyorum. Bunu yapilmamis olmasi, yani iskenderin anasi Grektir deyip babasi icin soru isareti kullanilmis olmasi, ister istemez babasinin pars olabilecegine dair TA'nin iddiasini guclendirecek bir "inference" yaratiyor maalesef. Feminist perspektife gore Iskender'in anasinin grek/makedon/pars/patagonya/merih'den de olmasi pek onemli degil yeter ki anasinin orijini hakkinda bir bilgi iletilsin okura. T.Avcisi, Iskenderin sadece babasinin pars olabilecegini iddia ederken sadece babasinin genleri onemli gibi bir inference yaratiyor. Ancak sen bu inference karsi cikarken farkinda olmadan Iskender'in babasinin Grek olmayacagi yonunde baska bir inference yaratiyorsun. Bunu tabii ki farkinda olmadan yaptigini saniyorum ancak TA senin bu "inference"ni (ve dahasi senin tabii bilimlerdeki bilim adami statunu) Iskenderin babasinin grek olmadigi iddiasini guclendirmek icin kullaniyor. TA boyle yapinca, bize de maalesef iskenderin babasinin orijini hakkinda senin vermis oldugun inference'i dikkate almayip direk ve acik acik sana sormak kaliyor. Bu inference meselesinin iskenderin ozel tarihiyle ve genel tarihle ilgili bir alakasi yoktur. Ama felsefe ve bilimle alakasi olan "reosoning process" denilen zamazingo ile cok yakindan bir alakasi var. Yukarida bir ornegini verdim zaten. Bir ornek daha vereyim istersen: "Evdo'nun kesin en az yarisi Kurd'dur" gibi bir ifade kullanirsam eger, bu ifade Evdo'nun diger yarisinin Kurd olamayabilecegine dair bir inference yaratir mi yaratmaz mi? Bal gibi de yaratir. Ve eger buna ek olarak Evdo'nun kendisi "benim anam tirktir" demisse, e peki gelecegin tarihcileri Evdonun orijni hakkinda nasil sonuclara varir acaba? Her neyse cok uzadi bu mesele Selalar ve hurmetler. sHx

Hocam, Bilgileri tashih eder ve denetlerken ikinci bir hususa parmak bastın. Bilimsel tartışmada esprili yaklaşımın yeri olmaması gerektiğini öne çıkardın. Yazdıkların doğru. Espri sulandırmaya ve yanlış anlatıma vesile oluyor, dolaysıyla çarpıtmaya yarıyor. Ben kendi bilgimi aksine bir kayda sahip olmadığım halde bizzat kendim çarpıtmış oldum. Keşke esprili satırları yazmasaydım pişmanlığı oluştu. Bunu size borçluyum, teşekkür ederim. Neşeli günler dilerim. Hürmetler.

slm sHx sarfettigim o cumle hatali solaxi de o hatayi elestiriyor ve hakli. ancak veriler ve biyolojiye gore kesine en yakin idda ananin grek oldugu. bu kesinlige yakinligi matematiksel bir limit islemi ile kesin yapmak mumkun ancak baba meselesi biyolojik olarak hep muglak kalmaya mahkum-(simdi biri cikip kral Philip in mezarindan dna ornegi alip elde bu ornek orta doguda iskender dna si taramaya da cikabilir-var boyle bir dandik proje cengiz han geni arayan-sarlatan bir gen bilimci). baba ve ana ile ilgili iddalarin kesinlige yakinligi ayni degil. ancak bu babayi fars yapmaz tabi-yanlis anlasilmalardan da sorumlu olursak vay halimize bu mevzuya ukelalik suclamasi uzerine baslikli notla degindim-senin bu yazini okumadan once! sonra bu notunu gordum. ilk yaziyi bana yazdirtan suyydu (savunma degil hizli yazmanin rezaletlerini tamir etme) anasi grek (veya zart zurt her ne en fazla veriye dayandirilarak kabul gormus ise) en azindan anasi vasitasiyla % 50 sini bilyoruz. yani ben bu tartismaya iskenderin babasinin su yada bu olduguna ilgi duydugum veya anasinin su yada bu oldugunu bildigim icin girmis degilim. TA in da olgunlukla kabulettigi hepimizin uzerine sinmis bulunan ana yi birakip baba ya bakma olayina yonelik yazdim. sen de bunu belirtmissin zaten-feminist perspektif diye- feminist degil ana-kollar perspektif diyelim. senin de gordugun gibi YONTEM uzerine sorunlarimiz var-sadece kurdlerin degil bilim in de var ama biz henuz bilimin yontemlerini tartisacak pazari kuramadik (ulusal anlamda tabii). kurdlerin hic bir seyi olmayinca kendi baslarinin caresine bakma haklari doguyor ve bu alanda cabalayan bir suru insan var. dolayisiyla "ukelalik uzerine" yazi biraz da buna degindim. net ortamlarinda cok defa ukelalikla suclanmis biri olarak- bu suclamalarin bir parca gercegi yansitigini da kabul edip-bu arazimi duzeltmeye cabalayan biri olarak bu mevzu cok ilgimi ceker. ancak ukelalik olarak algilanan bir suru sey de aslinda yapilmasi gereken sansursuz bir elestiridir de. bu iksini sik sik birbirine karistiriz. bunu da milletin kalbini fazla kirmadan dile getirmeye cabaladim. ancak HeK liktenn se BB ligie gecme zamani geldi galiba. fazla kibarlik beni acaip yoruyor. en iyisi HeK i biraz izne goderip BB yi hafif tarzi ile nobete cagirmak. en fazla ciddiye alinacak konuyu da hafife alabilmek lazim derim. paradox gibi gorunse de-bize has bazi durumlari yipranmadan haletme imkani yaratabilir bu tarz. vs vs vs neseli (vurgu burya!) ve saglikli gunler.

Hocam ben kendi aklima yatkin gelmeyen enformasyonu kendi halkima layik gormem. Bu forumlarda bir Kurd'un bile yalan yanlis bilgilerle donatilmasina benim gonlum razi olamaz. Isteyen bunu ukalalik olarak gorsun, zerre kadar umurumda degil. Ben halkimin dogru bilgilendirilmesini bir gorev olarak goruyorum. Hadi Kuzey Kurdistan'da okul yok universite yok ve Tirk'in yolundan yordamindan baskasini bilmiyoruz diyelim. Bu forumlarda yazanlarin cogu Diyasporadan yaziyor. Diyaspora da da mi sartlar tirkiyedeki kadar zor? Diyaspora cikmis Kurdler nicin yirmi yillik, otuz yillik tecrubelerine ve dil ogrenme firsatlarina ragmen hala bilgilerini, yollarini yordamlarini tirkceye cevrilmis, tirkiyede basilmis kitaplardan aliyorlar? Bazi insanlarimiz var ki 20-30 yildir fiziken diyasporada yasayiyor olmalarina ragmen zihnen hala Kurdistandalar, daha da kotusu tirkiyedeler hala. Bir koza da yasiyorlar sanki ve urettiklerini ipek kadar degerli saniyorlar masallah! Kulturden dahi bahsetmiyorum burada bilgi edinme yollarindan bahsediyorum. Bir romanda okudugu bilgileri belimsel belge diye bize yutturmaya calisan cehalet diyaspora urunu mu acaba? Bilgi korkulacak bir sey degildir. Ancak bazi bilgiler var ki inanin kendim dahi bu bilgileri edinmekten korkuyorum. Avrupada, Amerikada, ve hatta dunyanin obur ucunda dogmus veya cocuk yasta gelmis Kurdistanli cemaat bu ulkelerdeki egitim sisteminden ne kadar faydalaniyorlar? Bu ulkelerin dillerini ne kadar iyi konusuyorlar/yaziyorlar? Bu ulkelere ne kadar entegre olabilmisler? Inan ki bunlari bilmekten korkuyorum. Korkum odur ki diyasporadaki genclerimiz Kurdistandaki genclerimizin ancak ruyalarinda gorebildigi egitim firsatlarini hovardaca harciyorlar. Ben yillar once bunlari soyleyince de bu yasadigim ulkedeki cemaat benimle dalga geciyordu. Ukala diyorlardi. Eger on-bes yirmi yil sonra bu kez bu forumlarda ukala diyeceklerse varsin desinler. Eger bu forumlardaki uc-bes yil icerisinde uc tane bes tane genci kendi ana ve babalarinin zir cehaletini takip etmelerinden vazgecirebildiysem, ne mutlu bana! Ebediyen ukala olarak bilinmeye raziyim. Bir Kurd'un gururu incindi ama uc-bes Kurd hayatini kazandi. Net sonuc: Kurd halki daha karli cikti. Mesele bu kadar basittir. Selam ve hurmet

[b]Halka neyi layık görüp neyi görmeyeceğine[/b] karar mercii olarak kendini göstermek yine kendini tartışmanın merkezine koymaktır. Halk adına karar vermeye kalkışmak zorbalığı da cabası. Fikrilere doğru-yanlış bağlamında karşı çıkılır. Halkın yüksek menfaatlerine binaen fikir reddetmenin bilimselliği de olsa-olsa zatınıza münhasır olsa gerektir. [b]Bazi insanlarimiz var ki 20-30 yildir fiziken diyasporada yasayiyor olmalarina ragmen zihnen hala Kurdistandalar[/b] el Hak öyleyizdir. Her ot kendi kökü üzerinde yetişir. Bu felsefi izah tarzı aynı zamanda botaniğin bir kuralıdır. Biolojik kural yani. [b]yasadigim ulkedeki cemaat benimle dalga geciyordu. Ukala diyorlardi[/b] desene hastalığın kronik... Birleri sana dedi diye senin de başkalarına kullanmana bilim üzerine birkaç laf etmişliğin tahtında haklılıkmı peydahlıyorsun? [b]Bu ulkelere ne kadar entegre olabilmisler?[/b] Entegrasyon halklar ve fertler sözkonusu olduğunda başka toplumların ve kültürlerin içinde erimektir. Senin cehaletine ilaveten kişilik ve kimlik zaaflarıyla dolu olduğun ortaya çıkıyor. Demekki kürtlüğünden utanmanın derin nedenleri var. Kürtleri küçük gören, bu yaygarayı devlet hakkını inkara mesnet eden icazetli bilimin daha doğrusu kolonyalizmin yaydığı propagandanın etkisini hala kıramamışsın. Avrupa'da, dışardan gelen her ferdin kendi ulusal şekillenmesini koruyabildiği ve hissettirebildiği bir ortamda senin kendi kimliğinden kaçışın kendini hiçe indirgediğinin itirafıdır. Tarih alanında herhangi bir konuyu ele alıp konu hakkında detaylı analizler yapabildiğin vaki değil. Bilim yöntemi diyerek iki paragrafı geçmeyen yazılarınla sanki bilimselliğin ölçütüymüşsün gibi davranman da bilimden ne kadar nasiplendiğine işaret ediyor. Kaynak konusuna gelince. Bunu saldırmadan insan gibi sorabilirdin. O zaman Herzfeld'den Cristiansen'e, Plutarkhos'tan Strabo'ya, Nyberg'den Renfrew'e kadar farklı dönemlerde ve dallarda yazan ismlere ilaveten Bilal ve Gürdal Aksoy kardeşler, Cemal Reşid Ahmed, Mazhar Kemal Ahmed, İzady, M. Emin Zeki gibi kürtlerin yazdıklarını kaynaklarıyla ve yararlandıkları kaynakları test ederekten önemli bir biblografya çıkararak okurların yararlanmasına sunabilirdik. Burada isimleri kısa tutuyorum. Yazdığım kısa makalenin kaynakçası tek başına makalenin beş katı yer tutardı. Kaynaklar da didiklenirdi. Herodot'un, Nikitin'in, Minorsky'nin yazdıkları test edilir referansları süzgeçten geçirilirdi. Sen zannediyormusunki ben bunların hepsini yapmadım? Neyin tartışılıp ne kadar tartışılacağına sHx hazretleri karar verecek. De hade sende.. [b]forumlarda tarihi konular hakkinda yazan herkese ayni negatif elestirel gozle bakmiyorum[/b] bu yazdıkların önce ayrımcılıktır, sonra cehaletinin belgesi. Üzerinde fikir sahibi olmadığın, hiçbir araştırmanın olmadığı, çoğunu ilk defa işittiğin terimler ve yabancısı olduğun bir konu hakkında nasıl bu kadar önyargılı olabildiğini sormayacağım itirafın yukarda duruyor. Negatifmişş.. İstediğin kadar ol. Senin negatif olman yüreğindeki ezikliğe derman olacaksa ol ama kompleksin itkisiyle başkalarına saldırma ve bunu bilimin ardına saklayarak bilimi de rezil etme. Bilimsel duruş bu tavrından çok uzaklarda bir yerde ve sen kendini kaybettiğin yerde ara bay entegre asimilados. [b]Isteyen bunu ukalalik olarak gorsun, zerre kadar umurumda degil.[/b] Sadece ukela değil küstahsın da.. Sanki sen çok umura gelen birisin. Okurlara yansıtmaya çalıştığın yanlış imajın pekişmemesi adına yazıyorum. Yoksa cevaba değer değilsin. [b]yollarini yordamlarini tirkceye cevrilmis, tirkiyede basilmis kitaplardan aliyorlar?[/b] Keramete bakın ! Önce benim hangi kitapları okuduğumun kerameti, sonra adıyla yazmaktan çekinen bir zırtonun çoğu yaşamlarını ortaya koyarak Türkiye'de ve türkçe olarak ama kürt yayıncılar ve yazarlar tarafından yayına hazırlanmış eserleri küçümsemesine bakın. Aslında bu değerli insanlar adına başka hitap tarzını hakediyorsun ama değmezsin. Türkiye'de kürtlerle ilgili araştırmalar yapan ve bunu türkçe yayınlayan araştırmacıların ve yayınevlerinin sorumluluları hergün mahkeme kapılarında sigaya çekilip ceza üstüne cezalar alırken dalağını dışarda bıraktığı yetmezmiş gibi başını kuma gömüp kıçını dışarda bırakanlar yetişemediği ciğere murdar diyen kedinin endamını da iyi hıfzetmiş anlaşılan. Utan be! Sen de "bilimsel" yazılarını türkçe serdediyorsun. Mahzuru varsa niye türkçe yazıyorsun? İnanmadığın işi niçin yapıyorsun? Budamı "bilimciliğinden" kaynaklanıyor? Ulema kısmının hikmetinden sual olunmaz ya. Affoluna. Ahmet Zeki'nin Sırac'a yazdığı yazıya ilişkin de itiraz koyarken de aynı terbiyesizliği yapmıştın. Burada da tekrarladın. Kimin hangi konuda kime yazacağının izin mercii sen değilsin. Bütün kredilerini kullandın. Haddini bil daha fazla terbiyesizlik etme. Sen bunu huy edinmişsin. Önce tartışma adabına uy söyleyeceklerin ve hele itirazların varsa bunu insan gibi söyle. Birileri muhakkak seni ciddiye alır. Seni adama sayıp cevap vermem bile sana yapılmış bir jesttir. Tepmeye kalkışırşan eşekten düşmüşten beter olursun. Tıpkı bugün olduğun gibi. Hiçbir şey olmadığının farkına varmış olmak seni herşeymişsin gibi davranmaya itiyor. Çözümü sadece bir tek şey olmayı başarmakta yatıyor. Sen de birşeyi ama sadece bir şeyi başarmaya programla kendini. Unutmaki herşey olmaya çalışan hiçbirşey olamaz. Herkes kendi alanında söz sahibidir. Her alanın otoritesi olduğunu sananlar senin gibi bilimden naiplendiği sanısı taşıyanlardır. Bugünkü tartışmalar ilerleyebilir ve birçok malzeme değerlendirmeye sunulabilridi. Eğer bilgin ve becerin varsa sende malzemeleri didiklemeye katılabilirdin. Hissiyatn sağduyuna galip geldi ve tartışmanın içine ettin. ettin de ne ettin? Bilgi akışını kesintiye uğrattın. Bu kadar cahil ve sakarsın. Seni bilgili diye teşvik etmeye, onare edip katmaya değmediğini, çünki verebilecek, katabilecek bir bilgin olmadığını agressiviteni sergileyerek kanıtlamış oldun. cahiller bilmedikleri konularda sıkıştıklarında bilgili imajının tehlikeye düşeceği zannıyla senin gibi şeditleşirler. Başka hiçbir marifetin yok. Senin gibilerden bilgi derleyecek kürde acırım. Önce insan ol bilim insanlar içindir. Siyasette..

HeK Hoca, $ih Efendi'nin birilerini ve bir seyleri koruma icgüdüsü ve feryatlarindan biraz tirsmis olmali ki, sabahki yazdiklarindan biraz cark etmis görünüyor ve ille de bizden belge ve bulgu istiyor! Mâdem öyle, i$te sana en büyük bulgu, belge ve hatta yetke Hocam! Gecenlerde bir Tirk kanalinda (Discovery tarih ve bilim kanalindan alinmis olabilir), 1978 yilinda arkeologlarin Makedonya'da II. Filip'in mezarini bulduklarisöylendi ve gösterdiler... Konusmasi tercüme edilen Yunanli bayan Arkeolog fazla bilgi vermedi !... Belki de resmi makamlar, genetik gerceklerin ortaya cikmasini istemiyorlar... Bulunan paralarin üzerinde Iskender'in resmi de vardi. Mezar(lahit) belki de Iskender'in mezaridir; ya da aile mezarligidir. Vasiyeti üzerine, öldükten sonra veya adamlarinin kendileri onun naa$ini Makedonya'daki aile mezarligina getirilmis olabilir... Sirf bunun icin Makedonya'ya gitmeye ve arastirmaya deger... Biz de, Tarih Bilimi ve Tarih Felesefesinin, sadece bilimsel verilerle degil, Felsefe disiplini gibi, tezler ve hipotezler (varsayimlar) yoluyla gelistirilebilecegine inananlardaniz... Bilimsel bagnazlik, dinsel bagnazlik kadar tehlikelidir ve bilimler icin en zararli davranistir... Anlasilan, $ih Efendi'nin bizlerden ögrenecegi cok sey var henüz... Kendisine hörmetlerimizi sunariz TARIH AVCISI 7.5.8

merhaba sHx yontem konusunda yaptigi uyarilarda hakli bu uyariyi yazis tarzi da bana yonelik yazsaydi beni hic rahatsiz etmezdi-ama kisiden kisye degisir bu durum. korktum mu? wallahi filan cekecek degilm-bir cok seyden korkarim amam sevdigim kurdistan cocuklarindan korkmak aklimin ucundan gecmedi. sence sHx korulacak biri mi? hocam yapmayin etmeyin hepimizi hata yapma HAKKIMIZ var. hata yapmadan is yapilmaz. yonetmin bilimsel degil populer olabilir ama adina bilim denilen seyin icinde senin yontem uygulanmaz. haa bu tur tartismalardan etkilenip bilimsel yontemlerle iskenderin babasinin pars veya grek oldugunu kanitlayan bilimci de olabilir- bu dunyada olmaz olmaz deme olmaz olmaz. benim bu tartismada tek ilgimi ceken sey eger anasinin kim

he he yaho bu kadar tartisma niye? iskender pers mi, grek mi, kurt mu, filan mi? Nereye varmak istiyorsunuz? dunyada bu kadar antik tarih uzmani varken ida 1: iskender perslerden nefret eder ida 2: iskender perslere hayrandir oyle ise iskender pers olabilir bu mu yani tarihci tutmadi

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.