Direkt zum Inhalt

Sevgili Huseyin. Siyaset uzerinde durdugun zemin uzerinden yapilir. Bu anlamda Kurdlerde siyaseti kendi zeminlerinden hareketle yaparlar. Kurdlerin zemini bir ulus ve bir ulke olmalari kaynaklidir. Her ne kadar bu zemin iskal ve sömurgecilikle parcalanmis olsada bu zeminin hakli butunluk mucadelesi kendini ispat ugrasini getirmez. Ilk yazida Kurd hareketinin genel olarak 60 yillarda uc farkli yapilanmadan hareketle yol aldigini söyledim. Iki yapilanmada izmler ve ispat ugrasinin Kurdlere zarar verdigini belirttim. TKDP konusunda ise her turlu tauruza ragmen kendi yolunda illerledigini ve kendisine yapilan milliyetci yakistirmasini kaale almayip yoluna devam ettigini belirttim. Bu belirlemeler ne atmisli yillarda nede yetmisli yillarda yapilmiyor. Yani bugun yapilan belirlemelerdir. Bu belirlemelerde ne TKDP nin nede diger yapilarda vucut bulmaya calisanlardan hangisi icerisinden geldigim adina bir belirti yoktur. Kendim Rizgari-Ala Rizgari sureclerinden gelen biriyim. Yani TKDP yi savunmadigim gibi ama dogru bir tespitte bulunmaninda dogruyu guclendirmek adina yapildigini belirtmek sanirim kimseye zarar vermez. Ki burda söz konusu olan TKDP Saitlerin KDP sidir. Biz kendi konumuza gelirsek yani izmler sorununa asil önemli olan konu sanirim bu olsa gerekir. Peki sorun nedir. Sizin kendi yazinizda Turk "aydin" ve "sosyalistlerine" Kurdun mucadelesinin hakli oldugunu ispat etme cabasini dögru bulmadigimi belirtirken, nasilki Kurd hareketinin cikis noktasi olarak uc noktayi isaret ediyorsak ayni dönemde Turk "sol" hareketinde sömurgeci milatarist "Sol" olarak adlandirmamiz hic tesadufu degildir. Simdi de ayni dönem icerisinde Turk sol hareketine bir bakalim. 27 Mayisla baslayan surec Turk sol hareketi ve aydininin tamamen militaristlerin kucaginda yeni bir cunta örgutlemekle devam etmistir. Bu konuda sanirim cok detayli yazmanin bir anlami yok. Yeteri kadar veri her kesin ulasabilecegi yakinlikta her yerde mevcuttur. Yine sizin belirtiginiz gibi söz konusu dönemde Kaypakkaya haric ikinci isimde yoktur. Yani sömurgeci militarist "sol" adlandirmasi bir hakeretten cok söz konusu dönemde turk sol ve aydinlarinin nerde ve nasil mevzilendiklerinden hareketle yapilmistir. Yine cevap yazinizda gerek DDKO ikinci baskanindan hareketle söylediginiz seyi iki yil sonra DDKO nereye tasimistir. Turk solu nereye tasinmistir. Gibi seyler biraz dusunulurse sorun daha iyi anlasilir diye dusunuyorum. Simdi niye izmlerle yapilan aciklamarin veya savunlarin yanlisligi uzerinde duralim. Öncelikle belirtmem gereken sey sosyalist oldugum olamilidir. Yani hem sosyalist olacagim hemde hakli bir sorunun izmlerden hareketle savunulmasinin yanlusligini anlatacagim. Her hangi bir sorun veya meseleye bakarken o seyin zemini o sorunun temeli olarak adlandirilir. Kurd sorununa bakarkende millet ve toprak kaynakli bir sorun söz konusudur. Bu sorun ulusal bir sorundur. Ulusal sorunlar ekonomik degil siyasal sorunlardir. Cözumlerde siyasal cözumler olmak zorundadir. Bu siyasal cözum ulusal sorun yasayan ulusun kendi kullanacagi ve karar verecegi yöntemle cözume ulasir. Buda Kurdlerin siyasette durus yeridir. Yani ulusal kurtuluscu olmak bunu zorunlu kilar. Kendi durusunu ve pozisyonunu tartsisma konusu yapmak ve bu konuda esnek davranmak yani hakli bir zemini sulandirmak (iste burda anlamamakla itham ettigin yani ben) PKK yaklasimin ta kendisi oluyor. Yani izmler ve aydinlari ikna cabasi hakli bir zeminin tartisilmasiyla olmaz. Kurd sorununu yani niye mucadele ettiklerini anlatirken Kurdun zemini ne ikna unsurudur nede tartisma nedeni olabilir. 70 yillarda söz konusu tartismalar butun sinirlari zorlanarak yapildi. Tartismalarin boyutu okadar rayindan ciktiki birakin Kurd sorunun ulusal ve siyasal bir sorun oldugunu tam tersine sömurgeci milatarist "sol" Kurd sorunun tarihsel olarak kendi yedeklerinde tutma aliskanligindan degisim yerine izmlerden hareketle adeta sömurgeciligi sol söylemle savundular. Yani hem hoca hemde cellat olma ugraslari unutulmadi. Peki bugun degisen ne gerek Turk aydini gerekse Turk solu dunden farkli ne söyluyorlarda bizler ikna turuna cikalim ve hakli bir mucadelenin zeminini hastalikli bir sol jargonla tartisalim. Degisen hic bir sey yok. Ne turk aydini nede turk sol hareketi degismedigi gibi onlarla izmlere tartismak sahi neyin nesidir,anlasilmaz olan da budur. Gönul isterdiki elestirilen noktaya yogunlassaydin. Ama tam tersini görmek gercekten uzucudur. Yani tamda 70 lerdeki gibi ince ince kivranmalar. Bu kivranmalar degilmiydi de her izmin ve her Haci Hoca nin Kurd seksiyonuna yol acan seyler. Her kim ne adina olursa olsun,ulusal bir sorunun siyasal bir sorun oldugu gercegini izmlerden veya baska seylerden hareketle ispata calisiyorsa ordaki ulusal durus durus degildir. Ulusal sorunlardaki ol hikaye ulusal sorunlarin siyasal sorunlar oldugu gerceginin tatisilmaz olmasidir. Bunu tartisanlarda ulus ve millet gerceginden kopanlarin demokratik cumhuriyetcileri olur. Sevgi ve Sagilar
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.