Direkt zum Inhalt

Sevgili Hanife'nin PKK'nin Güney Kürdistan'da üstlenmesi gereken görevler konusunda kurduğu hayaller harika.. PKK'yi tanımamış olsaydım, birazda hayalcı olsaydım, hemen altına imzamı çakardım.. Zaten bizde bu imza çakma, "Bijî", "Yaşa" gibi basit tanımlamalar ve çıkışlar çok rövanştalar.. PKK'nin Güney Kürdlerinin "gizli silahı" olmasını, Güney Kürd yönetiminin denetimine girmesini istemiyen Kürd Kürd değildir.. Yani Kuzey Kürdistanlı binlerce silahlı Kürd'ün Özgür Kürdistan'ın savunma gücü olmasına kim karşı çıkabilir? Kürd düşmanları hariç, herkesin alkışlayacağı bir durum olur.. PKK'yi tanımasaydık ve uzaktan yaşanan gelişmelere baksaydık, belki Hanife gibi aynı hayalleri ve rüyaları görebilirdik. Ama, PKK'yi tanıdıktan sonra Hanife'nin gördüğü rüya kabus olursa şaşmamak gerekir.. Ayrıca PKK'nin kendisi dışında Kürdistan'ın dört parçasındaki oluşumlara karşı tutumunuda bilmeseydik, yine aynı hayaller gündeme gelebilirdi.. Ben Apo ile Türk devletinin ilişkilerinide bir kenara bırakarak, Güney Kürdistan'a dair PKK'nin bazı somut tutumlarını ortaya koyarak Hanife'nin rüyasının kabusa dönüşmemesi için uykuda uyanması için yardımcı olmaya çalışacağım.. Yıl 1991. Güney Kürdistan Büyük Raperin başladı.. PKK Raperinde hanngi rolu oynadı Hanife? Hiç... Irak ordusuna karşı kılını kıpırdamadı.. Büyük yenilgi ve "Büyük Göç" esnasında PKK'nin tavrı neydi? Tam bir rezalet.. Nasılmı? Milyonlar kaçıyordu.. Kadın, çocuk, yaşlı, genç ve hayvanlarıyla.. Irak ordusu bastırıyordu.. Kürdler, soğukta ve açlıkta kırılıyor.. Her gün yüzlerce kişi ölüyordu.. PKK'nin bir dizi silahlı adamı vardı.. Sivil halkı savunmak için Irak ordusuna karşı savabilirdi.. Normal Kürd yürtseveri olmak o anda Irak ordusuna karşı silaha sarılmaktı.. Bazı PKK grupları denemeye kalktılar. Ama, Apo'dan gelen talimat üzerine seyirci olmaya başladılar.. Mehmet Şener'in daha sonra bize verdiği bilgilere göre Apo "Bırakın bu ilkel milliyetçiler yenilecekler.. Bizim ile Saddam arasını bozmayın" diye talimat vermişti.. Daha sonra PKK ve Güney Kürdleri arasındaki çatışma esnasında elegeçirilen PKK arşivinde o döneme dair bir dizi anti Kürd belge ve Saddam ile olan ilişkiler, sergileyen dokumanlar ele geçirildi.. O büyük göçün esnasında PKKlilerin yaptığı tek bir şey vardı, halkın bıraktığı silahları toplamaktı.. Bir çok silahlı Kürd Türkiye geçtikleri esnada PKK'nin o tutumundan dolayı silahlarını onlara vereceğine, paramparça ederek Türkiye geçtiler.. PKKlilerin bu tutumuna karşı başka Kuzey Kürdleri farklı bir tutum sergilediler.. Örnek olarak geçenlerde Mehmet Şener ile bir ansını yazan Metin Asmen adlı arkadaş iki kız ve bir oğlu ile İran kaçan bir Kürd kadının yolda bir kızını bırakarak diğer iki çocuğunu kurtarma girişimine tanık olmuştu.. M.Asmen ve diğer bazı arkadaşlar ananın bıraktığı "kajîn" adlı kızı sırtlarında İran'a taşıyorlar.. Bir iltica kampında ana ve çocuğunu buluşturuyorlar.. Ama, çocuğu kurtarmak için üzerlerindeki bazı askeri malzameleri ve erzaklarını bırakıyorlar..(Umut ederim kendisi yazar).. Güney Kürdleri 1992 yılında seçimler yaptı, Parlamentolarını ve hükümetlerini oluşturdular. PKK hemen Hewler Parlamentosunu kartoni ian etti.. Buna karşı "Botan ve Behdinan Savaş Hükümetini" ilan etti.. PKK ile Güney Kürdleri arasında tek bir çatışma olmamıştı.. Buna rağmen PKK Güney deki tüm tüm siyasi yapılamaları reddeti.. Yani anlayacağın Hanife, senin savunduğun ve gurur duyduğun Kürdistan Parlamentosu, Kürdistan Hükümeti ve Kürdistan Başkanı hepsi PKK'ye rağmen oluştular.. Biraz merak ediyorsan o süreci Doğu Perincek ve Apo'nun birlik olup Kürd kazanımlarına karşı giriştikleri saldırıları o dönemdeki basında oluyabilirsin.. O dönem ait Doğu'nun çıkardığı "2000'e Doğru" dergisine bakabilirsin.. Güney Kürdleri 1992 çatışmasının çıkmaması için bir dizi aracı ortaya koydu.. PKK'nin tavrı "hayinler tanımıyoruz!!" " Hewler Parlamentosu emperyalistlerin PKK'ye karşı komplosudur ve boşa çıkaracağız" oldu.. Sonuç çatışma ve PKK'nin yenilgisi.. Yüzlerce Kürd can verdi.. Celal Talabani sağ olsun "Bradost mıntıkasında kuşatıkları PKK'leri tek bir kurşun sıkmadan Zeleye taşımasını"bildi.. Ama, Celal Talabani orada Osmanla anlaşarak yaptığı manevrayi Türkler hiç bir zaman afetmediler ve daha sonra YNK'yede zarar verdiler.. Neyse.... Güney Kürdleri iç çatışmaya girdikleri zaman bir dizi Kürd çevresi ve Kürd dostları devreye girerek bu çatışmaları engellemek istediler.. "Paris antlaşması" oldu güme gitti.. "Dublin Antlaşması" oldu, Suriye, Türkiye ve İran devletleri açık bir şekilde bu antlaşmaya karşıydılar.. Tam bu antlaşma esnasında PKK "KDP'ye karşı İkinci 14 Ağustosu" ilan etti.. Her tarafta tek yanlı KDP'nin denetiminde bir çok alana silahla saldırdı.. Ama, bir ay önce Türk devleti yaptığı bir askeri operasyon esnasında KDPliler 100 lerce PKK'liliyi korudu v e bölgelerini değiştirmelerini sağladı.. Sonuç olarak PKK'ye rağmen oluşan bu yapının "kurtarılmasını PKK'e bırakmak" ölüme mahkum etmektir.. Eğer 2003 yılından beri PKK Güney Kürdlerine saldırmamışsa AMerika'nın korkusundaydı.. Ansari İslami'nin akibetine uğrardı. Güneyliler güçlüydü ve ABD'nin desteği ile PKK'ye saldırabilirlerdi. Güneyliler Kürd kanı dökülmesin bundan kaçındılar.. ABD çekilirse PKK ne yapar birlikte görürüz.. Ben PKK saflarında dağlara çıkan insanların ortak idealimiz olan Kürdistan için dağa çıktığını ve İmrali ile Hewler arasında tercih gündeme geldiği zaman tavır koyabileceklerine inanıyorum..Ne kadarı bu bilinctedir bilemem.. Ama, bir tavır olacak. Bunu söylerken "Kerkükü kurtarma" için değil, Güney Kürdistana saldırı bazında düşünüyorum.. PKK'nin tüm bu tutumları beni hiç Hanife gibi hayalci yapmıyor.. Keşke Hanife'nin söyledkleri doğru çıksın... !!!! İstemiyen kim.. Bu kadar kötü pratikten sonra, Hanife gibi mucize beklemek ne güzel.. Ama, cehnemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşelidir.. Silav
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.