Sovyet-Kürd ilişkileri (25)
Ben bu meseleye ilişkin Tiflis’teki Askeri Güçlerimizin Genel komutanlığına bir rapor göndererek, Simko’nun bize karşı bir hareketi olmadığını, yalnızca Çirnezobov’un ona karşı kini olduğunu ve ondan kurtulmak istediğini söylemiştim. Ben Güçlerimizin Genel komutanlığından Xoy’daki konsolosumuz aracılığıyla Simko ile ilişkiye geçilmesini, güvenliği konusunda garanti verilerek Çar Qelaya geri gelmesini talep etmiştim.. Benim önerim kabul gördü, Simko Çar Qelaya dönerek savaşın sona ermesine kadar orada kaldı. Bizim Azerbaycan’dan gitmemiz ile birlikte Ermeniler ve Asuriler Simko’ya karşı düşmanlık yapmaya giriştiler.. Unutmayalım ki, bizim çekilmemizden sonra bölgede hakimiyetlerini kurmak için Ermeniler ve Asuriler ilk olarak savaşı başlatılar. Asuriler ve Ermeniler, müslümanların canlarına kıymaya, öldürme ve talan etmeye başladılar.. Simko ise müslümanların savunmasını üstleniyor. Gerçi aralarında barış antlaşması olmasına rağmen, Simko namertçe Mar Şembun’u öldürdü. Bunun ardından Asuri ve Ermeniler Kürdlere yönelik öldürme ve talana giriştiler, Simko ‘yu öldürmek için peşine düştüler. Ayrıca Simko’ya patlayıcı maddelerin içinde olduğu bir paket gönderiyorlar... Paket açıldığı zaman patlamaya ayarlı olduğundan, Simko kuşkuya düşüp, patlamadan önce uzaklaşıyor ve kurtuluyor. Şunu da söylemek gerekir ki Simko Asuri ve Ermenilere karşı savaşı sırasında Türklerin yardımını görmüştür.İran devleti de 1919 yılında general Filipov Kazak komutasında askerleri Simko’ya karşı savaşa gönderiyor. Fakat, daha sonra Fars Başbakanı İngilizlerin talimatıyla Kazakları geri çekiyor.Simko’nun o dönem İngilizlerle ilişkileri vardı. İngilizler 1919 yılında Kürdistan’dan ayrıldılar, Türkler için büyük bir tehlike oluşturan , beraberlerinden götürdükleri büyük bir Asuri ve Ermeniyi silahlandırmışlardı. Simko’nun bu arada Türklerle ilişkileri oluyor. Bundan sonra Simko ve Fars devleti arasında barış antlaşması imzalanıyor.. Fars devleti Simko’ya Serdar Nusret ünvanını veriyor, Fars ve Türk ortak sınırının korumasını ona veriyor... Bu arada Simko Kürdleri birleştirme faaliyetlerine girişiyor, hatta merkezi Fars devletinin yöneticilerinin baskılarından bıkan Kuzey Azerbaycan halkıda Simko’yu destekliyor. 1921 yazında Tiflis’te olduğum zaman Simko Urmiye’nin hakimiydi. Simko’nun düzenli bir ordusu vardı, top ve telefon bağlantılarına sahipti. Simko var olan yolları tamir etmiş ve ulaşım için yeni yollar açmıştı.. Çar Qela’da Kürdçe gazete çıkarıyordu.. 1921 yazında Farslar Simko’yu Mahabad’ta yenilgiye uğratılar ve Simko Türkiye’ye kaçtı.. SEYİD TAHA Seyid Taha, Simko’nun yakın akrabası olan Şeyh Mahmud’un akrabasıdır.. Seyid Taha Şemzinan Şeyhlerinden Şeyh Ebeydullah’ın ailesinden gelmektedir.. Seyid Taha’nın Şeyh Abdulkadır ile kimin ailenin önde geleni olduğu konusundan düşmanlığı var.. Türkler peşine düşmüşlerdi ve o ise Abdulrezak ile birlikte İran’a Simko’nun yanına gelmişti.. Seyid Taha kendisini bizim bir dostumuz olarak görüyor. Fakat, general Warchanov onu Tebriz’de Türklerle ilişkileri var suçuyla yakalıyor, Tiflis’e ve oradan Bokan’a gönderiyor.1915 yılında benim istemim üzerine Seyid Taha Kafkasya’ya geldi ve gerekli olduğu zaman ulaşabilmek için oradan Baku’ya gitti. Şubat darbesinden sonra Fars ülkesine gitti.. Bana göre o Türklerin yanına gitti.. Seyid Taha zeki ve hilekar bir adamdır. Türkler Güney Kürdistan’da Rusya ile dayanışma içinde olduklarından dolayı Kürdleri bastırdığı ve öldürdüğü zaman ben ve Kamil Bey Kürdler içinde propaganda faaliyetlerini yürütüyorduk.. Daha önce vurguladığım gibi, İngilizler Kürdistanı işgal ederek, Suriye’de bulunan Fransa için bir tehlike oluşturuyorlar.. Eğer bu tehlike ve tehdit Fransa için az ise de Rusya için çok büyüktür. Türkiye ve İran Kürdistan’ının işgalı, Azerbaycan’nın Kürdistan’a bağlanması ki kuşkusuz Mako tapraklarıda buna dahildir. İngilizlerin Kafkasya ile çok geniş bir sınırı olur ve Kafkasya halklarını bize karşı harekete geçirme yolunu açar.. Mako, Culfa ve Şabexti yoluyla İngilizlerin bizim Azerbaycan’ına ulaşma imkanı olacaktır. Musawat hareketi, Batum’un işgalı İngilizlerin Kuzey petrollerine ulaşması içindir. Bana göre İngilizlerin Fars ülkesindeki her hareketi bu ülkeyi zayıflatır, bu şekilde Fars yoluyla elleri Orta Asya’ya ulaşacak ve oradan itibaren Rusya’ya karşı faaliyetlerini yoğunlaştıracaklar.. Diğer yandan Hindistanı daha iyi savunacaklar. Ayrıca, daha fazla ilerlemeleri için bu bölgeler onlar için gereklidir. Eğer, Türkiye Lozan Konferasında İngilizlerle anlaşabilirse, İngilizler Şeyh Mahmud’u desteklemekten vaz geçecekler. Fakat, bölgede kalmaları için Kürdlere gizli destek sunmaya mecburlar.. Türkler için Kürdlere karşı mücadele çok zahmetlidir.. Çünkü Kürd sorunuda Makedonya sorunu gibi olmuş.. Türkiye genel siyasi durumdan dolayı gelecekte Kürdistan’ın elden çıkacağını ön görüyor.. Eğer Lozan Konferası Türkiye’nin çıkarına olmasa, Türkler mecburi olarak tüm askeri güçlerini Batı Cephesinde tutmak zorundalar ve fazla bir gücü Mezopotamya’ya gönderemezler. Fazla askeri göndermeden de Kürdlere karşı mücadele çok zor olacak.. O zamanda Kürdistan’da Türklerin elinde çıkacaktır. Eğer Türkler Kürdistan’ın böyle kalmasını istiyorlarsa tek bir yolu var: Savaşın başlamasından kısa bir süre önce İttihat ve Terakki Cemiyetinin Yemenli İmam Yahya’ya verdikleri Otonomi gibi Türkiye’nin çerçevesinde Kürdlere geniş bir otonomi vermektir. O otonomi sayesinden Yemeni Türkiye’ye bağlamışlardı.. Savaş sırasında Yemenliler onlarla birlikteydi ve şimdi de vefadardırlar..Öyle görünüyor ki Türkiye ancak böyle İngilizlerin propagandalarına karşı durabilir.. Bu ise eğer Kürdlerin Türklere karşı rahasızlığı göz önüne alınmasa üzerine hesap yapmak çok zor olacak.. Ayrıca Türklerin böyle adımları atmaları çok zahmetlidir..Fransa, Mezopotamya’daki petrol payını almış, İstanbul ve Anadolu’daki çıkarlarını garanti altına almıştır. Fransa, İngilizlerin Kürdistan’da olmasını kendi çıkarlarına karşı olarak görmüyor. Bundan dolayı Fransa’nın Mezopotamya ve Kürdistan’da İngilizlere karşı adımlar atması çok zordur. Geriye Rusya kalıyor.... Fakat, İngilizler alandan nasıl çıkarılacak? Sovyet Rusyası Türkiye ile var olan iyi ilişkilerdinden dolayı (gerçi topal ilişkiler) Türkiye bizim doğudaki çıkarlarımızı koruyor. Türkiye çok kötü bir durumdadır. Fakat ne yapmalıyız? Türkiye ile birlikte Kürdleri bastırmak için her türlü askeri seçenekten kaçınmalıyız ve düşünmemeliyiz.. Çünkü, Kürdler arasındaki prestijimizi tümden kayıp ederiz ve Kürdleri kendimizden uzaklaştıracağız. Eğer Türkiye ile savaşa girersek çıkarımıza değildir. Ayrıca Kürdleri İngilizlerin kucağını itmeyelim.. Çünkü çıkarımıza değildir... Çözüm Nedir? Biz Türklerin Kürdlere geniş bir otonomi vermesi için Türkler ve Kürdler arasında arabulucu olmalıyız. O zaman Lozan Konferansının sonucu ne olursa olsun fark etmez.. Eğer Lozan Konferasında Türkler ve İngilizler anlaşırlarsa, İngilizler Kürdistan’da kalmazlar ve Türkiye’nin bizim ile ilişkileri karmaşıklaşacaktır.. Biz Türkiye’den Kürd meselesini çözmek için Kürdlere otonomi vermesini talep etmeliyiz. Çünkü, İngilizlerin Kürdistan’da kalması bizim çıkarlarımıza yönelik bir tehdittir. Eğer Türkiye hazır olması elimiz kolumuz bağlanır... Devam edecek.. Çev: Aris Arda