Şêxê Min, Mîrê Min: Şêx Mahmud(2)
Irak devletinin tarihinde Kürd kimliĝiyle ve demokratik kanallarla seçilen tek Cumhurbaşkanı, Mam Celal Talabani, senin Nalilerin, Salimların, Kurdîlerin, Bêkeslerin, Pîremerdlerin, M. Emin Zekilerin, Yamulkilerin ve Babanların diyari olan Suleymaniye şehrine kuş bakışı bakan heykelinin açılışında çok uzun ve anlamlı bir konuşma yaptı..Nasıl biz bugün senin yarım asırlık ölümünün yıl dönümünü kutluyorsak, Mam Celal’da yarım asırdan beri Kürd davası için, Kürdistan halkının özgürlüĝü için kavga ediyor...Mam Celal yarım asırlık bir mücadele neticesinden Zagros Daĝlarından Zulmün Sarayı olan Baĝdat Cumhurbaşkanlıĝı sarayına yerleşti...O, ihtiyar bir delikanlı olarak korkunç bir enerjiyle hâlâ bir makine hızıyla çalışabiliyor ve konuşabiliyor..Mam Celal, senin heykelinin açılış konuşmasında çok önemli bazı hususlara deĝindi..Mam Celal konuşmasının tam başında : „Bizim yaşadıĝımız bu çaĝda Krallarının iyiliklerini ve güzel şeylerini anlatan halklar çok azdır. Tam tersine halklar Krallarına karşı devrimler yaptılar ve heykellerini yıktılar. Fakat bizim Kralımız, Kürdistan Kralı, Kürdistan halk kitleleri tarafından seçilen ve kabul edilen biriydi. Kürdistan Kralı, özgür ve şerefli her Kürdün kalbinde yaşıyor.. Kürdistan’ın her köşesinde o iyilikleriyle anılıyor. Çünkü Kralımız halk kitlelerinin kalbinden kopup gelmişti. Çünkü, bırakın kendisine karşı devrimi başlatmayi, kendisi Kürdistan’ın kurtuluşu için ve Kürdistan halkının doĝal haklarının elde edilmesi için devrimi başlatmış ve kendisi devrimin önderiydi. Ölümsüz Şeyh Mahmud, kendisi doĝrudan mücadeleye ve aslanca saldırılara katılmış, direniş içinde yer alan önderlerden biriydi.. ‚Berde Qehraman‘(Şeyh Mahmud’un yaralandıĝı ve esir düştüĝü kayanın ismi- KM) bu gerçekliĝin tanıĝıdır. Kralımızın kendisi en önde, en ön siperde Ingiliz işgalci güçlere karşı savaştı ve yaralandı. O, Ingilizler tarafından esir alınana kadar o kayanın altında kaldı.Ölümsüz Şeyh Mahmud, halkın Kralıydı. O, Kürdistan halkının tüm kalbiyle sevdiĝi bir Kraldı. Halkımızın tarihi ona altın bir sayfa ayırmıştır................................ Şeyh Mahmud bu halkın bir evladıydı, halkın içinde ve birlikte yaşamış ve hemde ona önderlik etmişti.. Açıktır ki Şeyh Mahmud gibi bir kahraman Kürdistan halk kitlelerin baĝrından kopup gelmişti“ dedi..Mîrê Min daha sonra Mam Celal uzun bir şekilde ailenizin iki boyutu üzerine, dinsel ve ulusal yanlarına vurgu yaptı.. Babanlar dönemine hâlâ Qelaçolan başkent olduĝu dönemde Şêx Nodî’den daha sonra başkentin Suleymaniye taşınmasından sonra Kak Ahmedi Şêxe vurgu yaptı..Diĝer boyuta, ulusal yana geldiĝi zaman Mam Celal senin Kürd ve Kürdistan için yürütüĝün direnişden ve mücadeleden söz etti..Yine sözü Mam Celal’a bırakalım: „ Şeyh Mahmud’a yapılan ikinci etkide Kürdlüktü.... Şeyh Mahmud Kürd ve Kürdistan için mücadele etmiş ve bu uĝurda her şeyini ortaya koymuşmu. Bir kaç kere yaşamını tehlike sokmuştu. Bundan dolayi Şeyh Mahmud’un Kürdistan’ın çapında özel bir yeri var diye bilirim. Halkımızın tarihinde o bir kahraman olarak, bir devrimci olarak, bir önder olarak ve başka bir mücadele biçiminin kurucusu olarak öne çıkıyor ve onurlu bir yer alıyor. Yeni dönemde işgalcilere karşı devrimi başlatmada Şeyh Mahmud’a gidiyor. O, işgalcilere karşı ilk ayaklanmayi direniş ve kurbanlar şehri Suleymaniye’de başlattı, sonradan esir düştü..Şeyh Mahmud, kendi düşünce ve inançlarına hep baĝlı kaldı. O mahkemede cellatlarına karşı aslanlar gibi kalkarak şöyle demişti: ‚Sizin beni mahkeme etme hakınız yok. Siz işgalcısınız ve ben halkımın kralıyım.. Benim milletimin beni sorgulama hakı var‘... Kürdistan kralına idam cezası verildiĝi zaman da gülerek kararı karşılamıştı................................. ingilizler mahkemeyi anlatırlarken:‘ Mahkemede öyle kahramanca ve cesurca davranıyordu ki, mahkemenin yönetiminde esas rolu almıştı“ diyorlardı.Şeyh Mahmud Hindistan’dan geri döndükten sonra yine kendi programı çerçevesinde faaliyetlerini sürdürdü. O dönem Ingilizler onun için bir idare tesis etmek istiyorlardı. Fakat Ingilizler bu idarenin kendi elleri altında, kendi yönetimleri altında ve her şeyin kendi kontrolleri altında, ama Şeyh Mahmud adına olmasını istiyorlardı. Bu gelişmelere ilişkin biraz nükteli bir anlatım var. Deniliyor ki, Şeyh Mahmut Kürdistan kralı olduktan sonra Ingilizler kendisine bir müsteşar atadılar. Şeyh Mahmud Müsteşara : Senin görevin ne benim görevim ne? diye sorar. Müsteşar kendisine: ‚Sen Kralsın, ülkenin büyüyüsün, her şey senin adına çıkar, ülkenin hakimiyeti senin ve sen ülkedeki iktidarın sembolusun‘ diyor.. Şeyh Mahmud Müsteşara ya senin görevin nedir? diye sorar: Müsteşar: ‚Bakanları, yöneticileri, askeri yöneticileri vs atamaktır‘ diyor. Şeyh Mahmud başındaki tacı çıkarıp Müsteşarın başına geçiriyor ve kendisine kardeş sen Kürdistan Kralı ol, ben de senin Müsteşarın olayım diyor“......Mîrê Min,Daha sonra Mam Celal, senin döneminde, yönetininde ve tüm çabalarına raĝmen Kürdistan ulusal hareketinin başarıya ulaşmamasının nedenleri üzerine duruyor ve o dönemdeki, iç ve uluslararası koşullara baĝlıyor... O dönemdeki Kürd toplumundaki toplumsal gerilik, eĝitimsizlik, hareketi sürükleyecek bir sınıfın yokluĝu ve aşiret yapılanmasının oynadıĝı negatif rolle deĝiniyor.Mam Celal konuşmasına devamla: „ Kürd halkı vefalı bir halktır. Kürd halkı ne kendisine yapılan kötülükleri, ne mücadele eden evlatlarını ve nede önderlerini unutur.Bizim milletimizin saflarında çok büyük önderler ortaya çıktılar. Fakat, ne yazık ki o dönemdeki somut ve özel koşullar başarılı olmalarına yardımcı olmadı. Bugün bizim elde ettiĝimiz başarılar ve gerçekleştirdiĝimiz umutlar, onların mücadele ve çabaları sayesindedir. Onlar, bizim bu yolumuzu kanlarıyla ve kahramanca şehid düşerek aydınlatmışlardı. Onlar bize özgürlük ve demokrasi yolunu göstermişlerdi. Onlar, mücadele ve çabalarıyla böyle bir günde bizim Kürdistan halk kitlerininin haklarını elimizden geldiĝi ölçüde elde etmek için bir dizi etmeni birleştirmişlerdi. Unutmamalıyız ki o dönemdeki önderlerimiz, bugün ki önderlerimizden daha büyük, daha ulu ve daha cesurdular. Şu gerçekliĝi de unutmamalıyız ki, eĝer onlar bugün bizim gibi başarı elde edememişlerse, bu onların eksikliklere sahip olduĝundan dolayi deĝil, belki var olan o dönemin somut ve özel koşulların eksikliĝinden kaynaklanıyordu. Işgalci güçlerin sayısal yapılanması, Kürdistan halkı durumu, iç ve dış sebepler Kürdistan halkının lehine deĝildi, iç koşullarda uygun deĝildi.. Bundan dolayi ölümsüz Şeyh Mahmud, Kürdlüĝün gökyüzünde parıldayan ve sönmeyen bir yıldız olarak kalacaĝını, her zaman bize, önderlerin halk kitlelerinin hizmetinde olmaların, en önde olmalarını , halkın içinde ve halkla birlikte yaşamaları gerektiĝini ve halk için ölmeleri gerektiĝi gerçeĝini gösterecektir.“ Mîrê Min,Mam Celal senin ölümünün 50.yıldönümü vesilesiyle yaptıĝı konuşmanın devamında senin yaşadıĝın dönemde Kürdistan halkının dış dünya ile ilişkilerini saĝlamak amacıyla o dönem Türkiye’deki kemalistlere gönderdiĝin delegasyonlara, Rusya’da iktidara gelen Bolşeviklerin lideri Lenin’e gönderilen mektuplara, Paris Barış Antlaşmasına katılan Şerif Paşa’ya yardımcı olmak amacıyla temsilcilerini gönderme çabalarını uzun bir şekilde anlatıyor. O dönem imzalanan Sevres Antlaşmasının çeşitli maddelerine deĝiniyor ve bu antlaşmada resmi olarak Kürdistan diye bir meselenin var olduĝunu, Kürd milletinin millet olarak kabul gördüĝünü ve Kürd milletinin haklarını dile getirdiĝini söylüyor. Ayrıca Mam Celal , o dönem ABD Başkanı olan Wilson’un Milletler Cemiyeti programının ön sözünde: „ 3 milletin bir daha başka yabancı milletlerin hakimiyetine girmemeleri ve özgürleşmeleri gerektiĝini ve bunların Kürdistan, Arabistan ve Ermenistan“ olduĝunu söylüyor. O , dönem Arapların bu kadar devletleri yoktu, Arabistan olarak adlandırılıyordu.. Kürdistana Kürdistan, Ermenistana Ermenistan denilirdi. Ilk defa Kürd ve Amerikan ilişkilerinde bir ABD Başkanı böyle Kürdlerin haklarından sözediyordu. Şimdi, bugün bu durum daha açık bir şekilde ortaya konuluyor.Ölümsüz Şeyh Mahmud mezarında rahat uyumalıdır.. Ne çizdiĝi yol terkedildi, ne mevzileri yıkıldı. Onun halkının amaçları gerçekleşti, onun siperleri kahraman Kürdistan Peşmerge güçleri tarafından onarıldı ve onlar tarafından kullanılıyor. Eylül Devrimi sırasında Şeyh Mahmud’dan her zaman büyük bir ihtıramla söz edildi. Eylül Devriminin önderi ve komutanı sayin General Barzani her zaman büyük bir ihtıramla Şeyh Mahmud’un ismini aĝzına alıyor ve ondan sözediyordu. Hiç bir zaman hiç kimseye az yada çok, hiç bir bahaneyle Şeyhe, Şeyh’in kiymetini ve hürmetini azaltacak hiç bir şeye izin vermiyordu........................................... Tanrının , Kürdistan halk kitlelerinin mücadelesi ve şehidlerin döktükleri kanlar sayesinden biz bir aşamaya ulaştık.. Şeyh Mahmud’un şehri ve başkenti özgürlüĝe kavuştu. Şeyh’in başkenti yeniden inşa edildi, gelişti. Şeyh Mahmud’un var olan umutlarının büyük bir kısmı gerçekleşti. Geriye kalanlar ise Kürdistan halk kitlelerinin ve Kürdistan siyasi güçlerinin mücadelesiyle inşallah elde edilecektir..Deĝerli Bacı ve kardeşler, bugün önemli bir aşamada geçiyoruz. Evet doĝrudur, dediĝim gibi Şeyh Mahmud’un umutlarının büyük bir bölümü gerçekleşti. Özgür Kürdistanımızda Parlamentomuz var, bölge hükümetimiz var.. Hepsinden daha önemlisi, daha güzeli veen iyisi Kürdistan siyasal partileri arasında ve özellikle iki büyük kardeş parti arasında kazanımları savunmak için, hâlâ elde edilmeyen hakların elde edilmesi için birlik, safların birliĝi var. Fakat bunun birlikte Irak çok çetin bir aşamada geçmektedir. Ortadoĝudaki tüm demokrasi düşmanları, halkların ilerlemesini istemeyenler ve özel olarak Kürdistan halkının düşmanları, federal ve özgür bir Kürdistanı gördükleri zaman gözleri kör oluyor.Her ne kadar Kürdistan hiç bir komşu devletin iç işine karışmıyorsada, varlıĝı ilham kaynaĝıdır. Bundan dolayi tüm çabalarını seferber ederek Irak’taki bu tecrübenin başarısızlıĝa uĝramasını istiyorlar.“dedi..Mîrê Min,Daha sonra Mam Celal dışardan gelen teröristlerden ve dış güçlerin Irak’taki kaos ortamının yaratmasından oynadıkları role deĝindi.. Bugüne kadar 4000‘den fazla yabancı teröristin öldürüldüĝünü ve hâlâ bir kaç bininde ülke zemininde olduĝunu söylüyor. Mam Celal Irak’taki durumun tehlikeli bir aşamada olduĝunu kabul ediyor ve bu durumdan çıkmanın olanaklı olduĝunu söylüyor.. Irak’taki hükümete hem iç destek ve hemde dış destek var diyor..Dış destek bazında ABD Başkanı George W. Bush ile yaptıĝı son konuşmayi şöyle aktarıyor: „ Başkan Bush ile son telefon görüşmemizde bana: ‚ben demokratik ve federal bir irak’a ilişkin verdiĝim söze baĝlıyım. Ben sizin ve sayin Mesud Barzani’nin bana gönderdiĝiniz mektubu büyük güvenle aldım. Mektubu iyi bir şekilde deĝerlendireceĝim. Bana inanmalısınız ben iktidarda olduĝum sürece, Kürdistan halkının elde ettiĝi haklardan hiç bir kısaltma olmaz. Ayrıca Maliki hükümetinin işlerini başarması için tam desteĝi var“ dedi..Mîrê Min,Mam Celal’ın bu uzun ve anlamlı konuşmasından bazı bölümleri ancak aktarabildim.. Onunda dediĝi gibi, Kürdler alabildiĝine yol aldılar.. Ama senin hayal ettiĝin ve kralı olmak istediĝin o büyük Kürdistan’a hâlâ ulaşamadık.. Mam Celal’da Irak devlet başkanı olarak , ezop diliyle konuşmasına raĝmen bu büyük ideal için „inşallah kavuşacaĝız“ diyor..Ama, biz Kürdler zor bir aşamada geçiyoruz.. Biz ileriye doĝru adımlar attıkça, düşmanlarımızın saflarında panik başlıyor ve dahada saldırganlaşıyorlar. Tüm bölge devletleri ve onların dış destekleyicileri bize düşman... Çünkü, onlar bizim yıkımımız üzerine, bizim cesetlerimiz üzerine ülkelerini bina etmiş ve bizim kanımızla besleniyorlar.. Biz kıpırdadıkca, binaları salanmaya başlıyor.. Cestelerimiz üzerine inşa edilen bu binaları yıkmak, taşlarını atmak için birliĝe ve dış desteĝe ihtiyacımız var..Mîrê Min, Mam Celal haklı olarak Kürdistanın özgürlük ışınları ve güneşi Kürd düşmanlarını körleştiriyor bazında bir şeyler söylüyor.. Bu kör olası düşmanlar Türkiye, Iran ve Arap ülkeleri ve onların uluslararası efendileridir..Mîrê Min,Sen bunları daha iyi biliyorsun.. Sen kendi döneminde, Kürdistan Kralı olduĝun dönem, bir dizi çevreye dostluk elini uzatın... Kürdistan savunma güçleriyle Arapların yardımına koştun... Kemalistlerle ilişkiler saĝlamak için heyetler gönderdin.. Ingilizlerle saĝlıklı bir ilişki geliştirmek için bir dizi çaba yürütün.. Hatta Ingilizler seninle ve Kürdistan halkıyla dost olan Major Noel’in işine son vererek geri ülkeye gönderdiler.. Çünkü o, senin dostundu, baĝımsız Kürdistan devletinin taraftarıydı.. Mîrê Min, sen özgürlük, eşitlik, milletlerin kendi kaderi tayin hakkı adına ortaya çıkan Bolşevikler ve onların lideri Lenin ile de kontak aradın, ama tüm kapılar kapandı.. Iran Şahı ilede ilişkiler aradın.. Milletler Cemiyetiyle de.. Herkes kapıları kapanmıştı..Çünkü Mîrê Min, senin büyük ideallerin herkesi korkutuyordu.... Türkler kendilerinden, Ingilizler „seni kontrol edememekten“ korkuyorlardı..Sen Mîrê Min Kralıĝın döneminde kurduĝun Kürdistan Hükümetiyle, Bakanlar kuruluyla, senin yönetimin döneminde çıkan „Bangî Kurdistan“, „Rojî Kurdistan“, „Umudi Istiqlal“ ve „Bangî Heq“ adlı gazeteler Kürdistan tarihinde önemli bir kilometre taşı durumundaydı... Ingilizler Suleymaniye’yi işgal ettikten sonra kırsal kesime çıkışınla beraber maĝarada çıkardıĝınız „Bangî Heq“ gazetesinin iki sayısı Kürdistan’da ilk Peşmerge gazetesi durumundadır. Senin Kralıĝın döneminde Suleymaniye’de, Ranya’da, Çemçemal’da ve Helebçe’de dalgalanan ve Kürdistan gazetelerinde yayınlanan Kürdistan bayraĝı gerçekliĝide tarihimizde bir ilkti. Yine senin yönetimi döneminde „Umudi Istiqlal“ gazetesinde yayınlanan Kürdistan parasını basma istemi, senin Kerkük’ü Kürdistan Kralıĝına katma kararlılıĝın, Kürdistan hıristiyanlarından biri olan Kerim Eleke’yi Kürdistan Maliye Bakanlıĝına atanman gibi hususlar büyük devrimlerdi..Mîrê Min tüm bunlardan dolayi, Kürd dünyası sana karşı olan minetdarlıklarından dolayi, sana karşı olan saygı ve sevgilerinden dolayi senin başkentinde büyük bir heykelini yaptılar..3 gün boyunca senin dönemin ve Kürdistan için yürütüĝün faaliyetler bir çok Kürd aydını tarafından masaya yatırıldı..Toplantı sonucunda sana ve senin dönemine ilişkin araştırma yapan 18 araştırmacıya altın madal verdi.. 13 kişi toplantıda hazırdılar.. Diĝer 5 kişide daha önce senin dönemine ilişkin araştırmalar yapmışlardı...Evet Mîrê Min Kürdistan halkı nasıl seni, Kürdistan Kralını, Kürdistan Ulusal Kahramanını ve Ulusal sembolumuzu unutabilir..Şimdi senin Suleymaniye’de görkemli bir heykelin var..Bizim başımız derde girdiĝi zaman, amaçlarımıza kavustuĝumuz zaman, iyi ve kötü günlerimizde hep sana koşacaĝız..Bazılarımız, Şêxine, bazılarımız Mîrîmize, bazılarımızda hem Mîrîne ve hemde Şêxine koşacaklar..Biliyorum sen Kürd milletinin ulusal ideallerinin Şeyhidin..Hacî Qadrî Koyî bir şiirinde çok daha eskilerde „Şêxî qewm û millet“ demişti..Topraĝın bol olsun Şêxê Min, Mîrê Min..26.12.06Kamuran Melikendi