Seçimler üzerine Tezler
Türkiye’nin siyasal yaşamında seçimler1. Dünya savaşı sonrasının özel koşullarında yaptığı darbeye meşruyet sağlamayı amaçlayan Mustafa Kemal, TBMM’yi TC’nin kuruluşundan önce toplamıştır. Bir kayıt odası gibi kurulan TBMM, kuruluşundan 86 yıl sonra Ordu’nun vesayetinden halen çıkmamıştır. Pretoryen Cumhuriyetin meclisi günümüze kadar sivil bir Anayasa yapamamıştır. Yani seçilmişler meclisi atanmışların dikte ettiği kararları onaylayan bir oda işlevi görmektedir. Ordu içinde atama ve yükseltmeler YAŞ toplantılarında yapılmaktadır. Türkiye’nin kaderini belirleyen yöneticiler bu toplantılarda belirlenmekte ve büyük masraf ve enerjyle organize edilen seçimler sonucu oluşan meclis atanmışların kararlarını onaylayan bir kurum işlevi görmektedir. 1923 yılında kurulan, 1946 yılına kadar tek parti (CHP) iktidarı altında altında yaşamış ve rejimi konsolide ettikten sonra dışardan ve içerden gelen baskılar sonucunda çok partili siyasal sisteme geçilmiştir. 1946’dan 2007’ye kadar geçen 61 yılda toplam 16 seçim yapılmıştır. Bu seçimlere 58 parti katımış bunlardan 27 tanesi meclise girmeyi başarmıştır.16 seçimden 10’unda yasama dönemi tamamlanmadan seçimler yapılmış ve bu seçimlerden 2’si askeri darbeler sonrası yapılmıştır.Seçimlere katılma oranın en düşük olduğu seçimler % 64,3’lük oy kullanma oranıyla 1969 seçimleri iken, en yüksek katılma oranı % 93,3 oy kullanma oranıyla 1987 seçimleridir. En çok milletvekili kazanarak hükümet kurma başarası 1954’te 490 milletvekili kazanan Adnan Menderes’in DP’sidir. 1950’den beri 9 seçimde bir parti tek başına hükümet kurabilecek çoğunluğu kazanmıştır. Bu alanda rekor, 3 seçimi (1950, 1954 ve 1957) üst üste kazanarak iktidar olan Demokrat Parti olmuştur. Türkiye’de iktidar olabilen tek siyasi parti DP olmuş ve Ordu’nun iktidardan göreceli olarak uzaklaştırdığından 27 Mayıs 1960 darbesiyle iktidardan uzaklaştırılmıştır. Çok partili sistemi tanıdıktan sonra, Ordu 1960 darbesiyle bir daha uzaklaşmamacasına yerleşmiş ve iktidarını yeni koşullara uyarlamıştır.Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda beri geçen 84 yılda 23 seçim ve 59 hükümet kurulmuştur. Ortalama her 3,6 yılda seçim yapılırken, hükümetlerin ortalama ömrü 1,5 yıldan daha azdır. Türkiye’nin ilk hükümetini kuran İnönü, 10 defa hükümet kurarak toplam 17 yıla yakın bir süre Başbakanlık yapmıştır. İnönü’yü 7 defa başbakanlık yapan Demirel izlemektedir. Adnan Menderes ve Ecevit 5’er defa Başbakan olurken. Mesut Yılmaz ve ve Tansu Çiller 3’er defa Başbakan olmuşlardır. Mustafa Kemal’in darbesiyle kurulan TC’de, 1923 – 1945 arasında yapılan seçimler tamamen formaliteden ibarettir. 1945’te başlayan çok partili dönemde, Ordu 1950’deki Demokrat Parti iktidarına hazır olmadığından, 1960’ya kadar olan dönemde göreceli olarak iktidardan uzaklaştırılmıştır. Gelişen dünyada geriye dönemeyen Ordu, iktidarını 1961 Anayasasında düzenlediği MGK ile yasal güvencelere bağlamıştır. Sağlam bir toplumsal tabanı olmayan Ordu, Kemalist partiler ve elit seçimlerde halkın tercih ettiği liberal ve göreceli olarak islami renkler taşıyan partilerin hükümet olmasını belirli noktalara kadar kabullenmek zorunda kalmışlardır.1960 darbesinden sonra kurulan Adalet partisi Demokrat partiyi temsil eden anlayış tarafından ele geçirildikten sonra, 1965 ve 1969 seçimlerini üst üste kazanarak 1971 darbesine kadar Demirel liderliğinde hükümet olmuştur. 1971 darbesi amaçladığı istikrarı sağlayamamış ve Türkiye 7 yıl boyunca birbirini takip eden ve pamuk ipliğine bağlı koalisyon hükümetleri görmüştür. Bu süreci hazırlayan Ordu 12 eylül 1980’de darbe yaparak iktidarı fiili olarak ele almıştır. 1982’de anayasayı dikte eden Ordu 1983’te seçimleri düzenlemiştir. Bu seçimleri izin verilen 3 partiden en sivili olan ÖZAL’ın Anavatan Partisi kazanmıştır. Özal 1969’da Demirel gibi 2. defa seçimleri kazanarak hükümet olmayı başarmıştır. 1960’tan bu yana yapılan seçimlerde ortaya çıkan bir özellik ; her 20 yılın ilk 10 yılında liberal bir partinin iki dönem üst üste seçimleri kazanarak hükümet olmasıdır. 1989’da kendini Cumhurbaşkanı seçtiren Özal, orduya rağmen Kürt sorunu çözmek içi insiyatif alınca 1993 baharında elimine edilmiştir. Özal’ın halefi olan Demirel Orduya hiç bir zorluk çıkarmayarak, Orduyla tam bir uyum içinde hareket etmiştir. 1991’den itibaren seçimlerde hiç bir parti tek başına hükümet kuracak çoğunluk sağlayamadığı Türkiye’de, 2002’ye kadar koalisyon ve azınlık hükümetleri kurulmuştur. Yoğun rekabet ve tensiyon yaşanan bu dönemde kirli savaş derinleşmiş, ağır ekonomik krizler sonucu yoksulluk derinleşmiştir. 3 Kasım 2002’de yapılan, 2000’li yılların ilk seçiminde liberal islamcı AKP tek başına hükümet kuracak çoğunluğu sağlamıştır. AKP 2007 seçimlerini oylarını artırak kazanmış ve tek başına hükümet oluşturma olanağına kavuşmuştur.Kemalist ideolojiye göre iktidarı sürekli kılmak ancak iç ve dış düşmanlar karşı sürekli bir mücadeleyle mümkündür. Mustafa Kemal’in ordusuda iktidarını sürekli kılmak için iç ve dış düşmanlar yaratmakta ve böylece müdahalelerine kılıf sağlamaktadır. Halkların bu müdahaleleri tolere etmesi için onlara belirli dönemlerde nefes aldırmaktadır. Bunu sağlamanın yolu tek parti hükümetlerinin sağladığı istikrarın yarattığı ekonomik büyümeden halklara bazı kırıntılar vermesine izin verme olarak zuhur etmektedir. Tek parti hükümetlerini yoğun müdahale, baskı, istikrarsızlık ve ekonomik krizler takip etmektedir.TC rejimi yaklaşık 50 senedir bu şekilde kendini yeniden üretmiştir. Ülke sorunlarının çözüldüğü bir yer olması gereken meclis halen bu özelliği yakalayamamıştır. Bu konudaki son örnek, Cumhurbaşkanlığı seçimi olmuştur. Yani, Ordu’nun tasvip etmediği bir siyasiyi Cumhurbaşkanı seçemeyen, TBMM fesh edilerek erken seçimler yapılmıştır. İç ve dış çelişkilerin yoğunlaştığı ve keskinleştiği globalleşme çağında bu sistemin yeniden üretiminde ciddi sıkıntılar olduğundan, Ordu TC’nin kuruluşundan bu yana en ciddi tehlikelerle karşı olduğunu itiraf etmişlerdir. Tarihi bir dönemeçte yapılan 2007 seçimlerinden hiç kimseyi tatmin etmeyen bir sonuç çıkmıştır. TC’nin en ağır ekonomik krizinden sonra, 2002’de yapılan erken seçimlerde 1950’ler, 1960’lar ve 1980’lerde olduğu gibi yeni kurulan bir parti seçimleri kazanmıştır. 2002 – 2007 arasında 5 yıla yaklaşan bir hükümet döneminden sonra AKP oylarını 5 milyondan fazla arttırmış ve Erdoğan tekrar hükümet kurmakla görevlendirilmiştir. % 10’luk seçim barajı nedeniyle seçimlere bağımsız adaylarla giren DTP 20’den fazla milletvekili çıkararak TBMM’de grup kurmayı başarmıştır.Kürtleri inkar temelinde kurulan TC tarafından tanınmak amacıyla yasal planda mücadele 1991’de HEP ile başlamıştır. Bu süreç 16’nıncı yılında TBMM’ye bağımsız milletvekilleri olarak girmeyle sonuçlanmıştır. Seçim sonuçlarıyla, 1. Dünya savaşı öncesi koşullarına dönülmüştür. Yani, islam tandanslı eğilim oyların yaklaşık yarısını alırken, milliyetçi faşizan kesimlerde bu orana yakın oy almıştır. Mecliste çoğunluğu islamcı AKP alırken, milliyetçi faşizan partiler ise milletvekillerinin 3/1 ini almışlardır.Devam edecek...