ORTA DOGUDA BARIS VE KÜRDISTAN SORUNU
Orta Doğunun temel sorunu Kürdistan sorunudur. Kürdistan sorunu hem bölgesel dengeleri hem de dünya dengesini etkiliyecek önemde bir sorundur. Filistin sorunu bunun yanında bölgede barışın sağlanması açısında kinci bir sorundur. Bu iki soruna bağlı olarak ortadoğuda demokratikleşme ve , israil devletinin tanınması mauzam zenginliklerin adaletli dağılımının sağlanması.Bugüne kadar Filistin sorunu orta doğu barışının temeline konuyordu ve Kürdistan sorunu görmemezlikten geliniyordu. Bundan Türk Arap ve İranilerin uluslararası ilişkileri ve medyasının rolü görmek gerekir. Kürdistandaki savaşlar ve katliamlar görmemezlikten geliniyordu ve kürt sorunu uluslararası arenaya taşınması kasıtlı olarak önleniyordu. Çünkü kürdistan sorunu bölgenin statükosunu alt-üst edecek bir sorundu ve ne bölge devletleri ne de dünya devletleri orta doğuda statükonun değişimden yana değildi. Bu nedenle kürdistan sorunu görmezlikten geliniyordu. 1987 yılında Alman hükümetine danışmanlık yapan bir Prof, şunları söylüyordu. “Kürt sorunu böyük ve karmaşık bir sorundur. Kürtlerin düşmanları güçlü ve çokturlar. Hiç bir hükümet bu güçleri karşılarına almak istemez. Kürt soruna sahip çıkmak orta Doğunun bugünkü statükosunu değiştirmek demektir ki, hiç bir batılı hükümetin böyle bir politikası yok. Bu nedenle sadece insani düzeyde kürt sorunu dile getiriliyor. Ayrıca bağımsız Kürdistan bölgenin hakim gücü olur. Bağımsız Kürdistan Türk Arap ve İran devletine karşı zafer kazanmış bir devletin orta doğuya hakim olmasının önünde hiç bir güç duramaz. Zengin arap devletlerini uydu devletler haline getirir ki bunu hiç bir dünya devleti isitemez. Batılı devletler bölgenin hakimini değil, kendi politikalarına adapte edebileceği kücük zayıf devletleri tercih ederler.......” Kürdistan sorunu bu nedenle görmemezlikten gelindi, hatta sömügeci devletlere KUKM ne karşı destek verildi. Bugün Sadamı Enfal den dolayı suçlıyan ABD de bu soykırım suçunu görmezlikten geldi, sadamı politik ve askeri olarak destek sundu.Ancak bugün durum değişmiştir. Herzaman söylerim, tekrarında yarar var. Saf değişitirenler Kürtler değil, ABD dir. Kürtler yüzyıldır ulusal kurtuluşları için savaşmaktadırlar. ABD 1990 kadar Sadamı destekledi. Türkiyede, Suriyede, İran ve Irak ta kürtlere karşı tavır aldı.Ancak kendi işbirlikçilerinin başına buyruk işyapması, dünyanın tek hakim gücü olması, bölgede yeni bir düzenlemeye gündeme aldı. BOP için, özellikle de Irakta Kürtlerin desteğine ihtiyaç duydu ve sadama karşı savaşmaktta olan kürtlerin safına katıldı.Orda doğuda kalıcı ve adaletli bir barışı sağlamanın temelinde Kürdistan sorununun çözümünün yattığı artık biliniyor. Dünya petrollerinin yarısınıs karşılıyan bögenin zinginliklerinin başına çöreklenmiş gerici yönetimlerin devrilmesi, ve yönetimin halkın eline geçmesi, zenginliğin halkın iradesi doğrultusunda paylaşılması, demokratik devletlerin kurulması, sömürgeciliğin tasfiye edilerek, bağımsız kürdistan kurulması, Türkiye, Iran Irak ve Süriye Kürdistan parçalarının birleştirilmesi, suni sınırların kaldırılarak yeniden çizilmesi ve arap devletlerinin halkın istekleri doğrultusunda yeniden oluşması.. Israil’in tanınması barış antlaşmasının yapılması, Bağımsız Filistin devletinin kurulması. Çözülmesi gereken sorunların listesi uzatılabilinir ama belirttiğimiz sorunlar temel sorunlardır ve BOP hedefleri olmalıdır. Irak’ta olup bittenler bazı gelişmelerin ipuçlarını da vermektedir. Araplarda, Farslarda, Türklerde, türklerin ulusal-siyasal haklarını tanımak istemiyorlar ve ortadoğunun gerici statükosunun değişimine karşı direniyorlar. Yapılması gereken, bu gerici ittifakın direncini kırmak. Bunun yolu da Bağımsız kürdistanın ilanıdır.Bu sadece güneyle de sınırlı olmamalıdır. Bütün Kürdistanı kapsamalıdır. Bağımsız Kürdistanı sadece güney Kürdistanla sınırlamak, barışı uzatmaktan, savaş sürecini ve yıkımları acıları artırmaktan başka bir sonuç doğurmaz. Barışa en gerçekçi ve kestirme yol Birleşik bağımsız Kürdistandır. O zaman Bölgenin gerçek sahipleri olan Araplar, Farslar, Türklerle birlikte Kürtlerde kendi topraklarına, kendi zenginliklerine sahip olur ve gerçek ve kalıcı barış ancak bundan sonra sağlanır. Bağımsız Kürdistanı ertelemek Barışı ertelemektir ve orta doğuda gericiligın bir müdet daha hüküm sürmesine, yıkımlara yolaçmasına yolaçmaktır. Iraktaki aktüel durum bunu göstermektedir.Bölgede gericiliğin başını Iran değil Türkiye çekiyor. Kendisini bölgenin efendisi olarak gören türkiye, bölgedeki en ufak bir değişime karşı, statükonunun koruyuculuğunu üstlenmiştir. Bırakın kürtlerin haklarını tanımaya, Kürt lafını duyduğu zaman kırmızı görmüş boğa gibi saldırmaktadır ve sadece kuzey Kürdistanda değil güne kürdistanda da kürtlerin haklarına karşı savaşmaktadırlar ve iran Suriye ittifakının başını türkiye çekmektedir. Iraktaki terör eyleminden Türkiyenin payı oldukça büyüktür. Dolayısıyla Irakta istikrarı sağlamak için, Iran ve Suriye kadar Türkiyeyi de sınırlamak, engellemek gerekir. Suriye İran Türkiye bölgede değişimin önündeki engellerdi bu üçü de değişim ve demokratikleşme taraftarlarının hedef alması gerekir. Müdahalenin demokratikleşmenin temel gücü de kürtlerdir. Bugün Orda Doğuda Barışın Demokrasinin, istikrarın ve kalıcı barışın temel gücü kürtlerdir. Uluslararası güçler ve demokrasi güçleri, bölgede kürtlerin bu misyonunu desteklemelidir.26.08.06