Ana içeriğe atla

Nefel’in Sahibi Arif Zêrevan, Nereye Koşuyor?

   Ben bugün Nefel Sitesinde Arif Zêrevan’ın “Wêneyê Başûrê Kurdistanê di serê Kurdan de reş dibe” adlı makalesini okuduğum zaman, önce şaşırdım, ama daha makale yazarının eski yazılarını düşündüğümde çok doğal bir süreç olduğuna karar verdim..Arif Zêrevan yıllar boyunca KDP ve YNK arasındaki çelişkilerden yararlarak YNK düşmanlığını yaptı.. Söz konusu örgüt hakkında karalama, yalana dayalı bilgiler ve hakaretlere varan bir mantık çerçevesinde hareket etti.. Bu konuda kuşkusu olan Arif Zêrevan’ın yazılarına baksın...Ama, tüm geçen süreç boyunca makaleninin yazarı, ne kadar YNK’ye düşmanlık yaptıysa, ondan daha büyük oranda KDP’ye yağcılık yapmaya, idealize etmeye çalıştı.. Bu konuda da kuşkusu olan yine Arif Zêrevan’ın yazılarına baksın...Arif Zêrevan Güney Kürdistan’da ‘Kurdkujî’ savaşının yarattığı tahribatları ve alanda iktidar olan iki partinin Güney Kürdistan’ın iki ayağı olduğunu kavramadı..Çünkü, Güney Kürdistan’da yürütülen ulusal Kurtuluş mücadelesinde bu iki oluşum yer aldı, büyük kayıplar verdiler.. Kürdistan’da yapılan seçimlerde bu iki oluşum 10 yada 20 bin oy farkları saymasak hep at başı gittiler..Bu iki oluşum tartışmalar neticesinde de olsa Kürd halkının asgari talepleri ve istemleri konusunda ortak görüşlere sahiptiler...Yani Güney Kürdistan kazanımları savunmak, YNK+KDP= Kürdistan Ulusal Kurumları= Kürdistan kazanımları denklemini savunmayi da beraberinde getiriyordu...Ama, Arif Zêrevan YNK’ye düşmanlık yaptığı süre boyunca ‘tek ayaklı’ ve ‘topal’ kazanımların savunucusu oldu..Şimdi, Arif Zêrevan bu son makalesinde hızını almamış, KDP’yi karalamaya çalışıyor...Arif Zêrevan, YNK’ye yaptığı düşmanlıklardan ötürü, herhalde ‘Heybet Sultan’ın karşı tarafına geçmediğine göre anlattığı bölge Kürdistan Hükümeti’nin Hewlêr idaresinin hakim olduğu bölgedir... Somut örnekleride bu bölgeye ilişkindir.Yazar ne diyor?“Özellikle Kuzey Kürdistanlılar ve Avrupa Kürdleri Güney Kürdistanı kafalarında idealize ettiler ve büyük bir umut bağladılar. Diğer parçalardaki Kürdler Güney Kürdistanı yüzyılara varan rüyalarının gerçekleşebileceği yer ve oranın büyük Kürdistan’ın temeli olacağını sandılar......Bir kaç aydan beri diğer diğer parçalardaki Kürdler yavaş yavaş uykularından uyanıyorlar ve yavaş yavaş anlıyorlar ki, ayran yoğurt’un kardeşidir ve Güney Kürdistan’da büyük Kürdistan’ın temeli olabilecek yapı değil............”Neyse yazarımız Güney Kürdistan’ın yerini ve alacağı rollü “bilimsel” bir şekilde tespit ettikten sonra, şimdi sıra Güney Kürdistan siyasi yapıları ve halkına geliyor.Yazar devam ediyor:“Güney Kürdistanlıların isterse siyasileri ve isterse de halkı olsun, dünyaları yaşadıkları 3 vilayetle daralmış, Kürdistan’ın bu mahalesi hariç, hiç bir Kürdistan parçasını düşünmüyorlar....... Ne kadar acıda olsa Güney Kürdistan’ın aktüel durumu budur.”!!!!!!!!!!!!!Yazar makalesine devamla “Güney Kürdistan yönetimin bir kaç sloganvari söylemleri dışında diğer parçalara ilişkin hiç bir planları yok” diyor..Şimdi yazarımız Güney Kürdistan’a ilişkin durum tespitini yaptıktan sonra, olayın kaynağına ve nedenlerine geliyor.Çünkü diyor yazar “Güney Kürdistan siyasal yönetimi ülkeyi ekonomik olarak Türk devletinin ve şirketlerinin insafına terketmiştir................... Yeniden yapılanma ile ilgili ihalelerin bir çoğunu Türk şirketlerine ve özellikle Türk devletinin askeri güçlerine yakın ırkçılarına vermektedir....”Yazarımız türklerin Güney Kürdistandaki bu faaliyetleri karşısında Kuzey Kürd şirketlerinin “soğuduğunu” ve “karamsarlığa” kapıldıklarını ve Güney Kürdistan’da “onlarca Kuzey Kürd şirketini gördüğünü ve sahiplerinden bir tanesi dahi durumundan memnun olmadığını ve hepsi de Kürdistan idaresinin yetkililerinin kendileri için bilinçi bir şekilde sorun çıkardığını ve Türk şirketlerinin işleri de kolaylaştırıldığını “ söylüyor.. Yazarımız bunuda “Güney Kürdistan komisyoncularının Türklerden kolaylıkla rüşvet aldığına” bağlıyor.Yazarımız bu kadar kapkara ve yorum gerektirmeyen “bilimsel” analizlerini yaptıktan sonra, “Kürdistan idaresi bazı Kürd şahsiyetlerini susturmak için onların dost ve çocuklarına ihaleler vermiş.. Ama onlarında burundan getirmişler”.......Kürdistan’da “insan hakları” ve “vatandaşların ekonomik durumu”komşu devletlerinkinden farklı değildir” diye bir tespitte bulunuyor..Ayrıca yazarımız Fuad Elçi’nin kontrol noktasında başına gelenlerden, Avesta Otelinde KDP’li bir subayın “7 zebanisiyle” ona , Ahmed Zeki Okçuoğlu, Mustafa Özçelik ve Mehemed Sanrı’ya hiç bir ciddi gerekçe göstermeden yapılanlardan söz ediyor..Ve yazarımız ekliyor: Fuad Elçi ve Mehemed Sanrı Kürdistana gitmeyi kendilerine “haram” etmişler, diyor....Yazar Güney Kürdistan’da Kürdistan parçalarını birbirinden uzaklaştırma süreci başlamış ve bunun sorumlusuda Güney Kürdistan siyasi ve idari yönetimidir, diyor... Evet tüm bu parçaları yanyana getirdiğimiz zaman, Güney Kürdistan’da Kürd yurtseverliği adına savunulacak ortadan bir şey kalmaz.Çünkü, “Güney Kürdistan siyasileri ve halkı”nın ufukları kendi “mahaleleriyle” sınırlı, “diğer parçaları hiç düşünmümeyen”, “planları” olmayan“Kürdistanı Türklere peşkeş çeken” ve tavır alabilecek “Kürd şahsiyetlerinin dostlarına ve çocuklarına susma payı olarak ihale” veren haydutlar, yolsuzluğa batmış insanlar olarak lanse ediyor..Aslında bu mantık bize yabancı değil.... Kemalistler sürekli olarak Kürdleri aşağılamak için kullandıkları bir dizi argüment bu makale içinde yer almaktadır.. “Güney Kürtlerinin siyasileri ve halkı” toptan aynı sepete koyup burnunun ucunu görmeyen, ulusal duygulardan yoksun bir sürü olarak lanse etmeyi çok duyduk ve işitik..Şimdi düne kadar yağcılığı kendisine meslek eden birinin, birden bire her şeye tu kaka değerlendirmesi bir ibret belgesi olarak kalır.. Hangi kafa veya hangi mantık bir halkın yada toplumsal grubu aynı kefeye koyup değerlendirebilir... Ancak kemalist bakış açısına sahip, kendi milletini hor gören, Memmi ve Fanon’un “sömürge kişilik”olarak kuramlaştırdıkları mantığa sahip birileri böyle bir değerlendirmeye gidebilir..Ayrıca Güney Kürdistan siyasal yapılanmasının ve siyasi kadrolarının dünyaları 3 vilayetle sınırlı değildir.. Bu kadroların bir çoğu Eylül Devriminden beri siyaset içindeler... 40 yada 50 siyasal yaşamları boyunca Ortadoğuda geçmedikleri labirent ve dünyada çalmadıkları kapı kalmamıştı... Arif Zêrevan bu küçümsediği kadro ömrünü Kurtlar dans ederek ve buldukları en küçük imkânı değerlendiren bir kadro yapılanmasıydı. Bu siyasal kadro yapılanması Şam ve Tahran’da ömürlerini geçirdiler.. Türkiye’de bir çoklarımızdan daha iyi bilmekteler... Ayrıca diğer parçalar için“planları” varmı yok mu bilmiyorum... Ama bildiğim bir şey var Kürdistanı işgal eden güçler hakkında muazam bir bilgiye sahipler.. Bu güçlerin yada devletlerin kendi planları olsa dahi, bu planlarını olur olmaz kimselere açıklamazlar.. Hele Ankara, Şam ve Tahran’da rahat rahat gezen kimselere hiç açıklamazlar.. Güney Kürdistan’da bazı dönemler eksiklikler gösterseler dahi, Parastin ve Zanyari adlı işleyen istihbarat teşkilatları var... Bunun somut örneğide teröristler tüm Kürdleri kafir ilan etmelerine rağmen, bir kaç terör olayı hariç tutulursa başarı göstermediler.Acaba Güney Kürdistan’da aksayan, eksik, yanlışlar yokmudur?Elbette var...Yolsuzluk var, çiğnenen insan hakları var, dökülen Kürd kanı var, bir hakaret olayında 30 yıl ceza alan insan var, İslamcıların “ölüm fetvası” çıkardığı insanın tutuklanması var ve elini kolunu salayıp gezen “fetva”cılar var.... Türk devletinin Güney Kürdistan’daki ekonomik etkisine karşı ciddi rahatsızlıklar var. Fakat bu meseleye ilişkin Türkleri planları var, Kürdlerin planları var.. Ayrıca bu mesele ABD’den yalıtılarak düşünülemez... Bunların hepsi iktidarlaşan Kürdlerin az yada çok yaşayacağı sorunlardı...Ama bunlar, Kürdistan baharında filizlenen güllerin dikenleri...Biz bunların üzerine gitmeliyiz ve bu konuda eğer elimizden gelirse yıkıcı değil, yapıcı önerilerimizle, eleştirimizle yardımcı olmalıyız... Ama, kendimizi merkeze koyarak, Güney Kürdistanlıları küçümseyerek, hatta hakaret ederek ve aşağılayarak yapamayız....Bir olay, bir siyasal kazanç veya bir yapalanma irdelenmek istenirken bir bütünsellik içinde değerlendirilmelidir.. Güney Kürdistan hâlâ tüm Kürdlerin umut alanıdır.. Çünkü orada kazanımlarımız var... O kazanımlar tüm dünya Kürdlerinin ilham kaynağıdır.. Diğer parçalardaki Kürdler yaşadıkları siyasal beceriksizliklerini ve tüm umutlarını Güney Kürdlerinin sırtlarına yıkmamalıdır. Böyle bir durumda her zaman hayal kırıklığına uğrarlar..Güney Kürdleri bir mevzi elde etti.... O mevziyi tüm Kürdlerin güçlendirmesi gerekir..Hewlêr Avesta Otel’inde ne yaşandı bilmiyorum.... “Saldırıya uğrayanlar” haklı olsalar dahi, bir pire yüzünden yorganı yakmamalılar..Ayrıca, bir asır boyunca Kürdleri katleden ve bir milyondan fazla Kürd’ü jenosidten geçiren Türkiye’ye giden ve orada kalan insanların “Güney Kürdistana gitmeyi haram” ilan etmesi utanılacak durumdur...Arif Zêrevan bu mantığıyla Güney Kürdistan kazanımlarının dostu olursa düşmana gerek yok... Umut ederim bu arkadaş yanlışını görür ve Güney Kürdistan’a daha sağlıklı bir yaklaşım geliştirir..Bir uçtan diğer uca uçan Arif Zêrevan nereye koşuyor merak ediyorum..[email protected]20.02.06

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.