KÜRT ULUSU ICIN EN AGIR HAKARET DEVLET HAKKININ REDEDILMESIDIR !
Son yillarda dis etmenlerin etkisiyle, yeterli olmazsada TC'nin kürdistan'in reddi üzerine insa edilmis isgal siyaseti, hukuksuz hükümranligi tartisilmaya ve bilimsel yaklasanlar açisindan sorgulanmaya baslandi. Mevcut durum; sanildigi gibi türkiyenin sosyoekonomik, kültürel, politik gelisiminden veya tc yöneticilerin kürt düsmani, linç siyasetinde ve yeni bir vizyon degisikliginden kaynaklanmadi. Türklerin kürtleri inkar siyaseti iflas etti. Bu gerçekleri teorik düzlemde kabul etmek mecburiyetinde kalan Türk devletinin yeni tuzagi; kürt ulusunun, ulusal kazanimlari temelinde ve kendi öz kimligiyle örgütlenme, iktidar olma serbestisini envahi yöntemlerle engelleme biçimi olarak yer degistirmistir. Kürtleri oyalamak, zaman kazanmak TC'nin ilk degil ama son çaresidir. Bu kirli gelenek Osmanli'dan Kemalizm'e ve günümüze kadar degisik biçimler alarak devam etti. Osmanlinin yayilmaci despot siyaseti, TC'nin tek sef, tek parti irkçi, katliamci zihniyetinde mayalanarak demokrasi, çogulculuk adi altinda sadece biçim degistirmistir. Özünde, zihniyetinde köklü bir degisikligin yasanmamasinin en çarpici kaniti çözülemeyen Kürt sorunudur. 83 yil önce, büyük dünya devletlerin onay ve yardimiyla Kürdistan'a sahip olan Türk, Arap, Pers sömürgeciligi; kürtlere inkâr, hapis, sürgün ve jenosit'ten baska bir sey vermediler. Ortadogu; özellikle Kürdistan cografyasi dogal hammadde, zengin kaynaklariyla dünya devletlerin gündemi olmaya devam etti. Sömürgeci devletlerin, kürt'leri köle siyasetiyle yönetme israri artik eskisi gibi büyük emperyalist devletler tarafindan ragbet görmemektedir. Cünkü 21.Yüzyilda Kürt devletlesmesi atlanarak zengin kaynaklarimizin eskisi gibi uluslararasi pazarlara güvenlik içinde açilmasinin imkani kalmamistir. Güney Kürdistan özgürlesmistir. Bu bir ulusal kazanimdir gelistirilecektir. Uç isgalci devletten herhangi birinin veya üçünün yikilmasi yada hizaya getirilmesinin yolu kürt ittifakindan geçmektedir. Uluslararasi baris ve evrensel hukukun ortadogu'da islerlik kazanma sansi dört parça Kürdistan'in özgürlesmesiyle mümkündür.BOP projesinin ters tepmemesi ve islerlik kazanmasi için Türkiye, Iran, Süriye Kürdistan'inin özgürlesmesi acil bir eylem plani olarak görülmeli ve kürtlere uygulanan sömürgeci barbarliga son verilmelidir. Uluslararasi hukuk norumlari, adalet mekanizmasi isletilecekse; uluslarin hak esitligi temelinde Kürdistan'in; Kuzey, Dogu, Güneybati bölgelerin devletlesmesi teminat altina alinmalidir. Ve elbette Kürt Ulusu özgür iradesiyle ve kendini inkar etmeyenlerle ittifak etme, stratejik birlikler olusturma hedefiyle ulusal gelecegini, güvenligini öz güçleriyle teminat altina alma mücadelesinde özgür olacaktir. TC'nin AB'ye girme sürecinin yogunluk kazanmasinin asil nedeni mevcut sömürgeci, irkçi siyasetlerle ve dibe vurmus ekonomik çöküntüyle daha fazla yol alamamasidir.Türk devleti AB ye girme kartini kayip ederse Irak'in akibetine ugrama, suniler gibi azinlik durumuna düsme ve iç anadolu'da hapsolma korkusunu derinde yasadigi bilinmektedir.Türkiyenin AB girisine karsi çikma gösterisi yapan tc'nin, sag ve sol partileri, kurumlari çetelesmis Genelkurmayla zimmi anlasma içinde, Avrupa'y karsi santaj ve pazarlik gücünü artirmayi amaçliyorlar. TC yöneticileri Lozan temsilini diriltmek istiyor fakat kendilerinden baska kimseyi kandiramiyorlar artik. AB ve Konsey yetkilileri bu sebepten dolayi türk yöneticilerine adeta ultimatom verdiler. Türkler AB'nin evrensel hukuk anlayisini, kopenhag kriterlerini belli rutuslarla birlikte kendine uydurmak ve yirminci yüzyila damgasini vuran demokrasi, özgürlük, esitlik gibi temel ilkeleri retorik düzeyde kabul ederek AB'ye alinma santajini terk etmelidir. Modern toplumlara katilmanin hukuku; Toplumsal degisim ve dönüsümlerin kanunlarina sahip olmaktan geçer.Türkiye Cumhuriyeti kurulusundan bu yana konulan hukuk kurallari baskalarinda var, bizde'de bulunsun ve isimize geldigi zaman kullaniriz anlayisi ile birlikte,özellikle kürtlerin her hangi bir demokratik ulusal haktan yararlanmamasi için uyarlandigi bilinmektedir. Federasyon veya Bagimsizliktan yana olmayan kürtler de ne yazik ki mevcut türk sömürgeci planina katkida bulunmuslardir. Devlet kurmak her ulusun en dogal hakkiysa, neden kürtlerin devletlesme hakkina karsi çikiliyor ? Kürt Ulusu için en agir hakaret devlet hakinin rededilmesidir, kimligiyle, bayragiyla anilmamasidir. Hangi kürt jenosit sembolu olan kirli türk bayragini içine sindirebilir ? Her ulus kendi ulusal bayragiyla safa girer.Türk bayragi her kürd için bir isgal ve korku sembuludur. Birlesmis Milletler denetiminde adaletli bir referandum yapilsin kürtlerin yüzde doksanbesi hakli olarak türkleri rededecektir. Hangi millet isgal altinda yasamak ister ? Bu anlamiyla Güney Kürdistan bir emsaldir. Kürtlük sifatiyla kürt devletlesmesine karsi çikanlar; agir bir asagilik kompleksi, ruh ezikligi psikolojisinin etkisinden mutlaka kurtulmalidirlar. Kürtlerin normal bir yasama geçmesi türk isgalinin kirilmasina baglidir. Bu anlamda yediden yetmise her Kürdistan'linin siari; Isgalci türk ordusu Kürdistan'da def ol olmalidir.Sömürgeci güçlerle sömürge alti güçlerin iliski tarihi ayriliklar tarihidir. Türklerin Kürtlerle tek iliskisi sömürge iliskisidir, tek yanli çikara dayali inkarci, bölücü bir iliskisidir. Bu dengesiz, tek yanli temsile dayali iliskinin dogasi Kürtlerle türklerin ayriligina isaret oldugu kesin. Kürt milletiyle türklerin birbirine benzersizligi bir tercih degildir. Kürt ulusunun tarihsel, toplumsal, kültürel, sosyolojik farkliligi bilimsel bir gerçektir. Bu ayriliklari oldugu gibi, tek merkezli birlik içinde dünya'ya anlatmak asil amacimiz olmalidir. Kuzey Kürdistan'da yirmibes milyon kürdün bir meclisi yoktur. Bazi siyasetçilerimiz nerdeyse türk'lerle kürt'lerin ciddi bir ayriliginin olmadigini söyleyecek kadar gülünç duruma düstüler. Türklerin söylemiyle yirmi dokuz isyanin bastirilmasi, kürt cografyasinin mezarliga dönüsmesi, bes milyona yakin insanin göçe zorlanmasi, onbinlerce kürt direnisçsinin öldürülmesi, yirmi bin failli "meçhulun" olmasi ve linç metropollerin olusturulmasi, onbinlerce çocugun, binlerce kadinin sokaga düsürülmesi ve tarih boyunca benzer felaketlerden hiç kurtulmayan kürt milletin inkar ve imhasi bir tesadüf eseri olarak mi açiklanacak? Özgürlük mücadelesinin mirasi üzerine yükselerek, milyonlarin emegi ve oylariyla siyasetçi etiketini kazanan örgüt Baskani, Milletvekili, Belediyebaskani vs. sifatlara yükselmenin karsiligi, o milletin devletlesme hakini reddetme seviyesine düsmek kimin siyaseti oluyor ? Siyasi çikar ve kariyer kaygisiyla milli misaki sinirlarin savunuculugunu yapmak, kürdistan isgalinin devamini onaylamak degilmidir ? Ulusal kurtulus siyasetin amaci; isgalcilerin gözüne girmek, samimi ve barisçil oldugunu ispatlamak degildir. Kürt ulusalligini lekelemek degildir. Bilimsel siyasetin objektif bakisi neyi öngörüyorsa, pratik gerçeklik neyse onu oldugu gibi orta yere koymak siyaset bilimin geregidir. Yenilikçi, Iradeli, kollektif bir ulusal karar mekanizmasina sahip olunmazsa; iradesizlik, bireyselik basi bozukluk ve kendini pazarlamak siyaset olarak açiklanir. Son yillarda kuzey Kürdistan'da türk isgalcilerin gözüne girmek için Kürt ulusun dogal ayriliklarini, ayrilip devlet kurma hukukunu bile tartismali hale getiren siyasetçiler türedi. Açik ki bu tip siyasetçiler kürtlere zarardan baska verebilecekleri bir seyleri kalmamistir. Günümüzde siyaset biliminin esas islevi; kisinin hak istemleri, serbestçe fikir olusturma ilkesi, insan kisiliginin serbestçe gelisebilecegi bir toplumsal çerçeve ile beraber toplumsal, siyasal degisimlerin ekonomik kültürel beklentilerin alt yapisini olusturmakla mümkün olur.