Kürdlerin Yarası Yada Derdê Kurd
Son dönemlerde ve özellikle Saddam ve suç ortaklarının Enfal’den dolayı mahkeme karşısına çıkmalarıyla birlikte Kürdlerin saflarında, Caşlar ve onların başını çeken müsteşarların yargılama sorunu yeniden gündemleşmiş durumdadır.Bilindiĝi gibi 1991 Büyük Raperin’den sonra 8 partiden oluşan Kürdistan Cephesi çıkardıĝı bir af kararıyla bir daha Caş olmamak kaydıyla tüm Caşları af etmişti... Aslında bu süreç biraz daha ileriye, ayaklanmanın hazırlık dönemine dayanıyor.. O dönem Kürdistan Cephesi önderleri bir çok Müsteşara mektuplar yazarak yada kendilerine adamlar gönderek ayaklanmaya katıldıkları taktirde „eski defterleri kapatacaklarına“ dair sözler vermişlerdi..Ayaklanma başladıĝı an Caşların ezici çoĝluĝu ve bir çok müsteşar silahlarını Baasçılara çevirdikleri gibi, Saddamla birlikte ayaklanmaya ve Peşmergelere karşı savaşan Caşlar ve Müsteşarlar da oldu..Ama eski müsteşarlar yada yada aşiret şeflerinden bazıları ayaklanmadan sonra yeniden Saddam rejiminyle ilişkiye geçip aylıklarını aldılar ve Saddam’a gönderdikleri mektuplarda „YNK ve KDP’yi temizlemek için emirlerini beklemeye“ başladılar. Saddam yönetiminin devrilmesinden sonra bu belgeler ortaya çıktı, ama Kürdistan yönetimi hiç bir yasal girişimde bulunmadı..En son olarak Irak yönetimi, Paul Bremer döneminde ve onun çıkardıĝı kararlarla tasfiye edilen devlet kurumlarında çalışan kesimleri emekliĝe göndermek için yapılan girişimlerine eski Caşlar ve müsteşarlardan bazılarıda olumlu cevap verdiler ve dosyaları doldurmaya başladılar...Eski Caş ve müsteşarların bu girişimlerine karşı Kürdistan Başkanı sert bir çıkış yaptı, taşlar yeniden yerlerine oturdu.Ama bu esnada kendi milletine karşı ve Saddam’ın kanlı dikta rejimini korumak için oluşturulan Caş birliklerinin hiç resmi bir kimlikleri yoktu... 500 bin Kürd Caşın hiç hukuki bir zemini yoktu..Sömürgecilerin uşaklıĝı neticesinde yaratılan askeri yapılar, askeri birimden bile sayılmıyormuş... Bu anlamda Müsteşarların emeklilik hikayeleride suya düştü... Başkalarının uşaklıĝının bedeli işte... Umut ediyorum ki Caşların bu durumu bizim Caşlara da yani „koruyuculara“da ders olur ..Bir iki hafta önce Güney Kürdistan’da çıkan iki haftalık gazete olan „Hawlati“ ve „Awêne“nin internet siteleri hacklandı. Iki gazetenin hacklandıĝı haftadaki sayılarında çok enteresan birer yazı serileri vardı...Iki gazete de söz konusu tarihteki sayılarında Saddam rejimiyle daha doĝrusu Irak gizli servisiyle çalışan „Kürd ajanları“nın isim listelerini yayınlamıştı..Ben „Hawlati“ de ilk bölümü yayınlanan 90 kişinin ismini Kurdistannet adlı Güney Kürdlerinin sitesinde buldum.. Bu son sayısında ise "„Hawlati“ gazetesi geriye kalan 60 kişinin isim listesini yayınladı..Saddam rejimi Kürdistan Parlamentosuna, çeşitli hükümet kurumlarına, KDP’ye, YNK’ye, HSK, Islami Harekete, Islami Orgüte, Kürdistan Komunist Partisine, Asuri örgütlerine, Türkmen örgütlerine yoĝun bir şekilde ajan yerleştirmiş.. Bunların bazıları bakanlık yapmış ve bazılarıda yüzbinlerce oy alan bir partinin sekreterliĝine kadar yükselmiş bulunuyor. Geçmişte Kürdistan Hükümetinde Sanayi Bakanlıĝı yapmış ve Asuri Hareketinin başı olan Yunadım Yusuf bu ajanlardan biri..Kürdistan Islami Orgütünün Emiri Ali Bapir bunlardan bir başkası.. Kürdistan Muhafazakarlar Partisi başkanı Ömer Surçi bunlardan bir başkası...Son dönemlerde Güney Kürdistan var olan siyasal parti ve grupların hepsi şu veya bu şekilde ajanlara ilişkin açıklamalardan bulunuyorlar... Bazıları kendi adamlarını savunuyor ve gereken belgeleri istiyor, bazılarıda söz konusu gazeteleri yargıya vermeye başladılar..Bu ajanlar meselesinin gündeme oturmasıyla birlikte, Kürdistan Parlementosunda grubu ve temsilcileri bulunan farklı yapılardan bir grup milletvekili Kürdistan Parlamento Başkanlıĝından bir oturumun ajanlara ilişkin belgelerin doĝru ve sahteliĝini tartışmak için ayırmasını istedi. Ayrıca listede isimleri bulunanların büyük bir kesimi 1991 yılında çıkarılan af olayından yararlanlardan oluşuyor..Sonuç olarak tarihte ve özellikle bu son bir kaç yüzyılda „Caşlık“, „koruyuculuk“ ve „hainlik“ Kürd milletinin yakasını bırakmayan bir hastalık, ulusal bir yara ve „derdê Kurd“ olarak yerini aldı ve „kurumlaşmaya“ başladı... Saddam’ın Kürdlere soykırım uyguladıĝı an ve hâtâ Kürdistan özgürleştikten sonra dahi bazı hain çevreler yine Baas rejimine ajanlık yapmaya devam ettiler.Saddam rejimi döneminde farklı nedenlerden dolayı da olsa Caşlık yapan 500.000 kişi hakkında verilen af olayı doĝru bir karardı.. Ama, yapılan af olayına raĝmen yeniden Irak rejimiyle ilişkiye geçenlere ve bugün yine Caş olmak için kuyruĝa girmeye çalışanlara, 1991‘den sonra Saddam rejimine ajanlık yapanlara karşı acımasız olmak gerekir. Saddam’ın kanlı rejimiyle yeniden ilişkiye geçenler, Türkler, Farslar ve diĝer Araplarla da ilişkiye geçmişlerdir.Caşlara tarihi bir ders, herkesin ibret alacaĝı bir ders olmalıdır.