Kemal Fevzi: „Biz Koyun gibi deĝil, aslanlar gibi ölürüz“!(20)
Simko’nun Kemal Fevzi aracılıĝıyla Sovyet Konsolosluĝuna gönderdiĝı mektup: „Gururla deĝerli şahsiyetinize teşekkürlerimi bildiriyorum.. Ben bir buçuk ay önce temsilcim Muhamed Emin Bey aracılıĝıyla şifreli bir mektup size ulaştırmıştım.. Bu mektupta sizin ile görüşme talebinde bulunmuştum. Bundan dolayı gelişmeleri detaylarına kadar sizin ile görüşmek amacıyla ve benim isteĝim üzerine gelen Merkez Komitesi üyesi olan Kemal Fevzi Beyi size gönderiyorum.. Ben insanlıĝın kurtuluşu için büyük bir görevi omuzlayan büyük Sovyet devletine büyük bir önem veriyorum. Sizin büyük devletinizin deklere edilmiş amaçlarından biri: ezilen halkları özgürleştirmek istiyor. Eĝer dünyada kahraman bir halk varsa, baĝımsızlıĝını, ulusal gururunu ve saygınlıĝı elde etmemişse ne yazık ki tarihi komşunuz olan Kürd halkıdır.. Kürd halkının gerçekten sizin yardımınıza ihtiyacı vardır. Ben de bu halkın evlatlarından biriyim.. Ben ve tüm Kürdistan o inançtayız ki yalnızca büyük Sovyetler Devleti bize gerçek yardım ve dayanışma elini uzatabilir, bizi himayesi ve kanatları altına alabilir. Ben canı gönülden şerefli ve insani devletinizin tüm talimatlarını yerine getirmeye hazır olduĝumu bildiriyorum.Sizin kara bahtlı ve bölgenin en eski halkının özgürlüĝü için insaniyet adına bize yapacaĝınız büyük yardımdan dolayı Kürd halkı büyük Sovyet devletine her zaman muteşekkir olacaktır, tarihe gururla bırakılacak bu düşünceyi boynunun borcu bilerek ilan edecektir. Sizden rıcam bu yalnızca benim ve benim çevremdeki bölgelerin talepleri deĝil, tüm Kürdistan’ın arzu ve umududur..“ Teşekkür ile Rustem (Simko) Kemal Fevzi ile yapılan aynı görüşmede , o şöyle dedi: „bunlar Simko’nun kelimesi kelimesine söylediklerinin içeriĝidır“... Daha önce Kürd Komitesi yoldaş Aralov ile görüşmeler yapmış ve kendisine Kürd Komitesinin, Yunanlarla girdiĝi savaştan dolayı Kemalistlerin içinde bulunduĝu uygun olmayan koşullardan yararlanarak Kürd sorununu çözmek için işe girişeceklerini bildirmişlerdi.. Fakat, Kürd Komitesinin niyeti yoldaş Aralov’un verdiĝi vaatlerden dolayı gerçekleşmedi.. Kürdlerde deĝerlendirebilecekleri bu uygun koşulları elden kaçırdılar.. Şimdi Batı cephesi sorunun çözülmesinden sonra Türkler Kürdistan’da güçlerini artırmaya ve yerleşmeye ve eski siyasetlerini yenilemeye çalışıyorlar. Fakat siyasetleri başka bir biçim almış, Kürdleri Türkiye içinde daĝıtmak amacıyla Van ve Bitlis Kürdlerinin büyük bir kesimini Türkiye’nin batı vilayetlerine göndermek istiyorlar.(Bu söylenenlerden Kemal Fevzi sorumludur). Bu koşullardan Kürd halkının kendi vatanında kalması amacıyla Kürd Komitesi durum deĝerlendirmesi yaparak bu meseleye ilişkin tam karar aldı.. Bundan dolayı şimdi ilkbahar da ayaklanmak için hazırlıklara başlamıştır.. Kürd Komitesi, amaçlarına varmak için, yani bahtı kara Kürd halkını özgürleştirmek için gözü Sovyetler Birliĝi devletinin yardım ve desteĝine dikmiştir. Bunların hepsi abartılmaksızın, büyütülmeksizin konuşuldu. Kemal Fevzi son bölümünde ise : „Bana sonuç olarak Sovyet Rusyası gerçekten Kürdlere yardım eder mi etmez mi söyeleyiniz?... Eĝer bize yardım etmesenizde biz mücadelemize devam edeceĝiz.. Eĝer biz Türkler tarafından yenilgiye uĝratılsak ve bastırılsak da , ama biz koyun gibi deĝil aslanlar gibi ölürüz“ dedi Yoldaş Dubson’un Kemal Fevzi’ye karşı tavrı şöyle idi: Kürd Komitesinin Van’da ve Simko aracılıĝıyla Fars sınırlarında çalışan Kemal Fevzi’yi bizden uzaklaştırmayın.. Aynı zamanda bizim verdiĝimiz sözler konusunda ise korkutmayin..Çünkü, biz o vaatleri yerine getiremeyiz.. O yardımlarda bu yakınlarda olmaz.. Bunun dışında yoldaş Dubson Kemal Fevzi ile olan görüşmede ilişkilerin korunması için çaba sarfetti... Gelişmelerden haberdar olmak, devamlı olarak Simko ve Kemal Beyin tavırları hakkında bilgi sahibi olmak ve dolaylı olarakta Erzurum’a ilişkin bilgi sahibi olmak için bu ilişki gerekiyor. Kemal Fevzi Beyin tüm söylediklerinden bir şey açıktır. Erzurum Komitee‘sinin faaliyetleri diĝer aylara göre kasım ayında daha yoĝunlaşmıştı. Kuşkusuz bu faaliyetler ise örgütlenme ve Kuzey Kürdistan’da tüm güçlerin birleştirilmesi içindi.. Öyle görünüyor ki Ismail Aĝa ve Türklerin ikili ilişkileri devam ediyor. Ekim ayında Simko’nun tavrı Türklerin istemleri doĝrultusunda şöyledir: Kemalistler Simko’nun sahip olduĝu rolden yararlanıp, onun aracılıĝıyla Asurilerin Urmiye bölgesine yerleşmesini engellemek istiyorlar. Fars sınırında Simko’yu Türk siyasetinin aleti haline getirmek için mecbur etmeye çalışıyorlar. Ayrıca Türkler kasım ayında Simko’nun hareketini kontrol edebildiler ve Mar Şemhun’un öldürülmesi düşüncesini için çaba sarf ediyorlar.. Türkiye devleti, Al Beg kazasının 8 köyünü Simko’ya verdi. Bu köyler, Derwiş Beyin yönetimindeki Mezdeki aşiretine aittir. Daha önceleri Türkler zorla onları o köylerden uzaklaştırmış ve Fars sınırlarındaki bölgelere göndermişlerdi.. Sürgün edilen ailelerin sayısı 120 dir... Onların Urmiye bölgesine gelip yerleşme niyetleri var.. Türkler, Simko’nun oĝlu Xusrewi serbest bıraktılar, babasının yanına döndü. 20 kasım günü Xusrew 10 subay ve 10 Türk askeriyle Van’a gönderildi ve oradan da Simko’nun bulunduĝu Qeretu köyüne gittiler. Bu şekilde Türkler Simko ile ilişkilerin iyileştirdiler. Simko’ya demişler ki Asurilerin kendi bölgeleri olan Urmiye’ye dönüşleri Ingilizlerin işidir. Bu amaçla Türkiye’nın sınır bölgelerinde büyük bir propaganda yapılmıştır. Bu propagandalara göre Asuriler Simko’ya ve Kürdlere karşılar. Bu siyaset ile birlikte Türkler, Müslümanlarla Hristiyanları birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Bunun için ise ellerinde çok fakt var.. Örnek olarak: Urmiye’nin Wizey köyünden gelen bir Kürd ile yapılan görüşmede diyor ki: Oranın askeri güçlerinin komutanı Xelil efendi Asuriler ilgili konuşmuş ve bu „gavurların“ başını kesmesini önermiştir. O, Türk devletine bu kutsal göreve başlanılmasıyla birlikte yardım edeceĝine dair söz vermiştir. Bu ise Türkiye siyasetinin sonucudur: Güvenilir kaynaklardan alınan haberlere göre Ismail Aĝa Hıristiyanların Urmiye ve Selmas bölgelerine yerleştirilmesinden korkuyor. Türklerin yürütüĝü propagandanın Kürdlerin üzerindeki etkisi yoldaş Dubson’un Kemal Fevzi ile yaptıĝı görüşmede genel olarak ortaya çıkmıştı. Kemal Fevzi yoldaş Dubson’a başarısız bir dizi soru ile Asurilerin sorununu kapatmaya çalıştı... Örneĝin Kemal Fevzi şöyle diyor: Niçin Ermeniler Kürdistan’da bizim arazi ve evlerimizi işgal etsinler? Onların bu işte amaçları nedir? Sonra bizim bu konudaki tavrımızın ortaya çıkması için dedi ki: „ eĝer siz izin verirseniz Simko kendilerine saldıracak ve Kürdistan’dan onları çıkaracak“.... Kemal Fevzi’nin bu söyledikleri gösteriyor ki kendisi Türklerin sınır bölgelerinde yarattıkları durumun tamamen etkisi altına girmiştir. Ayrıca Türkler ve Simko Asuriler sorununa ilişkin ortaklar.(açıktır ki yalnızca bu meseleye ilişkin) Bu ise Köylülerin Fars sınırlarına geliş ve gidişlerinde görünüyor.. Devam edecek... Çev: Aris Arda [email protected]