General İhsan Nuri Paşa'nın Sürgün Yılları(1)
Kürdler tarafından İhsan Nuri Paşa’nın yaşamına ilişkin, en az bilineni, onun sürgün yıllarıdır.
Aslında İhsan Nuri Paşa ömrünün yarısından fazlasını İran’da sürgünde geçirdi.
Yani İhsan Nuri Paşa’nın verdiği bilgilere göre „1892 yılında“ doğmuş, ölüm tarihi ise 25 Mart 1976 tarihidir.
İhsan Nuri Paşa Ararat Kürd Cumhuriyeti’nin yenilgisinden sonra 1930’da İran’a sığınıyor. Demeki İhsan Nuri Paşa İran’a sığındığı zaman 38 yaşındaydı. 1976 yılında vefat ettiğine göre ömrünün 46 yılını sürgünde geçirdi.
Zorunlu göç, sürgün, hapis ve katliamlar Kürdlerin yaşamında rütinleşen ve günlük yaşamın bir parçası olan hadiselerdir.
İhsan  Nuri  Paşa’da     bundan      aslan   payına      haiz   olmuştur.
Ben  bu  küçük  makale de  İhsan  Nuri Paşa’nın      uzun  sürgün  yaşamını    anlatmayacağım.   Zaten   böyle bir     şeye  de  imkan  yok.  Çeşitli  aralıklarla   İhsan  Nuri  Paşa’nın  İran’da     sürgün  yıllarında  ilişkin   elimde   bulunan  bilgi ve  belgeleri aktaracağım.
Benim burada üzerine durmak istediğim husus İhsan Nuri Paşa’nın akrabalarıan ilişkindir. Daha önce „General İhsan Nuri Paşa'nın Anısına” kaleme aldığım yazı serisinde “Acaba İhsan Nuri Paşa’nın akrabaları yokmu?” diye bir soru sormuştum.
Fakat, ne yazık ki bugüne kadar sorduğum soruya hiç bir cevap alamadım.
Sayin Rohat Alakom, “Xoybûn Örgütü ve Ağrı Ayaklanması” adlı eserinin yeni baskısında benim sorduğum soruyu tekrarlıyor.
Son yıllarda Kuzey Kürdistan’da yoğun bir şekilde Kürd Mirlerinin, Kürd Şeyhlerinin, Kürd Pirlerinin, Kürd Dedelerinin hatta Ahmedê Xanî’nin akrabaları dahi çıkmaya başladı!!!
Niçin İhsan Nuri Paşa’nın akrabaları ortaya çıkmıyor?
Aslında İhsan Nuri Paşa’nın bir kız kardeşi vardı.
İhsan Nuri Paşa    sürgün de  olduğu  zaman     ailesi ve  akrabalarıyla   tüm    ilişkileri  kopuyor.
O  dönemler      iletişim  araçları da       yok  denecek  kadar azdı.   Bir  de   Kemalistlerin   Kürdistan’da   estirdikleri    terörde   eklenince    İhsan Nuri Paşa   gibi  bir  “hain”ile    ilişkiye  geçmek       ölüm  demekti.
Bırakın İhsan Nuri Paşa’yı Yaşar Hanım’ın kardeşi oğlu iki defa Yaşar Hanım’ı ve İhsan Nuri Paşa’yı Tahran’da ziyaret etmesine rağmen büyük annesinin mezarının Tahran’da olduğunu bilmiyordu.. Ben kendisine bu meseleyi açınca bana “babam büyük annemin öldüğünü söylemişti.” dedi. Yani büyük annesinin de İran’a gittiğini ve orada vefat ettiğinden habersizdi.
1960’ların sonlarına doğru Adil Bey adında biri İhsan Nuri Paşa’nın yaz aylarında gittiği Urmiye’deki evine geliyor ve kendisini İhsan Nuri Paşa’nın kız kardeşinin oğlu diye taktim ediyor.
İhsan Nuri Paşa uzun sürgün yıllarından sonra ilk defa bir akrabasıyla karşılaşıyor. Adil Bey o dönem yaklaşık olarak 40 yaşlarındadır.
İhsan Nuri Paşa ne Adil Bey’i duymuş ve ne de görmüşlüğü var.
Adil Bey beraberinden “annesinin” yani İhsan Nuri Paşa’nın bacısının bir resmini getiriyor.
İhsan Nuri Paşa bacısını resimden tanıyor.
Rehim Şinoyi Mahmudzade İhsan Nuri Paşa ve Yaşar Hanım’ın ölümünden sonra Urmiye gidiyor, İhsanların kiralık kaldığı Şemşun’un eşi Meryem ile görüşüyor. Meryem’in anlatımlarına göre Yaşar Hanım Adil Bey’den “Türk ajanı” diye kuşkulanıyor ve kendisine fazla yüz vermiyor. Adil Bey 3 gün İhsan Nuri Paşa’nın yanında kalıyor ve Türkiye dönüyor. Adil Bey gitmeden önce İhsan Nuri Paşa’ya “bu sefer annem ile beraber geleceğim” diyor. Adil Bey , İhsan Nuri Paşa’nın Urmiye’deki evini bulması meselesinde ise Geylanizadelerin sayesinden olduğunu söylüyor. Yani Şeyh Ubeydullah Nehri’nin torunu yada torunun çocuklarından
Belli bir dönem sonra Adil Bey bir haber gönderiyor, annesinin Bitlis yada Diyarbakır’da öldüğünü söylüyor.
Ve Adil Bey bir daha görünmüyor.
İhsan Nuri Paşa ile akrabası meselesi sürgünde yaşamlarını sürdüren bir çok Kürd’e yabancı gelmeyecektir.