DEVRIMCI ANARSIZM
“Biz komünistiz.Fakat bizim komünizmimiz ne Falanster Okulu’nun ne de otoriter okulun komünizmidir. Bu anarşist komünizm’dir, yönetimsiz komünizm’dir, özgür komünizm’dir. İnsanliğin, tarihin safağindan bu yana devam ettirdiği iki temel amacın-iktisadi özgürlük ve siyasi özgürlügün-sentezidir” Bakunin.“Her kim bana hükmetmek için elini uzatıyorsa, o bir zalim ve despottur. Onu kendime düsman ilan edıyorum.”P.J.Proudhon.““Eksiksiz bir isyan;. Breyın tüm toplumsal ve ahlâki bağlardan tamamen serbest kalmasından ve her türlü otoriteye kafa tutmaktan geçer.”Stirner.7 Aralik 2008‘de Yunanistan’da Selanik’te lise öğrencisi; Andreas Grigoropoulos isimlı 16 yaşinda bir genç, bir gösteride polis kurşunuyla öldürüldü. Devrimci anarşistler; bu olayi Yunanistan genelinde sokak savaşına dönüştürdüler. Halk kendilerini sahipleyerek, rejime farman çıkardı.Yunanistan halkı sıcak, duyarli bir halktır.Sokrates, Platon vb. Filosofların geleneğınden, kültüründen geliyorlar.Türkler gibi uyduruk evrimlerden geçmediler. Demokratik kültürün özümsendığı ülkelerde insan kiymetlidir, yaşatılır. Gök bilimine kafa yoran Sokrates’ı, bir tas baldıran zehiriyle öldüren klise kafalilar pişman olmuşlardı. Bir gazeteci, Başbakan Miçotakis’e; “ülkenizde şiddet örkütücü boyutta ve güvenlik yetersiz kaliyor ne diyorsunuz?” sorusuna; “demokrasiyle yönetilen ülkelerde, demokratik reaksiyonlar olacaktir, diye cevapliyordu. “Bir türk dünya ya bedel,” kültürünün hakim olduğu türkiyede ise her gün onlarca kürt öldürülmektedir.Yunanistan protesto gösterileri üçüncü haftada ağir maddi zararlarla devam etmesine rağmen kimsenin öldürülmemesi yönetici ve yönetilenleriyle demokratik kültürün önemi açisinda ögreticidir. Türk basın,yayın kuruluşları; kim daha çok ölü bedenlerı gösterecek diye adeta yarış halindedirler.Uğur Dundar benzeri spikerler, Kürtlerin lincini birer savaş muhabiri heyecaniyla vermesi unutulur gibi degil. Tabii bu talim, terbiye ırkçılığı bir devlet siyaseti olduğu biliniyor. İnsanlıktan nasibini almiş toplumlar, insanlara karşı saygıyı yüce tutar. Ancak nasibini almamiş toplumlar ise inkar, savaş, katliam ve hukuksuzluğu kültür haline getirmekten vaz geçmedikleri’de görülüyor. Anlaşılan herkes aldığını veriyor ve hak ettiği biçimde yaşiyor ve yönetiyor. İnsan yaşamı kutsaldir. Cümlesi hafizamizda uyuya kalmişti.Kuzey Kürdistan’da onbinlerce kürt öldürüldü. Kürdistan’da bombalanmayan bir karış toprak ve aci çekmeyen bir Kürt insanı kalmadı, ama türk toplumu koyun sürüsü gibi bakmaya devam ediyor. Çünkü sosyalistleri devletlerinin yedek lastiğine dönüştüler. Şimdi bu vaziyetleriyle Yunanistan daki gelişmeleri değerlendirmeye kalkişmalari gerçekten ilginç oluyor. Amaçlari; tc “terbiyesiyle” ehlileştirilmiş bir anarşizm tanimidir. Komünist düşünceyi; komprador Kastro vari anti ABD’ciliğe indirgemeyi başaran bu cenah, Anarşizmi’de anti devletçi deşil’de anti rejimciliğe indirgemeleri sosyal şövenlikten başka bir şey ifade etmemektedir. Anarşistlerin başlatarak yürütüğü bu mücadele, iktidar olmak için pusuda bekleyen sol partiler, iktidara karşı hak mücadelesine dönüştürme çabasina girdiler.Kendilerini marksist Leninist olarak sıfatlandıran örgütler ise, bilinen tomtraklı ifadelerle, yılların doğmatik politikalarını tekrarladılar Ve tabii anarşistleri bol bol eleştirip, kariştirarak. Kürt katliamını bir kaç sloganla geçiştiren özürlü türk sosyalistlerin beylik laflarina bakin; “Yunanistan’daki -eylemler ML’lerin istediği gibi gelişseydi durum farklı olurdu”! “-İsyan yolunu bulamamiş” çünkü anarsist önderliklidir...“-gelişmeler bizi doğruluyor.”! vs.vs. Anarşizm; Marksit felsefeden belli noktalarda, ayrışım çizgisiyle eleştirel, öğretici tartişmalar yürüten her türlü devlet aygitini reddeden önemli bir devrimci felsefe olduğu biliniyor. Dolayısıyla bu felsefeyı bıreysellik ve kitlelerden kopuk bir yaşam tarzı biçiminde tekleştirerek, keyfi devlet tanimiyla ve bir ekolden başlayarak genel bir yorumun muhtevasi biçiminde yanlışlayarak anlatmak doğru bir sonuca götürmez. Zira breysel anarsizm asil temsilini Proudhon’dan çok, Almanya’da, Max Stirner, Kaspar Schmidt’te bulmustu. Tabii bu konu Prof. V.Bassch’in (L’individualisme anarchiste) adli eserinde detayli izahati mevcuttur. Bütün bunları bir yaziya sığdırmanın imkanı olmadığı için kısaca değinmekle yetineceğım. Anarşizm , orta çağdan günümüze bir çok sosyal hareketlerden etkin rol oynamiştir. Anarşistler; 1789 Fransiz Burjuva devrimi ve 1871 Komün devriminde etkin rolleri olmuştur. Pierre Josehp Proudhon, Peter Kropotkin, Mikhail Bakunin ve Erriko Malatesta devrimci anarsist teorinin gelişmsine 19. ve 20. yüzyıllarda nitel ve nicel katkılarda bulundular.1905 ve 1917 Rus devrimci hareketlerinde önemli roller üstlendiler, Ancak Bolşevikler devlet erkini ele geçirdikten sonra,koskocaman ülkeyi ideolojik dar kafali parti üyelerin nöbetiyle yönettiler. Fabrikalara bile parti üyelerinden güvenlikçi diktiler. Disiplin adı altında anarşistleri terorize ettiler. Oysa Hitlere karşı bazı sivil bölgeler Anarşistlerin önderliğinde önemli direnişler geliştirmişlerdı.1917 Ekim devriminden sonra proletarya diktatörlüğü kendilerinden olmayanlara karşı kötü kullanıldı. 1936-1939 İspanya devrimi anarşist mücadele, hereketlenme ve yoğunluğun meydanına dönüştü.“Anarko sendikalist organizasiyonlar (FAI ve CNT) hiyerarşik olmayan toplumsal ve ekonomik alternatiflerin olabilirliğini gösterdiler. ABD, Latin Amerika ve bir çok ülkede anarko sendikalist mücadelenin etkileri inkâr edilemez. 1900'lu yıllarda; Emma Goldman ve Alexander Berkman gibi yetkin anarşistler bir çok radikal oluşumun içinde mücadele ettiler.1960 ların gençlik ve toplumsal hareketlerindende anarşistlerin, genellikle devrimcilerden önce eylemleri başlatıkları ve çoğu yerde devrimci ve sendikal hareketlerı peşlerinde etkileyeyerek sürükledikleri biliniyor. Özcesi; anarşizm Proudhoncu“karşılıkçılık” yorum ve takipçılerı ile, Anarşizmi bireysel bir yaşam tarzı veya hıristiyan,anarşizmi olarak algılayan lev Tolstoy eklemelerini birbirine karıştırmamak gerekir. Özellikle bilim camiasinda rüştünü ispatlamış, Marks’lada iktisadi, politik ve enternasiyonalizm, konularinda derin tartışmalar yürütmüş ve önemli bir şahsiyet olarak’ta kabul gören,kolektivist anarşizmin mimari Bakunin’i çok daha iyi kavramak gerekir. Mesela; Proudhon’un iktisadi fikirleri karşılıkçı bankacilik ABD’de taraftar ve uygulama bulurken; Fransa’da ayni yoğunlukta, karşilanmiyor olmasinin nisbi yanlışlığı bir bütün olarak Prodhon’u sıfirlayamaz. Proudhon’un, breysellık ve iktisadi fikirleri bazında yanlış düsüncelerı olmuştur. Fakat Proudhon; Fransa’da, Devlet sosyalizmini savunan, Louis Blanc ve Saint Simon dan çok daha tutarli ve devrimci komünist anarşizmi savunmuştur.Anarşistler, mevcut devlet örütlenmesinin parçası olmayı ve ona taze kan sağlamayı reddederler.Anarşistler, parlamentolarda politik partiler kurmaya çalışmadıkları gibi emekçileri bu partileri kurmamaya davet ederler. Buna bağlı olarak 1864-1866'da Uluslararası Emekçıler Birliğinin kuruluşunda, beri, emekçi örgütleri arasinda fikilerini doğrudan doğruya yaymaya ve parlementer yaşamaya umut bağlamadan bu birlikleri sermayeye karşı dolayısız mücadeleye katmaya gayret göstermişler. Klan, köy topluluğu,orta çağ şehri gibi kurumların evrimini, kitleler aracılığıyla anarşist eğilime borçlu olunduğu düşünürler tarafından belirtilmektedir.Anarşistler güç peşinde koşan diktatörlerin,azınlıkların tecavüzüne karşı süreklı direnmişler. Bu eğilimler orta çağ boyunca devam etmiştirAnarşizm toplum düşüncesine göre değışmez hiç bir şey yoktur.Tersine organik yaşamın tümünde görüldügü gibi-uyum çok sayıda güç ve etki arasındaki dengenin sürekli değışen biçimde yeniden düzenlenmesinden kaynaklanır. Devletin korumasından yararlanmayan bu güçler gereklı düzenlemeyı sağlayacağına inanılır.“Toplum bu hedefe ve ilkeler temelinde örgütlenırse, insan üretici çalişmada kullandığı güçlerını devletin destekledigi kapitalist bir tekelde serbestçe uygulamada sınırlı kalmaz. Dahası iradesini cezalendırılma korkusu içinde kullanmakla ya da bıreysel veya metafizik varlıklara itaatla da sınırlamaz. Bu sınırlamaların her ikiside insanın insiyatif kayıbına ve zihin köleliğine yol açar.İnsanın eylemlerine kendi anlayışı rehberlık etmelidir.”P.Kropotkin. Bu anlayıs kaçınılmaz olarak insanın kendi benliği ile çevresinin etik anlayışları arasındaki serbest etki ve tepkinin izlenimini taşır. Komünizmde herkesin ihtiyaç ve yeteneğıne göre esprisi, anarşizmde “servet en çok ihtıyacı olanin olmalıdır. Eşitlikçi anayasayla karşılık bulmuştur. Anarsistler sosyalizmin nihayi sonucundan yanadirlar.Kaynaklar: Devlet ve anarsi.D. ve toplum. M.Bakunin.Toplumsal Anarsizm.N.B. Ind Bireysel anarsizm P.V.B.Aanarsi, felsefesi ve ideali.P.Kropotkin.Breysel anarsizm M. S. Aanarsizmin ilkeleri M.B.Not: Bütün arkadas ve dostların Kürdistan ve dünya halklarının yeni yilini kutluyor, mutluluk, refah ve barış diliyorum.[email protected]