Ana içeriğe atla

140. Madde, Kerkuk ve Referandum

Kerkuk, son 50 yıl Irak rejimi ile Kurdistan ulusalcı güçleri arasında tarihin tanık olduğu en uzun süreli ve yoğun tahribatların olduğu savaşın adıdır. Kerkuk diğer bölgesel adla Germiyan, Kurdistan ulusal bağımsızlık savaşında en büyük kurbanların verildiği alandır. 1975 yenilgisinin temelinde Kerkuk ve Germiyan bölgesinin rolu temeldir. Korkunç tahribat ve jenosidlerin yaşanıldığı dönemlerde bile Kürt halkı asla Kerkuk’ ten taviz vermedi.  1970 yılında Baas rejimi ile Kurdistan’ ın özerkliği konusunda Kerkuk’ ten taviz verilmiş olunsaydı Hewlêr, Süleymaniye ve Duhok’ u içine alan sınırlar o gün belirlenmiş olurdu. Kürt halkı 75 yenilgisinin trajedisini yaşamazdı. Yaşanılan trajedi bir kez daha Kerkuk’ ın dokunulmazlığını teyit etti ve bundan dolaydır ki Kerkuk tüm Kürtlerin Kalbi ve Küdsü oldu..... Irak rejimleri ile yaşanılan Kerkuk- Musul sorunu bugün bütün heybeti ile yine gündemdeki yerini korumaktadır. Sömürgeci Irak devletinin, Kurdistan ulusal bağımsızlık güçleri karşısındaki zayıf konumlarından dolayı teorik olarak Kerkuk – Musul konusundaki verdikleri oyalama tavizlerin bir benzeri yaşanılmaktadır. 2003 yılında Saddam rejiminin yıkılmasından sonra Kerkuk ve diğer işgal altındaki Kurdistan bölgelerinin kaderinin refarandumla kararlaştılmasıni içeren geçici anayasadaki 58. ve 140. maddenin ya rafa kaldırılması yada BM’ lere götürülme tehlikesi ortaya çıkmış bulunmaktadır. Ard arda gelen Irak hükümetleri ( Allawi, Caferi ve Maliki hükümetleri) 140. maddeyi uygulama sözlerine rağmen sorunu çözme adımları atmanın tersine sorunu karmaşıklaştırma ve BM’ lere götürme politikları, Kürt siyasal önderliğinin mevcut pozisyonunu değiştirmemesi durumunda başarıya ulaşacaktır. Kürt dostu olduğu şeklinde lanse edilen ABD eski Irak büyükelçisi Z. Halilzad, BM temsilciliğine atanınca Kerkuk ve refanduma ilişkin verdiği ilk demeçte, konun BM’ lere havele edilmesi yönünde demeçler vermeye başladı. Kürt tarafının tepkilerine rağmen, Kerkuk ve referandum sorunun BM’ lerce çözülme talepleri son günlerde güçlü bir şekilde çıkmaya başladı. Kerkuk ve referandum sorunun BM’ lere götürülmesi Kürtler açısında bir felaket olacaktır.  Kerkuk sorunu ve referandum geçici Irak anayasasının 58. maddesi doğrultusunda çşzülmesi tavrı karşısında Türkmen, Şii ve Sunii Arap kesimler, Kerkuk ve işgal altındaki diğer parçaların BM’ lere götürülmesi politikasını yaşama geçirdiler. Ard arda iktidara gelen ( Allawi, Caferi, Maliki )Irak hükümetleri, Kürt politik liderlerini oyalamada başarılı bir politika izlediler. İran, Türkiye Suriye ve diğer Arap ülkeleri ile birlikte koordineli çalışan Şii ve Sunii kesimlerin, bu taktikler dışında, Kürtler karşısında başka şansları da yoktu. Matematik hesap çok basit; ‘’zayıf olduğun an oyala, güçlü olduğun an ez’’ Sömürgeci güçler bu politikaları ile onlarca kez, Kurdistan ulusal önderlikleri karşısında başarılı oldu. Güney Kurdistan siyasal önderliği Kerkuk ve diğer işgal altındaki topraklar ( Musul, Şengal, Şêxan, Maxmur, Xaneqin, Mendeli...vs ) için bir takım olumlu adımlar atmışsalarda yeterli olmamıştır. Kürt siyasi önderliğinin Kerkuk ve diğer işgal altındaki bölgelerin Kurdistan’ a bağlanılması yolundaki karşılaşılan  engeller yaşanılan  iç çelişkilerdır. PDK’ nin Xaneqînde, YNK’ nin Musul’ da bir etkinliği yok denilecek kadar sınırlıdır. Yaşanılan ve halen aşılamayıp dondurulan sorunlar, Kerkuk ve diğer bölgelerin Kurdistan’ a bağlanılması yolunda engeller çıkarmaktadır. Kuzey Kurdistan politik arenasinde, güney Kurdistan siyasal önderliği izledikleri politikalar tabu görüldüğünden; tartışılması eleştirilmesi düşmanlık olarak algılanıldığından dolayı, sağlıklı bir zeminde tartışmak olanaklı değildır. Kuzey Kurdistan yaşanılan Duygusallık, eziklik ve yılların getirdiği başarısızlık, bir nokta anlaşılabilinir gerçekler karşısında ise tartışılmamasının hiç bir mantıkı yoktur. Kurdistan ve Kürt halkı açısında sevindirici olan taraf, Güney Kurdistandaki bağımsız basın-yayın aracılığı ile aydınların Kuzeye nazaran sorunları sorumluları ile birlikte cesaretli bir şekilde tartışmaktadır. Kuzeyliler hemaset, Güneyliler ise realist ve Kurdistan halkının çıkarları doğrultusunda soruna yaklaşmaktadır. Bu benim açımdan sevindirici bir noktadır, bütün kesimlerin iktidarla uyumlandığı bir sürecte, ulusal çıkarlar geneldem özele indirgenmektedir. Kurdistan siyasal önderliğinin 140. maddeye ilişkin tutum ve davranışları izledikleri politikalar, Kuzeyde tartışılmazken Kurdistan’ ın güneyinde bu çok yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Sbeiy Com’ ın bu konuda izlediğ tutum bir çok yönü ile aydınlatıcı bir konumdadır. Sbeiy com yaptığı ve halen süren ‘’140. Maddenin zamanında uygulanmamasında kim sorumludur? ‘’ kamuoyu yoklamasında Güney Kurdistan politik önderliğinin izledikleri politikların pozisyonu da değerlendirilmektedir. Sbeiy Com yaptığı canlı kamuoyu yoklamasında bu gün itibari ile ( 28. 08. 2007) şu sonuçlar alınmıştır. 140. Maddenin uygulanmamasında kim sorumludur: Kürt: 1205Arap: 159Amerika: 279 Toplam 1643 Kerkuk ve İşgal altındaki diğer bölgelerin kaderinin referandumla belirlenmesi süreci bu yılın sonunda bitmektedir. Bu tarihte referandumun sonuçlanmaması durumunda daha sonra taraflar arasında yapılacak görüşmelerin olumlu sonuçlanmaması halinde sorun BM’ lere götürülecektir.    

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.