Türk meclisine milletvekili seçilmek için aday olmak Türkiye Cumhuriyetini devlet olarak tanımak demek demektir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, Kürdistan'ın dört parçaya bölünmesi ile kürtlerin inkarı esas alınarak kurulmuştur. Türk devletini tanımak, Kürdistan'ın parçalanmışlığını, sömürge statüsüne düşürülmesini ve kürtlerin temelli inkarını onaylamaktır.
Üzerinde TC yazan muhtar mührünü kabullenmekten, il genel meclis üyeliğine, yine üzerinde TC yazan herhangi bir belediyeden, belediye meclis üyeliğine ve parlamentoya kadar, devlet organizasyonunun herhangi bir kademesinde yer almak sömürgeci devlet sistemini genelde onaylamanın dışında sistemin bir uzvu haline gelmeyi kabul etmektir. TC'yi kabullenen gadrine katlanır. Sömürgeciliği onaylayan ve bir uzvu olmayı kabullenen sonuçlarına katlanır.
Kürtler, sömürgeci aygıtı onaylamakla, sömürgeci sistemin bir uzvu, aracı haline gelmeyi kabullenmekle kalmıyor gidip mecliste Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne sadık kalacakları üzerine namusları ve şerefleri üzerine bir de yemin ediyorlar. Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne sadık kalınacağı üzerine yemin etmek, Kürdistan'ın bölümüşlüğünü ilelebet korumaya ve savunmaya yemin etmektir, kürtleri toptan yokoloşa sürüklemeye yemin etmektir.
Kürtlerin gözünü çıkarmaya, ciğerini sökmeye yeminli kürt siyasetçilerini kürt milletinin temsilcileri olarak kabullenmek, sitemin bir aparatı olmayı önüne koymuş siyasi partileri kürtlerin siyasi kurumları olarak görmek, yeryüzünde sadece kürtlere özgü bir aptallık türüdür. Eşi ve benzeri olmayan aptallığın bu denli ağır ve vahim örneğine başkaca hiçbir millette rastlayamazsınız.
Sömürge siyasetçisi, sömürgeci sistemin bir uzvu haline geldiği andan itibaren milli hiçbir vasfı kalmaz. Kürtlerde somutlaştırıldığında, TC parlamentosuna girmeyi sindirebilen bir siyasetçi buna niyetlendiği andan itibaren kürtlük vasfınını kaybetmiştir, ulusal onurunu, milletine sadakatini kaybetmiştir. Parlamentonun kapısından içeri girerken, namus ve şeref adına, insanlık adına ne varsa zaten dışarda bırakarak girmiştir. İçerde olmayan namus ve şeref üzerine yemin edilir. Sömürgeci milletvekilleri de sömürge halkın namusunu ve şerefini ipotek altına almanın sevinciyle bu namussuzları gözleri parlayarak alkışlarlar.
İsmail Hoca.. Kürtlerin namusu ipotek altınadır dedi. Doğruydu.
Aynı İsmail Hoca, siyaseten döktürürken kendi sosyolojik tesbitini boşa çıkararak, DTP'nin kapısında TC yazan filanca belediyeyi kazanmış olmasını, DTP'nin % de bu kadar oyla kapısında TC yazan ve her biri sömürgeci aparat olan kurumlardan biri durumundaki türk parlamentosuna milletvekili sokmanın "başarı" olduğunu yazıyor. Siyasetçi İsmail Beşikçi'ye göre böyle..
Sosyolog İsmail Beşikçi'nin zaviyesinden bakacak olursak, bu % de bilmem kaçlık oy oranı Kürdistan ideali için evlatlarını kaybeden sadakatli ve fedakar yurtseverlerin oylarıdır. Bu oyları araç olarak kullanmak suretiyle sömürgeci sistemin bir uzvu haline gelmeyi başaranlar kendilerine oy verenlerin köklü ve haklı beklentilerine ve taleplerine değil, sömürgeci sistemin onaylanmasına ve yerleşmesine hizmet ediyorlar. Hem kendi namuslarını çar-çur etmecesine hem de milletin milli ve demokratik taleplerine sırtlarını çevirip sömürgecilerin isteklerini yaşama geçirmecesine..
İsmail Hoca'nın, siyasetçiliği ile sosyologluğu çatışma halinde. İkircikli konumuyla bir yandan "namus ipotek altında" tesbitinde bulunurken, diğer yandan İmralı (DTP) ile beraberce namusa ipotek koyarak "mülk sahipliğinin değişmezliğini" garantileyen tapu sicil muhafızını oynuyor.
Kürtlerin içinde türklere askerlik yapmayı bile sindirebilen okumuş, kürtçü, vatanperverlik takınan namussuzlar oldukça, TC meclisinde esamesi okunmayan namusu ayaklarının altına alabilen kürt siyasetçiler oldukça, türk devletine hizmeti amal edinen kürt başbuğu oldukça İsmail Beşikçi Hoca'ya dil uzatamıyorum ve uzatmam da gerekmiyor.
Herkes kendi kapısının önünü temzilemekle mükelleftir diyerek önceliği bizim kendi namusumuzu ve şerefimizi sorgulamaya veriyorum. Bizlerin namusumuzu İsmail Hoca'lar ipotek altına soktu ve sokuyor. Kurtarmak bizim görevimiz, kürtlere düşüyor.
ReYazdiklarin gercek, Ancak.Hakaret etmen dogru degildir.