Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 20 May 2009

Türk meclisine milletvekili seçilmek için aday olmak Türkiye Cumhuriyetini devlet olarak tanımak demek demektir.

Türkiye Cumhuriyeti devleti, Kürdistan'ın dört parçaya bölünmesi ile kürtlerin inkarı esas alınarak kurulmuştur. Türk devletini tanımak, Kürdistan'ın parçalanmışlığını, sömürge statüsüne düşürülmesini ve kürtlerin temelli inkarını onaylamaktır.

Üzerinde TC yazan muhtar mührünü kabullenmekten, il genel meclis üyeliğine, yine üzerinde TC yazan herhangi bir belediyeden, belediye meclis üyeliğine ve parlamentoya kadar, devlet organizasyonunun herhangi bir kademesinde yer almak sömürgeci devlet sistemini genelde onaylamanın dışında sistemin bir uzvu haline gelmeyi kabul etmektir. TC'yi kabullenen gadrine katlanır. Sömürgeciliği onaylayan ve bir uzvu olmayı kabullenen sonuçlarına katlanır.

Kürtler, sömürgeci aygıtı onaylamakla, sömürgeci sistemin bir uzvu, aracı haline gelmeyi kabullenmekle kalmıyor gidip mecliste Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne sadık kalacakları üzerine namusları ve şerefleri üzerine bir de yemin ediyorlar. Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne sadık kalınacağı üzerine yemin etmek, Kürdistan'ın bölümüşlüğünü ilelebet korumaya ve savunmaya yemin etmektir, kürtleri toptan yokoloşa sürüklemeye yemin etmektir.

Kürtlerin gözünü çıkarmaya, ciğerini sökmeye yeminli kürt siyasetçilerini kürt milletinin temsilcileri olarak kabullenmek, sitemin bir aparatı olmayı önüne koymuş siyasi partileri kürtlerin siyasi kurumları olarak görmek, yeryüzünde sadece kürtlere özgü bir aptallık türüdür. Eşi ve benzeri olmayan aptallığın bu denli ağır ve vahim örneğine başkaca hiçbir millette rastlayamazsınız.

Sömürge siyasetçisi, sömürgeci sistemin bir uzvu haline geldiği andan itibaren milli hiçbir vasfı kalmaz. Kürtlerde somutlaştırıldığında, TC parlamentosuna girmeyi sindirebilen bir siyasetçi buna niyetlendiği andan itibaren kürtlük vasfınını kaybetmiştir, ulusal onurunu, milletine sadakatini kaybetmiştir. Parlamentonun kapısından içeri girerken, namus ve şeref adına, insanlık adına ne varsa zaten dışarda bırakarak girmiştir. İçerde olmayan namus ve şeref üzerine yemin edilir. Sömürgeci milletvekilleri de sömürge halkın namusunu ve şerefini ipotek altına almanın sevinciyle bu namussuzları gözleri parlayarak alkışlarlar.

İsmail Hoca.. Kürtlerin namusu ipotek altınadır dedi. Doğruydu.

Aynı İsmail Hoca, siyaseten döktürürken kendi sosyolojik tesbitini boşa çıkararak, DTP'nin kapısında TC yazan filanca belediyeyi kazanmış olmasını, DTP'nin % de bu kadar oyla kapısında TC yazan ve her biri sömürgeci aparat olan kurumlardan biri durumundaki türk parlamentosuna milletvekili sokmanın "başarı" olduğunu yazıyor. Siyasetçi İsmail Beşikçi'ye göre böyle..

Sosyolog İsmail Beşikçi'nin zaviyesinden bakacak olursak, bu % de bilmem kaçlık oy oranı Kürdistan ideali için evlatlarını kaybeden sadakatli ve fedakar yurtseverlerin oylarıdır. Bu oyları araç olarak kullanmak suretiyle sömürgeci sistemin bir uzvu haline gelmeyi başaranlar kendilerine oy verenlerin köklü ve haklı beklentilerine ve taleplerine değil, sömürgeci sistemin onaylanmasına ve yerleşmesine hizmet ediyorlar. Hem kendi namuslarını çar-çur etmecesine hem de milletin milli ve demokratik taleplerine sırtlarını çevirip sömürgecilerin isteklerini yaşama geçirmecesine..

İsmail Hoca'nın, siyasetçiliği ile sosyologluğu çatışma halinde. İkircikli konumuyla bir yandan "namus ipotek altında" tesbitinde bulunurken, diğer yandan İmralı (DTP) ile beraberce namusa ipotek koyarak "mülk sahipliğinin değişmezliğini" garantileyen tapu sicil muhafızını oynuyor.

Kürtlerin içinde türklere askerlik yapmayı bile sindirebilen okumuş, kürtçü, vatanperverlik takınan namussuzlar oldukça, TC meclisinde esamesi okunmayan namusu ayaklarının altına alabilen kürt siyasetçiler oldukça, türk devletine hizmeti amal edinen kürt başbuğu oldukça İsmail Beşikçi Hoca'ya dil uzatamıyorum ve uzatmam da gerekmiyor.

Herkes kendi kapısının önünü temzilemekle mükelleftir diyerek önceliği bizim kendi namusumuzu ve şerefimizi sorgulamaya veriyorum. Bizlerin namusumuzu İsmail Hoca'lar ipotek altına soktu ve sokuyor. Kurtarmak bizim görevimiz, kürtlere düşüyor.

Bizler hepimiz dogdugumuzda kendimizi bu sistemin icinde bulduk.Ancak yutsever Kürtler Türkcülük zihrini attikca,uyaninca sisteme karsi koymaya,baskaldiriya baslamislardir.Bilindigi üzere 29 Bas kaldiri olmustur. Bu baskaldilar Silahli güc kullanarak bastirilmistir.Son bas kaldirida 35 senedir araliksiz devam etmektedir.Türk Devleti Cumhuriyetin kurulusundan bu yana Kürt varligini yoketmek icin bütün Kitaplari, belgeleri,Kürtlügü simgeleyen her görsel levhayi ortadan kaldirilmistir.Kürtce adet geleneklerini,Kürt dilini tamamen yasaklanmistir,Kürt isimleri,Yerlesim yerlerinin tamaminin isimleri Türkcelesmitir.Egitim Türkce olarak sunulmustür.Her Sabah Türküm dogruyum caliskanim söyletilerek Türkce propanda yapimis, Kürt cocuklari daha cocukken kafalarina Türkcülük yerlestirilmistir.Anayasa,Tüm Kanunlar ve en önemliside Türk Vatandasi Kimlik belgesi verilmistir.Bu Asimlasyon yüzbinlerce Kürt insaninin tutuklanmasina ve öldürülmesine sebep olmustur.Kürt Cografyasinda onbilrece Köy bosaltilmis yüzbinlerce Kürt sürgün edilmistir.Iskenceden gecmemis Aydin,Demokrat ve Yurtsever kalmamistir. Bu sartlar altinda Siyasal mücaadele nasil yapilir ? Zorunlu olarak Mevcut Anayasa cercevesinde Politika yapmanin disinda Tek alternatif Dagda Gerila Savasi vermektir.Iste Yurtsever Kürt Gencleri de bu savasi 30 senedir vermeye devam ediyorlar.Icerdede TC. Anayasalarina koyduklari Antidemokratik Kanunlarin degismesi icin DTP gibi bircok Legal Parti Halkini uyandirarak Siyasal Mücaadele ile Kürt Problemlerini ve Antidemokatik uygulamalari Meclise tasiyarak cok cetin bir savas vermektedirler.Bu insanlari namusuzlukla serefsizlikle itham etmek Senin gibi bilincli bir insana yakismaz.Görüyorsunki Bu Milletvekilleri Düzene karsi cikarak kendi Halkinin isteklerini, Bu Meclis Türk Meclisi de olsa cesaretle sunmaktadirlar. Onlari bile yasatmiyorlar cesitli oyunlarla iceri tikarak Mecliste uzaklastirmaya calisiyorlar.Sonra Sayin ismail besikciyi de Kutlarim.Senelerce Kürt sorununu arastirarak yazmaya,Kitap haline getirerek belgelemekle, Kürtlerden fazla hizmet etmistir.Bu ugurda gercekleri yazarak yillarca ceza Evinde yatmistir.Kürtlerin böyle bilim adamina her zaman ihtiyaci vardir.Kürdistan ve Dünyada böle gercekleri yazan bilim adami cok azdir.Bunlar her konuda desteklenmelidir yasatilmalidir.Evet meclis catisi altinda ve disinda cok CAS dedigimiz Kürt insanlari da vardir.Bunlarda cok tehlikelidir. Onlarida böyle agir hakaretlerle suslamak hic kimseye yarar saglamaz.Sayin Kani.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.