KÜRDÜ MHP ILE TARTIŞMAK!
1970'li yıllarda Kürtçe bir kaset dinlemek için girecek delik arardık. Kürtçe konuşmak, 'suç' sayılıp hapis cezası ile cezalandırılırdı. Askerde Kürtçe konuşan evrile çevrile dövülür, adı da 'kuyruklu'ya çıkardı. Devran dönüp AB zoruyla Kürtçe kursların açıldığı bugünlerde 30 bin kişinin neden öldüğünün muhasebesini yapanlar, o günleri nedense hiç görmek istemiyor.
Son günlerde Kürdü MHP'lilerle tartışmak adeta moda oldu. TV kanallarında, gazete köşelerinde ve otel lobilerinde karşımıza hep onlar çıkarılıyor. MHP'li kafatasçılar aydınlarımıza, siyasetçilerimize 'iyi Türk' olmanın vasıflarını anlatıyor, birlik ve bütünlüğün nimetlerinden dem vuruyor. Zaman zaman efelenip 'ulan' gibi hırlamalarla tehdit etmeyi de eksik etmiyorlar. Bizimkiler de 'kardeşlik' saflığı içinde, bu konuşmaların girdabında bilinmez bir karanlığın içine dalıp gidiyor.
TV kanallarına çıkan MHP'li kafatasçılar, 1970'li-80'li yıllarda binlerce gencin, öğrencinin, aydının, yazarın öldürmesini, Maraş'ta annesinin karnındaki çocuğun satırla doğranmasını unutup, Öcalan'ın 'bebek katilliği' üzerinde yorumlar yapıyor.
1984 yılından sonra Kürdistan'daki tüm emniyet müdürlüklerinde görev alarak kadınların, kızların ırzına geçen MHP'liler şimdi Kürtlere 'şerefli' birer vatan evladı diye sunuluyor.
Mardin'de N.Ç'nin ırzına geçen 405 asker ve devletin diğer görevlileri bir anda hasıraltı oluyor. Kimse devletin ve MHP'lilerin yaptıklarından tek söz etmiyor. DEHAP Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla TV programına çıkan zat, süt içmiş kediye dönüyor.
AKP'yi parçalayan ABD ve AB'nin yaratmak istediği partinin karışsına devlet de kendi partisi olan MHP'yi bize dayatıyor. Bayrak, Atatürk ve 'şehit kanı' üzerinde yapılan siyaset biçimini yeniden gündemleştirmek istiyorlar. Kürtler konuşmayınca onlar habire bastırıyor.
Benim üzüldüğüm nokta yoksul olmasına rağmen bir çok Kürdün hala MHP, dolayısıyla devlet saflarında yer alabilmesi. Hadi zengin olsa, hadi mal mülk derdi olsa ne ise derim, ama ırzına geçildiği gün gibi ortada olan bu Kürtler, nasıl onuruna sahip çıkmaz hayret ederim.
Peki Kürtler nasıl konuşacakı TV kanallarına çıkan, gazetelere köşe yazan Kürt aydın ve siyasetçisinin, 'kardeşiz', 'dostuz', 'arkadaşız', 'barış istiyoruz' nakaratları ile kendilerini anlatma şansları nedir? Bu bir çözüm şekli midir?
Geçen akıam bir Tv kanalında bir Türk, Türk olduğunu iddia eden Kürdün üstüne bağırarak, şunları söylüyordu: "Neden Kürt olduğunu inkar ediyorsun. Korkma, ben Kürdüm de, rahat ol, kimse sana bir şey yapmaz. Bak, ben Rus olsam, Rusum derdim" diyordu. Sorunumuz bu işti! Kendimizin, kendimiz olduğunu belirtmekten korkuyoruz.
Bizim aydın ve siyasetçimiz Kürt olduğunu söyleyemiyor. Korkuyor. Belediye morg aracının bir gerillanın cenazesini taşıması konusunda daha net değiliz. Beş para etmez bir MHP'liye, 'ölen bir kişi sonuçta bir araç vasıtasıyla gömülecek, bu belediyenin olur valiliğin olur fark etmez' şeklinde cevap olamıyoruz. 'Kürt bayrağı da var' diyemiyoruz. 'Kürt halkı da var' diyemiyoruz. 'Newroz alanına Apocu da gelir, MHP'li de, sağcı da, solcu da' diyemiyoruz. 'Yeşil kırmızı sarı renkler Kürdün rengidir' diyemiyoruz. 'Kürt ayrı Türk ayrı, ama birlik bütünlük isteniyorsa koşullarını konuşalım' diyemiyoruz. 'Kürde bir Kürdistan lazım' diyemiyoruz. Peki kardeşim, ne diye Kürt halkı adına boy gösteriyorsunuz Allahınızı severseniz?
Gravat takıp, ekranlarda artistik poz vermek size eğlenceli mi geliyor? Bu bir oyun değil ki, bir halkın kaderini tayin etmeye talip olmuşsunuz. O zaman konuşuyorsanız halkınıza yakışır bir şekilde konuşun, beceremiyorsanız, korkaksanız bunu lütfen belli ediniz ve çekiliniz aradan. Korkmayın başınıza kıyamet kopmaz, siz yine sefanızı sürdürürsünüz, hatta kendi özgürlüklerine kavuştuklarında Kürtler size makam da verecek.
Ayrıca Kürdü MHP ile tartışmanın bir alemi de yok. Size hak vereceklerini sanıyorsanız yanılıyorsunz. Çünkü onların görevi inkar etmektir. Bari siz inkar eden duruma düşmeyin!..
20 milyon Kürdü anlatmanın tek yolunun, onun ayrı bir ulus olduğunu ve kendine özgü yönetiminin olması gerektiğini söylemekten geçtişini unutmamak gerekir. Bu yol tehlikeli de olsa, tehlikesiz de olsa bu böyledir. Bizim başka da bir şansımız yok. Diğer tüm anlatım şekilleri kısır bir döngüde dolaşmaktan ve sakızı anlamsız anlamsız çiınemekten öteye geçmez.
Devlet de, MHP de, karşısında net konuşan birilerinin çıkmasını istiyor. ilk çıkışta da çok iyi biliyoruz ki her ikisi de ateş edecek. Ama başka çaremiz yok. Bu kez çekilecek tetikler Kürdün lehine olacaktır. Kürtler gelinen süreçte hasıraltı edilen katliamlara artık maruz kalmayacaktır. Çünkü bu dünya konjoktörüne de uymuyor. Dünyaya hakim olmak isteyen devletlerin de işine gelmez artık. Kürtleri savunmak son zamanlarda herkesin işine geliyor, Türk devleti ve MHP hariç.
Bir bakarmısınız Kürtlerin baş katili Mehmet Ağar bile Kürtçe şarkı söylemeye başladığına göre, bizim bunların içyüzünü daha net konuşarak ortaya çıkarma olanağımız daha çok artmıştır. Üstü örtülü cümlelere bir perde çekelim, ha gayret biraz net konuşalım..
2 Nisan 2005