Kürd Şairleri, Kürd ve Kürdistan Meselesi,
Onlarca yıldan beri Kürd edebiyat tarihine ilgi duyuyorum. Kürd klasik şairleri, çağdaş Kürd şairleri ve Kürd edebiyatın diğer dallarına ilişkin ne bulduysam okudum ve toplamaya çalıştım.
Biraz kaotik biri olduğumdan dolayı topladığım bilgilere yeniden ulaşmak ve bulmak çok zor oluyor. Ama, bazı Kürd şairleri var ki, ortam ne kadar karışık ve kaotik olsada onlara ilişkin bilgileri nereye koyduğumu biliyorum.. Ne zaman Haci Qadri Koyi'nin, Ahmedê Xanî'nin ve bazı eski Goran şairlerinin şiirlerini, eserlerini ve onlara ilişkin araştırma ve makaleleri ararsam elimle koyduğum gibi buluyorum.
Goran edebiyatı hem Kürdlerin tarihi açısından ve hemde dinsel özgüllüğünden dolayı önemli bir yere sahiptir. Bu yapılanma hakkından daha önce Newroz.Com'da başlatığım „Yarsanlar“a ilişkin olan yazı serisi devam edeceğim. Ehli Haklara, Kakayilere, Ali İllahilere, Şebeklere ve kısacası yarsanlara ilişkin ne bulursam yayınlayacağım. Aslında daha önce Newroz.Com'da yayınladığım „Hakka Hareketi“ni konu alan kitapcıkta bu dinsel yapılanmanın bir parçası olarak alınmalıdır.
Ahmedê Xanî, Haci Qadri Koyi ve diğer çağdaş Kürd şairlerinin Kürd ulusal davasını konu alan bazı şiirlerini yayınlamadan önce Yarsan şairlerinden iki şiiri örnek olarak sunmak istiyorum.
.
Örnek açısında 900 ve 1000 yılları arasında yaşıyan Ehli Hak din önderlerinden ve aynı zamanda şair olan Bawa Serhengi Dewdani bir dörtlüğünde şöyle diyor:
Serhengî Dewdan, Serhendî Dewdan
Ez ke namîman Serhengî Dewdan,
Çenî êrmanan, megalîm her dan,
Mekoşim perî ayînî Kurdan..
Yani kısaca özetlersek
Benim ismim Serhengî Dewdan, Serhendî Dewdan, Kürderin dinini yeniden diriltmek için ateşdostlarıyla her tarafı geziyoruz anlamında bir şeyler söylüyor.
Yine Ehli Hakların önemli din adamlarından Şawês Quli Qirmizi ki 1400 ve 1500 yılları arasında yaşamış bir şiirinde şöyle diyor:
Esle men ce Kurd, esle men ce kurd ,
Babom Kurdenan, esle men ce Kurd,
Min ew şere nan, cenî destey gurd,
Silsiley sipay Zehak, kerdim hurd
Yani benim aslım Kürd , aslım Kürd, atalarımda Kürd, aslım Kürd, Zehak'ın ordularını param parça ettik.. diye …
Binlerce yıl önce Yarsan şairleri Kürdlükleriyle ve Kürdlerin eski dinlerini diriltme girişimleriyle gurur duyuyorlardı.( Şimdilik Yarsanları diğer yazı serisine bırakıyorum)
Aslında Haci Qadri Koyi'nin ve Ahmedê Xanî'nin bu isntisnai durumlarının zemini bu şairlerin yaşadıkları dönemlerde sahip oldukları istisnai duruşlarından kaynaklanıyor..
Hem Haci Qadri Koyi ve Ahmedê Xanî kendilerinden daha önceki şairlerden ve alimlerden bir hayli faydalanmışlar. Ahmedê Xanî, eserilerinde kendisinden daha önceleri yaşamış Kürd şairlerine atıfta bulunuyor.
Haci Qadri Koyi ise kendisini Ahmedê Xanî'nin devamcısı ve onun davasının sürdürücüsü olduğunu açık açık vurguluyor..
Acaba bu iki „Ulusal Şairlerimiz“ döneminde kendileriyle aynı ulusal pozisyonları paylaşan ve eserleriyle kendileriyle yarışan başka şairlerimiz yokmuydu?
Ahmedê Xanî'den daha önce yaşamış olan ve Xanî'nin kendisine miras olarak aldığı klasik dev şairlerimizden Melayê Cizîrî bir şiirinde :
„Ger lûlûy mensur ji nezmê tu dixwazî
Wer şî'rê Mele bîn, te bi Şîraz çi hacet“ diyerek şiirlerini Sadi ve Hafizi Şirazi'nin şiirlerinden daha üstün görüyor.
Melayê Cizîrî sadece kendisini Şirazi'lerden üstün görmekle kalmıyor, vatan aşkınıda şöyle ifade ediyor:
„Gulî baxê Îremî Botanim
Şeb ciraxî şebî Kurdistanim“
Melayê Cizîrî bir şiirinde Cizîreyi dünya başkenti, Botan Mîrî, Mîr Şeref'ı dünya kralı ilan ediyor. 7 iklim dediği tüm dünyadır.
Ma Cizîre şubhî darê textê heft eqlîm bît
Hem bi hukim û selsenet Îskender û Fexfurbî
Xasê teşrîfa te bin derya û derbendê Ecem
Da xelatên her seher sed zerkeş û mexmur bî
Ger çî der eqlîmê rabe hatî textê selsenet
Padşahê heft eqlîman selam karê te bî
….......................................
Ne tenê Tebrîz û Kurdistan li ber hukmê te bin
Sed wekî şahê Xoresanê di ferwarê te bî
Ahmedê Xanî, Melayê Cizîrî gibi dahilerin mirasını devralarak kendi döneminde Kürd edebiyatının doruğuna ulaştı.
Haci Qadri Koyi'de Ahmedê Xanî'den daha geri değildir. Haci, Yezdanşêr üzerine yazdığı şiirinde onun iktidarını Hindistan'a kadar öngörüyor.
.
Bedirxanî li ser la çê le mew paş
Le her lawe detanharin weku aş
.............
Emîrek mawe paşaye
Gotî Kêye? Gotim şêre
Goti Lêre? Gotim lêre heta Taran û Hîndîstan Be xoy şêre wekî nawî le şerda dujmin endaze
Temayan her bew mawe tewawî xakî Kurdistan
Heçî cêgay umêd mane û ewey dil xoş deka emro
Kesî dî lew beder nabête xemxurî gelî Kurdan
(Haci Qadri Koyi üzerine daha detaylı bilgiler için daha önce Newroz.Com'da yayınladığım makaleme bakınız)
Çağdaş Kürd şairleride Kürd ve Kürdistan davasına karşı kayıtsız kalmadılar.
Örneğin Ahmed Muxtar Caf(1897-1935) Milliyet Cemiyet'nin Musul Meselesi ile ilgilendiği 1925 yılında yayınaldığı „Dête Gwêm Dengî“ adlı şiirinde Avrupa devletlerinin Kürdlere karşı planlarına vurgu yapıyor ve bazı tarihsel gerçekleri ortaya koyuyor.
Sözü Ahmed Muxtar Caf'a bırakalım:
„ Dête Gwêm Dengî be soz û şiwen û giryanewe,
Naley dilime le hesret xakî
Kurdistanewe,
Xakî Kurd êsta le beynî Turk, Îran û Ereb,
Pêçuwe teyrêke kewtote dawî mindalanewe,
Em qerarî Usbeye(Milliyetler Cemiyeti-Aso) wa xelk elên bo Kurd ebê,
her qiseyi rûte, qiseş naçête naw gîrfanewe..“(Prof. Dr. Maruf Xaznedar, Rengdanewey Xebati Kurd le pênawi Mafî Netewayetî le edebî Kurdî da, Raman, sayı 146, sayfa 70)
Ahmed Muxtar Caf Kürdlere karşı gelişen planlara dikkat çektikten sonra bilim, sanat ve irfanla kendileri donaltacak olan Kürd gençlerinin bu planları boşa çıkaracağı umudunu da şöyle formüle ediyor:
„Emro ba wa bê,
belam rojî ebê ewladî Kurd
dête meydan beîlîm, senh'et û îrfanewe“
Yine bir başka ünlü Kürd şairlerinden Selam(1892-1959) Milliyetler Cemiyeti'nin Kürdistan'a ilişkin politikasına ateş püskürtüyor, Türklerin ve Arapların Kürd halkına karşı kıyımlarına dikkat çekiyor:
„Her be hîçûpûç em deng û base,
to xwînî Kurdet bo kirde kase?
Her çar dewrman lê bû be dujmin,
Îran û Turk û Erebî Kulkin.
Le adelettan waqim urmawe,
le sîyasettan serim surmawe,
xwînî mîlyonî Kurd erijênî,
be ewey tozî Turk bitirsênî,
xwînî mazlumî Kurdî rût û qût,
helale le lay Erebî ling rût...
Selam 1938 yılında kaleme aldığı „Saqiname“ adlı şiirinde Kürdistan parçalanmışlığını, Kürdlerin kendi vatanlarında yabancı muamelesini görmesini, Kürdlerin Hawarlarına ve devletsizliklerine çok duygulu bir şekilde anlatıyor.
„Qerarêke le sê lawe drawe,
emnî qewmî Kurd û serî bizêwe,
le ber çî sê beşe em lale zare,
le ber çî Kurd bê lane û haware,
Seyrî ke çî sirêkî ecîbe,
le xakî Kurdistana Kurd xerîbe,
hemû gewre û şerefî Kurdewarî,
le sê lawe krawin xane şarî“(Prof. Dr. Xaznedar, age, sayfa 70)
20.yüzyılın ilk yarısı boyunca Kemalistlerin Kuzey Kürdistan'a halkına karşı giriştikleri jenoside Güney Kürdistan şairleri sessiz kalmadılar. Bir çok Güney Kürdistan şairi Türklerin Kürd milletine karşı olan vahşetini şiirlere döktüler.
Bu şairlerden biri Abdulrahman Babandır(1878-1968)
„Em xake mêjûyî gelî Kurd le dilaye,
teqsîme be beş, her beşekî kewtote laye,
hênd zalime Turk û ew beşe Kurdey legela ye,
deka be nîşaney hemû enwayî belaye,
bo xatrî em towe le cêy birwênê,
towî le nwêy xoy le zewî û zarî biçênê
…..............................
Turkî le weten derbederî xwar û sitemkar,
tetrîkî deka êsta be zorî kutek û dar“
Yurtsever Kürd şairlerinden Ahmed Fewzi bir şiirinde Kürdlerin katili Atatürk'ün ölüm haberinin karşısında ağzı küfürle dolu, yüzü gülen ve bedeni kanlar içinde olan bir Kuzey Kürd'ün ruh haletini anlatıyor.
Ahmed Fewzi şöyle yazıyor:,
„Kurdekî şimal leş be xwînewe,
rû be pêkenîn, dem be cwênewe,
dehat be rêwe wekî teyrî efrî,
xwînî mezlûmî le rû esrî,
bangî kird Kurdan şîn bû be şahî
Mujde bê lêtan bawkî Turk royî“
Evet „Türk'ün babası ölünce Kürd'ün matemi bayrama döner“
Dr. Maruf Xazmedar uzun makalesinde Kürd şairlerinin ulusal istemleri, Kürdlere karşı yapılan antlaşmalara, Kürdistan parçalanmasına ve Kürdlere karşı yapılan kıyımlara ilişkin bir dizi şiiri örnek olarak veriyor.
Kürd şairi Ziwêr'in(1875-1948) Ararat Cumhuriyeti'nin yıkılışından sonra Türk basınında çıkan „ Bağımsız Kürdistan iddialı burada gömülüdür“ karikatürüne karşı kaleme aldığı şiir dahil olmak üzerine onlarca Kürd şairinin şiirleri var. Bunların hepsini aktarmanın imkanı yok.
Sonuç olarak 19.yüzyılın sonlarında dünyaya gelen ve 20.yüzyılın başlarında Kürdistan'ın tekrar parçalanmasını yaşıyan ve Kürd katliamlarına tanık olan Kürd şairleri yaşanan gelişmeler karşısında sessiz kalmadılar. Aslında bu konuda daha detaylı araştırmalar ve derlemeler gerekiyor.
Sonuç olarak bu kısa yazıyı 1919 yılında Binbaşı Noel, Celadet ve Kamuran Bedirxan ile aynı delagasyonda bulunan Suleymaniye'li Kürdlerden Faiq Tapo'nun 71 yıl söylediği bir şiirle bu yazıyı noktalıyorum:
„De helsin!! taku êmeş dewletekî Kurdî teşkîl kin,
Wekî qewmî Yahud û Sirb û Bulgar, Ermen û Yunan“
Aso Zagrosi
18.11.2010