Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 21 December 2009

Kuzeyli bir kamyon şöförünün başından geçiyor.

Zahonun ilerisinde, sağda park edip,diğer kamyoncu arkadaşları ile ihtiyaç molası vermiş.

Arkadan gelen bir güneyli kürt, şarampolde duran kamyona çarpıyor.

Olay yerine emniyet güçleri geliyor.zarar tespiti yapıldıktan sonra,varılan karara göre;

Eğer sen türkiyeden kalkıp buraya gelmeseydin,arabanıda yolun kenarına park etmemiş olsaydın,bu kaza meydana gelmeyecekti.Çarpana yüklü bir para ödedikten sonra serbest bırakılıyor.

Geçen sene federal bölgeye giriş kapısı olan haburdan geçtim.geçiş sırasında türk yetkili memurların,normal prüsüdür kuralarını yerine getirmek yeterli oldu.Halil İbrahim kapısı dedikleri bölge peşmergeler tarafından,işlemler daha kısa sürdürülüyor.

Fakat dönüşte tam bir rezalet var.Ordan getirilen eşyaların çoğuna el konuyor.Üstelik bir depoya alınıp kamulaştırılmıyor.O andaki nöbetçi kendine alıyor.Üstelik limit kuralarına uymaksızın,Türk tarafındanda limiti aşılmış mallara el konuyor.Fakat onlar depoya alınıyor.

Arabanın önünde açık paket sıgaraya bile hücüm ediyor.Açık sıgarayı alıp cebine koyuyor.

En son dedim al sana açılmamış paket vereyim.Onuda aldı,açık paketide vermedi.Sade bana rastlayan kişi öyle olsa neyse,genel olarak her alanda durum budur.

Mele Mustafa Barzani döneminde savaşmış çok kişi sefalet içinde yaşarken,bazıları ise bu nufuzunu rüşvet karşılığında iş yapma şeklinde sürdürüyor.

Sokak başı dilenci kaynıyor.Sokaklar çöplükten geçilmiyor.Elinde bulundurduğu zenginliğe rağmen,eğitim ve hijyen şartları berbat.Güneyde her kes en güçlü aşirete sırtını dayama yarışı halinde.

Milliyetçilik değil,aşiretçilik ön planda. Bir bakala girdim.Adam 150 kili var.kendine göre büyük bir döşek üzerinde uzanmış,kalkıpta muşteriyi karşılayım yok.

Kaka diyor ne beğenirsen al yanıma gel.Tamam dedim yanına geldim.Kendini övmeye başladı.Şu karşıdaki dükanlar hep benin diyordu.Benim kefaletimle iş yapıyorlar.

İş yapanlarda,türk,pers,arap,onlar bu dükan sahibinden bin kez daha fazla kazanıp ülkelsine götürüyordu.

Sermayeye karşı değilim ama,milli sermayenin önüne geçmesi tehlikesi var.Bir yerde ad senin olsa bile gelecekte onlar orayı yönetecek.

Velhasılı kelam,bu işgalsiz bölgede hukuktan kamuya,anaysasına kadar,doğru düzgün bir sistem kuramamışlar.

Sen kendini idare etmekte zayıfsan,abd yada başka bir ülke sana saygı duyarmı?

Halkta şöyle bir özelikte gelişmiş,eğer senin kürt olduğunu bilirlerse,orda hiçbir saygın olmaz. Türk yada başka ulustan olursan biraz saygılı davranıyorlar.

Bunun nedenini bilmiyorum.Ustada yine iş düştü.

Kuzeyli bir kamyon şöförünün başından geçiyor. Zahonun ilerisinde, sağda park edip,diğer kamyoncu arkadaşları ile ihtiyaç molası vermiş. Arkadan gelen bir güneyli kürt, şarampolde duran kamyona çarpıyor. Olay yerine emniyet güçleri geliyor.zarar tespiti yapıldıktan sonra,varılan karara göre; Eğer sen türkiyeden kalkıp buraya gelmeseydin,arabanıda yolun kenarına park etmemiş olsaydın,bu kaza meydana gelmeyecekti.Çarpana yüklü bir para ödedikten sonra serbest bırakılıyor. BU BIR HIKAYE. BU HIKAYE ILE GÜNEY KÜRDISTANIN BUTÜNÜNÜ DEGERLENDIRMEK SACMALIK. KALDIKI VE DOGRU VE YANLISLIGI BILLE TARTISILIR Geçen sene federal bölgeye giriş kapısı olan haburdan geçtim.geçiş sırasında türk yetkili memurların,normal prüsüdür kuralarını yerine getirmek yeterli oldu.Halil İbrahim kapısı dedikleri bölge peşmergeler tarafından,işlemler daha kısa sürdürülüyor. Fakat dönüşte tam bir rezalet var.Ordan getirilen eşyaların çoğuna el konuyor.Üstelik bir depoya alınıp kamulaştırılmıyor.O andaki nöbetçi kendine alıyor.Üstelik limit kuralarına uymaksızın,Türk tarafındanda limiti aşılmış mallara el konuyor.Fakat onlar depoya alınıyor. Arabanın önünde açık paket sıgaraya bile hücüm ediyor.Açık sıgarayı alıp cebine koyuyor. En son dedim al sana açılmamış paket vereyim.Onuda aldı,açık paketide vermedi.Sade bana rastlayan kişi öyle olsa neyse,genel olarak her alanda durum budur. YINE GENELLESTIRILMIS. BÖYLE DEGERLENDIRME OLMAZ .genel olarak her alanda durum budur. DEMEK SACMALIKTIR. Mele Mustafa Barzani döneminde savaşmış çok kişi sefalet içinde yaşarken,bazıları ise bu nufuzunu rüşvet karşılığında iş yapma şeklinde sürdürüyor. BUDA DOGRU DEGIL, ESKI PESMERGELER MAAS BAGLANIS. Sokak başı dilenci kaynıyor.Sokaklar çöplükten geçilmiyor.Elinde bulundurduğu zenginliğe rağmen,eğitim ve hijyen şartları berbat.Güneyde her kes en güçlü aşirete sırtını dayama yarışı halinde. BUDA DOGRU DEGIL. DILENCILERE MAAS BAGLAMIS VE BÜYÜK ORANDA YASAKLANMIS. Milliyetçilik değil,aşiretçilik ön planda. Bir bakala girdim.Adam 150 kili var.kendine göre büyük bir döşek üzerinde uzanmış,kalkıpta muşteriyi karşılayım yok. Kaka diyor ne beğenirsen al yanıma gel.Tamam dedim yanına geldim.Kendini övmeye başladı.Şu karşıdaki dükanlar hep benin diyordu.Benim kefaletimle iş yapıyorlar. BÖYLE DEGERLENDIRME OLMAZ. GÜNEY KÜRDLERI TICARET KONUSUNDA BIZDEN BIR HAYLI ILERILER. Sermayeye karşı değilim ama,milli sermayenin önüne geçmesi tehlikesi var.Bir yerde ad senin olsa bile gelecekte onlar orayı yönetecek. Velhasılı kelam,bu işgalsiz bölgede hukuktan kamuya,anaysasına kadar,doğru düzgün bir sistem kuramamışlar. SON 6 YIL ICINDE GÜNEY KÜRDLERININ YAPTIKLARI GELISMELERI GÖRMEMEK ICIN KEMALIST MEDRESEDEN YETISMEK GEREK. Sen kendini idare etmekte zayıfsan,abd yada başka bir ülke sana saygı duyarmı? KÜRDLER KENDILERINI YÖNETIYORLAR. HATALAR YOKMU VAR. FAKAT GÜNEY KÜRDLERINE KARSI BU KADAR NEGATIF DÜSÜNENLERIN IYI NIYETLERINE KUSKUYLA BAKARIM. Halkta şöyle bir özelikte gelişmiş,eğer senin kürt olduğunu bilirlerse,orda hiçbir saygın olmaz. Türk yada başka ulustan olursan biraz saygılı davranıyorlar. GEC BU HIKAYEYI. SENDE HER HALDE TICARET YAPTIN VE BECERMEDIN BECERIKSIZLIGINI ONLARA YÜKLÜYORSUN Bunun nedenini bilmiyorum.Ustada yine iş düştü. ISIN USTADA DEGIL ALLAHA KALMIS.

Onbirinci köy sakini´nin anlattiklarina inanmamayi ve karsi cikmayi bir yurtseverlikmis gibi görmek yanlis oldugu gibi buna benzer elestirileri dile getirenleri de Güney´e karsiymis gibi görmek, göstermek yanlisdir diye düsúnüyorum.

Xwend merhaba K.kurdistanda,türk askeri kurumlarının girşinde şunu yazar \"Vatanını en çok seven,görevini en iyi yapandır\" Bu söz işgalcinin baş sloganı. aslında bu söze en uygun olan mazlum kürt milleti değilmi? Kürt kürde sudan gerekçelerle kavga deceğine,düşmanın bu sözüne biraz kulak verse yeter. saygılar.

Kuzeyli kamyon söförünün basindan geceni aktarinca buraya,üzüleyimmi?güleyimmi?diyen seni sigara kacakcisi,mazotcu seni.cengeli(j)ters cevirip sana iki satirlik sunu söyleyeyim.cebindeki pasaport TC,kicindaki plakada TR dir.bir elinde kadehinle beklerken ustadini,yürü be yürü be insan degilsin.güneyi karalayan zevzek birisin.

Biz kürtler hatalarımızı görme yerine,kurdistanı kafamızda önce biz parçalıyoruz. her hangi bir parçanında savunuculuğunu yaparız. Arkadaşlar demeki orayı tanıyorsunuz.O zaman bende at gözlüğümü vardı? Ne kötülemesi,gerçek durumdan haber vermenin neresi kötülemedir.Ha görme diyorsan,en büyük kötülük budur. Poh pohlayarak büyük ulus olunmaz. Eğer aç kalırsam kaçakçılıkta yaparım.Milyonlar o işi yapıyor.Ayıpta değildir. Bana güneycilik ayaklarına gitmeyin.Kurdistanın her bölgesindeki yanlışlar söylenmelidir. tc\'de kürtlerin yüzde doksan dokuzu askerlik yapıyor.Bu kadarda vergi veren,memurluk işçlik yapan kürt var. Bunu geçen ayrıntıları ile yazdım. Yanlışları görmüyelim öylemi? Bunu siz yapabilirsiniz,beni ilgilendirmez. bu tutumunuz. Olmuşken vatan hainide ilan edin ,newroz admide size uyarsa,size muhalefet decek kimsede kalmaz.

Surekli bunu yapma.varsa fikirlerini Medenice burda anlat. Hakaret etiğin bu adam,çoğu zaman en kafatasçı apocuların merkezinde,en sert tartışmaya giren biridir. Senin gibilerede hiç papuç bırakmam.newroz nçbetçisi mudahalede edinceye kadarda seninle uğraşırım.Hakaretse kıralını sana yaparım.

Şimdi kuzey ve Güneyi ele almak ve burda değerlendirmek Bir duyarlılığın sonucudur. Fakat bunu yaparken sen yalan söylüyorsuna getirmek anlamsızdır. Şu ana kadar Güneyi görmek nasip olmadı Lakin gidip gelenler vardı. Hatta savaşın kapıya dayandığı günlerde gidenlerde oldu. Bunların hepsiyle konuştuk değilmi ? Ki bunların hiç biri yazılarında bu olumsuzlukları dile getirmediler. Yalnız dost çerçevesinde dertleştiler diyelim. Birde benim bire bir gördüğüm olmuştur. Mesela geçenlerde Seyitxan Kurij aktarmıştı yanlış olmazsam Avrupada en politik millet Kürdlermiş Bunların Kuzey Kürdü olduğunu söylersem yine borsa tavan yapacak Ama ne yazıkki öyledir. Bu memleketlerde çok yürüyüş ve gece gördüm Hiç bir etkinlik kuzey Kürdü kadar olmadı. Güneyli doğulu azdır hikayesine belki sarılacağız O azlarda gelmedi, ki hiçte az olmadıklarını çok iyi biliyoruz Mesela İranlı Pizzacıların çevrede yoğun olduğu kasabalar Mıntıkasında yaşarken, Bunların Lori, Kırmanşahi olduğunu sonra öğrendim Hastanenin en uzamn doktorları gelip yemek yerlerdi Onları İranlı veya Arap bilirdim. Hangi millet dedim aus İran und aus Irak dediler. Yani İranlı ve Iraklı Bana sorulduğunda ise Aus Kurdistan dedim. Eméji Kurdin ! Güldüm ve yok dedim Eğer olsaydınız baştan söylerdiniz Neyse bunlar istisna diyelim. Saddamın devrilme arifesi idi Açtım Dılşada ama kendisi değil başka biri çıktı Dılşada ulaşamadım. Belki ulaşmak mümkünmüydü bunu bilemem Ama ulaştığım adama askerlik nedeniyle vatandaşlığım yok dedim. Ben bir Kürdüm ve sizde yarın olsa devletsiniz bana bir kimlik verirseniz Oturumumu ona taşırım. Eğer askerlik gerekiyorsa 18 ya ise gelip yaparım dedim. Aynen, Bizim Iraklılara veremiyoruz Kak Türkiyelilere nasıl verelim ? Aynen cevap ; Utan dedim ! Bana nasıl Türkiyeli dersin ? Ben Kürd ve Kürdistanlıyım ! Eğer Iraklı olmak istiyorsanız sizin sorununuzdur ! Bittimi ? Hayır ! Çocukluğumda geldiğim burda yaşadığım ama hiç bir kanı ve milli bağımın Olmadığı bu devlete gittim hemen ! Ama önce kardeşime gittiğimi tekrarlıyayım Bu nedenden vatandaşlıktan atıldım Memur sorun değil dedi Fakat vücudumda hasar var ve çalışamıyorum. Hani ammada yaptın derler ya, işte o misal Seni kapıdamı bırakacağız ? Kağıtları doldur ve gel ! Doldurdum götürdüm, Almancan iyi ve hem okula gitmiş ve hemde çalışmışsın 6 ay içinde belglerim geldi ve artık Alaman oldum. Ne mutlu bana değilmi ? Hayır öyle olmadı, içim buruk kaldı. İsrail dünyanın her yerindeki İsrailliye sen bu vatanın çocuğusun der Bizde ise olmadığını birde ben gördüm. Ayrıca Güney Havalanlarında bir çok Avrupalı pasaportun kürdçe konuşmadığı sürece geçtiğini ama Kürdçe tek laf ettiğinde ya soruşturma yada geri gönderme yaşadığınıda yine biliyoruz. Bu bizim anlatımlarımız olsun ve yalan olsun Ama Avrupalının dilinde, TV sinde rüşvetin ve irtikapın Had safhada olduğunu inkar etmek neyi değiştirir ? Güneyli işveren kuzeyli kadar değildir. Bugün Türk sermayesinin bir çok devi Kürdtür Ama milli bilinç olmadığından onu Türk biliriz. Yalnız şu kıyası hep yaptık ve yapacağız İsrail petrolsüz ve çorak arazisinde bile 1947 de bağımsızlık dedi Dediği gibi Arapların hepsine rest çekti. Petrol deryasında yüzen ama 1991 den beri Fırsatlarını değerlendirmeyen güne Kürdü Dubai olmakla övüne dursun Dubainin abdest misali bir osurukta iflas ettiğini dünya duydu Demek lanet Tırkonun hazıra dağ dayanmaz lafı pekte yerinde duruyor. Ha kıskandıkmı ? Varsayalım kıskandık ! Bu nedenle gidip gelen her Kürde yalancımı demek lazım ? Bir yol kontrolünde nedeni ne olursa olsun Sait Elçi nin oğlunun tartaklanması eğer kulağıma geliyorsa var bir şey ! Deme hakkım neden olmasın ? Kısaca Eğer kuzeyin eline Güneyin fısratı geçseydi devlet olmuştu derim. Bunu PKK ilede sınırlı tutmuyorum. Ahı gitmiş döküntüsü kalmış eski Kürd örgütleri bile yapmıştı bunu diyorum. Güney eğer bugün hala ayaktaysa bunu Mesud Berzaniye borçludur. Bir Onu çıkarırsan ortada elle tutulacak kim var ? 11. Köyün sakinide müslüman mahallesinde salyangoz satma hatasına düşümüş Onunda kusuruna bakmamak lazımdır. Sadece PKK ye hakaret etsin alkışlar bolca olacaktır. Halbuki teslimiyetçi lidere rağmen ayakta duran Onun teslimiyetinden savaş narası atmasını beceren Kuzeyli Kürdler hiçte öyle yabana atılacak bir kitle değildir. Kuzeyli Kürdler bugüne kadar gördüğüm en cesuru ve fedakarıdır. Güneyin savaşı bir Melle Mısetfa ve Berzanilerin sırtında kalmıştı Ve yüzyıllara dayanan bir gelenek iken Kuzeydeki gelenek 1940 ta tamamen kesilerek 30 yıllık kopukluktan sonra öğrenci gençlik ile tekrar ayağa kalktı. Bu Kawacı, Rizgarici, KUK cu veya PKK li olsun farketmiyor. Ne yazıkki 12 Eylülden sonra bir PKK kaldı. Keşke bir ik örgüt daha kalsaydı Hatta sol endeksli değil sağ Kürd örgütleride olsaydı. Ama bir tek PKK kaldı diyede Kuzeye kin gütmeninde anlamı yoktur. Kuzeyde bizimdir Güneyde bizimdir Doğuda batıda Hatta İstanbulda bizimdir diyenler var amma ben hariç De selametle kalın

Keke merhaba İnşallah güneye gitmek size nasip olur.Lakin biz gitikte,ne gördük.Tek bir düşman askerinin olmadığı bir yerde,20 senedir,daha snırlarına bir çözüm getirememiş.her kapıda birkaç lüks araba, çöplüklerin arasında villalar,var olan zenginliğe eş değer olmayan eğitimsiz bir toplum. Aşiretçilik aşılmamış,günlük yaşamdaki tüm ihtiyaçların için arkanda güçlü bir aşiret olması gerekir.Hukuk sitemi berbat.Aşiret sahibi ve yönetimdeysen,adam vursan bire,ailesine küçük bir mevki yada para verilerek olayın kapandığını görürsün. Para bu dünyada gerekli bir araçtır.Bir ülkenin olmazsa olmazıdır.Fakat güneyde bu,kişisel hırsın ötesine geçmemiştir. Kürt milliyetçiliğinin kalesi,kuzey ve Suriye Kürtleridir.Pizacılardan bahsetmişin,güneyde fazla pizzacıya rastlamdım.Fakat dönerci,lokantacı,büfeci,fırıncı dediğinde,Türkler,Araplar bu sahayı ele geçirmişler. İşçi kesimide bunlardan oluşuyor.Diyelim bir bina yapılacak,eğer bir güneyli kurdü yevmiyeci alırsan,günde iki saaten fazla çalışmaz.genel olarak hava çok sıcak veya bir gerekçe bulur gider. Yevmiyesinide tam ister.Vermede göreyim aşireti kapında bulursun. Hepsi böylemi? Elbeteki değildir.İş disiplini gelişmemiş,iş disiplini olmayan yerde,ulusal,ekonomik,sosyal proplemler çözülemez. Bana kalırsa,orda bir kültür devrimine ihtiyaç var.Geçinebilecek kadar geliri olmasına rağmen dilencilik yapılıyor.Neymiş?öyle alışmış. Bir avuç insan dışında,kürt milliyetçiliğmiş,ulusal davanın güçlendirilmesiymiş Bunları sokakta konuşulurken göremezsiniz.Lüks yaşamak için her yol mubah anlayışı hakim. Ondan sonra Kürtler kerkükü neden almadılar?Bu kafa ve bu toplumsal yapının oluşturduğu kurumlar ,bu laçkalıkla,hiçbir işi başaramaz. İnsanı dert konuşturur.Keşke şimdi burada ülkemizdeki güzel gelişmelerden bahsetseydim. Olumlu yanlar olumsuzluğun yanında zayıf kalmıştır.Mesele kuzeyi,güneyi övme yada yermek değildir.Gözle görülebilen doğruları söylemektir. Kuzeyde apocular,güneyde aşiretçilere yaranamadım.İkiside beni sürekli kovuyor. Kısacası ne isaya nede musaya yaranabildim.Ben köy köy dolaşmaya devam edeceğim.Dünya büyüktür kovulacak köy kalancıya kadar,dinimden vaz geçmeyeceğim.Allah doğru konuşmayı emretmiş. Bahsetiğiniz mevzuya ilişkin,federal bölge anayasasında,dünyanın neresinden gelirse gelsin,her kürdün doğal vatanı olarak kabul eder.Okuyup uygulayan varmıki?her alanda olduğu gibi. İnsan bilmediği ve görmediği şeyi,ya çok över yada düşman olur. Lanet olsun cehalete ve eğitimsizliğe Başımıza ne geldiyse,önümüze bu çıkıyor. Saygıyla kal.

Onbirinci köy sakini Defalarca Güney Kürdistana gittim. Orada gördüklerim sizin anlatiklarinizin tamamen tersi. Bence siz Güneyi görmediniz. Heryer olabildigince temiz. Bilmem Hewleri gördünüzmu? Olaganüstü gelisen bir yer. Dünyda hic bir dükkan sahibi müsterisini yatarak karsilamaz. Buda sizin kurdleri asagilamak icin yaptiginiz bir fantazi. Bilgisiz diyorsun! yani insan ancak bu kadar ard niyetli olur. Onlarca üniversite ve binlerce okulda bulunan egitimciler acaba ögrencilerini yatarakmi karsiliyor? AQLE SIVIK BARE GIRANE.

Bedirxan merhaba O zaman sizde hewlerden başka yere gitmeşsiniz.Süleymaniye hewlerden daha temizdir.İki kentin biraz temiz olmasıyla iş bitmiyor.ben gelişmelerden bahsetmiyorum. Eksik olanı gündeme taşıyorum. barzani bölgesinde kasaba ,ilçe ve köylerin halini hiç gördünmü? Fakir olduklarını söylemiyorum.Eğitim ve medeniyete olan uzaklığa bak.Üniversitelerden bahsediyorsun.Hangi üniversitenin çalışma ve bilim öğreti düzeyini araştırdınız. Oralar aşiretlerin egemenlik alanı ve arpalığına dönüşmüş.Bazı gelişmeler var,ancak bunu yeterli göremeyiz. Size göre at gözlüğü taşıyorum.Demeki onuda çıkarsam,eksikleri daha fazla göreceğim.O zaman sizler hiç tahamul edemeyeceksiniz. Kısacası olaya hangi noktadan bakmaya bağlı,biz ezilmiş bir halk olarak fantazilerimizde çok,sen kötü niyetli değilsin,öyle olmasını istediğin için,güzel şeyler yazıyorsun.Ama gerçek her zaman çıplaktır. saygılar.

"Bende hiyaye ve gözlem bitmez.isim bu,ne yapayim"diyen sayin bay hikayeci, Güneyelen ilgili "hikayelerini" okuyunca,senden evel bu konuda romanlar yazanlarin suskunlugunu halen anlamis degilim.güneylen ilgili dogru durusun, yazilarin sahiplerinin bu suskun duruslari cok anlasilamasada,cok gezen mi yoksa cok okuyan mi bilir sorusuna,cok gezen biri olarak sen bay hikayeci yerinde bir örnek teskil ediyorsun.gezgin biri olusundan kaynakli olacak ki"hikayelerin" bayagi, renkli,gözlemlerin ise atgözlügü gibi.hangi köyden geldigin cok anlasilamasada ,köy köy neden dolastigin anlasiliyor.yakin zaman önce güneyde yapilan secimleri hatirlatip,bu konuyla ilgili yazilanlari yakindan takip etmedigin ne kadarda cok belli.Güneye duyarli,sorumlu davranan ve gelismeleri oldugu gibi, objektif yansitan degerlerin bir seyler söyleme hakki sendende,bendende daha fazla.yazilanlari buraya aktarip seni tembel kilmayalim.kicini gezmeklerde kurtarisan basini yukariya kaldirman yeterli atgözlüklü seni.yürü be yür insan degil,güneyi karalayan zevzek birisin

Kasabalı insan olmayan sensin,eğer olsaydın benim uslubuma göre cevap verirdin.Zevzekte senin gibi,ne konuştuğunu bilmiyen sokak çocuklarının işi. Bak yirmi yıl önce sana benzer yanlarım vardı.Kişi olarak hedefim değilsin,savaştığım senin zihniyetin. Bu zihniyet pisliği hep halının altına süpürür.Bir gün gelir öyle kokarki,önce süpüren hastalanır. Hastalığını başkasına bulaştırır.Fakat anti vürüsçülerde,bu dünyada çok. Siz kirletsenizde,biz temizlemeye devam edeceğiz. Benim gezginmi,bilgemi olduğum seni ne ilgilendirir. Yazım orda,karşı tespitin varsa yaz.Yoksa,gevezelik yapıp kavga çıkarma. Bırakta şu kürtlerle sorunlarımızı tartışalım.Çık aradan.

"Birakta su kürtlerle sorunlarimizi tartisalim.Cik aradan" diyen seni hikayeci seni.karikatürize ettigin,karalamya calistigin gercegim hakkinda suskun olma mi hic bekleme,"Birakta su kürtlerlen sorunlarimizi tartisalim.Cik aradan" diyen 11.numarali, asin cengeli oldugu yerde.kürdün en hasi vede alasi karsinda bunu iyi bilesin.

Kürdün hası nedir? Pislikleri halının altınamı süpürmekmi? Doğruları gündeme getirmeye tahamülsüzlükmü? kendisini dev aynasında görmekmi? Kürdistanı parça, parça kafasında bölüp,sonrada, birini tartışmasız tarafı olmakmı? Eğer haslık buysa,ben öyle kürtlükten istifa ediyorum. senin kürt tanımın bana uymuyor.Başka kapıya.

yasi "kemale eren" adi hikayeci,gözlemci seni,Kürdün hasi nedir merakini nasil gidereyim.cengeli bosuna öylesine asmadik ya."kürdistani parca parca kafasinda bölüp,sonrada,birini tartismasiz tarafi olmakmi?"diyen embesil seni.Kürdistan bir bütündür,Kürdistani dörte bölen sömürgeci devletlerin pisliklerini sen istersen saray halinin altina süpür olmadi üstünde tepin"ak-pak" oldugunu sanan sarlatan seni.güneyi"kamoyun söförüylen"kuzeyi"emir et komitanim xos gelmisen"le"elestiriken"basi kicina yapisik embesil seni,"gencliginde"ne boksan"yasliliginda da" olsun"yürü be yürü be insan degilsin.Güneyi,küzeyi,pusulasini sasirmis gerzek birisin

sAYIN ONBIRINCI KOY SAKINI Oncelikle Güneyin nerdeyse tamamini gezdim. Kerkük ve halepce dahil. Ilk kez özgürlügün ne demek oldugunu somut olarak gördüm. Sizin anlatiginiziz tamamen tersi orada kurd olmanin avantajlarini yasadim. Helew kuzeyli bir kurd olarak sürekli onure edildim ve saygi gördüm. Elbete burada Süleymaniyenin özel bir yeri var. Bunun nedenide saadam sadece buraya yatirim yapmis. Modern ve gelismis. Ayni sekilde Halepce oldukca geri ve henüz yatirimlardan nasibini almamis. Egitime gelince kendi gercekligi icinde gelismeye devam ediyor. Cöp konusuna gelince fazla bir anormalik görmedin. Belki söylediklerin henüz kurdistanimiza baglanmamis olan Kerkükte gecerli olabilir. Uc kere gittigim bu kente gercekten kargasa hakim. Bir diger konu ise Kurdistanin zenginligi halka yansiyor ve hizli bir sekilde imar ediliyor. Köprüler, yollar , alt gecitler ve havaalanlari yapiliyor. Hewlerin merkezinde yapilan ve 14. bin metre karelik bir alana sahip Sami Abdurahman parki cok az ülkede görülebilecek bir güzellikte. Demokrasi alanindaki gelismeler gözle görülür bir sekilde kendini insa ediyor. Iktidar kadar muhalefete güclenip gelisiyor. Kurdistanda gördügüm bir diger güzellikte güven ve dürüstlük. Birbirlerine karsi hitap sekilleri. Orada en cok duyacagin kelime" SERCAVEMIN" dir. Evet bu güzzelikleri siralamak olanakli. Yeterki ferdi olaylardan yola cikip genellemeler yapmiyalim. HER TEYREK LI GEL REFÊ XWE.

şerefsizlik yapma,kötü laflarının üzerine, bir kat daha koyup sana yoluyorum.foruma iki satırlık hakaret yazıları yazarak pravokasyon yaratma,Sorduğum soruları cevaplandır.Adam gibi fikrini ortaya koy. Tanrı kürtleri senin gibi cahillerden korusun. Sen sokakta büyümüş olmalısın,kürt örf ve geleneği bunu kaldırmaz. Biyolojik olarak kürt olabilirsin,ama sende kürtlük falan kalmamış.Kimbilir hangi sokakta büyüdün. Ama yinede ilk yapacağın şey,kürt örf adetlerini öğrenerek,kürtlüğe ilk adımı atabilirsin. Bu kızgınlığımın ortasında,buda dostça bir öneri olsun. Buda sana son yazım olsun

merhaba keke dediğiniz gelişmeleri bende gördüm.Sadece halepçemi,zaho ve çevresinden kandile uzan tüm hat boyu kötü durumda. Kürt örf adetlerinde insana saygı zaten ön plandadır.Döşekten kastım,sedirin üzerinde oturma şekliydi. Bölgenin resmi kurumları düzenli çalışmıyor.Halka iş disiplini öğretilmemiş,varsada azınlık. Kaldıki yabancı yatırım ve iş gücüyle her tarafı altın kaplama yapsanız,ulusal özgürlük yolunda ilerlemiş olmuyorsunuz.Bu ulusal eğitim sorununu çözerek kazanılır. Dubai örneği veriliyor.Orası özgür bir ülke,üstelik kötü bir örnek.Sen ise henüz satatün ve sınırların tehdit altında ve salantıda,bu tehdit seni daha disiplinli ve çalışkan bir halk yapması gerekirken,oradaki durum bunun tersi. Eğer böyle olmasaydı,bugün kerkük sınırlarımız içinde olurdu.20 yıldır orda düşman yok.Bu sürede hızla yapılması gerekli yenilikler,kamplumbağa hızı ile ilerliyor. İtirazım bu. Yoksa güzel parklarımızda çok.Süleymaniye bir avrupa kenti görünümünde,bu yeterli olabilirmi?Genele disipline bakmak gerekir. Saygınlığı tüm dunyada böyle sağlayabiliriz. Oraya gittiğine göre ,şu söylentiyide duymuş olmalısın Bir ara mesut barzani ortalıkta görünmedi.Kimi sağlığı için avrupaya gitiği ileri sürüldü. Ancak güney halkının söylentilerine bakılırsa,neçirvan barzani,mesut barzaninin burnuna yum atmış ve kavga orada bulunalar tarafından sakinleştirlmiş. Bu durum gizli tutulsada halka yansımış. Eğer bu doğruysa,orda bir medern yönetimden bahsedemeyiz. Yoksa orda mevcut gelişmeleri anlatmakla bitiremezyiz.Aslolan eksikleri tamamlamaktır.Onun içinde eksikleri görüp ortaya koymamız gerekir. hurmetler.

Güney Kürdistan İzlenimleri-II / Abdulbaki YETİK Posted on 01.08.2006 Saat: 07:11 Topic: T_Yorum_Analiz Mizgîn/Sayı 24 - Güney Kürdistan'daki özgür ortamda, yaptığımız gözlemler ve görüşmelerimiz, en önemlisi de tüm bunların bizde bıraktığı izler ve yaşadığımız duygular, elbetteki bir-iki makaleyle ifade edilemeyecek kadar önemli ve güzeldir. Savaşın yaralarını sarmaya çalışan Güney Kürdistan halkının ekonomik durumu, eskiye nazaran daha iyiydi. Daha önceleri kendi bölgelerinde çıkan petrolden bile faydalanamayan Kürt Halkı, şimdilerde Irak yönetiminden bağımsız bir şekilde kendi zenginliklerini kendi sosyal kalkınması için kullanıyor. Bu durumdan kaynaklı Güney Kürdistan'da altyapı çalışmaları, belediye hizmetleri, kentleşme ve imar noktalarında ilerleme, ileride örnek bir devlet olacağını şimdiden göstermektedir. Özellikle Dıhok'ta ve Zaxo'da hem ticari hem de kentleşme açısından çok güzel gelişmeler vardı. Dıhok'tan Hewlêr'e doğru giderken yapılan konutlar, villalar çevreye çok düzenli ve estetik bir görünüm veriyordu. Ayrıca Güney Kürdistan şehirlerinde sokakların temiz ve düzenli olması dikkatimizi çekiyordu. Yetkililerin bile hakkında 'eskiden burası büyük bir köyü andırıyordu' dedikleri Hewlêr'de inşa edilen devlet kurumları, binalar, iş merkezleri kentin çehresini değiştirmiş. Yeni bir devlet olmaktan kaynaklı sosyal, ekonomik ve diğer bazı alanlarda yaşadıkları sıkıntıları ve eksiklikleri dile getiren Güney Kürdistan Hükümet yetkilileri, bu sıkıntıların biran önce aşılması için bölgede yaşayan herkesin duyarlı olduğunu söylediler. Elbetteki sorunların tümünün hemen aşılmasını beklemek doğru değildir. Ama en başta yetkililerin sorunları gören ve adil-özverili çalışmalarıyla olumlu gelişmeler katedilebilir. Güney Kürdistan'da ziyaret ettiğimiz bir kesim de üniversite öğrencileriydi. Dıhok Üniversitesi'nde öğrenim gören öğrencilerin kaldıkları evlere gittik. Avlunun kapısını açtığımızda bizi ilk karşılayan güzel sanatlarda okuyan Kürt öğrencilerinin yaptıkları birbirinden güzel yağlı boya tablolar oldu. Her öğrenci birbirinden ayrı kendilerine ait odalarında kalıyorlardı. 4-5 oda, bir avluya sahip yani bir bahçenin içerisinde. Bu imkân, üniversite tarafından ücretsiz sunuluyor. Bununla beraber öğrenciler okuyabilmek için harç ödemediklerini, bunun aksine kendilerine aylık düzenli olarak verilen burslarla eğitim-öğretimlerini sürdürdüklerini, böylelikle üniversite öğretimi ile maddi sıkıntılar arasında kalmadıklarını söylediler. Ayrıca öğrencilerin okul yönetimine sundukları bi-limsel ve sosyal kapsamlı projeler kabul edildiğinde bu projeleri hayata geçirmek amacıyla öğrencilere okul yönetimi tarafından destek sağlandığını, proje giderlerinin karşılandığını öğrendik. Kendisini ziyarete ettiğimiz bir Hukuk Fakültesi öğrencisi de kendi aralarında bir fikir kulübü oluşturmak ve bu grupla beraber bir dergi çıkarmak için yaptıkları başvurunun kabul edildiğini, öğretim görevlilerinin de kendilerine bu konularda yardımcı olduklarını belirtti. Yine Güney Kürdistan'da, üniversitelere kayıt yapmak için aylarca yıllarca sınavlara hazırlanmak gerekmiyor. Yani kimsenin umudu yarışmayı andıran sınavlara bağlanmamış. Herkes bitirme notuna göre istediği bölüme girebilmektedir. Öğrencilerle konuşurken en çok sevindiğim hususlardan biri de, kimsenin iş endişesi, kariyer için okumadığını görmekti. Diğer bir güzellik de Güney Kürdistan'da alimlerin ve aydınların fazla olması ve Müslüman Kürt Halkı'nın büyük bir aydınlanma yaşıyor olmasıydı. Zaxo'da görüştüğümüz; Mela Ehmedê Şernaqî, Mela İsmail, Mela Şemseddin, Mela Elî, Dıhok'da görüştüğümüz; Mela Enes, Tahsîn İbrahîm Doskî, Mela Elî gibi alimler birikimleriyle ve kendi alanlarında verdikleri eserlerle toplumsal bilinçlenmeye katılmaya çalışıyorlardı. Bu alimlerin birçoğu Arap alfabesiyle, Kürtçe yayınlanmış çok değerli eserlerini bizlere hediye ettiklerinde aklıma şu geldi; bugün bu eserler hem bizim dilimize hem de diğer halkların istifadesine sunulması için diğer dillere çevrilse İslami düşüncenin gelişimi, toplumun aydınlanması ve insanların İslam'ı alimlerinin kaleminden tanıması söz konusu olacaktı. Müslüman Kürt halkı dünyadaki mevcut maddi, teknik imkanlardan ve bunlardan çok daha önemlisi de özgürlükten mahrum edilmeseydi inanıyoruz ki; kültürde, sanatta, mimaride, edebiyatta vs. bir çok alanda dünya halklarına çok anlamlı katkılar verebileceklerdi-sunabileceklerdi. Bu alimler medrese kökenli oldukları için, çok fesih bir Kürtçe konuşuyorlardı. Verdikleri vaazlarda da toplumu ve yaşamı ilgilendiren; imani, akidevi ve sosyal meselelere değiniyorlardı. Çeşitli vesilelerle bir araya geldiğimiz bu alimler de Kürdistan'ın diğer parçalarını görmek istediklerini belirtiyorlardı. Çünkü Kürdistan, sadece Güney'de yoktu. Güney'de kurumlarıyla varolan devletle beraber, Kürt halkının coğrafyasının; Kuzey'inin, Doğu'sunun ve Batı'sının da var olduğunun bilincindeydi bu insanlar. Dıhok'tan Barzan Bölgesi'ne giderken "Sersing" isminde bir bölgede evine misafir olduğumuz Mela Hemdîn de Kürdistan'da yetişen çok değerli ve mütevazi bir alimdi. Rahmetli Molla Mustafa Barzani'nin mücadele arkadaşı olan Mela Hemdîn eski bir Peşmerge'ydi. İki oğlunu Özgürlük Mücadelesi'nde yitiren Mela Hemdîn, Kürdistan Uleması içinde saygı duyulan değerli bir alimdir. Geniş bir bahçe içerisinde mütevazi ve sade olan tek katlı evine gittiğimizde bizi oldukça sıcak karşıladı. Sanki birbirimizi yıllardır tanıyormuşuz gibi samimi ve içten geçen görüşmemizde karşılıklı bilgi ve fikir alışverişinde bulunduk. Bacaklarındaki sağlık problemlerine rağmen bizlere kendi eliyle içecek ikram etmesi beni oldukça duygulandırdı. Daha sonra bizlere kütüphanesini göstermek istediğini söyledi. Arka odaya geçtiğimizde, kendimi bir akademinin kütüphanesinde hissettim. O kadar çok kitap vardı ki, rafların çok bölmeli ve yüksek oluşuna rağmen kitaplıkta yer olmamasından dolayı bazı kitaplar yerde üst üste yığılmıştı. Güney Kürdistan gezimizde, Kürt halkının elde ettikleri hakları korumak için nasıl da gayret sarfettiğini bire bir gözlemleme şansımız oldu. Güney Kürdistan'da herkes doğal bir askerdir. Yetişkin insanların çoğunluğunun eskiden Peşmerge olduğu Güney Kürdistan'da konuştuğumuz bir çok kişi, zorluk anında görevini bırakıp savaşacağını belirtiyordu. Zaxo'da güvenliğimizi sağlamak amacıyla bizlere refakat eden Kürdistan Asayişi'ne bağlı askerler, -1991'den bu yana özerklik ortamı olmasına rağmen- resmi statü ve kurumsal olarak devletleşmenin yeni olmasına rağmen onlarca yıldır Güney'de süren mücadelenin verdiği deneyimlerle düzenliliğe-disipline hemen ayak uydurmuş görünüyorlardı. Tepeden tırnağa modern silah ve teçhizatlarla donanımlı olan Kürt askerlerini görünce halkımızın savaşçı yönünü daha somut olarak gördük. Kürt halkının savaşçı yönü tarih boyunca maruz kaldığı saldırılara karşı koyuşu ve cesaretinden gelmektedir. Güney Kürdistan'daki halk da kendi vatanında yaşıyor ve kendi vatanını savunuyor. Bu halk, bir yerlerden gelip de kimsenin hakkını yiyip hukukunu çiğnemediği gibi, bünyesinde yaşayan farklı dinlerden, mezheplerden ve ırklardan olan insanlara karşı gayet merhametli davranıyor. Çünkü taşıdığı inancından, Allah'ın bahşettiği ırki özelliklerinden dolayı on yıllardır egemenliği altında bulundukları devletlerin ulusal politikalarına kurban edilen Kürt Halkı, kendisine yapılanları kimseye reva görmez ve görmüyor da. Askerlerle sohbet ederken 'Azadi çawaye?' sorusunu yönelterek özgürlüğün onlar için neyi ifade ettiğini öğrenmek istedik. Askerlerin; ' azadî pir xweşe' deyişleri bizim Güney için sevincimizi pekiştirirken, diğer parçaların da özgürleşmesine dair özlemimizi arttırıyordu. Güneyi her karesiyle, anımsadığımız her anıyla, gördüğümüz her insanıyla, gezip gördüğümüz her şehriyle ne kadar anlatmaya çalışsak da, orada gördüğümüz bir şey bizlere her şeyi anlatıyor ve en çok da o cezp ediyordu. Onun adı; ÖZGÜRLÜK, ÖZGÜRLÜK, ÖZGÜRLÜK... İçimize özgürlüğü doldurarak, Özgürlüğün diyarından. Döndük dikenli tellerin böldüğü, Sınırsız sevdiğimiz, Ama sınırların parsellediği vatanımıza. Güller kopardık, Özgürlüğün bahar kokulu Gülistan'ından, Tohum attık geleceğine Vatan'ın, Ellerimizde demet demet umutla geldik, Armağan ettik güzelliğine hasret, Özgürlük Sevdalıları'na.

Kurdistan Milli egitim bakanligindan Abdulmuneyim Aziz Ali ( Haci Abdulmuneyim )Peyamn�r`e yaptigi aciklamada, Kurdistan`in diger parcalarindan ve Iran`dan dönen Kürt Avrupa, Arap ve diger ülkelerdeki ögrenciler, Güney Kurdistan üniversitelerine kayit olmak icin talepte bulundugunu söyledi. Haci Abdulmuneyim yaptigi aciklamada: Kurdistan bölgesinin disinda olup, buradaki üniversitelerde okumak icin kayit yaptirmak istiyen Iran`dan dönen güney kurdistanli ögrencilerden, bir bölümü de Kurdistan`in diger parcalarindaki ögrenciler yada Arap ülkelerinde okuyan Kürt ögrenciler, Avrupa ve Amerikadaki Kürt ögrencilerden ögrenciler olup Güney Kurdistan üniversitelerinde okumak icin kayit yaptiranlardir�. Üniversitelerde okumak istiyen ögrencilerden 259`ü Güney Kurdistan`a göc edenler, 273 kisi Türkiye Kürtleri ( Kuzey Kurdistan ) 250 kisi Iran Kürtleri ( Dogu Kurdistan ) 10 ögrenci Avrupa, 26 ögrenci Suriye Kürtleri ( Güney-Bati Kurdistan ) 43 ögrencide cesitli Arap ülklerinde okuyan Kürt ögrencilerdir. Bu sayilar 22 Eylül ayina kadar basvuruda bulunanlarin sayisidir ve bu sayilar gittikce artmaktadir, son kayit 25 Eylül olmasina ragmen müracatlardaki artis gözününe alinarak ayin 30`na kadar kayit süresi uzatilmistir. Iran`dan dönen ögrencilerin belgeleri incelendikten sonra okula alinacaklar. Kurdistan`in diger parcalari, Avrupa ve Arap ülkelerinden gelen ögrenciler ise daha farkli en iyi sekilde karsilanilip yüksek ögretimdeki kendilerine ayrilan kontejanlara göre yerlestirilecekler ve en kisa zamanda yüksek ögrenim kurumu toplanip verilecek kontejan sayisina iliskin bir aciklama yapilacak. Peyamn�r Cev: Goran Kocgir� Artîkil çap bike

R. Rodaro Güney Kürdistan'a yaklaşımlar Güney Kürdistan'da halkımızın büyük bedeller neticesinde elde ettiği, siyasal, ekonomik, sosyal, askeri ve diplomatik kazanımlar, tüm bölge ve uluslararası güçleri siyasetlerini, konumlamalarını gözden geçirmeye götürdüğü gibi, Kürd çevrelerini de yeniden konumlandırmaya götürdü.. Güney Kürdistan'da ortaya çıkan bu realite çok doğal olmayan ve şaşırılması gereken bir durum değildir. Çünkü, Güney Kürdistan'da bulunan tarıma elverişli alanlar, tatlı sular ve diğer yeraltı zenginliklerin dışında, Irak petrollünün %40'ı Kürdistan'da çıkmaktadır. Ülkemizin bu parçasında Kürd siyasal yapılanmasının kurumlaşması, istikrarı sağlaması ve var olan ekonomik zenginlikler üzerine yeni atılımlar yapması, bir dizi çevreyi yeniden şekillendirdi. ABD, Irak savaşı için 256 milyar dolar harcadı... Bazı kaynaklara göre Irak'ın durumu, ABD'ye yaklaşık olarak 2 trilyon dolara patlayacak.. İran'ın Güney Irak'taki ekonomik, askeri ve siyasal üstünlüğü ve çıkarları bilinmektedir.. Türk devletinin dış ticaret hacmi 9 milyar dolar olmasına rağmen, bunun yaklaşık olarak bir milyarı Güney Kürdistan endekslidir. Böyle bir ortamda, çağlar boyunca kendi ülkesinde en basit bir kaynaktan yararlanmayan Kürdler, Güney Kürdistan'da yeni ekonomik çıkarlar ve imkânlar elde etmek için seferber oldular.. Geçmişte KDP ve YNK'ye düşmanlık eden bir çok yapılanma, kişi ve kuruluş da farklılaşmaya başladı. Eskide Saddam rejimiyle birlikte olanlar, yeni sürece entegre edildi.. YNK ve KDP'ye karşı olan bir çok kişi ortaya çıkan iktidar nimetlerinden yararlanmak içinde olsa sürece adapte oldular.. Kürdistan'ın diğer parçalarında bir çok iş adamı yada eski siyasilerde ülkemizin bu parçasında “ekmek“ aramaya başladılar.... Bu gelişmeler dünyanın her tarafında yaşandı... Kürdler de kurumlaşırken, devletleşirken aynı süreçleri yaşıyor.. İkidar her zaman çekici ve magnetik bir özelliğe sahip oldu. Tarih boyunca hep böyle oldu ve yine bu özelliğini koruyacak.. İnsanlar,iktidarın nimetlerinden yararlanmak için hem kendi içinde ve hemde dışında yoğun bir savaşa girişirler.. Siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda iktidarla bütünleşen kesimler, bir yandan iktidarın magnetik alanı içinde pozisyonlarını güçlendirmek için kendi aralarında savaşa tutuşurken, diğer yandan var olan magnetik alanın dışında kalanlara karşı iktidarı savunmaya koyulurlar.. İktidar, var olan tüm kesimleri memnun edecek pozisyonda olmadığından dolayı, kendisinin dışında kalanların sürekli saldırılarına hedef olur.. (eğer konuşmak için şartlar varsa) Kürdistan'da ekonomik çıkarlar için rekebet ortamına giren Kürd kesimleri, aynı çıkarlar için rekabet ortamında bulunan devletler ve büyük şirketlerle karşı karşıyalar.. Böyle bir ortamda, doğal olarak, büyük şirketler sahip oldukları güçlerini kullanarak pastanın aslan payını alacaklar. Pazar ekonomisinin bu doğal durumu ister istemez ekonomik olarak zayıf ve siyasal destekten yoksun Kürd kesimlerini süreç dışına itecektir... Sonuç olarak, “zayıf“ Kürd kesimleri bu süreç içinde bir baltaya sap olmasalarda, çeşitli bölgesel ve uluslararası çıkarlar Güney Kürdistan'da maddi bir olgu olarak zemin bulduğu andan itibaren, Kürdistan kazanımlarının olgunlaşması, derinleşmesi ve uluslararası arenada “kabul edilir“ bir pozisyona kavuşmasını sağlayacaktır. Güney Kürdistan'ın ekonomik ve siyasal pastasından doğrudan yararlanmayan Kürd kesimleri, yarın yada başka bir gün Güney'deki kazanımların “ekşi“ olduğunu söylediklerini duyduğunuzda şaşmayın... Ama, Güney Kürdistan'da her Kürd yurtseverin sahip çıkabileceği, destekleyebileceği ve yeri hiç bir şey tarafından doldurulmayacak, Kürd siyasal kazanımlarıdır... Ben bu kazanımları esas çıkar olarak olarak görüyorum ve savunuyorum..

ben de universitlerle istigal ettim hala da isin ucunu birakmis degilim ancak vakia yukarida anlatildigi gibi romatik degil actirmayin agzimi demekle yetiniyorum biraz daha vakit verecegiz tabii amam persembenin gelisi carsambadan pek iyi gorunmuyor bakalim gelecek pztesi nasil olacak diyeyim butun bunlar bir toplumun kapasitesi ile ilgili meseleler ancak her toplumun da kendi maksimum kapssitesinde isletildigi soylenemez. guney de olan biten kapasitesi-donamimlar itibari ile halihazirda dusuk olan toplumun bu kapasitenin de cok altinda yonetildigi ile ilgildir. universilerideki kultur de malasef boyle. ikdidar-kontrol durtusu, merite dayali kriterlerin cok cok uzerinde. bu tehlikeli bir sarettir ilk goruldugu yerde karantinaya alinma cabasi baslatilmazsa(her elestiri bir karantina hazirligidir) daha sonra olacagi tork sistemine bakilarak gorulebilir hurmetler HeK

Necirvan Barzani, Mesut Barzaniye yumruk atmis. Bu nereden cikti köy sakini? Ve sende böyle bir seyi buraya tasiyorsun. Pes dogrusu

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.