Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 19 March 2008

Türk çete devleti kurulduğundan beri, “Kürdlerin millet olarak varlığını“ kendisi için esas “ulusal güvenlik sorunu“ olarak kabul etmiş, Kürdleri millet olarak tarih sahnesinde silmek için hayatın her alanında Kürdlerin jenosidi kendisine tek seçenek olarak görmüştür... Türk devletinin Kürdlere yönelik gerçekleştirdiği jenosidin boyutlarını kavrayabilmek için, geçmişte Türk barbarlığına karşı gerçekleşen onlarca “Kürd Özgürlük Direnişinin“ esnasında ve ardında gerçekleşen kıyımların bir küçük dökümünü yapmak yeterlidir..
Türk devleti sadece Kuzey Kürdlerine karşı değil, tüm Kürdlerine karşı aynı yaklaşım içinde oldu.. Dünyanın her hangi bir ülkesinde Kürdlere ilişkin en basit bir kültürel açılımın karşısında hep Türkler oldu..
Çünkü, Türk devleti “Kürdlerin ulusal varlığını“ kendi yapay yapılanmasının mezar kazıcısı olarak görüyor.. 1970'lerin ortalarında Kuzey Kürdistan'da ciddi bir şekilde filizlenen Kürd Özgürlük hareketi, doksanlı yıllarda Doğu blokunun çökmesi ve 1991 yılında Güney Kürdlerinin gerçekleştirdiği “Büyük Raperin“ Türk devletinin hem Kuzey Kürdistan'da, hem Ortadoğu'da ve hem de uluslararası arenada tüm hesaplarını alt üst etti.

Pandora kutusu açılmış, “Kürd kötülüğü“ dünyanın her tarafını sarmış, “Kürd Meselesi“ Türkiye gibi sömürgeci devletlerin dar sınırlarını aşarak bir dünya meselesi haline geldi...
Türk devleti, Özgür Kürdistan'daki Kürd kazanımlarını yoketmek için Irak'ta, Ortadoğu'da ve uluslararası arenada kapalı kapılar ardında tüm çabalarını seferber ederek “Kürd kötülüğünü“ yeniden kutuya koymaya çalıştı, ama bu anti Kürd rüyası husranla sonuçlandı.

Kürdlerin varlığını kendi yokluğu olarak gören Türk devletinin, Kürdlerle yaşadığı sorun “Kürd-Türk Çatışması“ olarak dünya kamuoyunun gündemine yerleşti..
Böyle bir ortamda Türk devleti çaresizlik içinde sahip olduğu tüm imkanlarını kullanarak ve şantaj yaparak ABD'yi ve dünyanın diğer ileri gelen devletlerini “Ya Türkiye ya Kürdler“ ikilemini dayatmaya çalıştı... ABD, Kürdler ve Türkler arasındaki bu çatışmayı idare etmek, Türkiye'de şişirilen balonu boşaltmak için Türk devletine havadan ve karadan “belirli sınırlar“ dahilinde Güney Kürdistan'daki PKK kamplarına yönelik askeri saldırı için icaze verdi...

Tüm dünya bu saldırının esas amacının Güney Kürdistan'daki Kürd Federal Devleti olduğunu ve PKK'nin bir bahane olduğunu biliyordu...

Türk devleti ve basını, Türk Başbakanı ve Cumhurbaşkanı'nın Washington ziyaretlerini, Türk ordusunun önce hava ve sonrada kara harekâtını vesile yaparak “Amerika Türkiye'yi Kürdlere Tercih etti“ yaygarasını kopardılar.. Türk devleti ve yandaşları binlerce makale ve söyleşiyle Amerika'yı “Kürdlere karşı“ yanlarına aldıklarını, “Kürdlerin Türkiye'ye mahkum olduklarını“ pompalamaya başladılar.. Türklerin bu yaptığı Kürdlere karşı yürütükleri “Psikolojik linç“ savaşıydı...

Bu son kara harekâtı esnasında Türk Genelkurmayı, Hükümeti, siyasal partileri ve mehmetcik basını tüm güçleriyle “ Kürd belasından kurtulacaklarını“ ilan etmişlerdi..

Türk toplumu, basını ve siyasal partileride bu “Büyük Türk Yalanına“ inanmış ve iman getirmişlerdi..
Türk devleti, bu güdümlü, icazetli, sınırlı ve ABD'nin “BBG“sinde gözlenen harekâtı, Kürd halkına realitenin ötesinde, gerçekleri alt üst ederek satmaya başladı...

Fakat, “Büyük Türk Yalanının“ ömrü 7 gün sürdü ve gerçekler ortaya çıkmaya başladı..
Türk Genelkurmayı ve Hükümetinin “birikilen havalarını aldırtmak“ için ellerinden tutup Kürdistan dağlarına “kısa bir gezinti“ yaptıran ABD, onların tüm güçleriyle Kürdlere karşı kükrediği bir esnada, kendilerine “bu kadar ve yeterince havanızı aldınız“ diyerek geri gönderdiler.. Savunma Bakanı Gates ve Başkan Bush'un harekâtın bitiş dönemine denk gelen açıklamaları Kürd düşmanı Şer Cephesinin tam ortasına bomba gibi düştü... Bir kaç haftadan beri Kürd düşmanları birbirlerini yiyiyor...

Sorun ise “ Kürdleri niye bitirmediniz?“

Türk devletini perişan eden ve husrana uğratan esas güç Güney Kürdistan idaresiydi.. Kürdistan Başkanı'nın George Bush'a gönderdiği mektup ve ardından yapılan telefon görüşmesi süreci dahada hızlandırdı... Kürd halkının Bamerni'de Türk tanklarına karşı yaklaşımı, sınıra Peşmerge Güçlerinin gönderilmesi Peşmergelerle Türk işgalci ordusu arasında savaşın yaklaştığını gösteriyordu...

Tam bu ortamda “ABD Başkanı Bush Türkleri tehdit etmeye“ başladı ve onlarda perişan, rezil bir şekilde geri dönmek zorunda kaldılar..

Sorun bu kadar açık.... Onun için Türkler birbirlerini yemeye başladılar...

ABD “Kürdleri yalnız bıraktı“ diye yaygara koparan Türkler, dün ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve beraberindeki heyet Kürdistan Başkenti Hewler'e vardıklarında “Dick Cheney Barzani'nin ayağına gitti“ diyerek hezimetlerini ve husranlarını seslendirmeye başladılar..

Dick Cheney, eşi ve kızıyla birlikte danışmanları , askeri yetkililer ve Irak ABD Büyük Elçisinin içinde bulunduğu büyük bir delegasyonla Kürdistan'a geldi..

İlk defa bu üst düzeyde bir Amerikan yetkilisi Kürdistanı ziyaret ediyor... Dick Cheney eşi ve kızı ile Kürdistan'a gelmesi sembolik olarak özel bir anlamı var.. Ayrıca Dick Cheney'in Hewler'de “Kürd ve Amerikan dostluğuna“ vurgu yapması, Irak'da askıda kalan Eyaletler yasası, Petrol yasası ve diğer sorunlar konusunda “Başkan Barzani'ye güven duyduğunu“ ifade etmesi bir çok Kürd düşmanını çıldırmaya götürür.. Ayrıca Dick Cheney Kerkük ve diğer işgal altındaki Kürdistan topraklarının geleceğini ilgilendiren 140.maddenin uygulanması gerektiğini vurgulaması da Kürdler için önemlidir...

Ayrıca Dick Cheney ve Başkan Barzani arasında “ ABD ve Irak arasında imzalanması öngörülen stratejik antlaşmaya ilişkin kapalı ikili bir görüşme“ yapıldı.. Her halde bu görüşmede stratejik antlaşma içinde Kürdistan'ın yeri konusunda görüş alış verişinde bulundular...

Dick Cheney ABD Başkanı Bush adına Kürdistan Başkanı'nı resmi olarak Beyaz Saray'a davet etti... Önümüzdeki süreçte Başkan Barzani ve Bush arasında bu görüşme yapılacak...

Daha önce Türkiye'ye yapması beklenen ziyaretini Güney Kürdistan'a saldırıdan dolayı iptal eden Cheney'in Hewler'de ailesi ile birlikte Başkan Barzani'yi ziyaret etmesini en iyi okuyacak çevrelerden biri de Türkiyedir..

Dick Cheney ve beraberindeki heyet Hewler'e geldiği gün eskide ABD ordularının Kürdistan komutanı olan Albay Harry Shot yine Hewler'de Sekteri olduğu “Kürd-Amerika Dostluk Derneğini“ kamuoyuna tanıtıyordu...

Sonuç olarak Türk devleti ve basının aylardan beri yaydıkları dedikodular, yalanlar bir bir ortaya dökülüyor...

19.03.2008

bak kardeşim , sen neyin savunmasını veya açıklamasını yapmaya çalışıyorsun.Türk milletini karşına almaya nasıl cüret edebiliyorsun.Türkler bu topraklarda asırlardır var.Şunun bilincine varmak o kadar zormu , asıl olan türk milleti ve Türkiye , gerisi olsada olur olmasada.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.