Washington'da Brookings Enstitüsü'nde düzenlenen bir toplantıda “Türkiye'nin Kürt Sorunu“ değerlendirildi. Kürt sorunu ve terörle mücadele konularının ayrıntılı olarak ele alındığı toplantıda, Adalet ve Kalkınma Partisi'yle (AKP) Demokratik Toplum Partisi'ni (DTP) kapatma girişimleri de ele alındı.
Panele, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Başkanı, Türkiye'nin eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal ve yazar Aliza Marcus katıldı.
ASAM Başkanı Faruk Loğoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin AKP'nin kapatılması için açılan davayı göreceğine inandığını, ancak partinin kapatılması yönünde karar vermesini beklemediğini söyledi. Loğoğlu, AKP'nin kapatılmasının daha çok sorunlara yol açacağını kaydetti.
Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal de, AKP'nin kapatılmasının demokrasiye büyük bir darbe olacağını söyledi. DTP'nin de kapatılması için dava açıldığını hatırlatan Cemal, bu iki partinin kapatılmasının, Kürt sorununa sivil ya da siyasi bir çözüm bulunmasını engelleyeceğini sözlerine ekledi.
PKK sorununun çözülmesinde askeri adımların ötesine geçilmesi gerektiği Washington'da uzun bir süredir telaffuz ediliyor. Dün Brookings Enstitüsü'ndeki panelde de benzer görüşler dile getirildi.
ASAM Başkanı Faruk Loğoğlu, “terör sorununun sadece askeri adımlarla çözülemeyeceğini, başka önlemlerin de alınması gerektiğini“ vurguladı. Özellikle terör örgütüne katılımın engellenmesi için farklı önlemlerin alınması gerektiğini söyleyen Loğoğlu, bu konuda siyasi ve bürokratik kanat arasında görüş birliği olduğunu belirtti.
Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal, ancak Kürt sorununa sivil bir çözüm bulunması için PKK'nın silah bırakması gerektiğini vurguladı. "Bir elde zeytin dalı, bir elde silah olamaz" diyen Cemal, PKK silah bırakmadan Kürt sorununa çözüm bulunması için gerekli olan mekanizmanın oluşturulamayacağını kaydetti.
"Kan ve İnanç: PKK ve Kürtler'in Özgürlük Kavgası" başlıklı kitabın yazarı Aliza Marcus ise çözüm yönünde bir adım atılmadan, PKK'nın silahlarını bırakmayacağını söyledi. Marcus, “Türkiye'deki Kürt toplumu için en baskın siyasi örgütün PKK olduğunu“ öne sürdü. “Kürt politikası“ oluşturmadığı için Türkiye'yi eleştiren Marcus, atılacak ilk adımın, Kürt sorununun varlığını kabul etmek olduğunu ve sonra Kürt sorunun çözümü için bir siyasi sürece ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Bu arada, Aliza Marcus, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın New York Times gazetesine açıkladığı paketin yetersiz olduğunu savundu. Başbakan Erdoğan, gazeteye verdiği demeçte Güneydoğu Anadolu bölgesine 12 milyar Dolar yatırım yapılmasının planlandığını ve TRT kanallarından birinin Kürtçe yayına ayrılacağını söylemişti. Marcus, “Keşke açıklamasaydı, Kürtler hayal kırıklığına uğradı,“ dedi ve kısa dönemde bunun PKK'nın konumunu güçlendireceğini iddia etti.
Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu'ysa, AKP'nin Kürt sorununa yaklaşımının pragmatik bir yanı da olduğunu, ancak partinin bir üst kimlik olarak İslam'ı kullandığını belirtti. Loğoğlu, AKP'nin genel bakış açısını yansıtan bu stratejinin tehlikeli olduğunu da vurguladı. Loğoğlu, dinin diğer alanlara yayılmasının Türkiye'nin laik yapısına zarar verdiği için Türk demokrasisini de tehdit ettiğini söyledi. Eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, “Laiklik giderse, demokrasi de zayıflar,“ diye konuştu.
VOA