Ana içeriğe atla
Submitted by Kamuran Melikendi on 20 August 2010

Son dönemlerde Türkiye'de, Kürdistan'da ve diasporada herkes 12 Eylül'da yapılacak referandumu tartışıyor.
Bir çok tanıdığım sürekli olarak bana sen bu referandum hakkında ne düşünüyorsun? diye soruyorlar.

„Beni fazla ilgilendirmiyor“ dediğim zamanda hoşlarına gitmiyor.

Benim içimden bu tartışmalara katılmak hiç gelmiyor.

Türkler Anayasalarında bazı kozmetik rütüşler yapmak istiyorlar.
Dünyadaki gelişmeler ve 21.yüzyılın şartları onları sürece yeniden adepte olmaya zorluyor.
Son yıllarda Ergenekon vb.. davalar ve tutuklamalar AKP'nin kahramanlığı ve askerlerin geri adım atmasıyla açıklanamaz.
Uluslararası bir dizi güç hem Türk generalleriyle ve hemde AKP ile doğrudan irtibat halindeler.
Dışarıya karşı farklı görünmelerine rağmen, içlerinde bir konsensus bulmuş durumdalar.

Herkes rolünü iyi oynuyor.

Şimdi ise Anayasa'da bazı değişiklikler yapmak için Türk partileri eklektikte olsa çeşitli kulvarlar açmış ve tutumlarını netleştirmiş durumdalar.

Çok „sesli“ ve „renkli“ bir şekilde referanduma gidiyorlar!!!

Türk islami çevrelerini Türk ordusundan ayrı düşünmek ve alternatif olarak algılamak siyasal aptallıktır.
En azından Kürdler için bu böyledir.
Bu son savaşta 17500 Kürd'ün devlet tarafından „Faili mechul“ cinayetlerle yok edildiği her gün yazılıyor.

Kürdlere karşı kıyımların yaşadığı tüm bu süreç boyunca Türk devletinin resmi açıklamalarında „bölücü“ ve „irticai“ hareketler birinci ve ikinci tehlike olarak sürekli yer değiştirdiler.

Kürdlerde 60 yada 70 bin kişi fiziki olarak imha edilirken neden devlet AKP'nin başında bulunan yada geçecek olan 5 yada 10 kişiyi faili mechula götürmedi?

Çok mu zordu?

Hayir!!

Türk devleti, İslami hareket aracılığıyla Saidi Kurdi ve Mevlana Xalid gibi Kürd İslam alimlerinin dekurtize ederek Türklüğün hizmetine soktu.

Türk devleti, Kürd mafiayasını tasfiye ederek yerine Türk mafiasını ikame etti.

Devlet, komunizm gelişimini gördüğü zaman kendi Komunist partisini de kurar.

Devlet, Kürd hareketinin gelişimini görünce kendi kadrolarına dayalı örgütlemelere de girişir.
Kısacası Türk devleti ortaya çıkabilecek tüm siyasal ve ideolojik seçenekleri daha önceden ön görür ve oluşturmaya çalışır.

Teorik olarak tespit edilen bu seçeneklerin bire bir pratiğe aktarıldığını söylemek istemiyorum.

Bunların hepsi yaşandı ve yaşanıyor.

12 Eylül'de Türkler Anayasa değişiklikleri için referanduma gidecekler.

Bu Anayasa'da Kürdlerin varlığından söz eden tek bir kelime varmıdır?

Hayır.

Bu Anayasa değişiklikliğine ilişkin Kürd milletinin seçtiği bir temsilcisinin katkısı varmı?

Hayır.

O zaman Kürdler niçin bu Anayasa için sandık başına gitsin?

Hayır, Kürdler Anayasa için sandık başına gidecekler ve oylarını kullanacaklar.

Çünkü, Kürdlerde ulusal bilinç zayıf ve çarpıtılmış, ulusal kollektif hafıza dumura uğramıştır.

Kürdler devlet kurmak istemiyor. Kürdler millet olmak istemiyor.

Devlet olmak için ve millet olmak için bir duruş lazım.

Bizde bunlar yok.
Kürdlerin içinde bulunduğu bu rezil ve sefil durumun sorumluları, siyasal partilerimiz, siyasi önderlerimiz ve aydınlarımızdır.

Sözünü ettiğim Kürd çevrelerinin dünyaları küçük ve ufukları kendi küçük çevreleriyle sınırlıdır.

Kürdler, Kürd olarak içselleştirdikleri ulusal bir stratejiye ve programa sahip olmadıklarından dolayı Kürdistani bir duruş ortaya koyamıyorlar..

Kürd siyasal oluşumlarının teorik bazda ve sadece Kürd kitlelerinin duygularını okşamak için ileri sürdükleri bazı programatik tespitleri dahi, en küçük pratik tavır gündeme geldiği zaman yerle bir oluyor.

Ayrıca Kürdler çeşitli gelişmeler karşısında tutumlarını ulusal çıkarları temelinde değil, rakip gördükleri güçlerin tutumlarına göre belirliyorlar.

Bilindiği gibi PKK yıllardan beri bağımsızlık, federasyon ve hatta otonom bir yapı istemediğini açık bir şekilde deklere ediyor ve kültürel hakları talep ediyor.
Hatta bu çevrede bazı insanlar „Misaki Milli sınırlarına dokunmanın ihanet“ olduğunuda açık açık beyan ettiler.

PKK, daha doğrusu Ocalan referandum meselesinde „boykot“ çağrısı yaptı. Bu günlerde bazı değişiklikler görülüyor. Yarın tam tersi bir durumda ortaya çıkabilir.. Çünkü, sonuçta kurum karar vermiyor. Her şey tek bir kişinin iki dudağı arasında ..
PKK sistem içinde ve daha önce tespit edilen paradigmalar çerçevesinde hareket ediyor.
Aslında PKK'nin bugün savunduğu tezler referandumda „evet“ veya „hayir“ ikilemine denk düşüyor.

PKK'nin referandumu „boykot“ etmesi diğer bir çok Kürd siyasal çevrelerini „evetçi“ yaptı. Bu konuda en bariz tavır PKK'den ayrılan çevrelerden geldi.. Hepsi toplu olarak „evetçi“ oldu.

Çünkü, sorun referandum paketinde neyin var olup olmaması değil, sorun PKK'nin takındığı tavırdır.

Birde bu çevreler sözde „federasyon“ ve hatta bazıları da „bağımsızlığı“ savunuyor.

Kuzey Kürdistan'da var olan kısır döngüyü aşmak için ulusal bir duruşu sergiliyerek Kürdleri seferber etme yerine Kürdleri Türk partilerinin kuyruğuna takmaya çalışıyorlar.

Birde var olan referandumu savunmaya çalışan „utangaç evetçiler“, „Evet“in başına „yetmezliği“ koyarak aslında Kürd davası karşısında yetmezliklerini ortaya koyuyorlar.

Dün PKK silahlı mücadele yürütüğünden dolayı genel olarak silahlı mücadeleye düşmanlık ederek Kuzey Kürdistan'da hareketin tekleşmesine katkıda bulunanlar, bugün ise PKK referandumu „boykot etti“ diye Kürdleri Türklerin „evet“ ve „hayır“ minderine çekiyorlar.

Kürdler son bir yüzyıl boyunca hep Türklerin ekseninde hareket ettiler ve düşündüler.

Kürdler, birinci dünya savaşı sırasında ve savaş sonrasında Antep, Urfa, Maraş vb savaşlarda hep Türklerin ekseninde hareket etti..

Türkler bu süreçte Kürdlere çok sözler verdiler.

Sonuçta Kürdler hediye olarak jenosid ile karşı karşıya kaldılar.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yapılan tüm seçimlere ve referandumlara Kürdlerde katıldı.

Sonuç: sıfır.

Bu referandumda „evet“ yada „hayır“ çıkarsa Kürdler açısından fazla değişecek bir şey yok.

Kürdlerin yapması gereken şey, Türk devletinin Kürdleri millet olarak hiçe sayan, varlığını kabul etmeyen referandumunu boykot etmektir..

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.