Nurettin Yılmaz'ın Taraf gazetesinde Neşe Düzel ile yaptığı söyleşi
Talabani bana, “Özal, federasyon taleplerinde bulundu, biz de kabul ettik“ dedi. İşte Turgut Özal'ın sorunu kökünden hallettiği o temaslar...
Geçtiğimiz hafta Siyaset Meydanı'na katılan Turgut Özal'ın kardeşi Korkut Özal'ın "Rahmetli Özal Kürt sorununun çözümü için gerekirse Türkiye isminin değiştirilebileceğini ve 'Anadolu Cumhuriyeti' isminin kullanılabileceğini söylemişti" sözleri tartışma yaratmıştı. Korkut Özal'ın ipuçlarını verdiği bu projenin ayrıntıları,Kürt siyasetinin etkili simlerinden Nurettin Yılmaz'ın Taraf gazetesinde Neşe Düzel ile yaptığı söyleşide ortaya çıktı.
Talabani bana, “Özal, federasyon taleplerinde bulundu, biz de kabul ettik“ dedi.Â
"BARZANİ VE TALABANİ'YE HAKARET TÜM KÜRTLERİ ETKİLİYOR"
Kürtler, K. Irak'a ve Barzani'ye nasıl bakıyor?
Kürtler, Diyarbakır'la Kuzey Irak'ı iki komşu Kürt mahallesi gibi görüyorlar. Türkiye'nin Kuzey Irak'a yapacağı bir haksızlığı kendilerine yapılmış gibi algılıyorlar. Sadece Şırnak'taki değil, Konya'daki Kürtler de aynı şeyi hissediyorlar. Güneydoğu'da Barzani sempatizanı çoktur. Mesela ben de onun bir sempatizanıyım. Barzani'ye ve Talabani'ye yapılan bir hakaretten bütün Kürtler etkileniyorlar.
Barzani ile PKK arasında Kürt dünyasının liderliği konusunda bir çekişme var. Siz DTP'nin disiplin kurulu başkanısınız. Hem Barzani sempatizanı hem de DTP üyesi olmak mümkün mü?
Hem DTP'li hem de Barzani taraftarı olabilirsiniz. Bugün Türkiye'de Barzani'ye son derece bağlı olan yüzlerce DTP'li yönetici var. Çelişki değil bu. Çünkü ikisi de Kürt hareketidir. DTP bu ülkedeki Kürt halkının demokratik hak ve özgürlüklerinin savunucusudur. Bunun için büyük bedeller ödedi, yöneticileri öldürüldü. Eğer Barzani ve Talabani, DTP hareketine karşı bir yanlışlık yaparlarsa bunu kabul etmeyiz. Barzani son derece zekidir. Ama Talabani daha zekidir.
"TALABANİ ORTADOĞU'NUN CHURCHİLL'İDİR"
Aralarındaki temel fark nedir?
Rahmetli Özal bana, “Talabani Ortadoğu'nun Churchill'idir. İleride Ortadoğu'yu yönetecek bir makama gelirse şaşırmayın. Barzani ise feodal yapıdan geldiği için daha sağlamdır, daha güvenilirdir“ demişti. Türkiye'deki Kürtler, ikisinin de başarılı olması isterler ve Irak'ta müstakil bir Kürdistan kurulursa çok sevinirler.
Siz bir zamanlar Turgut Özal'ın çok yakınıydınız. Kitabınızda ondan çok bahsediyorsunuz. Özal'ın, Kuzey Irak'la bir federasyon kurmayı düşündüğünü söylüyorsunuz. Böyle bir federasyon için hazırlık yapıyor muydu Özal?
Görüşmeleri vardı. Zaten bu düşüncesini gerek Talabani'ye gerek Barzani'ye her görüşmesinde aktarmış. Turgut Bey, bana ikisinin de bundan çok memnun kaldığını söyledi.
TÜRK-KÜRT FEDERE DEVLETİ
Talabani ve Barzani, Türkiye ile federasyon kurulması talebinden mi memnun olmuşlar?
Evet. Ben özellikle Talabani'yle çok yakındım ve kendisini evimde, otelde misafir ediyordum. Talabani bana, “Turgut Özal gerek başbakanken, gerek cumhurbaşkanıyken federasyon taleplerinde bulundu, biz de kabul ettik“ dedi. Nitekim Özal bir gün bana, “Nurettin, Irak'taki Kürtlerin bir federasyon şeklinde Türkiye'ye bağlanması iyi olur değil mi“ diye sordu ve sonra devam etti. “Hem Iraklı Kürtler Saddam'ın katliamından kurtulurlar hem de Türkiye'nin gücünü arkalarında görürlerse kendi bölgelerinde korkusuzca yaşarlar“ dedi. Ben de espri yaptım. “Tabii... Bunda Kerkük petrolüne Türkiye'nin hâkim olma politikası da var değil mi“ dedim.
Özal ne cevap verdi?
O da tebessümle “o kadar da olur elbet,“ dedi. “Şunu bil ki her uzlaşma ve anlaşmada tarafların çıkarları kaçınılmazdır“ diye de ekledi. Talabani'ye Özal'ın düşüncelerini açıkladığımda, “bu öneriyi bana da açıkladı“ dedi. Unutmayın... O dönemde Saddam firavun gibiydi ve Kürtleri yok etmeye çalışıyordu. On binlerce şehit verdiler. Saddam'dan kurtulmanın tek şartı Türkiye'nin kendilerini desteklemesiydi. Talabani ve Barzani buna inanmışlardı. Eğer 1990'da Birinci Körfez Savaşı olmasaydı ve 36. paralelin kuzeyi korunmasaydı...
Ve Çekiç Güç oluşturulmasaydı...
Evet... Irak'ta Kürtlerin kendilerine gelebilme şansı yoktu. Talabani de, Barzani de Türkiye'nin himayesine muhtaçtı. Türkiye'nin desteği onlar için büyük nimetti. Ama İkinci Körfez harekâtıyla Saddam yok edildikten sonra K. Irak Amerika'nın bir numaralı müttefiki oldu. K. Irak'ta Kürtler şimdi bu konuma geldilerse Amerika'nın sayesinde geldiler.
Özal'ın döneminde federasyon olabilir miydi?
Olabilirdi. Ama medya askeriyenin etkisiyle öyle saldırdı ki, Turgut Bey söylediklerini inkâr yoluna gitmek zorunda kaldı. Federasyon fikrine medya ve derin devlet karşı çıktı. Asker bunu kabul etmedi. Çünkü federasyon kabul edilirse, o zaman Türkiye'deki Kürtler kendi dillerinde eğitim yapacaklar, okullar açacaklardı. Sırf Kürtler hak ve özgürlüklere kavuşmasınlar, kimliklerini yaşamasınlar diye derin devletin etkisiyle Turgut Bey'e medya tarafından büyük bir suçlama bombardımanı yapıldı. Cumhuriyet gazetesi Turgut Özal'a çok ağır hakaretlerde bulundu. O dönemde Ergenekoncuların yaptıkları saldırıyı şimdi daha iyi anlıyorum. Özal'ı yok etmeye çalıştılar. Zaten bu nedenlerden ötürü öldürüldüğü söyleniyor.
Turgut Özal öldürüldü mü sizce?
Televizyondan ölüm haberini duyar duymaz hastaneye gittim. Teyze çocuğu Hüsnü Doğan oradaydı. Birlikte bekledik. Ölüm nedenini anlamak için Turgut Bey'den kan aldılar. Ama hemen sonra ’şişenin hemşirenin elinden kaydığını, kırıldığını' söylediler. Bir süre sonra bundan da vazgeçtiler. “Şişe kayboldu“ dediler. Özal, federasyonun Türkiye, Iraklı Kürtler ve Türkmenler için çok yararlı olacağına inanıyordu. O günlerde bana, “bak Nurettin, gelişmiş Batılı ülkeler vatandaşlarıyla sorunsuz olan ülkelerdir. İç sorunu olan ülkeler ise dış siyasette ürkek ve bağımlı olurlar“ dedi.
FEDERASYONU BUGÜN BARZANİ İSTEMEZ
Bugün K. Irak'la böyle federasyon olabilir mi?
Artık olamaz. Barzani istemez. Türkiye ile zenginliklerini niye paylaşsın? Zaten K. Irak müstakil bir federasyon şu anda. Ama Türkiye, Irak gibi bir federasyon olabilir. Benim federasyon talebim yok ama, bunlar tartışılabilir. İnanın... Kürtler Türkiye'den ayrılmak istemiyorlar. Benim hem Türk damadım ve Türk gelinim var. Bizim ayrılmamız mümkün mü?
Özal böyle hassas bir konuyu dile getirmekten çekinmiyor muydu?
Özal çok cesur biriydi. HEP milletvekilleriyle özel olarak görüşüyordu. “Kürt sorununun çözümü, insanların bazı şeyleri gözleriyle görmesi ve kulaklarıyla duymasıyla mümkün olabilir“ demişti bir keresinde ve şu olayı anlatmıştı: “Kara Harp Okulu'nun kuruluş yıldönümünde özellikle Kürt sorunundan söz ettim. Komutanlar Türkiye'de bir Kürt sorunu olduğuna ve bir Kürt gerçeği bulunduğuna yavaş yavaş alışınlar diye bunu yaptım.“
...
"ÖZAL ZAMANSIZ ÖLMESEYDİ BU SORUN ÇÖZÜLÜRDÜ"
Siz çeşitli partilerde bulundunuz. Hiç, ’nihayet Kürt sorunu çözülecek' diye ümitlendiniz mi?
Oldu. Özal döneminde Kürt sorununun yüzde yüz çözüleceğine inandım. Eğer Özal aramızdan zamansız ayrılmasaydı, biz ne on binlerce insanımızı ne de yüz milyarlarca dolarımızı kaybederdik. Ama Özal'ın Kürt sorununu çözme, K. Iraklı Kürtlerle federasyon kurma düşünceleri derin devleti harekete geçirdi. Özal'ın ölümünden sonra da Kürt sorununun çözüleceğine dair ümidimi yitirdim ben. Özal'ın ölümüne Talabani ve Barzani de çok üzüldü. Talabani bana. “Özal'ın zehirlenmiş olduğu inancını sadece biz değil, Avrupalı ve Amerikalı yöneticiler de taşıyor“ dedi.
Talabani Özal'ın öldürüldüğünü mü düşünüyor?
Evet, o da aynı düşünüyor. Özal yaşasaydı Kürt sorununu çözerdi. Bu konuda ısrarlıydı ve sorunun demokratik bir süreç içinde çözüleceğine inanıyordu.
NURETTİN YILMAZ KİMDİR?
DTP'nin disiplin kurulu başkanı olan Nurettin Yılmaz, hayatını politikanın içinde geçirmiş önde gelen bir Kürt politikacısı. 1973'te CHP'den milletvekili oldu. 1977'de ise Meclis'e Mardin'den bağımsız milletvekili olarak girdi. 1980 Nisan'da Kürt kimliğiyle cumhurbaşkanlığına adaylığını koydu ve büyük olay yarattı. Darbenin hemen ardından Diyarbakır hapishanesinde üç yıl yattı. Oradaki işkenceleri gördü. Sonra bir yıl da Barış Derneği Davası'ndan hapiste kaldı. Turgut Özal'ın yakınında bulundu ve ’Özal'ın Kürdü' olarak anıldı. Bu dönemde Özal'ın, ’federasyon' girişimlerini Iraklı Kürt liderlerle görüşerek bizzat izledi.