[url=http://www.newroz.com/modules.php?name=News&file=article&sid=6136]
O dönem yaşamış ve gelişmeleri yakından bilen bir çok tarihçiden verdiğim alıntılardan da görüldüğü gibi Şeddadi Kürd devleti Bizans İmparatorluğu ile girdiği bu savaşı kazanmıştır ve onlara büyük kayıplar vermiştir.
Bundan  öncede    Şeddadi  Kürd  devleti  ile   Ermeni  ve Gürcü  kralıkları arasında  bir  çok  savaş    olmuştur.   Bu savaşlardan biride    1036  savaşıdır.
Bu konuda     Urfalı  Mateos  şöyle  yazıyor:  “Bu zamanda   İran'ın   büyük  Emiri  Abusuwar,  müslüman  milletlerden  150.000  kişilik    bir  oradu hazırladı.  Büyük bir şiddetle    hıristiyanlara  karşı   yürüdü.  O,  öldürücü bir  öfke ile   Ağuvan  memleketinde  Topraksız  David'in   eyaletine  girdi ve hıristiyanları   büyük endişe ve   keder içine  düşürdü.  Müslüman askerlerin çokluğundan  korkmuş olan David, onlara karşı  çıkmaya  cesaret  edemedi.  Şerir   Abusuvar  ise   bir çok eyaletle  400 kadar   müstahkem  mevki ve kale  zaptetti.  Orada bir  yıl kaldı ve memleketin   büyük bir kısmını  itaat altına  aldı.  O, bundan  sonra  David'e  karşı yürümeye karar verdi.  Naçar  bir  şekilde kalan David,  Ani    Kralı   Hovannes'e    haber  gönderip ’  Abusuvar   bütün Ermeni   eyaletlerini  zaptettikten sonra   bana karşı  yürümektedir.  Bana  yardım  etmesen   ona  itaat edip   rehberlik edecek  ve senin  ayeletin  olan   Şirak'ı   tahribata  uğratacağım“   ( Urfalı Mateos, Vekayiname, sayfa 69)
Yine Urfalı Mateos'un söylemiyle David Gürcü ve Abhaz Kralına, Gaban Kralına ve daha bir çoklarını aynı tehditkar mektubu gönderiyor ve yardım istiyor. Onun anlatımyla hıristiyanlar 20.000 kişilik bir ordu oluşturuyor ve Apusuvarı yenilgiye uğratıyorlar.
Aynı savaşa  ilişkin  olarak    La Chronique  Georgienne'de     “Gürcistan'ın  en büyük   hakimi     Liparit   Orbelian'ında  müslümanlara  karşı  savaşa katıldığı“  yazıyor.(akt René  Grousset,   Histoire  de  L'Armenie,  sayfa   565,    Payot, Paris)
Fakat  sözkonusu eserde  “Abusuwar'dan  değil   Fazlun'dan“  sözediliyor.  Buna benzer  hatalar bir  çok tarih kitabında  mevcuttur.
Sözünü ettiğim  bu savaşlar döneminde  Türkler hâlâ  bölgede  yoktular.  Urfalı  Mateos tarafından  Abusuwar'ın askeri gücü abartılmış olsada    çok ciddi  bir güce  sahip olduğu açıktır.  Daha  önce Prens Keykawus'tan  verdiğimiz  alıntıda  görüldüğü gibi    bir  çok insan   onun saflarında  ve önderliğnde  savaşmak amacıyla  bölgeye  akın ediyordu. Geçenlerde  Zaman gazetesi  yazarlarından   Mustafa Armağan  “10.000 Kürd savaşçının  Malazgirt savaşına katıldığına dair“  alıntıya   asker  değil, “yöre halkı“  gibi bir tespit  yapmıştı..  Kürdlerin askeri olarak  ciddi bir konumda  olabileceklerini  içine  sindiremiyor.  Ayrıca,Şeddadi Kürd devletini  yok sayarak  Malazgirt savaşını  anlamak   imkazsızdır.
Bu  arada  bölgede     Malazgirt  için   başka    bir  savaşa  değinmek gerekir.  Çünkü,  yanlış    tarihi  bilgiler   ortada  dolaşıyor.  Sanki   Türkler  bölgeye gelene kadar     Malazgirt  her zaman  Bizansların denetimi altındaydı.
Malazgirt  Merwani  Kürd  devletinin  kuruluşu sırasında  üzerinde  şekillendiği    şehirlerden biriydi.   Daha sonraki  süreçte  Merwanilerin kontrolunden çıkıyor.
Bu  konuda    eski  Ermeni tarihçilerine  baş vurmak   en  iyi  yoldur.
Pro-Ermeni  olarak bilinen René  Grousset  Malazgirt'in  Merwani Kürd  devletinin denetinden  çıkarılmasına ilişkin  şöyle yazıyor: “ Bu zaman esnasında  Ermenistan'da  önemli gelişmeler yaşanıyordu.   Malazgirt, Ahlat ve Meyafarqin Emiri  ve   Merwani   Hanedanlığının  kurucusu  Kürd  Bad   Musuldaki  Arap  Hamdanilere karşı giriştiği savaşta   990'da  öldürüldü.  Gürcü  Prensi  Küropalat David ,  Merwanilerin  yeni  Emiri   Abu Ali El  Hasan'ın içinde  bulunduğu karmaşık durumdan yararlanarak   Malazgirt'i  kuşatma  altında  aldı.  Asolik'in   söylemiyle  şehri  ’silah ve kıtlıkla'aldı.(992-993  ve 994 yılları  arasında olacak)“ (René  Grousset,   Histoire  de  L'Armenie,  sayfa   524,    Payot, Paris)
Yine  o dönemlerde yaşıyan Asolik'in verdiği bilgilere  göre  Ermeni ve Gürcü koalisyonu  şehri ele geçirdikten sonra “Müslüman  halkı  şehirde  kovarak   dışarda  getirdikleri Ermeni ve Gürcüleri yerleştiriyorlar“( age, sayfa 524)
Tamda bu esnada Revadi Kürd Devletinin Mir'i yada Urfalı Mateos'un söylemiyle “Müslümanların Baş Emiri Mamlan“ Ermeni ve Gürcülere savaş ilan ediyor ve “200.000 savaşçıyla“ bölgeye giriyor.( daha öncede vurguladığım gibi Revadi ve Şeddadi devletlerini karıştırmamak gerekir. İki devletin kurucuları Revadi aşiretinden geliyorlar. Fakat iki ayrı devlettir. Mamlan başkenti Tebriz olan Rewadi Kürd devletinin Mir'idir.)
Devam edecek
Aso Zagrosi
[/url]
        
    
      
      
      
Diyojen'in ordusunda “Türk“ler ne arıyordu