Yerel seçimlerde taraf olmamak, bertaraf olmak anlamına geliyor. Beğenelim, beğenmeyelim taraf olmak şart oluyor. Taraf olmayıp sömürgeci resmi partilere sonuna kadar kapıları aralamak doğru olamaz.
Basın-yayın ve Türk medyası, ordu ve resmi partiler yerel seçimleri bir nevi referanduma çevirdiler. Kazanırlarsa bunu “bakın Kürtler bizden yana, onay bize verdiler ve sorunlarını kimseyi dikkate almadan biz çözeceğiz“ diyeceklerdir. Kısaca Kürt siyasetinin iflas ettiğini yüksek perdeden ilan edeceklerdir.
Yerel seçimlerde mevcut durumu korumak ve hatta ileriye gitmek çok önem arz ediyor.
Seçimlerin bir tarafı AKP, CHP, MHP ve diğer resmi patilerdir. Diğer tarafı; DTP, HAK-PAR ve bağımsız Kürt adaylardır.
Kürdistanlılar ve Kürtlere düşen görev ikinci tarafa, Kürt tarafına oylarını vermeleridir. Aday ve parti tercihi halkın kendi eğilimi olur.
“Prensipler öleceğine insanlık ölsün“ diyemeyiz ve hiçbirimizin buna hakkı olmadığına inanıyorum. İmralı Partisi ve Öcalan'ın ordu ve Ergenekon ile bir nevi siyaseten dirsek temasına gidip hep AKP'yi hedef yapması ve izlediği siyaset tutarsızlığından dolayı işlerin olumsuz bir noktaya getirildiği çok açıktır. Bu site deki ilk yazılarımda Kürt siyasetinin bir krizi yaşadığını belirtmiştim. Bu kriz doğal olarak DTP'ye de yansıyor. Siyaset alanında bir irade olamadılar ve bütün Kürtleri kapsayacak bir yerel seçim stratejisi izleyemediler. Hatalarını burada sıralamak mümkündür.
Ama bazı prensipleri öne çıkarıp olumsuzlamaya gitmemeliyiz, seçim sonuçlarından sonra yurtsever halkın karşılaşacağı sorunları görmemizin altını çiziyorum.
Halkımıza ölsünler diyemeyiz. Ya da başkasını izliyorlarsa “ ne görecekleri varsa görsünler“ denilemez. Seçimlerde olumsuz bir sonuçla karşılaşmak, sadece bu işin baş sorumlularını vurmaz. Asıl halkı vuracağını ve hayal kırıklıklarına yol açacağını siyasetten anlayan her kes görür. Buna gözü kapatmak ne yurtsever, ne demokrat, ne de özgürlükçü bir tutum olur. Öcalan; bir görüşmesinde “ben karışmam, DTP kendisi bilir“ derken, bir kısmında AKP'ye oy vermeyin diyor. En son ateşkes ve yeni bir anayasanın yapılmasını istiyor. AKP çoktandır yeni anayasa istiyor, şimdiye kadar neredeydiniz? Ergenekon olayı ve darbenin başarısızlığından sonra, tabi ki sıra kendisinden savaşın yeniden son bulmasını isteyecekler. Siyaseten bu kadar zikzaklar çizilmesini halk görmemezlikten gelmez. Ve her şeyden önce de siyaset bu tarza dayanamaz. AKP'ye baştan beri çok karşı çıkma, tepkisel davranıp siyaset yapmama; AKP'nin elini güçlendirmiştir. KCK siyaseti de buna hizmet etmiştir. Kimse keskin laflar altında kendi gerçeğini gizleyemez.
Ama her şey geçmiş değildir. Mevcut durumu dikkate alarak DTP, HAK-PAR ve bağımsız adaylar dâhil olmak üzere onlarla hemen görüşebilir. Adaylar belirlenmiş olsa bile bazı yerlerde anlaşarak birbirlerinin adaylarını destekleyebilirler.
Yerel seçimleri referanduma çevirdiler. Çatı Partisi boştur. Seçimlerde önemli olan Kürt illerinde kazanmaktır. Ulusal birlik deniliyor ve bunda samimi olunacaksa zaman geçirmeden seçime giren, girmeyen bütün Kürt taraflarıyla ortak bir seçim sinerjisi oluşturmak hayati bir konudur. Gecikilmeden yapılması çok önemlidir. Madem referanduma çevrilmiş DTP bunun gereklerini ve üzerine düşeni zaman kaybetmeden yapsa gayet iyi olur.
Diğer Kürt siyaset çevrelerinin de bu yönlü adım atması sanırım çok ihtiyaçtır.
Hemen yerinde adımlar atılmazsa oluşacak sonuçların altında kimisi fazla kimisi az kalır.
*************
Eskiden DTP gibi partiler Kürdistan da birinci partiydi. Bu niteliğini yitirdiler. Ciddi bir sorgulanmaya gidilmedi. Şimdi de mevcut son durum korunsa, birkaç belediye eklense ve yine birinci parti olunmazsa sorun varlığını koruyacaktır. Eskiden daha kitlesel ve daha kaliteli eylemler oluyordu, üstelik o eylemler doğrudan sömürgeciliği hedef alıyordu ve bir partiyi hedeflemiyordu. O koşullarda bile alınan oylar biliniyor. Son eylemlerin seçimlerde oya dönüşeceğini düşünmek fazla yanılgı olur. Seçime geldi mi durum değişiyor.
Türkiye'de yapılan çeşitli kamuoyu yoklamalarına göre; Kürtlerin %80 veya %90'nının şu ve bu şekilde Kürt sorununun çözümünde yana olduğunu gösteriyor. Seçim anketlerine gelince bu oran Kürt partilerine doğrudan oy olarak yansımıyor. Bu konuda halk değil, Kürt partilerinin siyaset ve hedeflerinde bir netlik bulunmuyor. Birlik sağlanmadığı içinde bu oylar sinerji yaratacak şekilde Kürt tarafına akmıyor. DTP ve diğer partiler bu konuda aynadan kendilerine bakabilir.
Üstelik bana kalırsa durum çok iç açıcı görünmüyor. Buna rağmen eksiz ve yetersizliklerle seçimlerde birlik olmaya ve resmi partilere oy vermeme çağrılarını yükseltmek gerekiyor. DTP'liler şunu bilsin ki seçimler istenilen sonucu vermezse, dinledikleri Öcalan vb faturayı onlara çıkaracaktır. “Hatta ben önceden söylemiştim“ diyecektir.
Dalkavukluk yapan az bir kesim dışında çoğunuz yurtsever insanlarsınız. İşler oluruna varmadan hemen yukarıda sözünü ettiğimiz konular ve benzer başka noktalarda daha şimdiden yapılacaklar var.
Unutmayın siyaset, hatalar kabul etmez.
DTP, HAK-PAR ve bağımsız adaylar bir araya gelebilir. Şimdiden acilen yerel seçim için ortak adımlar belirleyebilir. Böyle bir durum yaratılırsa bütün Kürt çevreler destek verir. Halkta oylarıyla böyle bir tutumu onurlandırır.
Kurduğunuz Çatı'dan evimiz yağmur alıyor. İlkin evinizdeki çatıyı hiç değilse bu seçimde kurmaya çalışın!
Son bir ayda durumu lehinize değiştiremezseniz, parlak bir sonucun çıkmayacağını şimdiden görmek zor değil.
Herkesi hoş görü ve geniş davranmaya davet ediyorum.
Dursun Ali Küçük, 25.2.2009
Nasname ve kan davasi pesinde olanlar AKP ye militan uye