Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 27 December 2008

Sayin Hemdo T.C´nin entrikalari diyorsunuz ya, T.C Kürtlerin eli güclendikce, Kürtlerin kendi kimlikleri hakkindaki bilincleri artikca Kart-Kurt sacmaligindan baslattigi sözde "Kürtlerin, Kürt olmadigi(!)" projesini gelistirmeye devam ediyor.Yillarca Kürt diye birsey yoktur denildi, simdide siradan insanlarin kafasini karistiracak derecede isi gelistirmis durumdalar.Hikaye ayni, Kürtler Türktür, hatta tüm insanlar Türktür(!). MU kitasi yani atlantis uygarligi´dan Türkler dünyaya yayilmislardir ve tüm insanlik onlardan türemistir ve hatta medeniyette(!). Evet 50 tane milleten bir ulus olusturmaya kalkarsaniz, kendi bakanlarinin söyledigi gibi (Asla unutulmamasi gereken bir laf cünkü resmi bir agizdan cikmistir) nation building yapmaya kalkarsaniz dogal olarak kizilderililerde, italyanlarda ve Kürtlerde, Türk olurlar.Haa bu teranelere elbetteki siz ve forumdaki arkadaslar gibi bir cogumuz inanmiyor ama Kürt kimliginin verdigi agir sorumlulugu kaldiramayanlardan bazilari bu tür söylemlere inanmayi tercih ediyorlar, onlara ne yaparsak veya ne söylersek söyleyelim onlar bu kimligi kaldiramayacak tipler oldugu icin her zaman Türk´ün oltasina geleceklerdir. Bizim yapmamiz gereken iste TRT 6 konusunda anlatmak istedigimde budur, onlarin entrikalarina karsi her zaman uyanik olmaliyiz ve karsi politikalar gelistirmeliyiz.Örnegin, googla Kürtler kimdir yazdiginizda ; Kürtlerin Türk oldugu söylemi ile karsilasiyorsunuz veya Gutiler kimdir yaziyorsunuz onlarinda Türk oldugu ortaya cikiyor.Eger biz Kürtlerde ciddi anlamda zamana uygun organize olmazsak her zaman karismiza Kürt kimdir yazdigimizda Türktür, makaleleri cikacaktir.Eger biz bu ataklara ayni sekilde yani teknoloji ve benzeri durumlari kullanirak cevap vermezssek bu hep böyle olacaktir.TRT 6´dada benzeri politikalari kullanacaklardir(Caktirmadan) ama bizde TRT 6´dan nasil yararlanabilirizin üzerine düsünüp ona göre hareket edersek is bizim lehimize dönebilir.Benim anlatmak istedigim bu,

Deee simdi buyrun Gurmanclar kimmis ögrenin (!)

Kürtler nereden geliyor?

Şimdiye kadar Kürtlerin kökenleriyle ilgili çok şey yazılıp çizildi. Türk ve Kürt milliyetçiliği yapanlar meseleyi, böyle bir etnik kökenin var olup olmadığına kadar götürdü.

Hatta Kürtler diye bir topluluğun olmadığı bile dile getirildi.

Geliştirdikleri tezi ispatlamak için de “Kürt“ kelimesinin “Kart-Kurt“ sesinden türediğini ileri sürdüler.

Kendi içinde Gurmanclar (Kırmanç), Soran, Zaza diye bölünen Kürtlerin tarihi geçmişiyle ilgili önemli bir araştırma geçtiğimiz günlerde Karakutu yayınları tarafından kitap haline getirildi.

“Gurmanc ve Kürtlerin kökeni“ isimli kitabın yazarı, kendisi de bir Gurmanc olan Ömer Özüyılmaz. Aksiyon'un haberine göre 10 yıldır yerli ve yabancı birçok kaynağı inceleyen Özüyılmaz'ın tespitleri, bugüne kadar yapılan tartışmaları sona erdirecek nitelikte.

Yazara göre “Kürtler“ diye bir topluluk var. Kürtlerin bir kolu kabul edilen Gurmanclar da Türk. Kürtlerin atası da Medler değil. Gurmancların ise aslında Kürt olmadığı delilleri ile ortaya konuluyor.

Bugüne kadar birçok bilim adamı Kürtlerin kökenini Türkiye, Irak, İran ve Suriye'de araştırdı. Ancak ortaya çıkan sonuçlar meseleyi daha da içinden çıkılmaz hale getirdi. Bazıları, Kürtlerin kökenini Medlere, Urartulara ve Araplara dayandırdı; bazıları da Asya'daki kavimlere... Kimi bilim adamlarına göre Kürtler, Finliler ve Cermenlerle akraba. Yazar Özüyılmaz'ın araştırması bu konulara açıklık getirmesi bakımından çok önemli. Ona göre Türkiye'de yaklaşık 9-11 milyon arasında Kürt kökenli vatandaş yaşıyor. Kimi Kürt, Gurmanc ve Zaza kendini Türklerden ayrı bir ırk olarak mütalaa ediyor. Kimi de köken olarak Türk ya da başka halklardan olduklarını benimsemiş durumda.

Kitapta Kürtlerin kökenin Medlere dayandığı tezi de çürütülüyor. Tarihî kayıtlara göre Medler, Matia ve Mada adıyla da biliniyor. Arap coğrafyacı Mesudi'nin “Muruc Ez-Zeheb / Altın Bozkırlar“ adlı eserinde Urumiye şehri anlatılırken, Median şehirlerinin yakınlarında bir yer olarak tarif ediliyor. Ermeni tarihçi Grousset ise Med topraklarını İran ile Azerbaycan topraklarının doğu kısmı olarak tarif ediyor. Eski haritalarda “Median“ olarak gösterilen bölge de günümüzde “Kürdistan“ denilen bölgeyle coğrafi olarak aynı değil. Dolayısıyla Kürtlerin atası Medler diyenlerin tezleri kuşkulu hale geliyor. Medlerin ilerleyişi sırasında, Van bölgesinde sadece Ermenilerin varlığından söz edilebileceğini belirten Özüyılmaz, Gürcü tarihinde bahsedilen coğrafyanın farklı olduğunu söylüyor: “İskender M.Ö. 331 yılında Erbil, Gaugamela ovasında yapılan bir meydan savaşında Pers Kralı I. Dara'yı mağlup eder. Bunun üzerine kaçan Dara ve kumandalarını takip ederek kuzeye girer. Ermenistan'ı ve Aras vadisini takip edip buraları kendisine bağlar. Sonra Median'a girer. Kuzey Irak ve Güneydoğu Anadolu ile Ermenistan olarak anlatılan Doğu Anadolu ve bugünkü Batı İran, Median toprakları içerisinde değildir.“

İlginç olan ise bugün Gurmanc, Zaza ve Kürtlerin ikamet ettiği hiçbir bölgenin Median olarak tarif edilen coğrafya içerisinde yer almıyor olması. Kitapta, Medlerden günümüze birkaç kral isminden başka hiçbir şey kalmadığı anlatılıyor. Ayrıca, Dara'nın ünlü Bisutin abidesinde dönemin önemli üç diline yer verilmişken, Med diline ve Kürtlerle alakalı bir bilgiye rastlanılmaması, bu tezin varlığını kesin olarak çürütüyor. Kürt-Med ilişkisinin Kürtleşmiş Ermenilerin oluşturduğu Hoybun Cemiyeti'nin tezi olduğunu belirten Ömer Özüyılmaz, “Sadece Mervaniler Kürt'tür diyebiliriz. Halk Arap veya Müslüman olmuş Ermenilerden oluşuyordu. Yalnızca yönetici kadro Kürt'tür. Kürtlerin Zerdüşt olduğu tezi de Medlerle ilintilendiriliyor. Ancak şimdilerde Türkiye içinde Kürt coğrafyası diye anılan bölgelerde Zerdüşt tapınaklarına rastlamak mümkün değil.“ diyor.

Kürtlerin kökeni anlatan ilk kitap Şeref Han'ın yazdığı Şerefname'dir. Bu eserde geçen ve Kürtlerin kökeni ile ilgili anlatılan üç rivayet de yazar tarafından inceleniyor. Araplar, Kürtlerin “cin“ neslinden geldiğini savunuyor. Cin aslında “Çin“ bölgesini tarif ediyor. Araplarda Ç harfi olmadığından, kelime C olarak okunuyor.

Diğer rivayete göre Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) zuhurundan sonra Türkler Arabistan'a bir heyet gönderir. Bu heyetin başındaki Oğuz beyi Peygamberimiz'e kendisini Kürtlerin beyi olarak tanıtır. Bu beyin adı Boğduz Han'dır.

Yine Şerefname'ye göre Kürtler Boğduz ve Becenek adlı iki atadan türemiştir. Boğduz adının bir Türk ismi olduğu ispatlanırken, “becenek“ adı Türklerin “peçenek“ kolundan gelir.

ELEGEŞ ANITINDAKİ KÜRT!

Konuyla ilgili bir diğer kanıt ise Moğolistan'ın kuzey batısında Baykal gölü ve Altay dağları civarındaki Yenisey ırmağı yakınında bulunan bir anıt. Günümüzde Tannu-Tuva Özerk Muhtar Türk Cumhuriyeti içinde kalan bu alanda, Kürtler tarafından bir İlhanlık veya bilinen ilk Kürt beyliğinin izleri var. Rus Radloff tarafından Elegeş ırmağının doğu yakasında bulunan anıt Danimarkalı bilim adamı Thomsen tarafından okundu. Elegeş yazıtları diye bilinen anıt M.S. 650 yılı öncesine ait. Yenisey Kürtleri, kendi hükümdarları için mezar anıtı olarak diktikleri tahmin ediliyor. Bugünkü Türkçe ile anıtta şöyle bir yazı bulunuyor; “Ben Kürt İl-hanı Alp-Urungu'yum. Altından yapılmış okluğumu bağladım belime; devletim ve milletim ben 39 yaşımda öldüm.“ Bu kayıt Kürtlerin bu dönemde Türkistan'da bir devlet kurduklarını, dillerinin Türkçe olduğunu, devlet yapısının Türk mefkûresine göre şekillendiğini gösteriyor. Kürtlerin varlığını gösteren bilgiler sadece anıtla sınırlı olmadığını savunan Ömer Özüyılmaz, “O çevrede çok sayıda Kürt adlı bölgelere ve Kürtlerden kalan hatıralara rastlanıldı. Afganistan'daki Herat şehrinin 20 km. kuzeyinde, Herirud nehrinin sol sahilinde, Timur devleti zamanında çok meşhur olan ’Ulenknişin' yaylasının batısında bir köy var. Adı Kürtnişin. Bu adla bir köyün varlığı, buralarda halen Alp Urungun'un neslinden gelen Türk kökenli Kürt ailelerin yaşadıklarını gösteriyor. Bugün Rusya sınırları içerisinde Başkurdistan adında bir özerk cumhuriyetin varlığı da çok ilginçtir. Bu özerk cumhuriyetin adının günümüzde Kuzey Irak'ta oluşturulmaya çalışılan Kürdistan devleti adıyla birebir aynilik göstermektedir.“ diyor. Yenisey Kürtlerinden yerlerinde kalanlar, sonradan doğudan gelen yeni göçlerin baskısı ile batıya göç edip İrtiş ırmağı ile Tobol suyu boylarına yer yerleştiler. Çarlık döneminde bunlara resmî olarak “Tara Tatarları, Tobol Tatarları“ ve yurtlarına da “Kürtak Heskaya Volost“ denildi.

KÜRTLER ASYADAN GELDİLER

Ön Asya'da İlk Kürt adının kullanılması M.S. 5. yüzyılda oldu. Bu tarihe kadar Ortadoğu'da Kürt adına rastlanılmaması Kürtlerin Asyatik bir topluluk olduğunu göstermeye yetiyor. Günümüzde Kürtler Sivas'tan Basra'ya kadar olan coğrafyada yaşayan bir halk olarak anlatılıyor. Yazar Özüyılmaz, Kürtlerin Hunlar içinde yer alan bir topluluk olduğunu; ancak Anadolu'ya Türklerden önce geldiklerini tezini ortaya atıyor: “Kürtler Türklerden 5 asır önce Anadolu'ya gelip yerleşmiştir. Bunlar daha çok dağlarda yaşadılar. Kürtler Asya'da Hunlar içinde yaşadılar. Hunlar içinde Moğollar, Tibetliler, Afgan kökenliler de var. Ancak Hunların ana mantalitesi Türklük üzerindedir.“

1800'lü yılların ilk çeyreğine kadar yazılan tüm tarihî ve coğrafî eserlerde Doğu ve Güneydoğu için Kürt ve Kürdistan terimlerinin kullanılmadığı görülüyor. İlginç olan bu tarihten sonra yazılan eserlerde Türkiye'nin doğusu ve Suriye'nin kuzeyinde yaşayan topluluklar için Kürt adının kullanılmaya başlanması. Kürdistan kelimesi ilk olarak Selçuklu Sultanı Sencer tarafından dile getiriliyor. Bu kavram daha sonra Akkoyunlu ve Memluklular'da devam ediyor ve Osmanlı'ya kadar geliyor. Ancak Kürdistan kelimesi bugünkü coğrafyayı tarif etmek için kullanılmıyor. Hakkâri'nin güneyi, Urumiye Gölü ve Kuzey Irak'ın sağ tarafında kalan bölgenin adı olarak zikrediliyor. Bu bölgede Soranların yaşadığı tahmin ediliyor. Ömer Özüyılmaz Soranların Kürtlüğün özü olduğunu söylüyor.

Şüphesiz aradan geçen yıllar coğrafi bölgelerde büyük değişimler meydana getiriyor. Kayıtlara göre Muş'un Varto ilçesinin 1914 yılındaki nüfusu, yüzde 90 Türklerden, yüzde 10 da Ermenilerden oluşuyordu. Günümüzde ise kendini Türk olarak ifade eden aileler yok denecek kadar az. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde çok sayıda “baba“ adıyla yatırların bulunması da Kürtlerin bu coğrafya ile pek ilgisinin olmadığını gösteriyor. Kitaba göre, bölgede Kürt kökenli herhangi bir yatırın varlığı bilinmiyor.

GURMANCLAR KÜRT DEĞİL

Ortaya çıkan bu tablo Anadolu'da, Suriye'de ve Irak'ın kuzeyinde yaşayan ve kendilerini “Kürt“ olarak ifade eden grupların kim olduğu sorusunu akla getiriyor. Bu gruplar içerisinde Türkiye'de ve Suriye'de yaşayanlar Gurmanc (Kırmanç) olarak biliniyor. Aslında Gurmanc ve Kürt toplulukları dikkatle incelendiğinde, iki unsur arasındaki farklılıklar da açığa çıkıyor. Türkiye'de Kürt olarak zikredilen topluluklar arasında sadece Gurmanclar yer alıyor. Bunun yanında İran sınırına yakın az sayıda Kürt topluluğu da mevcut. Yazar Ömer Özüyılmaz, Gurmancların Kürt oldukları tezinin yanlış ve politik olduğu görüşünde: “Kürt ve Gurmanc toplulukları birbiri ile uzak akraba, fakat ayrı boylardan. Kürtler İran'a 5. yüzyılda gelmişken Gurmancların Batı İran'a, Irak'a ve Anadolu'ya gelişleri Türklerin İslamiyet'i kabulünden sonra olmuştur.“

’Gur'luğun esasen Türklüğün temel adı olduğunu ileri süren Özüyılmaz, bu konuda farklı bir tartışmayı başlatıyor: “Hem tarihî vesikalarda hem de günümüzde Türkler, ’Gurlular' olarak tanınmışlardır. ’Gurluk' Türklerde ya ilk ya da son ad olmuştur. Uygur, Sugur, Ogur, Finogur, Ongur, Bulgur gibi çok sayıda Türk boyu vardır. 1000 yıllarında Kıpçak Türklerine Yugur oğulları denmektir. Harzemşahlar da bu zümre içerisinde yer alırken, Kıpçak, Kun ve Kuman adları ile anılan Türkler de ’Gur' şeklinde tarif edilmekteydi. Kısacası Türklüğün özü ’Gur' kelimesidir.“ Özüyılmaz'a göre “Gur“ kelimesinin Kürtçe (Gurmanc dili) anlamı “Kurt“ demek. Kurt ise Türk topluluklarının efsanevi sembolü. Terör örgütü PKK'nın yayın organlarından Pine ve Azadiye Welat gazetelerinin çıkardıkları Ferhenggoka adındaki Kürtçe sözlükte “Gurmanco“ kelimesi “efsanevi bir Kurt“ olarak tarif ediliyor. İran-Tahran ve Türkmenistan-Aşkabat arasında Hazar gölünün güneyinde Gurgan adlı bir yer adının Türkçe, “kurtlar ve kurt yeri“ manasına gelmesi de Gurmancların Türklüğünü ifade etdiyor. Gurmanc kelimesinin Türkiye'deki kullanımlarından bazıları da Kirmanc ve Kurmanc şeklinde. Kirman, Farsçada kurt adam, kurtlar anlamına geliyor “Gurmanc“ kelimesi ise “Gur“ ve akabinde aidiyet anlatan “Man“ belirteci ile birleşmesinden meydana geliyor. Alman, Kuman, Kurman, Sayman, Uzman, Kahraman, Ayman gibi isimlerde de “man“ eki belirteç olarak kullanılıyor. “Türk“ ismine “man“ eklenmesi ile oluşan “Türkmen“ kelimesinin meydana geldiği gibi, Gur Türklerinin adı olan, “Gur“ kelimesinin arkasına “Man“ eklenmek suretiyle “Gurman“ kelimesi oluşturulmuştur deniliyor. Ömer Özüyılmaz bugün Gurmanc lehçesi ile konuşan Kürtlerin kullandığı çok sayıdaki kelimenin öz Türkçe olduğunu belirtiyor. Özüyılmaz, tespit ettiğine göre Kürtçede (Gurmanc dilinde) yer alan 400 kadar öz Türkçe kelimenin olmasına karşın, bu kelimelerin Türkiye Türkçesinde yeralmıyor.

DEMİRCİ KAVA BİR TÜRK EFSANESİ

Kitapta Nevruz üzerinden tartışılan Kürtlerin sahiplendiği “Demirci Kava“ efsanesi ile Türklerin türeyiş destanı olarak bilenen “Ergenekon'dan çıkış“ efsanesinin kökeni de aranıyor. Kitapta olay şöyle anlatılıyor: Turan (Türkistan) ve İran topraklarının Cemşit'ten sonraki hükümdarı olan Dahhak adında zalim bir hükümdarın omuzlarında kanser hastalığı ortaya çıkar. Hükümdar, ülkenin tüm hekimlerini çağırarak hastalığına çare arar; fakat hekimler hükümdarı iyileştirmek isteseler de başarılı olamazlar. Bir gün hekim kılığına giren şeytan, Dehhak'a gelerek “Eğer genç insanlardan iki kişiyi her gün kurban edip beyinlerini yaralarına sürecek olursa iyileşeceğini“ söyler. Bu şekilde yapılan tedavide, tesadüfî olarak ağrı dinmeye başlayınca, her gün İran ve Türkistan'da iki genç yakalanarak kurban edilir. Daha sonra bu işi yapmakla görevli mutfak çalışanı vicdan azabı çektiğinden, her gün öldürülen iki gençten birini salıverip, yerine koyun beyni götürmeye başlar. Saraydan kaçan gençler ise, uzaklardaki dağlara sığınarak zamanla çoğalırlar. Nesilleri bu gençlerden oluşan topluluğa Kürt denilmiştir. Daha sonra içlerinden demircilik yapan Kava adında bir kişi, Kürtleri bu dağlardan kurtarıp Dehhak'a karşı isyan başlatır ve zalim Kralı öldürür.

Bu efsane Türklerin türeyiş destanın çağrıştırıyor: Çinliler tarafından esir edilen Türkler, zamanla kaçarak dağlara sığınmış ve orada çoğalarak millet haline gelirler. Daha sonra bir demirci, demirden dağı eritip Türkleri özgürlüğe kavuşturur. Daha sonra Türkler düşmanlarını öldürerek bölgeyi ele geçirirler. Ergenekon'dan çıkış zamanı bahar ayları olduğundan, bu efsaneden dolayı Türk zümreleri bahar bayramı adı verilen Nevruz'da, bir demirci temsili olarak demiri döverek, bayramın başlangıcını yapar. Akabinde günahlardan ve kirlerden temizlenmek için ateşten atlama törenleri yapılır. Hem Kürt hem de Türk efsanesindeki figürler ve törenler aynı.

Demirci Kava adlı kişinin aslında Türk veziri Bilge Tonyukuk olduğunu söyleyen Ömer Özüyılmaz, “Şerefname'de de bu geçer. Göktürk yazıtlarında, Bilge Tonyukuk'un adı Gave olarak geçer. Aslen Çin topraklarında yaşayan bir Türk ailenin çocuğu iken, Göktürk devletinde vezirlik yapmıştır. Doğu Türkistan Türklerinde, Çin'den gelen ailelere ’Gave' denmektedir. Göktürklerde ve Doğu Türkistan Türklerinde vezirlerin unvanı ’demirci'dir. Dolayısıyla Bilge Tonyukuk'un Türkçe unvanı Demirci Gave'dir. Bu benzerliğin tesadüfle açıklanmasına imkân göremiyoruz. Ergenekon destanında anlatılan hadise tamamen Demirci Gave efsanesi ile aynıdır.“ diyor. Bu ve benzeri birçok Türk efsanesi, Türklerin İran'a gelmelerinden sonra Fars edebiyatına geçer. Firdevsi'nin yazdığı Demirci Kava efsanesi, Türklerin İran'a gelmesinden sonra gerçekleşir. Firdevsi de Türklerden duyduğu bu efsaneyi kaleme alır. Hem demirci kava efsanesinde hem de Türklerin türeyiş destanında bir demircinin dağı erittiği ve halkı özgürlüğe kavuşturduğu ile demircinin zalim kralı öldürdüğü aynı benzerliklerle anlatılıyor.
Aksiyon
Yayın Tarihi : 13 Şubat 2008 06:29
Güncelleme :14 Şubat 2008 Perşembe 7:29

bu yaziyi okuyunca.burada.ve wp de yazi yazan demirci kava vardi o aklima geldi.ne kadarda hesinger kawa dediysekte adam anlamamazliktan geldi ve demirci kawa da diretti acaba bu tur yazilari o daha unce okumus ve biliyor gibime geldi. bu gun de sozde dersim kalanin idia etigi o sahis benim yuzumden kacmis yada yazmamaya karar vermis.

TRT 6 (qenela pirzimani) (cokdilli kanal) Turkiye Kurtlerden 200 yildir kasikla verip kepce ile almaktadir... Bu emperyalist alisveris sonucu Kurtler erimekte yok olmaktadir. Esasinda Kurtlerin nesli Turkiyede tukenmek uzeredir. Keratta Kerattlarin yasama savasini kazanma sanslari Kurtlerinkinden daha buyuktur.. Eger TC bu eylemi ile gercekten Kurdun faydasina bir sey yapmak istiyorsa Kurdler TV istemiyor. Kurdler ilkokulda Kurtce istiyor.. Acim diyene su vermek iyilik anlamina gelmez. Sicaktan yaniyorum diyene pardesu verilmez... TC tamda bunu yapiyor.. Ben (biz) TV istemiyoruz. Bizim TV(lerimiz) zaten var. 14 tane uydudan izlenen Kurt kanali var... Bir tane daha gelmisse ne olur.. Eger TC samimi is Kurt Cocuklari icin Kurt ilkokullari acsinn. Eger Tc bir TV acti diye mucadeleden vazgecersek... Iste bu sonumuz olur. Keratta Kerattalar bu ulkede hayatta kalir ama Kurtlerin isi zor. Bu zaviyeden bakildiginda TCnin actigi Qenala Pirzimani Kurdun ipini cekme kanali olurr...

Yeri geldigi icin asagidaki aktarmayi bydigi forumundan buraya asiyorum.. Turklerin hangi yalanlari nasil kullanarak Kurdleri guya Turkmus gibi gostermeye calistiklarinin bir ornegi: ELEGES YAZITI VE KURTLER Bircok Turk ; Kurdlerin Orta Asya cikisli oldugunu sozde bir belge ile ispat etmeye calisir.Bu belgeleri ise Eleges Yazitlaridir ve yazittaki bir kelimenin ’kurt' olarak geçtigi ve dolayisi ile Kurtlerin Turk boyu olduklari iddia edilir.Bizi kizdiran budur.Simdi konuyu mantikli ve bilimsel ele alalim: Elegest Yaziti hakkinda bilgi: M.S. 650'li yillarda Yenisey Irmagi 'nin kiyisinda bulunmus olan yazitlardir.Kendi adini taşiyan irmagin sol kiyisinda bulunur.Yazitin taşi, 10 ayak ( 304,8 cm ) uzunlugundadir.Puruzlu olup boza calan esmer kizilimtrak bir kum tasidir.Tasin bicimi, yukariya dogru darlaşir.Yukaridan aşagiya dogru derin yarik ve catlaklar vardir.Tasa once birtakim sekiller yapilmis, sonra yaziti olusturulmustur. Yazit,1888 yilinda simdi Rusya Federasyonuna bagli Tuva Cumhuriyeti sinirlari icinde bulunan Yenisey irmagi kollarindan Elegest cayi vadisinde bulunmustur.O sebepten yazita bu ad verilmistir.Ayni yerde bulunmus baska yazitlar da vardir. Elegest yaziti simdi muzede koruma altindadir. (Link Uyarısı: Lütfen verilen her linki ve dosyayı virus kontrolünden geçiriniz! Emin olmadığınız hiç bir dosyayıda kendi güvenliğiniz için açmayınız!) Link:http://www.guzergah.de/images/img1/0006.jpg Yazit Gokturk harfli 12 satirlik bir mezar kitabesidir ve dili tamamiyla Turkcedir. Metin, 39 yaşında olen hanin agzindan yazilmistir ve onun olumunden duyulan uzuntu dile getirilmistir. Eleges Yaziti, Alp Urungu adli bir Turk beyinin yazitli mezar tasidir. Otuz dokuz yasinda olen Alp Urungu, yazitta halkindan, oglundan, devletinden, akrabalarindan, sadagindan (oklugundan) ve Turk hânindan olum nedeni ile ayrildigi icin uzuntulerini dile getirmektedir. Buraya kadar her sey normal.Ancak bu yazittaki bir kelimenin ’kurt' olarak geçtigi ve dolayisi ile Kurtlerin Turk boyu olduklari iddia ediliyor.Bizi kizdiran budur.Simdi bunu curutelim:Yazitta Kurd kelimesi gecmemektedir! Aşagida once yazit metninin Eski Turkçe'si ,onun altında ise metin, sadece gunumuz Turkcesi ile yer almaktadir. Eleges Yaziti (Ozgun Metin): Kadasima, kesime, adak atima, yita kara bodunuma adiriltim; yita. Akrabamdan, sadagimdan, ayak atimdan, ne care kara bodunumdan ayrildim; ne çare. Tort adak yilkim, sekiz adaklig barimim, bungim yok ertim. Dort ayak at surum, sekiz ayakli malim (oldugu icin), kederim yok idi. Bung banga bat ermis. Oldim; yita. Sizime yolukayin. Keder bana cabuk ermis. Oldum; ne care. Sizlerime feda olayim. .....beriye.....kilinu adirilayin.....bars yilta er..... .....beriye.....kilinip ayrilayim.....pars yilinda er..... elim ugrinta su bolip erlerim. Edukim yok; ac bildigde, bir bertigime sekiz er erdim. ilim (=devletim) ugrunda asker olup erlerim (=er gonderirim). Edigim yok; ac (oldugumu) bildikte, bir verdigimde sekiz er idim. Kara bodunum, katiglaning. El torusu idmang. Yita; elim, kanim. Kara bodunum, katilin. İl (=devlet) toresini terk etmeyin. Ne care; elim, hânim. Urungu Kolug Tok Bogu Terkin'ge kanim beg erdim ucun, ben er..... Urungu Kolug Tok Bogu Terkin'e hânim beg oldugum icin, ben er..... [b]körtel kan[/b] Alp Urungu, altunlig kesigin bangtim belde. Elim, tokuz kirk yaşim..... (--- Guçlu hân Alp Urungu, altinli sadagimi bagladim belde. Ilim, otuz dokuz yasim..... --- ) Kanim ! Elime, sizime yita bukmedim. Kanim ! Elime yita adiriltim. Hânim ! Ilime, sizlerime ne care doymadim. Hânim ! Ilimden ne care ayrildim. Kok tengride Gun, Ay azdim. Yita, sizime adiriltim. Mavi gokte Gunes, Ay gibi kayboldum. Ne care, sizlerimden ayrildim. Yuz er kadaşim uyarin uçun, yuz eren elig okuzin tegduk ucun, Yuz er akrabami uyardigim icin, yuz erlen elli okuze degdigimiz (=saldirdigimiz) icin, Kuyda konçuyima, sizime yita ozde oglim sizime adiriltim. Kuyda prensesimden, sizlerimden ne care ozde oglum sizlerimden ayrildim. (Gunumuz Turkcesi ile): Ne care; akrabamdan, sadagimdan, ayakli atimdan, halkimdan ayrildim. Bir zamanlar dort ayakli at surum ve sekiz ayakli mallarim oldugu icin kederim yoktu. Ama, keder bana cabucak eristi. Ne care; oldum. Sizlerime feda olayim. Devletim icin asker olup asker gonderdim. Edigim (ayakkabim, cizmem) yok ve karnim acken adamlarimin sekizde birini verdim. Halkim, katilin. Devlet toresini terk etmeyin..... Ben, guzel ilin hânı Alp Urungu, altin sadagimi belime bagladim. Devletim, yasim otuz dokuz..... Hânim ! Devletime, sizlere doymadim. Ne care, devletimden ayrildim. Mavi gokte Gunes'in, Ay'in kaybolması gibi kayboldum. Ne çare, sizlerden ayrıldım. Yüz er akrabamı uyardığım için, yüz erlen elli okuze (?) saldirdigimiz icin Kuyda koncuyumdan (prensesimden), sizlerden, oz oglumdan ne care ayrildim Yazitin metninde kürt kelimesinin geçtiği iddia edilen harfler grubu şudur: [b]kÖrtlKN[/b] Huseyin Namik Orkun 1940 yilinda Elegest yazitini Turkiye'de yayimlamistir (Eski Turk Yazitlari. Istanbul, 1940, c. 3, s. 179-185). Orkun, metinde gecen bu harfler grubunu ’kürt el kan' diye okumus ve “Kürt elinin hanı“ diye tercume etmistir. Elegest yaziti, en son olarak 1995'te Talat Tekin tarafindan yeniden yayimlanmiştir (Turk Dilleri Arastirmalari, c. 5, 1995, s. 19-32). Tekin, ayni ibareyi ’[b]körtle kan'[/b] olarak okumus ve “körtle han“ diye tercume etmistir. ’Körtle' ’guzel' demektir. Gokturk yazi sisteminde cogu sessizlerin kalin ve ince olmak uzere iki isareti vardir. Unluler yonunden Gokturk alfabesi fakirdir ve Turkcedeki 8 sesli karsiliginda yalnizca 4 isaret vardir. Ayrica, sesliler ozellikle ortada cok zaman yazilmazlar. a/e sesini karsilayan isaret kelime basinda genellikle yazilmaz. Sonda ise, birlesik yazimlar dişinda butun sesler yazilir. kÖrtlKN seklinde yazi cevrimi yapilan harfler grubunda iki kelime bulundugu aciktir. Soz konusu kelimede son iki harf kalindir. Onceki harflerin tumu ise incedir. Bir kelime hem ince, hem de kalin olamayacagi icin bu harfler grubunda iki kelime oldugu kesindir. Sondaki kalin olan kelime uzerinde tereddut yoktur. Bu kelime 'kan' , yani bizim lehcemizdeki 'han' sozudur. Sorun birinci kelimededir. Birinci kelime icin şu alternatif okumalar mumkundur: [b]kört(e)l, kört(ü)l, kör(e)t(e)l, kör(e)tl(e), körtl(e), kürt(e)l, kürt(ü)l, kür(e)t(e)l, kür(e)tl(e), kürtl(e)...[/b] Seceneklerde bulunan parantez icindeki unluler yazitta harfle yazilmamiştir. Gokturk alfabesinde ö ve ü sesleri aynı işaretle yazılır. Yenisey Yazitlarinin soz konusu satiri hakkinda baslica üç farkli fikir var: 1. "Men Körtül Kan Alp Urungu" (Ben kuvvetli Kağan Alp Urungu): Bu fikri destekleyenlerin basinda Erk Yurtsever gelmektedir. Kendisi Orkun ve Yenisey (Eleges) Yazitlarini bizzat yerinde inceleyerek bu sonuca varmıs bir Turkiyatci ve Turkçudur. 2. "Men Kört İl Kan Alp Urungu" (Ben Kürt Kağanı Alp Urungu): Bu fikri de Prof. Dr. Huseyin Namik Orkun ortaya atmistir.Orkun'un bu fikri "resmî tez" adina ortaya atmis olmali. 3. "Men körtle Kan Alp Urungu" (Ben Güzel Kağan Alp Urungu): Bu fikir de Prof. Dr. Talat Tekin'e ait. Hatta Tekin biraz daha ileri giderek bu yazitlari "Körtle Kan Yazıtları" olarak adlandirir. Secenekler cok olmasina ragmen, bunlardan yalnizca birisi dogrudur. Peki dogru olani nasil tespit ederiz? Bunun yolu sudur: O metnin bulundugu lehce (burada soz konusu olan Gokturkcedir) incelenir, dogru oldugu varsayilan kelime baska metinlerde de gecmelidir. Kelime, sadece o lehcede degil, onun devami olan lehcelerde de tespit edilebilmelidir. Ayrıca dogru olan kelimenin bir etimolojisi ve çozulebilir bir yapisi olmalidir. Ana hareket noktasi budur. Bu cok hassastir ve daha da ayrintilari vardir. Ama, burada daha fazla detay vermeye gerek yoktur. Bu secenekler arasinda yalnizca körtle bicimi doğrudur. Çunku, yalnizca bu kelime hem Gokturkcede, hem de Uygurcada gecmektedir. Kelime Uygurcanin cok yaygin bir kelimesidir ve “guzel“ anlamina gelmektedir. Oteki kelimeler Elegest yazitinin bagli oldugu Gokturkcede ve onun devami olan Uygurcada gecmemektedir. Sonuc olarak, Talat Tekin'in okuyusu, yani ’körtle kan' sekli dogrudur. (Baskin Oran : Boylece, Orta Asya Turkleri de Kurt, tovbe tovbe, Kurtler Orta Asya Turku oluyorlar.Ben bu konuyu yillar once emekli profesor Talat Tekin hocaya sormustum, gulmuştu: "O oyle okunmaz ki, yanlis okumuslar, ben bunu Turk Dilleri Arastirmalari dergisinde "Elegest (Körtle Han) Yaziti" adiyla yayinladim (cilt 5, 1995, s.19-32), dogru okunusu Men Körtle Han Alp Urungu'dur; Körtle 'guzel' demektir, ikinci Elegest yazitinda da gecer" dedi. ) Ayrıca bu kelime; hic sozu edilmeyen ikinci Eleges Yazitinda da “guzel“ anlaminda kullanilmişti. Meselenin ideolojik boyutu: Eleges Yazitlari konusunda saptirilmis bilgilerle Kurtleri Turk olarak tanitan Tahir Turkkan'in itirafı: " (...) amacimiz Kurtler'e bir paye vermek degil, Turkluk icinde kaynastirmak!.. " (yeri gelmişken:Turk ile Kurd isimlerinin ayni harflere sahip olmasina derin anlamlar yuklemek ve "Kurtler, karda Kart Kurt sesi cikararak yuruyen Dag Turkleridir" demek bilimsel olmak bir yana, komiktir.) Sonuc: Kurtlerin dil, tarih veya soy olarak Turklerle hicbir ilgisi yoktur. Kurtler Turklukten uzaklasmis bir Turk boyu da degildir. NOT: Kurdleri Turklerle birlestirmek isteyen forumlara bu yaziyi kopyalayiniz.Cunku bu kanitlardan sonra Kurdlerin Turklerle hic-bir ama hic-bir ilgisinin olmadigi daha net anlasilmaktadir.SELAMLAR

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.