pkk meclisinin asagiya anf den aktardigim 14 temmuz aciklamasini red ediyorum.
insanlarin canlarini,kanlarini,gencliklerini verdikleri kürd ulusal davasinin kahramanlariyla bu kadar alay edilmesi alcaklik ve nankörlüktür.
m.hayri durmusun direnisini alcakca düsük taleplere ingirgeyen öcalandan bir alinti yapiyorim.
iki hafta önceki görüsme notlarinda elimizde kalan övünebilecegimiz yegane sembol ve degerimiz amed zindanina yönellik karalama ve bosa cikarma görevini üstlene öcalanin alintisi........
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlariyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, Öcalan, görüsmede kendisine verilen sekizinci 10 günlük hücre cezasinin bittigini, 20 günlük 9. hücre cezasinin ise 2 Temmuz itibariyle baslatilabilecegini söyledi. Öcalan, hücre cezasi esnasinda karsilastigi tutumlari degerlendirirken Eylül 2007 yilinda saçlarinin kazitilmasindan sonra ikinci kez istemedigi halde saçlarinin kazitildigini belirtti, su bilgileri verdi: "Saçlarimi kazittilar. Devlet, bunu "biz istedigimiz zaman seni kontrolde tutariz, istedigimizi yapariz, sen bizim elimizdesin, yirmi dört saat kontrolümüzdesin" mesajini veriyor. Benim elimde Imrali yönetmeligi var, diger cezaevi yönetmelikleri var. Yaptiklari saç kesme bunlara aykiridir. Tabii bu yaptiklari siyasidir. Bunu yapmamaniz lazim, dedim. Onlar da 'biz saçinizi kesmek zorundayiz' dediler. Bu durum buradaki yetkilileri asan bir durumdur. Emir en tepeden geliyor. Mazgaldan bakiyorlar. Mehmet Hayri Durmus, 'benim ölüm orucuna baslamamin nedeni bu delikten bakma meselesidir' demisti. Yani kapi deliginden sürekli kontrol ettikleri için ölüm orucuna yatmisti. Tabii ben öyle bir eyleme girmeyecegim ama bu konu önemlidir. Onlara bu yaptiklarinin çok sakincali oldugunu söyledim. Zaten odada sürekli kamerayla gözetleniyorum. Ayrica delikle oynamayin, ama böyle yapacaksaniz mazgal açik kalabilir, dedim. Ama hayir o tarafa bu tarafa sak suk diye çekiyorlar, ben birden irkiliyorum, kitap okurken rahatsiz oluyorum, yazi yazamiyorum, dikkatim dagiliyor, hatta geceleri bazen uyuyamiyorum. Bu durumu Cezaevleri Izleme Komisyonu'na bildirmek istiyorum. Bana iliskin seyler üstten geliyor. Ne yaparlarsa yapsinlar sahsiligimi, kisiligimi korurum, korumasini biliyorum. Sereflice yasamasini biliyorum. Son nefesime kadar onurluca yasayacagim. Burada direnmeye devam edecegim. Intiharvari herhangi bir eyleme girismeyecegim, bir sey olursa benden bilmeyin bunun sorumlusu devlettir. Kaba direnise girmeyecegim, hatta küfür etmeyi bile kaba direnis tarzi oldugu için kendime yakistirmiyorum. 30 günlük hücre cezasini basariyla atlattik, bir 20 günü daha atlatirim. Ben biraz alistim, savunmalarimi yaziyorum. 10 günlük hücre cezasi iki gün önce sona erdi. Son 20 yirmi günlük hücre cezasini da hemen uygularlar."
bunlari söyleyen öcalan karsi pkk meclisinin 14 temmuz ile ilgili yazisinida aliyorum.....
PKK Meclisi'nden 14 Temmuz açıklaması
BEHDİNAN (13.07.2008) - PKK Meclisi 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Eylemi'nin 26. Yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Edi Bese Hamlesi'ni zafere ulaştırmak için Kürt halkını daha güçlü ve örgütlü bir biçimde katılıma“ çağırdı.
PKK Meclisi açıklamasında, “Önder Apo çizgisinde 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Eyleminin başlatılmasının 26. yıldönümünü karşılıyoruz. Bu eyleme katılan ve şehit düşen Partimiz PKK'nin önder kadrolarından M. Hayri Durmuş, Türk halkının yiğit evladı, enternasyonalist devrimci Kemal Pir, partimizin militanlarından Akif Yılmaz ve Ali Çiçek yoldaşların şahsında tüm devrim şehitlerini saygıyla anıyor, anılarına mücadeleyi daha fazla yükseltme sözümüzü yineliyoruz“ dedi.
“Bir taraftan Önder Apo'nun öncülüğünde gelişen Kürt halkının özgürlük mücadelesi, diğer taraftan Türkiye'deki devrimci-demokratik muhalefeti bastırmak ve Ortadoğu'da ABD'nin kendine biçtiği rolü oynayabilmek için Türkiye'de 12 Eylül 1980 tarihinde faşist bir askeri darbe gerçekleştirilmiştir“ diyen PKK Meclisi, Kenan Evren yönetimindeki askeri-faşist cuntanın, Türk ve Kürt halklarının özgürlük mücadelesini bastırmak için bir taraftan darağaçları kurup devrimcileri idam ederken, öte taraftan sokaklarda devrimci, demokrat ve yurtseverlere karşı sürek avları düzenlediğini kaydetti.
PKK Meclisi 14 Temmuz açıklamasında devamla şu ifadeler yer aldı: “Bununla halklarımız örgütsüzleştirilip, dirençsizleştirilerek her türlü sömürü ve baskıya açık hale getirilmek istenmiştir. Esaret altına alınan önder kadro, kadro, sempatizan ve taraftarlar şahsında, yeşermeye başlayan Kürt halkının özgürlük umutlarını tasfiye etmek için her türlü işkence yöntemini tam bir gözü dönmüşlükle uygulamışlardır.
DİRENİŞ ÇİZGİSİ
Amed zindanında özel bir plan ve kararlaşma temelinde geliştirdikleri işkence vahşet boyutlarına vardırılmıştır. Yapılan bu işkence ile PKK kadro ve sempatizanları Önder Apo'dan, Partiden, Kürdistan halkından ve değerlerinden koparılmak ve mücadeleden vazgeçmeleri hedeflenmiştir. Bunun için de her türlü ahlaki ve insani ölçü ayaklar altına alınmış, sonuç alabilmek için işkencenin dozu giderek arttırılmış, bu konuda hiçbir sınır ve kural tanınmamıştır.
Tüm örgütlü yapıların dağıtıldığı, askeri-faşist cuntanın zaferini ilan ettiği, yılgınlığın, kaçkınlığın ve inançsızlığın geliştiği bir dönemde PKK'nin önder kadroları da böyle bir duruma düşürülmek isteniyordu. İşkencenin vahşet boyutlarına tırmandırılmasının esas nedeni de buydu. Düşmanın bu saldırılarının farkında olan PKK'nin önder kadroları, bu saldırıyı boşa çıkarmak için, yoğun bir arayışın içine girmişlerdir. Mazlum Doğan'ın 1982 Newrozu'nda geliştirdiği tarihsel eylemle bu saldırıya ’dur' denilmiştir. Ancak düşmanın saldırıları durmamış, bu nedenle de Ferhat Kurtay yoldaşın öncülüğünde dörtler bedenlerini ateşe vererek direniş çizgisi devam ettirilmiştir.
Artık direniş çizgisini yakalayan PKK'nin önder kadrolarının bu çizgiyi sürdürmemesi, oluşan direniş, bilinç ve iradesini kırmak için, eskiyi aşan tarzda bir işkence düzeyi geliştirilmiştir. Öyleki insanı yaşamaya pişman ettirecek bir düzeye ulaşılmıştır. İşte tam da böyle bir süreçte M.Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek yoldaşların da içinde bulunduğu bir grup yoldaş 14 Temmuz tarihinde Büyük Ölüm Orucu Eylemi'ni başlatmışlardır.
EŞİT-ÖZGÜR BİRLİKTELİK İNANCI
Bu anlamda başlayan ve direnişi derinleştiren 14 Temmuz, her türlü baskı ve işkence altında, Önder Apo'ya, PKK'ye, halka ve insanlık değerlerine, Türk-Kürt halklarının eşit-özgür birlikteliğine duyulan inancın ve bağlılığın somut bir ifadesi olmuştur. Bu tarihsel eylemle, PKK çizgi ve anlayışını özümseyen militanın koşullar ne kadar zor, ne kadar dayanılmaz ve çekilmez olursa olsun, her koşulda Apocu çizgiyi savunabileceğini ve başarabileceğini ortaya koymuştur. Düşmanın zafer umudunu kırma siyaseti ve uygulamaları karşısında, Apocu çizgide tutarlı durulması halinde, düşmanın umutlarının kırılabileceği ve geriletilebileceği ortaya konulmuştur.
Düşmanın PKK militanlarının şahsında Kürt özgürlük umutlarını kırma hesapları bu direnişle bozularak, Kürt halkının PKK çizgisinde zafer kazanacağının güçlü imkanları yaratılmıştır. Bununla hem 15 Ağustos atılımının zemini yaratılmış, gerilla açığa çıkarılmıştır. Her türlü mülteciliğe ve kaçkınlığa karşı ülkede mücadeleyi geliştirmenin olanak ve imkanlarını açığa çıkarmıştır. Bugün hem de bugün milyonları bulan halkımızın serhıldanlara kalkmasının kararlılık, güç ve cesareti ortaya konulmuştur. Özgür halk kimliğini kesinleştirmiştir. Yine Kürdistan devriminin militan ölçülerini ve yasalarını ortaya koyarak, büyük bir devrimci kültür yaratılmıştır. 14 Temmuz Direnişi ile bir çizgiye, felsefeye, halka ve değerlere kendini adamanın ve tüm bunlar için kendini feda etmenin ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyarak yaşama yepyeni bir anlam verilmiştir. Ve 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Eylemi, sömürgeci inkar-imha siyasetine Mazlumca, Ferhatça denilen Edi Bese'nin, bir de Kemalce ve Hayrice söylenmesidir. Bu anlamda bir kez düşmana Edi Bese denildi mi, gösterilmesi gereken tutum, duruş ve kararlılığın nasıl olması gerektiğini net olarak ortaya koyan somut yaşanmış bir örnek olmaktadır.
EDİ BESE HAMLESİ'NE KATILIM ÇAĞRISI
14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Eylemi'nin 26. yıl dönümünde Diyarbakır zindanında uygulanan siyaset, bugün inceltilerek tek başına İmralı zindanında tutulan Önder Apo üzerinde uygulanmaktadır. Bugün Önder Apo'ya dayatılan uygulamalar ve hedefler de aynıdır. Geçen hafta içinde Önder Apo'nun saçlarının zorla kesilmesi, hemen hemen her konuşmasına ağır hücre cezaları verilmesi, hücre içinde hücre uygulamasına tabi tutulması ile düşmanın Önderliğimizi de ya susturarak, ya da gerileterek bir halkın özgürlük umutlarını yok etmek istediğinin açık kanıtı olmaktadır. Bu yönüyle koşullar önemli oranda benzerlikler taşımaktadır. Önder Apo, ancak mitolojilerde benzeri bulunan bu uygulamalar karşısında tarihte eşine ender rastlanan bir tarzda büyük bir direniş geliştirmektedir. Önder Apo bu direnişi ile bir halkın varlığına, acılarına, sevinçlerine, çelişkilerine ve geleceğine karşı duyulan sorumluluğun bir gereği olarak büyük bir destansı direniş sergilemektedir. Önder Apo'nun bu direnişini büyük bir coşkuyla selamlıyoruz.
’İmralı İşkencesine Son, Acil Tedavi ve Önder Apo'ya Özgürlük, Kürdistan'a Barış' şiarı etrafında başlatılan Êdi Bese Hamlesi'nin 2. aşamasında Önderliğimiz şahsında halkımıza karşı gerçekleştirilen bu saldırı ve hakaret karşısında tüm Apocu hareketin militan, sempatizan ve taraftarlarını PKK çizgisinde her türlü çizgi dışılıklara karşı Kemalce ve Hayrice Êdi Bese diyerek mücadeleyi yükseltmeye davet ediyoruz. Bu ruhla mücadelede daha fazla netleşerek kararlaşmaya ve mücadelelerini yükselterek, Edi Bese Hamlesi'ni zafere ulaştırmak için halkımızı daha güçlü ve örgütlü bir biçimde Edi Bese Hamlesi'ne katılmaya çağırıyoruz.“
ANF NEWS AGENCY
SIMDI HERKES SAPKASINI ÖNÜNE KOYOUP IYI DÜSÜNMELIDIR,bir yandan öcalan denen ihanetcinin hayri durmus sahsinda amed direnisini basitlestirip,direnisi mazgal deliginden baktigi icin baslattigini iddia edip bosa cikarmak istemesi.
öte yandan pkk meclisinin hayrilerin direnisini,öcalan cizgisine baglayip bosa cikarmasi ikisÃde ayni yöntem ve hayrilerin direnisini bosa cikramaya,pasiflestirmeye yönelliiktir.
öcalan diyor hayri mazgal deliginden rahatsiz edildigi icin ölüm orucuna basladi,pkk mecliside hayri öcalanin cizgisi icin ölüm orucuna basladi,hangisi dogru diye sorarsaniz aslinda ikiside yalan,gercek olan sudur.
hayriler ne öcalanin cizgisi icin ölüm orucuna basladilar,ve canlarini verdiler,nede öcalan alcaginin dedigi gibi mazgal deliginden rahatsiz edildigi icin ölüm orucuna basladi.
hayriler inandiklari kurdistan davasi ugruna ölüm orucuna basladilar ve canlarini verdiler.
alcaklara duyurulur
sac kesilmesi provakasyondur,tipki zehirlenme gibi