Ask, simdi zamani degil diye beklemeyi bilmektir. Ask sabirdir. Bende bazen olmayan iste sabirdir. Istiyorum ki, bir gün icinde hersey hal olsun. Neyin ne olup olmadigini hemen ögrenmek istiyorum. Perihan misteriyöz bir kisiliktir. Bana asik olsa dahi, belki söylemiyecek, kendisinde sakliyacaktir, cünkü bana ask üzerine konusulmaz, ask yasanir demisti. Necla Perihan'in bana asik oldugunu söylüyor ama ben ise bunu Perihan'in bizzat agzindan duymak istiyorum. Belkide istemiyorum ama dogrusunu söylemek gerekirse onun üzerine elimden olmadan düsündügüm olur. Mirxas benimde kendisi gibi daha cok kalb insani degil kafa insani oldugumu söylemisti. Insanin kalbi insana ne diyorsa onu yapmasi lazim demisti. Sen Perihan'i birak kendine bak, onu görünce ne hisediyorsun? Karninda kelebekler, yada herhangi bir kikirdama var mi?
Ask, korumaktir. Sorumluluktur, baglandigini sandiginda, karsindakine hayir deme sansini tanimaktir, inceliktir. Dogrusu ben asik olmaktan, karsimdakini incitmek, ona saygisizlik etmekten korkuyorum. Zil caliyor ... Kim olabilir acaba? „Gel iceri ... Nereden geliyorsun Mirxas?“
„Kösedeki yaslilar icin huzur evine ugradim, is icin sordum ... Neler yaziyorsun bakiyim? (Geldi yukarida yazdiklarimi okudu)
„Bu saattede is mi sorulur? Saat odur 19.00′a geliyor?“
„Bana Pazartesi gel dediler. Biliyorsun ben orada üc ay calismistim ... Eger olursa sabah vardiyesinde günde 6 saat bir denerim ... denemek nasilsa bedava degil mi Alan?“
„Valla iyi ediyorsun ... Sende ilerleme var, insallah devami gelir ...“
„Ayrica bugün Necla ile yeniden görüstüm ... Ben asik, sen asik ... iki kisinin bir hikayede asik olmalari iyi mi acaba?“
„Demek asiksin ha! Niye olmasin? Ben gercek bir günlük yaziyorum. Olan buysa?“
„Sipan Songül'den tümden ayrilmis ... yazik oldu biraz ...“
„Hayat bu, olur böyle seyler ... Necla ile neler konustunuz?“
„Valla günübirlik seyler ... Birazda politika konustuk. Necla politikanin cok kirli birsey oldugunu söyledi .. Sen istersen yazmaya devam et, bende bu arada biraz uzaniyim ... Öpücükler üzerine yaz Alan! Sahi insan bir kadinin dudaklarini öptü mü niye vucudu bir vulkan gibi kabariyor, cosuyor? Bu insanlar gercekten cok garipler degil mi? Ask, sevgi, öpücük ... Hey babam hey!“
„Necla'yi öptün mü yoksa?“
„Öpsemde sana söylermiyim Alan, cünkü sen herseyi yaziyorsun. Yarin Necla okursa ne düsünür? En iyisi sen bu hikayede intim seyler üzerine hic birsey yazma, cünkü senin bu hikayen cok sahsi. Onun icin genel yazmaya bak!“
Öpücük? Ask? Sevgi? Bunlar üzerine nasil yazsam bilmem ki?
Öpücük bilimsel anlamda iki dudak arasindaki en kisa mesafedir, kalbin yogunlasmasi sonucu iki dudagin birbirine yapismasidir. Sonsuzluktur ... Belkide ask ve heyecan tasiyan bakterilerin tükürük yoluyla agizdan agiza gecmesidir. Öpüsmek sevgililer arasinda olursa seksin ortamini hazirlamaktaki en etkin aractir. Hayret birsey ... Dudaklar dudaklari öpüyor, insan sehvetleniyor ...
Ask, gercektir, sevgilinizin ne oldugunu bütün ciplakligiyla görmektir. Sevmek inanmaktir, yasamaktir. Sevdigini kendisi gibi, kendisinden de duyusamaktir. Ikilikler kalakar, BIR olunur, yani iki kalpten tek kalp olunur ... iki gönül yoktur sevgide ... Ben bunlari böyle yazmaya dalmisken Mirxas odaya geliyor ve:
“Alan sen halen ask ve sevgiyi mi yaziyorsun? Yahu sen bunlari gecen gün isledin, yeter aslinda ... Asik oldugun belli oluyor ... Ask hayatin bize hazirladigi en güzel sürprizdir, bu yüzden de kalpleri ne zaman ele gecirecegi hic belli degildir. Daha ne oldugunu bile anlayamadan onun hükümdarligina giriverirsin. Ask; en yalin bicimde anlatılan tek kavramdir o, adi kendisidir zaten. Onu anlatmak icin sonu gelmez cümleler kurmana gerek yoktur, “Asik oldum!“ dedigin an akan sular durur, kücücük cocuk bile seni rahatlikla anlayabilir, cünkü askin dili tektir. Sen asiksin Alan asik! Ama sevgi baskadir! Ask cicegede konar, pisligede. Ama sevgi öyle degil. Bir insani gercekten kalpten sevmek zaman ister, cok zaman. Ask birgün ucup gidince bir kisiyi gercekten sevip sevmedigin ancak ondan sonra belli olur. Bilmem anliyor musun beni?
Benim annem 15, babam 17 yasindayken evlendirilmisler, düsünebiliyor musun? Bunlar asik masik degilmis, birbirlerini bile görmemisler, babamin babasindan kalan arazisi oldugundan durumu iyiymis, öylesine evlendirmisler. Annemi ilk okul 3. Siniftan almislar, birakmamislar ki, kizcagiz ilk okulu bitirsin. Buna ask denilir mi bilemem ama daha beraberler, bazen dögüsürler ama o da genelikle benim yüzümden ...“
“Necla ile evlenmeyi düsünüyor musun?“
“Daha yeni tanistik bira ... Birak hele köprünün altindan biraz sular aksin ... ama bir az zor ... önemide yok, Necla bana dedi arkadas olsakta yeterlidir. Onun zaten simdilik evlenmeye niyeti yoktur. Ben en iyisi yine biraz uzanmaya gidiyim, sende sevgililer arasi öpücükten degil, bir annenin neden cocuklarini, bir cocugun neden annesini öptügünü yaz istersen ... sen en iyisi bunlari bos ver ... bir insanin duygularini kim yazabili ki, sende yazasin. Internet ask, sevgi ve öpücügün ne olduguyla dolu ama hepsi laftir. Bence Perihan'in dedigi gibi tüm bunlari yasamak lazim. Biliyorum sen anlari yakalamak istiyorsun ama iste bak biz tanisali 14 gün oluyor. Tam iki hafta ... Zaman nasil gecti? Bir gün gelecek bizler moruklasacagiz ve burada oturup yine ask üzerine belki sohbet edecegiz ... Iste o günü ben bugün yapmak istiyorum bazen ...“
Mirxas yine arka odaya cekildi, benimde canim baslangictaki gibi aslinda yazmak istemiyor. Yemek yemek, su icmek bile istemiyorum. Herhalde gercekten ben asik mi oldum? Yapma Alan yapma, hayatin yerindeydi, aliskanliklarini bozacagindan mi korkuyorsun? Aliskanlik? Günübirlik yasamak, sorumluluk üstlenmek ... Öpücükler, bitmesini istemedigin saatler ... nasil yazsam ki? bilmiyorum.
Perihan'nin annesi babasi sansima aydin kisiler. Ben evlenmeyi, cocuk bu dünyaya getirmeyi hic düsünmüyorum ama cocuklarida cok seviyorum. Benimde iki tatli mi tatli yegenim var. Berfin 8 yasinda, haziranin 19. da dokuza girecek, Siar ekimin 21. bese girecek. Berfin artik neredeyse abla olmus, Siar'i ne yapmak gerekir? Ben onu her ziyaret ettigimde yemek geliyor icimden, öylesine tatli, öylesine yaramaz ki, acayip bir cocuk. O beni basimdan, yüzümde dakikalarca öper durur. Bende zaten onu kucaklamak, öpmekten doyamiyorum. ikisinide cocuklarim gibi kendimden daha cok seviyorum. Cocuk sevgisi nedir empati edebiliyorum. Cocuk yetistirmek zordur. Ben eger cocuklarim olursa onlari en iyi okullarda okumalari icin herseyi hazirlayacagim ama onlar icin yeterince zamanim olmaz diye bazen korkuyorum. Aslinda büyük konusmayalim ama cocuklarin sadece sevgiye ihtiyaci vardir. Ama insanin maddi durumunun iyi olmasi, cocuklarin en iyi üniversitelerde okumasi icin zemin hazilamasi iyi olur, cünkü cogu Kürdler Perihan'in dedigi gibi instinktif evleniyorlar ve cocuk yapiyorlar, yani büyük planladiklari yoktur. Perihan'a göre cocuk yapmak büyük bir sorumluluktur. Acaba ben böylesi bir sorumlulugu üstlenmeye hazir miyim?
Mirxas geldi yine. “Alan diyor, sen 42 yasinla böyle bir sorumluluga hazir degilsen, baska kim olabilir? Ama sen dünyayi begenmedigin icin cocuk yapmiyorsun. Hani dünya aslinda cennettir demistin ya; aclik, susuzluk, sefaletin olmasi senin özel sorunlarin degil ki Alan! Sen kendine bak! Senin meslegin parlak, sagligin yerinde, Alaman vatandasisin, keyfin yerinde ... Sen cocuk yapmazsan baskasi neden yapsin? Birde hani sana niye Peshmerge'ye gitmiyor operaya gidiyorsun dedim ya, saka yaptim ve senden herkesin huzurunda özür diliyorum ... Sen bana göre tipik masa adamisin. Sen insan öldürecek bir tip bence zaten degilsin. Perihan'in dedigi gibi herkes insan öldüremez ... Hele sen hic yapamazsin, baskasi olsaydi öyle gölün kenarinda bir jarjörü havaya ates edip bosaltmazdi ... cok mu konustum? Perihan Londra'da kac yil kalmis?“
“Anlattigina göre 6 yil.“
“Ne okumustu?“
“Linguistik!“
“Linguistik ne oluyordu?“
“Dili inceleyen bilim dali. Icine fonoloji, morfoloji, sentaks, filoloji, sementiksi de alan; hatta 1970′lerden beri ceviribilimi de kapsayan bilim dali.“
“Desene onun sana cok yardimi dokunabilir. Kac dil biliyor ki?“
“Kürdce, Ingilizce, Ispanyolca, Portekizce, Italyanca,Türkce!“
“6 dil, vay annasini be! Perihan'a bak sen! Niye ögretmenlik yapiyor peki?“
“Almanya'ya döndügünde is bulamamis, o da emniyetli bir isi olsun istemis ve iki sene daha üniversitede ögretmen olmak icin okumus. Simdi ingilizce ögretmeni, zamani oldukcada ceviri yapiyor.“
“Hocam Sipan'in ögrenimini birakmasi cok kötü. Onu ne yapip yapip ögrenimini yapmaya zorlasak? Hayret birsey; sende hikayenin basinda onun kafasi hep fizikte diye yazmistin hatirliyor musun? Simdi kafasi hep fizikte olan birisinin son iki sömestride okulunu birakmasi inandirici olmuyor. Sen en iyisi Sipan'nin okula geri gelmesini sagla, uyusturucudan vazgecsin ve Necla'ya bir Boutique acsin, bende Necla'nin yaninda calisayim olmaz mi? O da okuluna devam etsin ve fizikci olarak kesin bir is bulur. Bistro mistro ona yakismaz bence. Bu hikayede artik kimse ne intihar etsin, ne de baska birsey. Ama karekterlerde bir degisiklik, hikayende bir bildiri olsun ki, hikayen begenilsin. Hikayedeki karekterlerinde degisiklik yoksa o zaman cok can sikici olabilir ... Ayrica Dostoyevski'nin “Suc ve Ceza“ kitabindan biliyorsun; Raskolnokiv sonucta tefeci kadini öldürdügüne bin pisman oluyor ve bir dahada kimseyi öldürmeyecegini ögreniyoruz ... Senin hikayende de buna benzer bir bildiri olursa cok güzel olur ... Örnegin beni hayatla tekrar tanistirabilirsin, biliyorum benim gibi hasta birisini, 17 sene hastaliktan baska hic birsey yapmamis birisini hayatta kazanmak mümkün olmasada sen hikayenle mümkün edebilirsin. Gecenlerde internette bir haber okumustum; banyoda gaz zehirlemesinde bir genc kiz yillarca bitkisel hayatta kaldiktan sonra, doktorlarin yasamaz dedigi kiz kendine gelerek yürüyecek hale gelmisti. Üniversiteli olan genc kiz banyodan bayildiktan sonra Doktor olan annesi tarafindan (babada Doktor) baygin sekilde disari cikariliyor. Kizin iki kez duran kalbi annesinin müdahalesiyle tekrar hayata dönderiliyor. Annesinin azmiyle yillarca komadaki kizinin basucunda hic ayrilmiyor ona sevgi ve sevkatini esirgemiyor, kizina Beethoven'nin müzigini dinletiyor. Yillar sonra (8-10 yil olabilir) uyaniyor ama beyin hücreleri hasar gördügü icin, herseyi unutarak 5-6 yasindaki cocuk gibi zeka özürlü oluyor. Annesi bu aradan kocadan da ayriliyor kendini tamamen kizina adiyor. Büyük bir azimle kiziyla ugrasarak zeka düzeyini 60-70 lere kadar cikariyor. Bu olay Türkiye'de yasaniyor. Iste bu hayatta olan gercek bir mucize!Insanlarin hayatinda “mucize“ denilen birsey vardir Alan! Ben Necla ile tam mutlu olmasam bile onun yaninda bir is edinir onunla birlikte yasayabilirsem cok güzel olur, neden olmasin? Bence biz yarin benzinlige gidip - a yaa! Sen Perihan'a operaya gidiyorsun, zaten yarin Sipan calismiyor ama Pazar günü o yine benzinlikte- gidip konusalim ... Bak benim tüm bu tür düsüncelerimin olmasi bile cok güzeldir Alan! Bakma bana öyle saskin, saskin bakma yahu?
Devam edecek ...
[url=http://alanlezan.net]Alan Lezan - Politik Yazilar![/url]
Kahraman ve erdem