Söz konusu belgenin belli bir kesimini daha önceki bölümde aktarmaya çalıştım.. Daha sonra yine aynı belgeden yararlanmaya çalışacağım.. Önce kısaca Mîr Bedirxan'ın yaşamı üzerine durmaya çalışağım..
Mîr Abdurrezak Bedirxan kimdir?
Mîr  Abdurrezak Bedirxan    Mîr  Bedirxan'ın   büyük  oğlu   Mîr  Muhamed   Necib  Paşa  Bedirxan'ın(1803-1869)     oğludur.    Mîr  Abdurrezak   1846   yılında     dünyaya   gözlerini açtı..(1)
Mîr  Abdurrezak    çocukluğundan   itibaren    babası tarafından    iyi bir   alması  için    gereken  kanallar  açılmıştı..  O  bir  yandan    doğu ve batı  dillerini  öğrenirken, diğer yandan   o  dönem     Kürd   Ulusalcılığının   doruğu  olan     büyük  Kürd  şairi  [url=http://www.newroz.com/modules.php?name=Newroz_Niviskar&cmd=read&id=1]Ha… Qadrî  Koyî'den(1815-1897)[/url]   dersler  alıyordu..  (geniş  bilgi  için   A. Aras  arkadaşın  makalesine  bakınız)
Bertrand  Bareilles  Mîr Abdurrezak'ın  .için “7  dile   tam  hakimdi.   Fransızca, İngilizce, Rusca, Arapça, Persçe,  Türkçe ve  Kürdçe biliyordu“ diyor.(2)
Abdurrezak    ilk ve  orta  derece  eğitimini     İstanbul'da  tamamladıktan   sonra,     yüksek  öğretim  için  Fransa'ya  gitmek istiyordu.  Fakat   onun  bu istemi  Sultan tarafından  reddedildi..  Çünkü,  Osmanlı  Sultanı  Bedirxani  çocuklarının   Batı  uygarlığıyla tanışmasını  istemiyordu.(3)
Mîr  Abdurrezak   daha  sonra   Osmanlı devletinin   çeşitli  birimlerinde    görev  aldı..   Bunlardan  biri     Osmanlı Devletinin  Rusya   Büyükelçiliğinde “3.sekreter“ (4) göreviydi.   Osmanlı devleti    Abdurrezak'ın  Ruslarla  girdiği  ilişkilerden rahatsız  olduğundan  dolayı   onu  geri  çağırıyor ve  Tahran'a     “Büyükelçi“ (5) yada  “Elçilikte  ikinci sekreter“ (6)  olarak   görevlendiriyor.    Osmanlı Sultanı    Abdurrezak'ın  İran'daki  faaliyetlerinden de   rahatsız  olduğundan   dolayı   geri  çağırıyor..  Abdurrezak   1892 yılında İstanbul'da     bulunan   Rus  Büyükelçisinin  yardımıyla   İstanbul'u  terkederek  Sewastapol'a  ve  oradan  Tiflis'e  geçiyor..(7)  Başka  bir kaynakta    Abdurrezak'a   dayanarak   İran   yolundayken   geri  çevirmek istediler..  O   İstanbula'a   geri  dönmeyi reddederek  Tiflis'e   geçtiğini  söylüyor.(8)
Sonuçta  Mîr  Abdurrezak  Rusya'ya geçiyor.   Onun amacı     Kürdlerle  doğrudan   ilişki içinde  olmak  için Erivan'a  geçmekti..  Osmanlı  devleti    Mîr  Abdurrezak'ın    Rusya'da  bulunmasından  rahatsız  olduğundan  dolayı    tüm  diplomatik  imkanlarını  seferber ederek  Rusya  üzerine  baskı  kurmaya başlıyor..  Abdurrezak   zorunlu  bir şekilde Rusya'yı terkederek   Londra'ya  geçiyor. Abdurrezak  Londra'da  bulunduğu  sırada    Ermeni   örgüt  ve  şahsiyetleriyle  ilişkiler  sağlıyor..(9) Bazı  kaynaklara  göre   Sultan   Mîr  Abdurrezak'ın  Londra'daki   faaliyetlerinden  rahatsız  olduğundan   dolayı  babası  Necib Paşa  üzerine  baskı  kurarak    onu  İstanbul'a  getirtiyor..(10)  Diğer  kaynaklara  göre ise   Necib Paşa'nın   rıcası üzerine   Sultan  tarafından afediliyor(11)
Mîr  Abdurrezak   İstanbul'a  geri döndükten sonra  Sultan  Abdulhamid  tarafından  “Büyükelçiliklerin   işlerinden sorumlu   diwanın  başkanlığına“(12) getiriliyor.   Bazı kaynaklara  göre ise “Sultan  Bedirxan ailesine   büyük değer veriyordu..  Prens  Bedirxan  Yıldız  Sarayına   Chambellan(mabeynci)  olarak atandı..“ (13) deniliyor..
Tüm  kaynakların   paylaştığı    ortak  nokta   sayın Bertrand  Bareilles    dile   gibi   Mîr  Bedirxan      polis  gözetimi ve  takibi altındaydı:
 “Fakat  Polis  Kürd  Prensinden  şüpheleniyordu ve   onu takibe  almıştı.  Kuşkusuz   Kürd  tehlikeli bir adamdı.  Dedesinin   intikamını  almak  istemezmiydi?   Dedesinin  serüvenini yeniden başlatmayi, otonom ve  hatta  bağımsız  kürdistan   talep etme    rüyasını    görmüyormüydü?  Abdulrezak  Bedirxan    kararlı,  her   yanıyla  tam bir   inanç   adamı  ve   devrimciydi..“(14)
Mîr Abdurrezak Sultan'ın polisi tarafından sürekli bir şekilde takip edildiğini biliyordu. Bundan dolayı o, İstanbul'daki Rus Büyükelçisi Zinoyev ilişki geçerek tekrar Rusya'ya geçmek istediğini bildiriyor. Fakat Rus Büyükelçisi Osmanlı devleti ile ilişkilerini bozmak istemediklerinden dolayı bu öneriyi reddediyor.(15)
1906'da  “Üsküdar  Belediye Başkanı“  ve  aynı  Sultan'ın   “İstihbarat Biriminin“(16)  başında olan  Rıdvan  Paşa'nın   öldürülmesinden  sonra   olay Bedirxanilerden  Abdurrezak  ve Ali Şamil  Bedirxan'ın   üzerine atıldı. Sultan'ın   bir   fermanıyla    o dönem    Osmanlı topraklarında ve  özellikle   İstanbul'da     yoğunlaşmış  3000 (17) cıvarında Bedirxani    farklı  yerlere  sürgün edildiler..    Rıdvan Paşa   meselesi  üzerine   çok  şeyler    yazıldı ve söylendi.  Bazılarına  göre bu  olay   “bir yol anlaşmazlığı“  sonucu,   diğerlerine  göre “İstanbul  hamal pazarına  hakim olma kavgası“   ve  başkalarına   göre “etnik  güç kazanma  hesaplaşması“   gibi    lanse  edildi..   Sonuçta   bo olay  sebep  gösterilerek   Bedirxanilere  ve   hatta  İstanbul  Kürdlerine   karşı  cadı  kazanı  kaynatıldı,  yoğun bir şekilde  Kürdler  işlerini  kaybettiler ve  sürgüne  gönderildiler.    Lice  asılı  “Kurdizade“   olarak    bilinen   Ahmed  Ramiz  1907  yılında   “Lutfi“  mahlasıyla “Emir Bedirxan“ (18) kitabını   yazarak   hem  Bedirxanilerin  kısa tarihini ve  hemde  Ridvan Paşa  olayını   “Bedirxanilere  karşı  komplo“  olarak  değerlendirerek  “Bedirxanilerin  savunması“nı   üstlenmişti.(19) İlginç  olan   olan  Bedirxanilere  büyük övgüler  yağdıran  “kahraman  Kürd milleti“  gibi   tespitlerle  dolu  olan bu kitap   bir  Bedirxanilerden  biri tarafından  değil,  Liceli   Ahmet Ramiz tarafından   kalame alınmıştır.
Mîr  Abdurrezak Bedirxan  bir çok kişi ile birlikte önce  İstanbul'da  gözaltına alınıyorlar ve  daha   sonra “Trablus'a  ömür  sürgüne gönderiliyorlar“(20).  Başka  kaynaklara  göre  ise   onlar “Trablus'daki  bir hapishaneye “  gönderiliyor..  Daha sonra  Sultan'ın fermanıyla  Savunma bakanlığına bağlı bir  komisyon    Libya'ya  gönderiliyor ve  yapılan  gizli bir yargılamadan sonra  Abdurrezak   ve bir  kaç  kişi    mahkum  ediliyor..  Geriye kalanlar serbest  bırakılıyor.(21)
1) .  Bertrand  Bareilles kitabında  Mir Abdurrezaktan  yaptığı aktarmada:  “1847 yılında     o   Eruh  Kalesinde    kuşatılıp ve  Osman Paşa'ya  teslim olduğu zaman ben  bir yaşındaydım..  O   20 yıl sonra   şam'da  sürgünde   öldü,  fakat bizim karşılamalarımız seyrek ve kısaydılar..“   Bu alıntıda   görüleceği  gibi  o   1846 yılında  doğmuştur.  Dr. Kemal  Ali'nin  1986 yılında  “Çarçira“  dergisinin 2.sayısında  çıkan makalesinde de 1846  tarihi  Abdurrezak'ın  doğum  tarihi olarak veriliyor.  Celilê Celil, K. Hizirvan, Konê Reş,  S. Hirori  vs..  1864  yılını     onun doğum  tarihi olarak  veriliyor..  Malmisanij'ın  bu konudaki   çalışmasında  hangi  tarihi verdiğini bilmiyor..  Kitap  mısafirlerimin    gazabına     uğradı!!!
2) .   Bertrand  Bareilles   age,  sayfa  186
3) Konê Reş, Abdurrezak Bedirxan, Kovara Metin , hejmara 49,  rupela  100.
4)Muhammed  Resul Hawar,  Simko(İsmail Axay Şukak)  Bizutnewey Netewayeti Kurd, Apec, rupel  156
5) .   Bertrand  Bareilles   age
6)  M. R. Hawar, age, s.156
7) M. R. Hawar, age, s.157
8)Selim  Hirori, Abdurrezak Bedirxan, jiyan, Têkîlîyên Sîyasî  û Xebata Çandî, Silêmani,  rupela  11..
9) Hawar, age   sayfa  157,
10)Selim  Hirori, age    sayfa  11
11) Hawar, age  sayfa  157,
12) K.Hizirvan,  Rola  Abdulrezzak Bedirxanî    di bizava  sîyasîya  Kurdî de(1864-1918)    Kovara Metin, 138,
13) Bertrand  Bareilles   age
14) Yukarıda   age..
15) Lazarev'ten aktaran    Hizirvan,  age, sayfa 138
16)Hawar, age  sayfa  157
17) Selim  Hirori, age    sayfa  12,
18) Osmanlı Kaynaklarında  Kürdler Çalışma Grubu
19)Cemil Gündoğan,  Kawa Davası  Savunması  ve Kürdlerde  Siyasi Savunma Geleneği,  Vate  yayınları, sayfa  141
20) Hawar, age, sayfa  157
21) Celilê Celil'den akt  K. Hizirvan  age, sayfa 139
Devam edecek