Kuzey Kürdleri'ndeki Hayal Kırıklığı
Kuzey Kürdlerinin birçoğu 1980'li yıllarda PKK tam bağımsızlık dediği için silah elde dağa çıkıp dişe diş savaşıp şehit oldular. Bilindiği gibi PKK o dönem otonomi, federasyon, özerklik gibi her oluşumu reddediyor, tam bağımsızlık diyordu. PKK Stalinist bir çizgide olmasına ve içerisin de en fedekar ve devrimci genç insanları kattletmesine rağmen çoğu Kürdler bu duruma göz yumuyor ve buna rağmen PKK'ye katılıyordu. Alçak Apo'nun yakalanmasıyla PKK sanki hiç bir şey olmamış gibi bir yıl içerisin de U-Dönüşü yaparak bırakalım bağımsızlığı neredeyse her şeyden vazgeçti, öyleki bugün özerklik talepleri bile yok. Bu durum Kuzey Kürdlerin de büyük bir hayal kırıklığına yol açtı.
Gelinen aşamada hangi PKK sempatizanıyla konuşursak konuşalım şunu diyorlar: “PKK gibi ’örgütlü ve güçlü bir hareket' Kürdistan'nı bağımsız etmediyse, siz nasıl yaparsınız?“ Bir kere bu tür insanların PKK gibi Kürdkıran bir hareketi Kürdistani bir hareket olarak görmeleri bence çok yanlıştır. Bilindiği gibi PKK'nin Kürdlere yararından çok zararı olduğu bilinen bir gerçektir. Belki de bazı arkadaşların dediği gibi Faşist Türk Devleti kendi yarattığı PKK'yi bahane ederek Kürdlerin kökünü kazıdı ve 4 milyona aşkın Kürdü yerinden yurdundan ederek sürgüne, Türkiye'nin Batı bölgelerine gitmesine zorladı. Amacı orada onları asimile ederek beyaz katliamdan geçirmek. Zaten Türklerin dün olduğu gibi bugün de PKK ve Kürdler sözkonusu olduğun da bildikleri tek şey imha ve inkardı. Kuşkusuz PKK içerisin de belki Kürdlerin en fedekar insanlarıda mevcut ama esas olarak bu hareketin Kürdlere gerçekten ne getirdiğidir.
Bana göre Apo alçağı ve itirafcısının Kürdlere verdiği zararı belki sömürgecilerin hiç biri vermemiştir. Nedenine gelince: Düşman Kürdlere zarar verdiğin de Kürdler ona karşı kin ve nefret duyar onu ülkesinden kovmak için başta örgütlenme olmak üzere her şeyi yapar. Ama ihanet öyle alçakçadır ki, büyük bir kitleyi esas hedefinden şaşırtabilir. Örneğin bunu düşmanın yapması zordur.
Diğer yandan Kuzey Kürdlerinin yaptığı en büyük hatalarından birisi de Kürdistan'nı Kuzey ile sınırlamak. Sanki Kürdistan'ın tümü Kuzey'den oluşuyor ve Kürdlerin bir sömürgeci gücü vardır, o da Türkiye'dir. İşte ne yapılacaksa Türkler ile yapılacaktır gibi bir sapmalık vardır. Oysa bilindiği gibi Kürdistan 35-40 milyon nufusuyla kocaman bir ülkedir. Ülkenin bütünü görülmeden sadece parçasal düşünmek elbette politik acizliğe götürür. Bir parçanın başarısızlığını bütününmüş gibi değerlendirmek bence çok yanlıştır. Kuzey bence daha kaybedilmedi ama oldukça geriletildi.
PKK sempatizanlarındaki bu durum maalesef diğer Kuzeyli Kürd örgüt ve partilerin de de vardır. Bunların çoğu halen parçacılık, örgütçülük ve particilik yapıyorlar. Ben gecenler de bir Rızgari sempatizanıyla tartıştım. Arkadaş bana işte Kürdistan'nı ancak Rızgari örgütü bağımsızlığa götürür deyince ben güldüm tabii, çünkü bir kere ortada böylesi bir örgüt yok. Bu aynı zamanda Kawa, KuK ve benzeri gruplar için de geçerli. Bu tür örgütlerin çoğu ya dondurulmuş, ya da siyaset sahnesinden tümden geri çekilmişler. Her ne ise; Biz bunların bir bilidirisine bile rastlamıyoruz.
Bunu anlatmamdaki neden çoğu PKK sempatizanların iddia ettikleri; işte Kuzey'de PKK'den başka alternatif yok diyorlar. Böyle düşünmek yine parçacı düşünmektir, çünkü bütünü düşünseler bugün Kürdistan'da PKK'ye çok iyi bir alternatif olan KDP, YNK ve Goran Listesi vardır. Peki bunlar bunları neden desteklemiyorlar? Yoksa Kürdistan'ın Güney'i, Doğusu, Güney Batı'sı Kürdistan değil mi?
Bir başka hayal kırıklığı da yıllardır forumlarda bağımsızlığı savunan ve bıkmadan usanmadan yazan arkadaşlar da vardır. Tekrarlamaktan kimseye zarar gelmese de, kendini habire tekrarlamak insan da bıkkınlık yaratabilir. Ben kendin 12 seneden beri yazıyorum ama şu aralar işlerimin yoğun olmasından dolayı biraz geri çekilmek zorunda kaldım. Bu durum tabii birçok arkadaşta da var ama tahminime göre belli bir kesim de herhangi bir şey yapmamamız ve sadece düşünce üretmemiz bizi sanırım yoruyor. Evet, sadece düşünce üretmek ve tüketmek insanı yorar, çünkü düşüncenın eylemi yoktur. İşte esas olan -ileriye yönelik söylüyorum- kayda değer güç topladıktan sonra belli bir hedefe yönelerek ’eyleme' geçmek. Bence de sadece işten eve geldikten sonra sadece deşarj yapmak için can sıkıntısından yazılıyorsa buda bir gün ’zaten yazdıklarımla birşey olmayacak, neden yazıyorum ki?' düşüncesine sürükleyebilir.
İşte Kuzey Kürdleri insanlık üstü bir fedekarlık yaparak PKK'ye son 30 yılda herşeyini, en değerli varlığı olan gencecik çocuklarını verdi, PKK ise onları hamur gibi harcadı, bitirdi. Buna karşı PKK ne kazandı? Kocaman hiç birşey! Geriye ne yazıkki sayısı milyonları bulan, hayal kırıklığına uğramış, anasından doğduğuna pişman olmuş milyonlarca Kürd.
Tüm bunları yazmamın nedeni bağımsızlıkçı Kuzey Kürdlerinin içinde bulunduğu zorluğu anlatmak içindir. Maalesef PKK Kuzey Kürdlerinin umudunu öylesine kırdı ki, onları bir daha bağımsızlık uğruna seferber etmek yıllarımızı alacaktır. Ne diyorlar? “Biz dil ve kültürel haklarımızı bile alamıyoruz, siz Kürdistan'nı nasıl bağımsızlaştırırsınız?“ Oysa ben şahsen sömürgecilerden bir zırnık bile istemiyorum. Dilimse konuşacağım, kültürümse yaşıyacağım, miletvekili olup Ankara'ya gideceğime Amed'te bir Kürd Parlementosu kurmak için çalışacağım. Yani kısaca bütün baskı ve zulme rağmen ben ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri örgütleneceğim. Zaten bağımsızlığın bir iki ğünde olacağını kimse söylemiyor. ETA odur 60 yıldan beri savaşıyor. Ama sömürgecilerin parlementosunda onların ağız kokusunu çekerek ana dilde de konuşmak bir marifet mi sanki? Bana ne onların parlementosundan ve ülkesinden. Onlar ülkemi işgal ve ilhak etmiş mi? O zaman onların ülkemden herşeyiyle çekilmesini talep bile etmiyor, onları herşeyile def etmek için uğraşacağım. İsterse bu yüz yıl sürsün.
Demokrasinin olmadığı bir yerde demokratik yollardan mücadele verilmez. Bunu iyice beynimize yerleştirmemiz lazım. Ve Kürdler bağımsızlığına yada eşıt haklar çerçevesin de en asgari olan federasyon olmazsa Türkiye'ye demokrasi de olmaz. Türkiye'ya zaten Türklere demokrasi vardır ama bu demokrasinin Kürdlere de olmasını istiyorsanız o zama Türklerin askerleri, polisleri, memuru Kürdistan'dan Güney'deki gibi geri çekilmelidir. Bu ileride muhakkak böyle olmak zorundadır, çünkü dünyanın hiç bir halkı başka bir halkın eğemenliği altında yaşamak istemez. Ve ben inanıyorum ki, Kürdler, Türkler , Araplar ve Farslar ile eşit haklara sahip olmadığı sürece, Kürdistan sömürüldüğü müddetçe Kürdler zengin bölgelerin de hep fakirliği yaşayacaktır. İşte esas olan Kürdistan'da fakirliğe ve sefelete son vermektir. Kürdler rahat dilini konuşsa da ve kültürünü yaşasa da aç susuz sokaklarda dolaşacaklardır. Dünyada hiç bir sömürgeci ülkenin kendi sömürgesini refaha kavuşturduğu görülmemiştir. Bu nedenle yılmadan, bıkmadan, usanmadan mücadeleye devam. Medlerin torunu onurlu bir halktır. Arap, Fars ve Türk itlerine kendisini fazla sömürtmez artık. Burada esas olan dört parçada örgütlenmek, partiyi, grubu, örgütü görmek değil, Kürdistan'ın bütününü görmek ve Kürdistan'ın çıkarlarını her şeyin üstün de tutmak ve hayal kırıklığına katiyen uğramamak. Bana göre Kürdlerin geleceği parlaktır, çünkü kendi ana vatanında anadilini bile konuşamayan bir halkın kaybedeceğı daha nesi var? Olsa olsa kazanır.
Bağımsızlık olmaz demeyin. Sen bağımsızlığı istemdiğin için, ben istemediğim için, o istemediği için bağımsızlık olmuyor. İlkin bizler bağımsızlığı istemeliyiz ki, bağımsızlık olsun. Bir insan da istek ve inanc oldu mu o zaman o insanda irade de vardır demektir. İşte kazanmanın sırrı bence burada yatıyor: [b]İSTEK+İNANÇ =İRADE >>>>EYLEM >>>ZAFER!!!![/b]
Re: Kuzey Kürdleri'ndeki Hayal Kırıklığı