PKK mecburen silah bırakacak
K.Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Barzani'den Kürt açılımına destek: Sorun çözüm yoluna girdikçe PKK silahı mecburen bırakacak. Halk da desteklemez Barzani Kürt açılımını olumlu buluyor: "Teşvik ediyoruz kutluyoruz. Kürtler haklarını demokratik yollarla arasınlar. Çözüm, anayasal, barışçıl ve yasal yoldur"
SUNUŞ
27 Temmuz saat 11.00. Selahaddin'de sıcak 52 derece! Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin geniş arazideki kartal yuvasına benzeyen Başkanlık Sarayı'na girerken peşmergeler çantalarımızı didik didik arıyor. Sarayın merdivenlerinden çıkarken biraz tedirgindim. Aklımda o kadar çok soru var ki? Hiç beklemeden üst katta Barzani'nin beni beklediği salona alıyorlar.
***
Söyleşimiz için seçilen kocaman toplantı salonu Talabani'yle Süleymaniye'de görüştüğüm ortamdan çok farklı! Duvarlarda Barzani'nin ne bir gençlik fotoğrafı var ne de babasıyla çekilmiş bir fotoğrafı! İlk andan "Kapalı dünyama girmeyin" diyor sanki.. En yakın mesai arkadaşı Dr Fuad Hüseyin'le sohbet ediyor Barzani. Beni görünce ayağa kalkıp Türkçe "Hoş geldiniz" diye karşılıyor. Buzların eriyebileceğini hissediyorum. Kısa sürede hislerimin beni yanıltmadığı anladım. Çünkü Barzani'yle söyleşimiz bir buçuk saat sürdü. Atmosfer zaman zaman çok gerildi ama söyleşi boyunca o kadar çok güldü ki, böylece usta foto editörümüz Kutup Dalgakıran da onun ender görüntülerini yakaladı..
***
Barzani ilk kahkahayı söyleşimize başlarken patlattı.. "Sayın Başkan size bir şey söylemek istiyorum ama aramızda kalsın" deyince merakla baktı. "Talabani'yle Mart'ta Süleymaniye'de görüştüm. Erbil, Süleymaniye'den çok daha güzel" deyince şaşırarak kahkaha attı. Ardından "Dünya Barzani'yi tanıyor. Peki Mesut Bey kim" diye ilk soruyu sorunca da ilk anda şaşkınlığını gizleyemedi Böylece buzlar hafif eriterek şöyleşimize başladık. Söyleşi bittikten sonra fotoğrafların çekimi için koridora çıktık. Saddam döneminde katledilen Kürtleri anlatan tabloyu gösterdi. Ayrılırken "40 yıllık eşiniz, 8 çoçuğunuz ve torunlarınızla ne zaman buluşacağım" diye sordum. Gülerek "Gelecek sefere" dedi. Ben de "Söz değil mi" diye takıldım. "Tamam" diyerek yine güldü. Barzani'yle; çoçukluğundan Saddam'ın tarihi hatasına, Irak'ın geleceğinden Kerkük'e kadar her şeyi konuştuk. Özel dünyasının kapılarını araladı. Yardımcıları söyleşi için "Bu bir rekor" dediler. Uzun söyleşimizi ilgiyle okuyacağınızı umuyorum.
2003'den beri Irak kan gölü. Kürt bölgesi ise güvenli. Türkiye İncirlik'ten Kürtlere 18 yıl önce güvenlik şemsiyesi sağlamasaydı ne olurdu?
Kürdistan Bölgesinin savunması için Türkiye devletinin ve halkının oynadığı rolü ve İncirlik Üssü'nün açılmasını hiçbir zaman unutamayız. Saldırılardan kaçan Kürt göçmenleri de korudunuz. Bunu da unutamayız. Bizim için büyük değişimdi. Daha önce Türkiye bizi tanımıyordu bile. Bizimle konuşmuyordu. Özal'la ve Türk hükümetiyle görüşmek büyük bir olaydı. Ne yazık ki, Kürtler arasında sonra çok kötü şeyler oldu. PKK'yla da öyle.
Kararı alan Turgut Özal'dı. 1992'de Özal'la ilk tanıştığınız zaman neler hissettiniz?
Merhum (Barzani merhum sözcülüğü kullandı) Özal'la iki üç defa görüştüm. Büyük gurur duydum. Büyük bir insandı. Hem Türkiye hem bölge için çok önemli ve değerli görüşleri vardı. Çok açık bir insandı. Bence onun ölümü sadece Türkiye'nin kaybı olmadı. Bizim ve bütün bölgenin de büyük bir insanını kaybettik.
TÜRK-KÜRT FEDERASYONU
3 ay önce Talabani bana Özal'la gizli görüşmelerinizi anlattı. Özal'la Kürt sorununun çözümünü konuştunuz mu?
Evet konuştuk..
Talabani Özal'la Türk-Kürt federasyonunu bile konuştuğunuzu söyledi. Özal federasyondan nasıl bahsetti?
Evet Talabani'yle birlikte görüştük. Rahmetli Özal konuyu açtı. Sadece ne düşündüğümüzü sordu..
Musul'un iadesini istedi mi?
Gerçekleşebilir mi diye sordu. Ama fazla üzerine gitmedi.
Özal'ın formülü gerçekleşebilir miydi?
Bence zor. O kadar kolay değil..
Talabani "Özal yaşasaydı sorunlar çözülürdü" diyor. Şans var mıydı?
Özal gerçekten çok açık bir insandı. Çözüm istiyordu ve çözüme de çok yakın bir siyasetçiydi.
SOĞUKLUĞU BİZ YARATMADIK.
Türkiye'yle bir dönemde çok yakındınız. Hatta size kırmızı pasaport bile verilmişti. Ne oldu da ilişkiler böylesine birden soğudu?
Gerçekten çoğu zaman biz de bu soruyu soruyoruz. 1991'den 2003'e kadar yakın ilişkilerimiz sürdü. Rahmetli Özal hayattayken çok sıcaktı ama sonra da Özal dönemindeki sıcaklık olmasa da devam etti. 1991-2003 arasında yasal durumumuz da yoktu. 2003'den sonra yasallaştık. Türkiye'ye soruyorum. Yasallaştıktan sonra neden ilişkilerimiz soğudu? Bu soğukluğu biz yaratmadık. Bizden kaynaklanmadı. Soğukluk Türkiye hükümetlerinden kaynaklandı.
BENCE PKK BAHANE
Herkes sorunun Kuzey Irak'ta barınan PKK'dan kaynaklandığını düşünüyor ama.
Daha önce de PKK sorunu vardı. Bence PKK bahane.
Bir ara PKK'yı atmak için savaşmıştınız. Sonra neden değiştiniz?
Evet biz de çarpıştık ama bu da sorunun sadece savaşla çözülemeyeceğinin bir göstergesidir. Tabi biz PKK'nın saldırılarından sorumlu değiliz. Dökülen kan bizi de çok üzüyor. Ama sorunun savaşla çözülmeyeceği ortaya çıktı.
BÖLGENİN GÜVENLİĞİ VE PKK
Peki sizce PKK sorunu nasıl çözülür?
Bir Türk askerinin ya da Kürt oğlunun ölmesinden gerçekten çok üzülüyoruz. Kan dökülmesi bizi çok üzüyor. Hiçbir şey şiddetle çözülmüyor. Bu sorun hepimizi etkiliyor. PKK, bölgenin güvenliğini etkiliyor. Bence bu sorunu Türk hükümeti herkesden daha iyi çözebilir.
Türkiye önemli açılımlar yapıyor. Bunlar dağdan iniş yolunu açabilir mi?
Evet açılımlar sorunun çözüm yolunu açabilir. Atılan adımları çok olumlu buluyorum. Sorunun savaşla ve şiddetle çözülmeyeceğini herkes anladı. Ama, Türkiye nasıl bir yol arayışında olur ve nasıl bir yol bulur, neye karar verir bilemiyorum. Karar Türkiye'nindir. Biz Türkiye'ye her türlü yardımı yapmaya hazırız.
Nasıl yani? Kandil dağında bulunan PKK kampını kapatacak mısınız?
Bakın Kandil dağı çok büyük bir bölge. PKK tek bir yerde kamp kurmuş da değil. Bugün bir yerde, ertesi gün başka bölgeye gidiyorlar. Türkiye bu kadar hava bombardımanı yaptı. Askeri operasyon yapıldı. Neden sorunu çözemedi? Ben PKK'yla ilgili iddiaları yersiz gerekçeler olarak görüyorum. PKK, üç ülke arasında çok sarp ve dağlık bir bölgede bulunuyor. Türk askeri bu bölgenin ne kadar zor bir bölge olduğunu çok iyi biliyor. Gerilla savaşıyla mücadele çok zordur. Bu nedenle sadece askeri çözüme odaklanmakla sorun çözülemeyecek. Eğer çözüm sadece askeri yoldan aranırsa daha fazla kan dökülecek.
ÖLÜMLERE ÇOK ÜZÜLÜYORUZ
Türkiye'de açılım sürüyor ama her şehit cenazesi büyük tepki yaratıyor.
Gerçekten insanların ölmesinden dolayı çok üzülüyoruz. Her zaman şiddete karşı çıktık ve çıkıyoruz. Türkiye devletindeki bu değişimi ve açılımı çok olumlu görüyoruz. Sıcak bakıyoruz. Nihai çözüme ulaşmak için mutlaka mevcut ortam devam etmeli. Bu gelişmelerin iyi bir sonuca varacağını umuyoruz..
Ama cenazeler geldiği sürece değişimin devam etmesi zor. Önce PKK'nın silah bırakması gerektiği görüşü yaygın.
Sorun çözüm yoluna girdikçe PKK silahı mecburen bırakacak. Silahlı mücadeleyi sürdüremezler. Halk bunu desteklemez.
Ama nasıl silah bırakacaklar?
Türkiye'nin açılımını çok olumlu buluyoruz. Teşvik ediyoruz, kutluyoruz. Doğrudur bu sorun hepimizi kapsıyor Ama genel olarak Türkiye içindeki bir sorun. Bir Türk askerinin ölmesi ya da bir Türk gencinin ölmesi hepimizi üzüyor. Bu nedenle Türkiye halkının güvenlik çıkarları doğrultusunda daha cesaretli adımlar atılması gerekiyor. Ancak yine de yaşadığımız ortam bile büyük bir olaydır. Atılan adımlar çok önemli..
Re: Kürdistan Baskani ile söylesi (2)