Kücükken kafeste keklik beslerdik. Cok svimli bir kus türüdür keklik. Kanatlarinin uzun uclarini kestigimiz icin ucamazdi. Onu rahatlikla ehlilestirirdik. HATTA GITTIGIMIZ HER YERE, O DA PESIMIZE TAKILIP GIDERDI.
Avcilar, kafesteki bu keklikleri hayaliklarda öttürmek suretiyle, yabandaki hem cinslerini yakina getirtir ve tüfekle avlarlardi.Yani bir cesit... tuzak...
Kekliklerin en sevdikleri yemlerin basinda, cekirgeler ve taze yonca yapraklari gelir. Yonca yapraklarini zevkle gagalayip yerler.
Insanlar, yoncalarin arasinda dört yaprakli bir yoncayi bulduklarinda, ugur sayip onu özellikle önemser, korur,kutsar ve kitaplarin yapraklari arasinda saklarlar.
Bu dört yaprakli yonca,ilk baslarda bana da olagan üstü görünmüstü.“sans getirir“ söylemlerine inandirilmistim..
Ancak, ciddi bir sekilde düsünecek olursak, bunun böyle olmadigini rahatlikla anlayabiliriz. Cok farkli bir durumla karsi karsiya oldugumuzu görürüz.
Dört ve üc yarakli yoncalar arasinda bir celiski vardir. Bu celiski ve gariplik, bazen ilk baslarda insanin ilgisini cekmez. Cevredeki insanlarin yargi ve düsünceleri, kisiyi otomatikmen dört yaprakli yoncayi gizemli görmeye sürükler.
Oysa burda mantik degil, duygular rol oynamistir. Insan, kendini mantik terazisinde tartamayacak kadar saskinlastirilmistir.Tipki yel degirmeninin pervanesine tutturulan bir firildak gibidir artik.
Aslinda dört yaprakli yonca, kendi cinsi olan diger üc yaprakli yoncalarin yaninda anormal bir sekildedir.Yani cinsine uymuyor.Yonca cinsinin tüm özellerini üzerinde toplayan üc yaprakli yoncalarin arasina tesadüfen yerlesmis bir hilkat garibesidir.
Yoncalar arasinda bazen denk geldigimiz bu dört yaprakli yonca, kendi kökeninin ve neslinin ziddi ve tersidir. Hakikisi ve orjinal olani, kendi neslinin devamini temsil eden üc yaprakli yoncadir.
Diktatörler ve pskololojik sorunlari olan liderler de, kendi toplumu icine girmis olan hilkat garibeleridirler.Kimi toplumlar, diktatörlere taparcasina baglanir ve onlari dört yaprakli yonca gibi kutsal görürler. Burda, toplumun gözleri perdelenmis oldugu icin, ciplak kirali, giyinik olarak gördügünü idia eder.
Diktatörlük ve krallik yönetimleri icinde yasamis olan toplumlarin iliskilerini inceleyin, hepsinde de bu durumu görürsünüz.
***
Bu durum, toplumu pesinde sürükleyen diktatör nitelikli liderlerle toplum arasinda, gölgelenmis bir celiski durumudur...Bu celiskili durum, diktatörleri toplumun efendisi, kurtaricisi ve kutsal sahibi haline getirir. Kendi halki icin zararli da olsalar, kendi köklerinin düsmani da olsalar, halkin büyük bir kisminda bunlara karsi anormal bir sevgi ve baglilik olusur.
Diktatör lider, ükesinin halkina adaletli ve onurlu bir yasam sunacagi yerde, despot bir yasam layik görür. Kendi kisisel cikar ve emelleri ugruna toplumu pesinden ucurumlara kadar sürükleyen diktator ruhlu lidere duyulan körü körüne sevgi ve bagliligin giderek tapinma derecesine kadar gelmesindeki celiski, burdaki yonca olayina benzer.
Yonca olayinda oldugu gibi bir celiski yumagiyla karsi karsiyayiz. Diktatör ruhlu liderler, kendi ulusunun ziddini ve tersini olusturan, halkina tuzaklar kuran, kendi neslinden uzaklasip baska bir neslin cikarlarina hizmet ettigi halde, kendi halkinin kurtaricisi oldugunu iddia eden anormal kisiliklerdir.
Bunlar kendi kimligine ve kültürüne yabancilasmis, kendi neslinin düsmanidirlar artik.. Kökenine yabancilasmanin ve kendi kökenini yittirmelerinin sonucu, baska bir kimlige bürünürler. Bu ise, bir cesit piclesme demektir.
Bu celiskili yumagi, ancak kendi halkini ve ülkesini gercekten seven, kendi kisisel cikarlarini kendi ülkelerinin kurtulusu ve bagimsizligi önüne koymayan, halkinin cikari icin calisan parti ve savascilar cözebilirler.
Icinde bulundugumuz dönemde Kürdlerin buna acil ihtiyaclari vardir .Umarim Kürdistan gencligi, bunu basaracak ve gerceklestirecek potansiyeli yaratir.
2013
