Bir cok okurun " aman yahu, biz Kurdler kurtulduk ta, sanki bir de hayvanlari-bitkilerimi dusunecegiz, elimizde degil zaten" diyebileceklerini biliyorum; aslinda mirildanabilecekleri, dusunebilecekleri kinamiyorum da...
Gercektende, Kurdler gibi birakalim Millet, kulturel olarak can damarlari tamamen dumura ugratilmis ; bu sartlar altinda,bizzat kendisi extinction'a maruz bir halktan, zaten basari icin politik yonetimlercede desteklenmesi olmazsa olmaz bir sart olan adimlari organize etmeside beklenemez...
Ama en azindan, bazi sahislarda pozitif duygular uyandirilabilir; nitekim hepimiz benzeri surecten geciyoruz ve sahsen mevcut perspektiflere ancak son sekiz on yilda agir agir yaklastigimida belirteyim.
Belki bazi yerel yoneticilerde- belediye baskanlari hatta muhtarlar- bu bilinc
uyandirilabilir, konunun tartisilmasi gundemde ve sicak tutulabilir.Ayni zamanda enternasyonal duyarliliklarda harekete gecirilebilir; Kurdlerin, Turklerin yansittiklarinin tam tersine, cevreleriyle, dunyayla ilgili bir halk oldugu imajida verilebilir.Ekoloji,zincirleme gider...
Bundan bir muddet evvel , hippopotamus'lar- su aygiri ornegiyle planet uzerindeki fauna'nin buyuk bir extinction- soy tukenmesi riskiyle karsi karsiya oldugu, hatta halihazirda 16,000 bitki ve hayvan turunun tehlikenin sinirlarinda bulunduguna da deginmistim.
O gun evde Tv izlerken, birden bu sevimli hippolarla ilgili bir dokumanter karsima cikmasin mi ?
Helikopterden , meseleyi arastirmaya gelmis Fransiz journalistine aglamakli bir ifadeyle hippolarin bolgedeki bir zamanlar ve mevcut sayilarini veren Kongo'lu uzman, benide duygulandirdi.
Kongo Cumhuriyeti'nin en dogu kisminda mevcut bir ekolojik harikalar diyari olan Lake Edwards( gol) kiyilarinda, yillarin getirdigi ic catisma ve savaslarin da tetikledigi poverty-yoksulluk, en basta hippolar olmak uzere, bir cok canlinin gelecegini karartmaya yetmis bile.
Tum hippo territorisi, geometrik dizi hiziyla artan nufus ve ona bagli gida ihtiyacini muteakip, bu insanlarca illegal olarak tarima aciliyor, isgal edilerek meskun alanlara donusturuluyor.
Ve hippolar gerek aclik, gerekse poaching- avlanma yoluyla hizla extinction'a dogru yol aliyorlar.
Ayrica, Lake Edwards ve cevresi de, hippo katliamindan nasibini aliyor; hippolar gunluk artiklarini gole birakiyor, tum balik turleri icin elzem besin kaynagi yaratiyorlar; bu defa dramatik bicimde azalan hippo sayisina bagli olarak, su urunleride, basta baliklar olmak uzere, hizla azaliyor, extinction'a gidiyor; bu defa tradisyonel olarak balikcilikla gecimini saglayan insanlar issiz kaliyor vs...Zincirleme reaksiyonlar elbette...
Kamera bir anda, soylarinin tukenmekte olduklarindan habersiz golde sevimli sevimli oynasan hippolari gosteririrken, Kongolu uzman elleriyle,evlerin tamda gol kiyisinda rastgele dizildigi genis bir alana isaret ederek, otuz yil evvel 30,000 olan ve simdilerde sayisi otuza dusen bu guzelim ekolojik denge saglayici yaratiklardan huzunle soz ediyor...
Feci etkileniyorum...
Havsalamin ve ruhumun bir yerlerinde, o daglarinda hic dolasamadigim, yabani ciceklerini koklayamadigim, guzelim vahsi hayvanlarindan korkamadigim ve yabani meyvalarini dallarindan koparamadigim agaclariyla, Kuzey Kurdistan beliriyor.
Aklim Turk gazetelerinde okudugum, topragima, tarihimize, daglarimiz ve barindirdigi guzelliklere yabanci, koku koksuzlukle malul bir takim vahsilerin, ellerinde kalasnikof'la ava cikip, 400 kg lik inanilmaz specie-tur olan o guzelim ayi'yi makinali tuferk atesiyle katletmeleri geliyor.
Yine bir yavrunun , bir su birikintisi cay veya gol kiyisinda cigeri yanmis bicimde su icerken, bilincsizce tas yagmuruna tutularak oldurulmesi...
Yillar once ziyaret ettigim bir hayvanat bahcesinde, hayranlikla hareketlerini izledigim kara panter'in anavataninin Yukari Mezopotamya( kadim Kurdistan-Asuriya-Armenia) oldugunu okuyunca, sasirmistim.
Daha sonra, ulkemizde bulunan muhtelif antik mermer-tas vs yapimi tabletlerde "aslan- panthera leo " figurlerinin sikca resmedilmesinden ; bu hayvanin isminin Kurdlerde ve hatta sonra gelen yabancilarda da yayginligindan, bazi yazilardan,ulkemizde bir zamanlar cok sayida yasadiklarini anlamistim.
Demekki Kurdistan'in , mevcut bulgular isiginda, belkide batiya ve daha da ileriye dogru uzanan genis ova-platolarini, territory olarak secmis olduklarini dusunuyorum.
Bu hayvandan artik eser yok !
Kurdistan daglari gece gunduz yogun olarak bombalanip, her bir mmkaresi yakilmaya baslanmadan evvel, turunun son temsilcisi olan " kaplan-panthera tigris", Kurdistan'in kahraman isgal yoneticileri burokratlar ile askerlerce, o guzelim turune has koyu lacivert stripe- cizgileriyle , basinda katillerinin muzaffer edalariyla , sanki iyi bir halt etmiscesine cektirdikleri fotografta siritan igrenc suratlarina tezat, yerde boylu boyunca yatar halde, 1972 yilinda extinction'un kara kapli defterinde yer aliyordu.
Halbuki bu hayvanlar, Kurdistan'in bizden de binlerce yil evvelki yerlileriydiler. Ne bir kavmi yokettiler, ne de kavimlerine ihanet etmeyi ogrendiler.
Sadece ac olduklarinda avlanan,uzerinde yasadiklari planete degisik vesilelerle can veren, muthis bir ekolojik dengenin elementleriydi bu hayvanlar...
Evet, son kaplanda yok edildi; ulkemizi viraneye, kulturlerimizi hic varolmamisa, tabiatimizi cehenneme ceviren ayni tarafca...
Kaplan, vatanimizda extinctiona ugrayan tum fauna ve flora'nin adina su anda, fiilen kendi cisminde olmasa bile; yuzbinlerce yildir Kurdistan'in her tur canlisina hayat vererek, soykirimlarda parcalanarak atilanlarin cesetlerine mezar yeri olarak, akla gelebilecek kirlilik senaryolarinda yer alarak,yinede direnerek, icinden salina salina gectigi, kivrimlarinin her birinin ugradigi mekanlara guzellik kattigi Dicle Nehri, yani Tigris River yani Kaplan Nehri olarak hayat buluyor.
Kendisi artik yok ama, Grekler binlerce yil evvel kendisine Kaplan ismini vermisler.
Kurdce de ise Tijr deniyor mus kaplana...
Kara panter'in ise, 24 yillik yogun bombardiman, yokedilen habitatiyla, extinction'in kara deliginde bulundugunu saniyorum.
Ama o guzelim varligi, gece karanliginda bir tas kovugunun ardina gizlenmis gerillaya, belkide bir ses, citirti olarak arada bir ulasiyordur, kim bilir...
Kaplan nerede?