[img]http://www.bingolum.com/haberinresmi/bingol-ergenekon-yansimasi.jpg[/img]
ERGENEKON'UN BİNGÖL UZANTISI
Ergenekon'un Bingöl yansımasının ilk durağı Jitem faaliyetleri. JİTEM'in aktif olduğu illerin başında Bingöl'de geliyordu. Ergenekon iddianamesinde, JİTEM'in Bingöl, Muş ve Şırnak'taki faaliyetlerine katıldığını anlatan Cizreli Ali olarak bilinen Jitem elemanı Abdulmuttalip Tonçer, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ve itirafçı Abdulkadir Aygan ile operasyonlara katıldığını anlattı. İddianamede konuşan diğer şüpheliler de Diyarbakır JİTEM Grup Komutanı olduğunu belirttikleri Adil Timurtaş'ın Bingöl'de operasyonlara katıldığı ve faaliyet gösterdiğini belirtti.
İddianamede, şüphelilerden JİTEM elemanı Hayrettin Ertekin ifadesinde, Timurtaş'ı tanımadığını belirtirken, diğer şüpheli JİTEM elemanı ve Cizreli Ali olarak bilinen Abdulmuttalip Tonçer, Timurtaş'ın Diyarbakır JİTEM Grup Başkanı olduğunu, birlikte Bingöl'de operasyonlara katıldıklarını anlattı. 1990 yılında PKK'ye katıldığını ve 1993 yılında teslim olduktan sonra itirafçı olduğunu anlatan Tonçer, 1994 yılında Zeki Yüzbaşı'nın komutanı olduğu Elazığ JİTEM Grup Komutanlığı'na bağlı olduğunu, 1995-1997 yılları arasında ise Timurtaş ile Bingöl'de görev yaptıklarını ve Bingöl'ün Genç İlçesi kırsalında PKK ile çatışmalara girdiklerini ifade etti.
Ergenekon örgütüyle ilgisinin olmadığını öne süren Tonçer, Bingöl'de JİTEM elemanları ile birlikte faaliyet yürüttüğünü itiraf ediyor. Askerliğini Muş Jandarma İstihbarat'ta yaptığını anlatan Tonçer, bölgede faaliyet yürüten JİTEM elemanlarının isimlerini şu şekilde verdi: İtirafçı olduğu dönemde Muş, Şırnak ve Bingöl'de JİTEM görevlileri ile birlikte PKK'ye yönelik her türlü mücadele ettiğini, JİTEM'de görev yaptığı sırada komutanlarının Şehit Kadir Kılavuz, Binbaşı Cem Ersever, Şırnak bölgede Binbaşı Ali, Silopi'de Yarbay Rıdvan, Muş'ta Binbaşı Zeki, Albay Naim Kurt, İstihbarat Şube Müdürü Kenan Sefa Büyükaydın, Paşa Yavuz Ertürk, Muş İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Osman Erkol, Muş Güvenlik Komutanı Paşa Mustafa Kemal ile itirafçılardan Adil Timurtaş, Muammer Sonar, Bedirhan Kurt, Hüseyin Bilbil Kod adı Hüseyin (Cizreli), İbrahim Babat, Mehmet Dörtyama, Abdülkadir Aygan, Eyüp (Silopili), Sakallı ve Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın arkadaşı olarak belirttiği şahıslarla 1993 yılı 10. ayından 1995 yılı sonlarına kadar JİTEM'de faaliyetlere katıldığını, Bingöllü Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ile Muş Şenyayla'da 1995 yılında kırsalda operasyonlara katıldığını, ancak şu anda Mahmut Yıldırım'ın nerede olduğunu bilmediğini belirtiyor.
[b]'Turgut Özal kardeşlik ortamı için girişimde bulunmuştu'[/b]
'Galip' kod adlı gizli tanık ise ifadesinde, 1993 yılında dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın bölgedeki Kürt sorununu fark ettiğini ve çözüm yolları arayacağını beyan ettiğini belirterek, PKK'nin silah bırakması için projeler ürettiğini, o dönemde yasak olan Kürtçe konuşmayı serbest bırakacağı yönünde açıklamalarda bulunduğunu belirtti. Galip, bu sürede PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın yanına, Celal Talabani, Kemal Burkay, Hamraş Raşo'nun (IKDP Başkanı) gelip gitmeye başladığını ve bir ateşkes sürecinin olması için zemin oluşturmaya çalıştıklarını ifade etti. Öcalan'ın Lübnan'da bulunan Bekaa kampında basın açıklaması yaparak tek taraflı ateşkes ilan ettiğini hatırlatan Galip, Turgut Özal'ın PKK'nin silah bırakması ve kardeşlik ortamının oluşması amacıyla yapmış olduğu girişim çalışmalarının örgütte çok olumlu karşılandığını ve herkesin bir çözüme doğru gidileceği ümidini taşımaya başladığını ifade etti.
[b]'33 asker silahsız gönderildi'[/b]
Galip, ancak 1993 yılının Nisan ayında Turgut Özal'ın öldüğünü ve akabinde Bingöl'de 33 askerin PKK tarafından vurularak öldürüldüğünü, bu eylemle birlikte yeşeren umutların tamamen kaybolduğunu anlatarak, PKK'nin tek taraflı ateşkes süreci ve devletin çözüm arayışlarına girdiği bu dönemde PKK içerisinde bir grubun bu eylemi gerçekleştirmesi ve bu askerlerin korumasız ve silahsız olarak tehlikeli bir bölge üzerinden gönderilmesine kişisel olarak hiçbir zaman anlam veremediğini, bu eylemin örgüt içerisinde Sait Çürükkaya (Doktor Süleyman) kontrolündeki PKK'liler tarafından gerçekleştirdiğini belirtti. Galip, Çürükkaya'nın halen Almanya da olduğunu söyledi. Galip, 'Yeşil' olarak tanınan JİTEM elemanı Mahmut Yıldırım'ı tanımadığını ancak Bingöl-Adıyaman bölgesinde zabıtaya istihbarat temin ettiği ve 'Sakallı' ismi ile tanındığını ancak hiç görüşmediğini, nerede olduğunu bilmediğini öne sürdü.
[b]Perinçek'in Parmağı Var mı?[/b]
İddianamede, Bingöl'de askerlik yapan Gaziantepli Mehmet Adnan Akfırat'ın adresinde yapılan aramada, "Doğu Perinçek'in 1991 yılında ziyaret ettiği PKK kamplarında Öcalan ile anlaştığı, örgütün ikinci lideri konumunda olduğunu ve Bingöl'deki kanlı eylemde 33 askerin şehit edilmesi olayının azmettiricisi olduğu" şeklinde bilgiler içeren doküman ile ilgili verdiği ifadede, dokümanın Perinçek'in 'PKK'nin yöneticisi olması' sebebiyle yargılanması döneminde mahkeme evrakları arasında bulunan bir doküman olduğunu öne sürdü. Akfırat, Perinçek'in yazmış olduğu "Bir Devlet Operasyonu" isimli kitapta belge olarak kullandığını, kendisinin de o dönemde bu belgeyi Perinçek'in avukatlarından alarak haber yaptığını, Perinçek'in bu suçlamadan beraat ettiğini, bu belgenin sahte bir belge olduğunun sabitlendiğini belirtti.
[b]33 Asker Olayında Şemdin Sakık[/b]
PKK'nin önemli isimlerinden biriydi Şemdin Sakık. 33 asker olayını gerçekleştiren kişi olarak adı hep geçti. Şemdin Sakık'ın yargılandığı dönemde önemli bilgilere yer verildi. İddianamede, Şemdin Sakık'ın katıldığı en büyük eylemin 24 Mart 1993 tarihinde, Elazığ-Bingöl karayolunun kesilerek durdurulan otobüslerde 33 er ile 3'ü öğretmen 5 vatandaşın öldürülmesi yer aldı. Sakık Mahkemede verdiği ifade de “1993 yılından sonra silahlı mücadelenin yıkım olduğunu gördüm. Adım adım kendimi farklı bir çizgide yoğunlaştım. Silahlı mücadelenin kandan başka bir işe yaramadığını, sorunun çözümü olmadığı inancını taşıdığım için PKK'den kaçtım. Hem örgüt, hem de Türkiye kamuoyu tarafından 33 askerin benim tarafımdan öldürüldüğüne gelince. 1993 yılında ateşkes haberimiz olmadan Apo tarafından yapıldı. Apo'nun kafasından mı çıktı, Şam'ın talimatı mıydı bilemiyorum. Böyle bir talimat bize geldikten sonra tüm gerilla coşkuyla karşıladı. Çünkü herkes savaşın sona erdirilmesini istiyordu. Ancak, her gün operasyonlar yapılıyordu onlarca gerilla ölüyordu. Öcalan da, ’’Misilleme yapabilirsiniz, kendinizi savunabilirsiniz'' dedi. Örgütün başında bulunan Celal Barak, Elazığ- Bingöl yolunu kesmiştir. İstihbarat söz konusu değildir ve 33 asker taranarak öldürülür. Bu eylemi bir hafta sonra duydum. Bana, ’33 kurşun, ateşkeste ölen 18 arkadaşımızın intikamıdır' diye tekmil verildi. Hiçbir şey diyemedim. Olayı Apo'ya aktardım“ diyerek olayı kendisinin yapmadığını iddia etti. Oysa PKK, 33 askerin öldürülmesi olayının başkahramanı olarak Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ve Şemdin Sakık'ı görüyordu.
[b]Olaydan Sağ Kurtulan Askerler[/b]
33 erin öldüğü 12 yıl önceki olaydan sağ kurtulan üç asker, yaşadıklarını anlattı.
Hürriyet gazetesinin olaydan sağ kurtulan askerlerle yaptığı röportajda, olayı gerçekleştirenin Parmaksız Zeki kod adlı Zeki Sakık olduğu belirtiliyor. İşte olaydan sağ kurtulan askerlerin anlattıklarından kesitler.
OSMAN PARTAL ANLATIYOR
Yolumuzu kestiklerinde şoförün kapısını bizzat Sakık açtı. Toprak rengi üniforması vardı üzerinde, aynı renk kasketi ters takmıştı. Omzunda ki tüfeğin namlusu yere bakıyordu. ...Sakık'ın talimatıyla tek sıra olduk. Şemdin Sakık nereli olduğumuzu sorup, Doğulu-Batılı diye bizi iki gruba ayırdı. Sakık, doğulu olmayan benim de içinde olduğum 34 kişinin eğitim kampına götürülmesini söyledi....
ERKAN OMAY ANLATIYOR
Sürekli yürüyorduk. Ertesi gün 12.00'de silah seslerinden askerlerin yaklaştığını anladım. Asıl harekat 16.00'da başladı. Sikorsky ve F-16'lar uçuyordu tepemizde. PKK'lılar kazma kürek çıkarıp siper kazdı, kayalıklara saklandı. Bizi hedef olarak ortada bıraktılar. Askerimiz, yanlışlıkla içimizdeki 9 eri şehit etti bu yüzden. Müthiş bir yağmur vardı. Bizi kalkan olarak kullanan Şemdin Sakık bir ara yanımıza geldi, sağ kaldığımızı görünce şaşırdı. ...
ERKAN UMAY ANLATIYOR
Sakık, ’Sorunumuz rütbelilerle, size bir şey yapmayacağız' dedi.
ERKAN OMAY ANLATIYOR
Sayıları 150'yi bulan PKK'lıların silah tehdidi altında yürümeye başladık. Bir köyün alt tarafında durduk...Elebaşı Şemdin Sakık, Türk askeri üniforması giymiş, elindeki telsizle emir yağdırıyordu.
DEVAMI YARIN..
[url=http://www.bingolum.com/]http://www.bingolum.com/[/url]
Faili JİTEM, tanıkları asker olan senaryo Öcalan muhaliflerini h