Sanıyorum 60 lı yılların sonuydu.
Heso'ye Dadê öğretmendir, kravatlıdır. Kemalin okullarından okumuş ve sözüm ona memur olmuştur.
Heso, çalıştığı kazaya iner. Babası da kazaya iner.
Heso, kıravatlı ve temiz giyinmiştir. Babası Dadê ise pejmüde görüntülü. Yırtık pantolon,yırtık şalvar ve tıraşssız bir yüz.
Heso ile kazaya indiklerinde; karşıdan gelen arkadaşlarını farkeden Heso, döner babasına;
'baba, çabuk ayrıl benden!' der.
Dadê;
'Xerdir Heso! Niye lo..." diyerek sorar.
Heso;
"arkadaşlarım, senin babam olduğunu sezmesin!" der.
Yani Heso, babasıyla yanyana görünmekten utanır bir söylem geliştirir.
Dadê;
"lanet olsun senin gibi evlada..." der ve ayrılır.
Bazen yazılarını okuduklarımın söylemlerinde Heso'yu görür gibi oluyorum.
Atalarını hatırlarken Heso'laşıyorlar.
Heso'laşmaya gerek yok.
Evet eğer onurlu bir tarihten bahsedilecekse; o tarih, o insanların onurlu duruşuyla şekillendi.
Ya da bizim öyle ahamlı şahımlı bir tarihimiz yoktur deyip geçeceğiz.
Kimileri de diyecek ki nereden nereye...biz a diyoruz bu berwarto me anlıyor.
Yok yok çok iyi anlıyorum.
Perdeyi aramalının arkasında hinoğlu duruyor.Ona dikkati çekiyorum.
Kürd tarih tezi bağlamında milli bakış, Hesoyla birlikte göme gitmez.
Yine bir gün bu bizim Heso erkenden kalkar giyinir ve okula gider.
Hergün kravatlıdır Heso. Eli öpülecise annesi o gün Heso'nun kravatını evde unuttuğunu görürü ve kravatı alır Heso'nun peşine düşer ve arkasından;
"Hero Heso vinde, to çolixê xo bîrakerd. Çolixê xo bice.
Çêdo çolixê to mend.(Hasan bekle, kravatını unuttun.Kravatını al.Kravatın evde kalmış)
Umarım yazıda kılıç kuşanma yok. Yoksa adımız kılıçi zade Ahmed Efendiye çıkar.
Re: Ek