Nasnamede yazmaya başlayalı yaklaşık beş ay olmuş bu beş ay içinde 29 makele ve öykü 30`a yakın haber ve kısa değerlendirme yapmışız. İlk yazımız Kürdü kandırma Kürd özgürleşme mücadelesini Kemalizme devşirme ve Türkleştirme çabaşı içinde olan manipülasyoncuların (neoKemalist Kürdler) başlattığı "sayın" kampanyasına yönelik olmuş ve biz orada demişizkı "ben sana asla sayın demeyeceğim" ve bunun gerekçelerinide yazmışız üzerinden beş ay geçmiş ve hala yazımız aktüelliğini koruyor.
Sonra yine yazmışız . yazmışız . yazmışız sürece denk düşen dağarcığımızdakilerle örtüşen ve inandığımız şeyleri dile getirmişiz.
Nasnameye Ahmed Arif`le merhaba demiştik Şükrü Xoce ile ilk konuşmamızda ona Xocam on yıllık yolculuğunuzu kıyıdan izler durumdaydık sizi izliyor içimizden destekliyor , size gıpta ile bakıyorduk yaptığımız sadece buydu.sonra bu yaklaşım bize ağır gelmeye başladı iki yolumuz vardı ya korkumuza esir olup KSP (kürd susanlar partisi) üyeliğimize devam edecek günahkar ve korkak olarak kalacağız.kendi yarattığımız canavarın mazlum insanlarımızı yemesine seyirci kalacak bir biçimde onların bu eylemlerini destekleyeceğiz.bize dokunmayan yılan bin yaşasın diyeceğiz.
Yada...
Kürd halkının içine düsürüldüğü bu çirkin , rezil tuzaktan bizde payımız olan kirliliği kabul edecek ve buna karşı duracaktık bununda yolu hiç değilse bildiklerimizi yaşadıklarımızı ve yaşananları dillendirmek bu cephede bir karşı duruşu göstermek olacaktı ve tuşlara vurmaya başladık.
Yazdıklarımız bir anlamda bizim özeleştirimizdir belki bu kirlilikte bizim payımız bu gün Kürd hareketinin iktidarını elinde bulunduran güç ve ondan kopmuş anlı şanlı eski PKK lilerin yanında devede kulak kalacak ama biz yinede açık yüreklilikle diyoruzki evet bu çarkın dişlilerinin arasında bizde bir biçimde yer aldık niyetimizden kaynaklı olmazsa bile objektif olarak bu günahlara bizde katkı sunduk.Dolayısıyla kendimizi borçlu sayıyoruz.biz Kürd halkına onun direnişler sonucu yarattığı değerlere karşı borçluyuz dedik.aynı kaderi paylaştığımızın bilinci içinde biz bizim yapabileceklerimiz noktasında o kader paylaşımcıları ile aramızdaki iletişimi yeniden oluşturmak ve elimizden gelen neyse onunla bu yolda olmak istedik.
Biliyoruz bizim yayınlanmış kitaplarımız yoktu.bizim Öcalanla kişisel bir çelişkimizde yok , Biz falan alanda komutan olarak yer almadık dolayısıyla kimseye emir komuta edemedik.Hiç bir Türk gazete ve televizyonunda açıklamalarımız yayınlanmadı dolayısıyla ne an`ımız nede şanımız var.ne Satre`yiz ne Kafka ne Halil Cibran nede kasap.sade sıradan hatta kimsenin farkında olmadığı bir Kürd bireyiyiz. Hal böyleyken yüreğimiz halkımızın yaşadığı dramların dramını kabul etmiyor etmedi ve borcumuzu ödemek yoluna koyulduk.
Biz yazdıkça birileri kızdı köpürdü "bu herifte kim nerden geldi gökten zembillemi indi ," . söylemleri gelişti .
Bir hedef koymuştuk beyinlere hitap edecektik bir fırtına yaratacaktık. Aynı fırtınada bizde savrulmuştuk iyi biliyorduk ve yavaş yavaş sarsmaya başladık evet okurlarımız bizi okuyor, bizi onurlandırıyor , bize destek veriyor teşvik ediyor ve bizimle sıcak bir bağ kuruyordu.bu bizim daha çok çalışmamızı daha çok yazmamızı ve daha ağır bir sorumluluk altına girmemizi sağlıyordu.
Sorumluluğumuzun bilincinde olduk ilkeler edindik hem okurla sıcak bir bağ kuracağız hemde sorumluluk bilincimizi hep ayakta tutacağız dedik.yalandan , şişirilmiş popülist söylemden uzak duracağız dedik.bir süreci açacağız belki deprem yaratacağız bu gerekli ancak bu depremden en az zararla çıkabilmenin .çıkarabılmenın kavgasınıda vereceğiz dedik.
Ciddi ve güvenilir bir iletişim kurduk okurlarımızla çalışmalarımızı açtık onlarla paylaştık onların bizden istediklerine yanıt vermeye çalıştık ve büyük oranda onların bizi beslemesiyle önemli bir çalışmanın içine girdik.mesajlar , mailler , telefonlar çalışmaya başladı her an , saat yada gün otuz yıllık tarihimizi sorgulayan karanlık sokakları aydınlatan bilgi ve belgelere ulaştık okurlarımız bize güvendi ve güvenini konuşarak dışa vurmaya başladı . bu bizim için çok önemliydi.konuşan bir kitleye ihtiyacımız vardı tanıklar suskunluğu bırakacaktı. Bize yazmaya başladılar.gördükkı bize yazanlar bu mücadelenin adı duyulmamış asıl kahramanlarıdır.
O adı sanı duyulmuş her biri bu alanda bir köşe tutmuş ve adlarından başka hiç bir şeyleri olmadığı için nostaljiye sığınanlar sustukça adsızlar konuşmaya başladı.
Birileri susuyordu ısrarla çağrılar yapıldı konuşun diye ..sustular , susuyorlar.
Onlar susmak zorundalar ,
Onlar konuştuklarında iki ucu kirli değneğin ikinci ucu oldukları ortaya çıkacak kaygısı Onlarda hakimdi.ama bir noktada yanıldılar yanılıyorlar.değneğin iki ucu kirli bu açık ortada ve her iki uçta korkularına teslim olmuşlar kirin içinde kalmışlar ancak değneğin ortası temiz ve her iki ucun kirine tanıktır.
Değneğin ortası konuşacaktı ve belkide biz yazılarımızla değneğin ortasını harekete geçirdik ve gördükki iki ucunda kiri ortaya çıkıyor. Aslında onların hiç biri bu halka önder olamazlar bunu gördük. Her iki uçta günahlarını saklamanın telaşında , Bir anlamda birbirlerine karşıtlıkları birbirlerini koruma durumunda. ama buna güçleri yetmiyor yetmeyecek.Biz bu zımni anlaşmayı bozacağız
Öcalan ve ekibinin kiri ne kadar çoksa ona muhalif olduğunu belirtmek dışında hiç bir şey üretmeyen suskun pısırıklarında suçu o kadar çoktur ve her iki uç ortaktir.
Yazdık yazacağız yazdığımız olaylar yaşandığında bu pısmış ve susmuşlar armutmu toluyordu.?
Dewran`ın yada Faik`in katlinde bunlar uzay mekiğiyle uzay yolculuğunamı çıkmışlardı.?
Nayloncu Azime`nin naylon damlatarak işkence ettiği insanların(gerilla) çığlıklarını bunlar duymuyormuydu.? Öcalanın haremini bunlar bilmiyormuydu.?
Daha 3. kongrede uç vermeye başlayan Türkleşme ,Tasfiye ve Kemalizm politikalarını onlar görmüyormuydu..?
Yalçın Küçük , Mihri Belli , Doğu Perinçek`in örgüt içinde hakim anlayış olduğu dönemlerde bunlar Sibiryadamıydı..?
Yine PKK`nin gerçek yüzünü açığa çıkardığı imralı süreci ve beğenilmeyen bizlerin muhalefeti birilerinide piyasaya çıkardı."vay efendim" dediler "Siz Kürd mücadelesini PKK ile sınırlıyorsunuz"."biz zamanında söylemiştik."."PKK`den öncede birileri vardı bu ülkede" demeye başladılar.bunlar bir ayağı pkk ve çevresinin onlara vereceği imtiyazları kollarken bir diğer ayaklarıda biz söylemiştikçi ve Kürd çıkışına sahip çıkmacı yaklaşımları olanlar.
Örneğin bu satırların yazarı onlardan gelme ve doğal olarak sormak durumunda yahu siz değilmiydiniz 12 Eylül Faşist darbesi sonrası barları kulüpleri vede Avrupayı mesken tutanlar.
Siz değilmiydiniz cezevlerindeki yoldaşlarınızı deşifre olmamak adına yalnız kimsesiz bırakanlar.
Sız değilmiydiniz silahlı mücadele hazırlığı içindeyiz deyip silahlarını mağaraya gömen ve Kürd özgürleşmesi için tek kurşun sıkmayanlar vede 12 Eylülde silahları Evren cuntasına teslim edenler!.
Siz değilmiydiniz tehlike geçtikten sonra DEP HADEP vb gibi PKK orijinli örgütlerde milletvekilliği , belediye başkanlığı , parti meclisi üyeliği kovalayanlar!..
Siz değilmiydiniz daha dün Barış İçin 1000 imza kampanyasına imza koyanlar!.
Siz değilmiydiniz daha dünkü seçimlerde Kemalistliği ve Kürd düsmanlığı kanıtlanmış Öcalan güdümlü DTP ile birlik çalışması/birlikte seçime girmek isteyenler ve sonu hüsranla bitincede DTP yan çizdi diyenler!.
Siz değilmiydiniz Kemalizmin sol şubesi TKP ile can ciğer kuzu sarması olanlar hatta bu hareketin Kürdistan şubesi olanlar!..
Siz değilmiydiniz Sovyet`çi ve Çin`ci olup Mao ve Lenin`in çıkarlarını Kürdistanı çıkarlardan üstün görenler.
Siz değilmiydiniz Kürdistan`daki en büyük kitle eylemini sistemiçi pahalılıkla mücadele olarak belirleyenler!.
Siz değilmiydiniz Melle Mustafa Barzaniyi ilkel milliyetçilikle Amerikan uşağı olmakla itham edenler hatta dergilerinde teşhir edenler..(Barzaniden Kisingere mektiuplar.özgürlük yolu )!!..
Siz değilmiydiniz yarattığınız kuru ajitatif ve halkın talepleriyle örtüşmeyen politik duruşun politikasızlığı sonucu Kürd halkını Apo nun ankara PKK sine "peşkeş" çekenler!.
Somut soru şu..Siz neredeydiniz.?
Hepimiz ama hepimiz suçluyuz önce açıkyüreklilikle suçlarımızı itiraf edelim..bunun zamanı değilmi..?
16.09.2008
Re: Halis Açar : Hepimiz Suçluyuz (Nasname`den Aktarma)