Bilindiği gibi bugün Güney Kürdistan'da onlarca siyasi parti ve grup var. Bu partilerin doğuşuna ve gelişme süreçlerine bakıldığı yada tarihçeleri irdelendiği zaman kanlı iş kavgalar/iç savaşlar yaşıyarak bugüne kadar gelebildiler.
Bu reel durum Kürdlere özgü bir şey değildir. Tüm dünya da ve bulunduğumuz Ortadoğu arenasında bir çokları bu süreci/süreçleri yaşadılar. Batı ülkeleri acı tecrubeler sorucu “çok partili sistemi“ bir hukuka bağladılar.. Bizim içinde yaşadığımız Ortadoğu alananında ise daha çok despotik ve tek partili/partisız sistemler oluştu.. Elbette, Ortadoğu'daki yapının tesis edilmesinin iç kültürel, sosyal ve siyasal etmenlerin yanı sıra uluslararası “geodemokrat“ güçlerinde büyük bir etkisi oldu.
Kürdlerdeki bu çok partili sistemin ortaya çıkması Kürdlerin tarihi ile doğrudan ilintilidir. Mevcut olan Kürd partilerinin yaşadıkları çatışmaları değerlendiren bir çok akademisyenin Kürd partilerini Kürd Mirlikleri ile kıyaslamaları fazlaca yabana atılacak gibi değil. Kürdistan işgal eden Fars ve Osmanlı sömürgecileri hiç bir zaman bir Kürd Mir'inin diğer Kürd Mirlerini denetim altına almasını ve sınırlarını genişletmesini istemediler. Bu yönde yapılan tüm girişimler, sözkonusu devletlerin karşı saldırılarıyla karşı karşı kaldılar.
Güney Kürdistan'da KDP ve YNK arasındaki çatışmalara baktığımız zaman, Türk, Arap ve Fars sömürgecileri hiç bir zaman bir partinin tek başına siyasal monopolunu kurmasına izin vermediler. Bu iki parti arasında 1994 yılında başlayan iç savaşın gelişimine bakıldığı zaman, güçler arasında dengeler bozulduğu andan itibaren İran, Türkiye, Suriye ve Irak gibi ülkeler her zaman balans ayırı yaptılar. Bunu bugün o sürecin siyasal aktörleri söylüyor. Amerika'nın Irak'ı işgal etmesinden sonra Güney Kürdleri “tüm siyasal partilerin hükümete olduğu“ bir siyasal yapıya gittiler. İşin motoru KDP ve YNK dir. Asuri ve Türkmenleri bir kenara bırakırsak, Kürdistan İslami Birliği, Zahmetkeşanlar, Sosyalist Parti, Komela İslami ve Kürdistan Komunist Partisi de iktidara ortaktır. Çünkü, hepsinin hükümete bakanları var.. Bu partiler bir yandan iktidar iktidar da bulunuyorlar, diğer yandan muhalefet gibi davranıyor.. Bu partilerin içinde bulunduğu dilema bir çok defa komik durumların yaşamasına neden oluyor. Bu güçlerin bazen çıkardıkları aykırı seslerde bastırılıyor.. Haklı olarak kendilerine “ya iktidar yada muhalefet olun“ diye ikaz oluyor..
Onlarda iktidarın nimetlerinden yararlandıklarından dolayı ne camiden ve ne de kiliseden olmak istiyorlar.
İster istemez bu partiler kamuoyunun gözünde “iktidara benzeşen “ güçler olarak görülüyor.. Bu İslami güçlerin etkilerini yitirdikleri anlamına gelmiyor. Ama bu güçlerin yükseliş hızları düşmüşe benziyor.. Reel durumu Mayis ayında yapılacak seçimlerde göreceğiz.
Ama, Güney Kürdistan'da çok partili sistemin bir dizi handikapı aşarak günümüze kadar gelmesi Kürd milleti için büyük bir şanstır. Önemli olan çok partili sistemin kurallarına göre oyunu oynamaktır. Seçim sonuçlarını içselleştirmektir.
Güney Kürdistan'da muhalefet denildiği zaman bir çokların düşündüğü çevre Nawşirvan Mustafa'nın başını çektiği YNK içindemi yoksa dışında mı belli olmayan, çevredir.
Nawşirvan Mustafa YNK Genel Sekreter yardımlığından ve politbüro üyeliğinden istifa ettikten sonra basın ve yayını temel alan “Ûşe“ diye şirket kurdu.
Nawşirvan, çıkardığı “Rojname“ gazetesi aracılığı ile, bugüne kadar Güney Kürdistan'da iktidara yapılan en sert eleştirileri yapıyor. Bugüne kadar takip ettiğim kadarıyla Nawşirvan Güney Kürdistan'ın tüm sorunları hakkında kendi düşüncelerini ortaya koymaya çalıştı. Güney Kürdistan Önderliğinin bu süreç içinde temel sorunlara dair büyük hatalar yaptığını ileri sürmeye başladı. Kerkük Meselesi, Peşmerge sorunu, Bağdat ile ilişkiler, yolsuzluklar, devlet-parti ilişkisi ve parlamentonun rolu gibi konular bunlardan bir kaç tanesidir.
Nawşirvan ve çevresinin yaptıkları siyasi çıkışlar ve eleştiriler onları ilgi odağı haline getirmişti. Yukarıda isimlerini saydığım diğer Kürd partileri sert eleştirilerden kaçınıyorlar.. Geçmişte yaşanan çatışmaların bu tutumun yerleşmesinde büyük bir payı var. Nawşirvan ve çevresinin tutumunda böyle bir korku görülmüyor. Ayrıca bir de “eski arkadaşlarıyla“ bir hesaplaşma olarakta görülüyor.
Fakat, Nawşirvan ve çevresinin çıkışları YNK'yi aşarak bir Güney Kürdistan sorunu olmaya başladı.
Mayis ayında Güney Kürdistan'da seçimler yapılacak. KDP ve YNK ortak bir liste ile seçime katılacaklar. Diğer dört parti ise ortak bir liste hazırlamaya çalıyorlar. KDP ve YNK yaptıkları seçim antlaşmasında kendi aralarında “Fifty-Fifty“ temelinde anlaşmışlar. Bu arada Nawşirvan Mustafa'nın ekibinden olan Salar Aziz “Rudaw“ gazetesine verdiği bir söyleşide, “Bağımsız bir liste olarak seçimlere katılacaklarına dair bir karar aldıklarını“ söyledi.
İşte tamda deprem burada başladı. YNK ve KDP politbüroları kendi aralarında yaptıkları toplantılarda bu “Nawşirvan faktoru“ üzerine kafa yordular. Tamda bu arada YNK'nin Kosret Resul'da içinde olduğu 5 politbüro üyesi geri çekilmeye başladılar.. Taraf arasında Kürdistan'da ve Bağdat'ta bir dizi görüşme yapıldı. Alınan son bilgilere göre Mam Celal “isyancıların“ 11 maddelik taleplerini kabul etmiştir!!!.. Kürdistan Başkanı Kek Mesud yazılı bir açıklama yaparak YNK içinde yaşanan bu sorunların “Kürdistan kazanımlarına zarar vereceğini................. Mam Celal ile görüştüğünü onun bu sorunları çözeceğine inandığını“ deklere etti. Kürdistan Başbakan'ıda dahil bir çok çevre yaşanan gelişmeler karşısında kaygılarını dile gitiriyor.
Aslında bu kaygıların haklılık payı var. Çünkü, Güney Kürdleri devlet ve parti ilişkilerini ayıramadılar. Parti=devlet mantığı ile hareket ettiler. KDP ve YNK politbürolar hükümet ve parlamento üstü konumlarını korudular. Güney Kürdistan'daki devlet yapılanması çaycıdan en üst bürokrata kadar “Fifty-Fifty“ sistemine göre oturtmaya çalıştılar. İki ayak(YNK-KDP) üzerine bina edilen Güney Kürdistan'ın siyasal iktidarının bir ayağı çökebilir ihtimalı büyük bir paniğe neden oluyor.
İşte asıl sorun burada..
Çözülmesi gereken köydüğüm buradadır..
Yapılması gereken partiler üstü ve Kürdistan çıkarları için süreklilik arzeden bir devlet yapılanmasını inşa etmektir.. Partiler bugün var, yarın yok olabilirler. Bugün iktidarda yarın muhalefete düşebilirler. Kürdistan'ın kaderi bir partinin sarsıntı geçirmesine indirgenemez. Aslında YNK'de tartışılan sorunlar, tüm Güney'in sorunlarıdır.. Güney'de yapıcı bir muhalefete ihtiyaç var. Kürdistan parlamentosunun var olan kompozisyonu değişmelidir.. Nawşirvan Mustafa ve Cewher Namik gibi kadroların başında olacağı bir muhalefet Kürdistan'da ciddi bir reform sürecine ön ayak olabilir. Aksi takdirde hiç istemediğimz başka güçler devreye girer. Çünkü, sorunlar var ve halkın beklentiler var..
Silav
Ferzende Serhedi
Re: Güney Kürdistan'da muhalefet sancıları