Gündemdeki Sorunlar Hakkında Kısa Düşüncelerim
Fuad Çavgun
-Türkiye’nin geçmişinde bir sürü pislik vardır. Bu günkü hükümetin de amaçları bu pislikleri çıkarmak ise elbette bu pislikleri ortaya çıkarmalılar.Bu iyi bir şey. Biz de onlar yardımcı olamalıyız. Ama biz olan pislikleri veya yanlışlıkları halkımızın çıkarları için mutlaka ortaya çıkarmalıyız.
-Devlet kendini güçlü zannederek, Kürdler arasında psikolojik sorun yaratarak, bizi birbirimize düşürmeye çalışıyor. Esas olan Kürd meselesini tali plana indirgemektir.Türk devletinin bugün bu kadar pisligi varsa tek sebep Kürd Sorunu’nun çözülmemesinden kaynaklanıyor. Ecevit ‚Doğudakilere Kürt dersek onlarin bilinçlerini uyandırmış oluruz ve bu yüzden Kürt sözcüğünü kullanmamalıyız’ diyordu. O zaman biz de aksine önümüzdeki seçimleri bu temelde yürütmeliyiz. Propagandamızı Kürdçe yapmalıyız.
-Bir başka büyük sorunumuz önemli insanlarımızın tarihten bugüne kadar olan ortak kaderleri. Bazılarını bizler kendimiz ortadan kaldiriyoruz, kaldıramadığımızı ise düşman yok ediyor. Artık bu durumuzu değiştirmek için elimizdeki tüm imkanlarımızı kullanmalıyız. Akıllıca hareket etmeliyiz. Kurnazliklara yol vermemeliyiz. Çünkü kurnazlık demek güvensizlik demektir. Bundan arınmalıyız.
-Kurduğumuz bircok internet sitesinde birbirimize taş atmak yerine enerjimizi ortak mücadelemiz için kullanmalıyız. Herkes üstüne düşen görevi yerine getirmelidir.
-Bazı şahıslar Öcalan ile devletin arasındaki ilişkinin ortaya çıkmamamsı için perde görevi görüyolar. Olayları ve demeçleri iyi analiz etmeliyiz. Bir lider ne kadar değerli olursa olsun halk iradesinin önüne geçemez. Bir de bunun yanında Kürt evlatlarının kanına giren Öcalan da yargılanması için elimizden geleni yapmalıyız. Ben bu ülkenin bayrağıyım benim düşmanım anavatanın düşmanınıdır, diyen mantığı bertaraf etmeliyiz. Ama böyle bir lider yaratabilmemiz için güçlü ve saygıdeığer bir halk olması gerekir. Her halk kendine göre bir lider seçer. Sayın Mesûd Barazanî'nin dediği ‚Kürtler hem aşiretten hemde partiden üstündür’ sözü doğru ve yerindedir. Bunu temel almalıyız.
-Türk devleti 85 yıldır Kürdleri politikalariyal uyutmaktadır, ama artık bu devranın böyle gitmeyeceğini onlara göstermeliyiz. Akıllı politikalar üretmeliyiz. Türk devletinin yaptiği „açılımları“ veya verdigi ödünleri Kürd halkının mücadelesinin kazanımları olduğunu ortaya koymalıyız. TC devletine entegre olan şahısa laf söylemeye gerek yok ama Kürd halkının bir ferdinin bile ‚Demokratik Cumhuriyet’ için ölmesini engellemeliyiz
-Ergenekon meselesine baktığımız zaman ise çıkan pislikler Kürd halkinin yararınadır ama Fırat ötesinde olan pisliklerin ortaya çıkmaması TC devletinin Kürdler hakkındaki izledigi imha politikasinin hala işlediğini göstermektedir. Aslında bu görevinde bize ait olduğunu düşünüyorum. Yapılan yanlışlıklar tek partili bir sistemimiz olduğu için oluşmaktadır. Çoğulcu sistemde ise uyarı mekanizmaları vardir. Bizde ise tek parti olmanın dezavantajida burada ortaya çıkıyor.
-Öncelikli hedefimiz siyasetin yarış olmadığını ve amacımızın kendi aramızda birbirimizi yenmek olmadığını kavramalıyız.Siyaset yoluyla somut hedefler ortaya koymak ve bu hedeflere ulaşmak için hangi kadrolara ihtiyacımız olduğunu saptamamız gerekir.TC’nin kurulduğundan beri çıkan isyanlarımızda faili belli olayların açık ve net biçimde ortaya konması ve bunun soykırım olduğunu tüm dünyaya kabul ettirmemiz gerekir. Bu seçimlerde bunun için hem TC devletine hemde uluslararası kamuoyuna cevap vermemiz için iyi bir firsattır. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmeliyiz.
5 Şubat 09
Selamlar