Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 6 September 2008

Hepsi aydın..

Üstelik politikacı.

Çoğu Avrupa'da yaşar.

Önemli görevi olan her hangi bir politikacı erotik kulüplerden birinden adımını içeri atsa skandal olacağını, ilgili politikacının görevlerinden istifa etmek zorunda kalacağını çoğu bilir. Sexse sınır koymayan avrupalı teşhire ahlaki manialar dikmiştir.

Hepsi belli bir yaşın üstünde. Hoş olmasalar bile adem babamızdan beri insan neslinin hangi eylemle sürdüğünü bilirler. İnsanların bildiğini bilinçleriyle olmasa bile güdüleriyle hayvanlar da bilir. Hayvan nesli erkeği ve dişisiyle çıplaktır, arada ayrılık yada eşitsizlik yoktur.

Ya insanın dünyasında?

Kadın vücudunun alınır-satılır ticari metaya dönüştürüldüğünü, hemcinsini sadece zevk objesi olarak görmenin, aşağılamanın salt insana özgü bir aşağılama türü olduğunu hayvanlar kavrayabilseydiler acaba insanlara ne kadar yukardan bakmaları gerekirdi?

Kadın sünnetini Türkiye ve akıl hocası avrupalıların janrıyla "kürtler ilkeldir" tekerlemesine arka çıkarcasına tartışma konusu yapanlar kadın bedeni şahsında insanın aşağılanmasına sessiz ve kayıtsız kaldıklarında ne kadar insana sayılmalıdırlar?

Devir pul devridir semizar...

Her boyayı boyamıştık, geriye fıstık yeşili kalmıştı. Onu da başardık. Artık sevişme zamanıdır ha? Savaşmayın, sevişin. Öylemi?

Kadın çıplaklığını savunmayı modernite ile eşitlemek. Hımm.. Bu deha kürde ait olsa gerektir. Oy kurdo anan öle!

Takunyalı Tayyip açmak yasak demiş, siz Abdo gibi kapatmak yasak deyin... Gözünü sevdiğimin muhalifliği.. Yahu bu muhalifler burada erotizm ve cinsellik bağlamında çıplak kadın bedenine bakmanın sevap ve dahi iç açıcı olduğunu evlerinde hanımlarının yada annelerinin yanında savunabilirlermi?

Burada yazdıklarını hasbelkader bu forumu izleyen bir hanımın dikkatinden kaçırmamak için kendi gerçek isimleriyle yazabilirlermi?

Sanmam?

Gerçek hayatta hepsi cici muhafazakarı, centilmeni oynuyordur.

Foruma yansıyan gizli dünyalarında ise uygarlık yerine Avrupalının şeyini kapmışlar. Yazıklar olsun. Bula bula bunumu buldunuz, uygarlık adına dikecek başka fidanınız yokmu?

Lanet olsun!

Siyah ve beyazdan başka rengi ayrıdedemeyenler renk körlüğüne yakalanmışlardırki o da körlüğün bir neviidir.

İyisimi kadın yerine erkekler soyunmalı, hatta striptiz yapmalıdırlar. Başka türlü modernleşemeyiz.

Modernite şalvardaysa eğer... Acem kal'asında aney şalvarım kaldı.

Sayın Fani, Yazınızı okuyunca, acaba bir hata mı işledim diyerek için için daldım. Acaba bu bende baş gösteren psikolojik etkilenme mi? diyerek düşünmedim de değil. Zerdüştün; 'çok çocuk yapın söylemi' ve önerisine takıldım bir an. O yüz yıılar önceydi, yüz yıllar sonra ne kadar yol almışız, bu da bir soru. Ayrıca, Abdullah Cevdet de, Pötürgeli nin hemşerisi ve bir Kurd. O, Cumhuriyeti in ilk yıllarında, ortaya bir öneri artar. Önerisi; 'Avrupa'dan ithal damizlik getirtilerek, türk soyunu ıslah' programı çerçevesinde ilerleme ve refah. Neyse, bunlar işin biraz ironik yanı bağlamında neşe saçsın. Kanımca sorun, tabu kavramında yakalayacağımız halkadır. Tabular dokunulmazlığını koruyacaksa, o zaman konuşacağımız pek fazla bir şey olmaz. Doğu cephesinde değişen bir şey yoktur deyip, keseceğiz. Burda kastım, porno ve benzeri kavramlara kafayı takmak değildir. Kadının, cinsel meta olarak algılgışayıştaki handikaptır. Somuta indirgersek, şu soruları sormakta sakınca görmüyorum ve size de bu soruları soruyorum. 1.Recm olgusu, yıllardır var.Acaba aydın dediğimiz insanların tepkisi ne olmalıdır? 2.Kürdistan da, çok evlilik sosyal bir vakaa mıdır? Tavır ne olmalıdır. Buna es geçilmez. Hastalıktır. 3.Batı da, kadınlar bikinili denize girerken normal da, bizim bölge de girememe bizim gelişmişlik düzeyimizle ilintili...?! 4.Kadının sünneti kavramı,moderinitelikle mi algılanmalı...? Sorularin sağnağında üşüyorum. Kanımca hayat, tüm renkleriyle hayattır.İçinde savaş ta var,sevişme de var,çocuk doğurma da var,var oğlu var. Annesine, ben nereden geldim anne? sorusunu soran çocuğa, seni leylek getirdi...mi dedirtmeliyiz. Bence sorun, tabularımıza yenik düşmeyeceğimiz açılımdır. Evdo, ya da Tayıbın gerçekliği bizim gerçekliğimiz değildir. Bir nükteli fıkrayla keseyim. Yengece sormuşlar; azizim, niye yan yan yürüyorsun? Cevaben; 'yan yürümek yiğide mahsustur' demiş. Açık ve net tavır, tabulara kurban olmadan konuşabilmek. Ben, Kürdistandaki yaşamın; sadece savaş olmadığını, savaşla birlikte var olan hayatın her renginde ilerleme olmalıdır derim. Belki easısı değil Kürdün ama var olan gerçeğin tezahürüdür. Yaşam sürüyor ve bu sorunlarda yaşamla birlikte varlığını sürdürüyor. Babam, kızını everdiğinde beni çağımıştı 70 li yıllarda. İsteyen adam Almanya da çalışan biriydi.Maddi durumu babamınkinden oldulça iyi idi. Babam cemaate bana yetkiyi verdi cemaatin tüm itirazına. Ben başlığa karşı çıktım yene cemaatin tüm karşı tavrına rağmen.Zira devrimciyiz. İlk kez kabul gördü ve bir başlangıç ta oldu.Sonrası mı onlar kendi aralarında anlaştı. Düşmanla yıllardır verilen savaş, iç bünyede yara açan savaşla bütünleşmeden selametli günler oluşmaz. Adem ile Havva bizi af etsin. Selam ve saygılar...

Sabahı şerifiniz hayırlı ola brayé delal Solaxi kardeşimize yerinde sorular sormuşsun Aslında Solaxi'nin nasıl öyle bir tutum aldığınıda anlamış değilim Bildiğim Solaxi öylesine pat diye meselenin içine dalmazdı Sanırım uykusuzluk, iş yorgunluğu o hatayı yapmaya neden oldu Önemi yok Telafi eder Her neyse! Geçerken kardeşiminde bir yanlışını düzelteyim Evdılla Cevdet, hemşerim olmaz Ben Pötürgeli, o Arapkirli Aramızda dağlar, ovalar, nehirler var Ama orta yerinde bağlı olduğumuz kaysılarıyla meşhur ilimiz Malatya var Ha kaysı derken, biliyor musun? Malatya'nın kaysısıda tarihe karışıyor Kürdistan'da yapılan barajların sonucu iklim alak-bulak olmuş Bu arada kaysımızda meyve vermez olmuş Bunuda bilesin Sakın kaysı yemek için Malatya seferinde bulunmayasın Aha iş saati geldi Bana eyvellah

Değerli dostlar, İşin özü "cinsi latif" addedilenin yani kadının çıplaklığına ister sanatsı diyerek ister erotik diyerek şehevi yaklaşımı mazur göstermeyi vazeden erkek kültürünün cevaz veriyor olmasını itiraf etmekte yatıyor. Birileri karşı cinse duyulan ilginin ve isteğin üreme ile bağlantısı babında "doğallığın" gereğini pişirmeye kalkışmasın. Konu bu değil. İnsan nesli bu işi yemek yer gibi uluorta yapmıyor. Yemeğini açıkta yiyor ama gerisi için kapalı mekanları yeğliyor. Unutmayın, insanlığın yarısını kadınlar oluşturuyor. Kadın vücudunun teşhirine sanatsı değer taşıyabileceği teşhisiyle olur veren düşünce sonuçta erkek bakışı. İnsanlığın tümünü temsil etmiyor. Burada temsil olgusunun tekabül ettiği hürriyetçi yaklaşım kadar bahse konu olanın ilgili cinse dair düşüncelerinin gözardı edilmesi de sözkonusu. Öyle ya, Havva anamız Adem babamızın kaburgalarından yaratılmıştı. Aslolan Adem'di. Havva ise ikincil. Grek mitolojisinde ise Adem'in kaburgalarına karşılık Zeus'un baldırı vardı. Yaygın tapım gören tanrıça Zeus'un baldırından yaratılmıştı. Her önüne geleni dizen Dionysos'un tarısal ayrıcalığı ve azgınlığıyle birlikte düşünüldüğünde bugün "nü" denerek sanatsılık izafe edeilen kadının çıplaklığını olumlamanın dayanaklarını ve köklerini erkek egemen mitolojide bulduğunu anlamk fazla zor değildir. Değilmiki islam "eğer size ikinci bir Allah gerekseydi kocalarınıza secde etmeniz buyurulacaktı" diyordu. Ve devam ediyordu "kadınlar tarlanızdır onu istediğiniz gibi sürebilirsiniz".. Miras hukukunda erkeğe iki kadına bir. En gelişmiş demokrasilerden olduğu söylenen İskandinav demokrasisinde kadınla erkek hala eşit işte eşit ücret alamıyorlar. Bu eşitsizlik yasalarda belirlenmiş ve iveçli kadın çalıştığı aynı işte daha az ücret almasının isyanını yükselttiği halde maniayı aşamıyor. Faşist ülkelerin adına demokrasi denen rejimleri bu arada Türkiye gibi bir çete devleti eşit-işe eşit ücret uygularken yasalarda ifade edilmesine rağmen uygulamada en katı haliyle süren kadının, kapatılan, hürriyetleri elinden alınan köleye indirgenmesi erkek egemen ideolojinin Kur'anı dayanak yapmasının eşliğinde 5 yaşındaki çocuklara "sahiplidir ha" deditircesine toplumun bütün katmanlarında almış başını gidiyor. Mademki sorun kadın, mademki modernite ve uygarlık deniyor. Meseleye kadın açısından bakmak zorunludur. Ya kadınlar bugün kendilerine reva görüleni tersinden işleterek erkekler için isterlerse, güç sahibi olduklarında uygulamaya kalkarlarsa sorusu bugün sarsılmaz gibi görünen erkek egemen toplum yapısı karşısında fantezi hatta espri olarak algılanabilir. Meseleyi bu kulvarda tartışmak yerine kadının zevk objesi olarak algılanmasında ısrar eden erkek egemen kültürünün kadın hak ve hürriyetlerine, kadının iffetine tasallut eden, kadının insan olarak varlığını ve yüceleğini kabule yanaşmayan söylemini gerek statükoya yansımış ve gerekse aldığımız kültür gereği bilinçaltımızda yer tutmuş tüm boyutlarıyla ve toplumsal yaşamın bütün alanlarına yansımalarıyla birlikte ele almamız yargılamamız gerekiyor. Kısacası erkeği bilinçaltıyla ve toplumdaki ceberrut rolüyle yagılamamız gerekiyor. Yaşamın bağrından sökülmesi gereken erkeğin bu lanetli rolüdür. Burada kadının erkeğe bakışı konuşuldu. İnsan olarak insanlığın tümünü bağlayacak şekilde insan cinsine nasıl bakılmalıdır zaviyesi tartışma konusu yapıldığında çoğumuz burada modernite adına serdedettiğimiz düşüncelerin maço söyleme tekabül ettiğini anlmakta güçlük çekmeyecek ölçüde uygar ve özgürlükçü insanlarız. Hiç kimseyi biçimlenmesiyle yargılamıyor niyetlerini sorgulamıyorum. Anlatmaya çalıştığım insana kadını ve erkeğiyle birlikte hepimizi kapsayacak bir bakışın nasıl formüle edilmesi gerektiğidir. Feministlerin bazı tezlerine katılmam ama bazılarına da büyük değer veririm. Kadın ölçüsünü temsil ettiği için dikkate alır gözetirim. Erkeğin ölçüsünden ziyade müşterek ölçünün, insana özgü ölçünün yaratılması insanın özgürlüğü için kaçınılmazdır. Eşitsizliklerin kaynağına inmek gerektiğinde bunun başlıca yolunun erkek egemen söylemi ve onun erkekten yana yontan fetvalarını sorgulamaktan geçtiğini söylemem fazlamı abartıdır? Ahlak deniyor, yetmiyor. Bu kez dönülüyor devrimci ahlak deniyor. Her söylemin, her sosyal düzenin kendine göre ahlak anlayışı vardır. Ahlakta bir sosyal kurumdur. Diğer kurumlar gibi sosyal organizasyonun şekillenmesine göre varlık gösterir. Erkek egemen toplumun ahlakı erkeğe göredir. İnsana göremidir? Burası tartışılmalı. Ahlak sözcüğüne devrimci nitelemesini eklemekle ahlaklı olunmayacağı gibi, eksiltmekle ahlaksız olunmuyor. Salt ahlak, kuru ahlakta oldukça kitabi bir betimlemedir. Modern toplum cinslerin eşitliği temelinde örgütlendiğinde hangi ahlak kuralları egemen olmalıdır yada olacaktır, ahlak kavramı nasıl çağdışı yorumlarından arındırılarak modern ve eşit insanın ihtiyaçlarını tanzimde işlevsel olabilecektir sorusuna cevaplar aramak hem toplum hem ahlakla ilgili sorumluluklarımızın karşılanmasında hepimize yeni anlayışların kapısını açmayı vazediyor. Kadının çıplaklığına olur çıkarmak, bunu türlü bahanelerle ihtiyaç yada yaygınlıkla açıklamak anatanrıçanın ikincil duruma düştüğü günden beri egemen olan anlayışın ürünüdür. Aynı çarpıklık dünyanın kan çanağı haline gelmesine yol açmakla birlikte günümüzde de hüküm sürdüren kadının eşitsizliği temelinde iktidar olmuş çarpıklıktır. Sahip olduğunuzu hem açar hem kapatırsınız. Hem vekili olur hem yerine karar verirsiniz. Kadınların kendileri hakkında hiçmi söyleyecekleri yoktur? Evlikle ilgili, yaşamla ilgili, yönetimle ilgili hep devrimci ağabeylerin himmetine muhtaçmı yaşayacaklar? Kadını yükseltmeden insanlığı yükseltemez ve ilerletemezsiniz. Sahiplenmeyin, soymayın. Yüceltin. Hürmetler.

Bu onemli insani ve kurdistani tartismaya katildiginiz icin hepinize candan tesekkur ediyorum!!!! Ama Kenan Fani´ye on kat daha fazla tesekkur ediyorum cunku o kadinlari ve ozellikle kurdistan kadininin sorununu cok daha iyi acabildi. Aslinda hepiniz bu sorunu actiniz. Herkes kendine göre acti. Bizim derdimiz de bu hala toplumumuzda ustu kapali tutulan bu buyuk ve tabulu sorunun bu toplumun aydinlari ve fertleri tarafindan tartismaya acilmasi ve tartisilmasidir. Ortada kabuledilmez buyuk bir haksizlik sozkonusudur. Kurdistan kadini ve konumu, diger ozgur ulkelerin kadini ve konumuyla ozdes tutularak toplumumuzun bu en temel sorunlarindan biri olan Kurdistanda kadin sorununa bu sekilde bakamazsiniz. Kurdistanda Kadin Sorunu var derken, kadinlarimizi kurtariyorum derken, yine ayaklar altina alan, yine rencide eden ve hatta sozde kurtardigi kadinin irzina bile gecmekten geri kalmayan ahlaksiz ve ihanetci abdullah ocalan aklima geldi. Cunku meretin bu adli bir kitabi vardi: Kurdistanda Kadin sorunu diye. En buyuk dertlerimizden bir tanesi de budur: Kurtluk adina, sosyalizm adina ve hatta ahlak adina kadinlarimizi daha da rencide etmek ve ezmek! Buna asla musaade edilmemelidir. En insani ve en ahlaki olan kadinin veya erkegin bir META olarak toplumda pazarlanmasina karsi cikmaktir. Buyuk bir haksizliga karsi aydinlanma ve bilinc tasima gerekcesiyle yayin yaptigini soyleyen Hawar Dengubas ve Lotikxane´nin kadinlara karsi bu gunahi modernite adi altinda bilincsizce islediklerine inaniyorum. Yoksa bu sozkonusu sitelerin diger konuklarda kurdistani duruslari sozkonusudur. Kisaca: Yurtsever Kurt insanlari (erkekleri)! Rencide edildiklerinden daha fazla, ezildiklerinden daha fazla bari siz somurge Kurdisan erkekleri kendi elinizle Kurt kadinlarini rencide edip ezmeyiniz! Sebriye

bence bundan böyle bütün kitaplarimizin kapagina arkasina.makalelerimizin sagina soluna.kitaplarin sayfa aralarina birer ciplek kadin resmi koyalim(!) böylece kitaplarimiz daha cok okunur. ha bundan rahatsizlik duyanlar o sayfalari görmezden gelir. böylece sitelerimiz daha cok okunur , kitaplar cok satar.keyif verir(!) hatta en "erkek" erkeklerimizinde keyfi hos olur. nacizane önerimdir.!!!!!!!! saygilar.

Genel olarak bilinc altinin dibi vurusu diye tabir edebilecegimiz özgurlugun kölelige kapi acmasi,özgurlugun birilerini özgurlestirirken baskalarinida kölelestirmesi asiri duzeyde narsisist yakalasim hasta bakis acilari, ne yazikki gunumuzde modernizm veya cok gelismislik gibi algilaniyor. Dusunen beyin özgurlukcu oldugu oranda kabul görur,ancak bu özgurlukculuk katiksiz oldugu oranda anlamlidir. Ikircimli veya bencil özgurluk olmaz. Özgurluk veya özgurlukculuk pragmatism olmadigi gibi erklere veya cinslere görede uyarlanamaz. Özgurluk insan bedenlerinin pazarlanmasini veya pazarda bir meta olarak algilanmasida olamaz. Biz Kurtlerin söz konusu erotizm veya porno vs vs leri tartismasi tipik bir Kurt ikircimliligidir veya iki yuzlulugudur. Illaki cinsellik ve benzereleri tartisilacaksa cok acik ve net bir öneri Kurt erkelerinin buyuk cogunlugunun ilk deneyimlerini karsit cinsleriyle degilde hayvanlara yaptiklari gerceginden hareketle bakalim nemenem bir tartisma yapilirda görelim. Batida yasayan Kurtlerin buyuk bir cogunlugu tabu ve yasaklardan hareketle bilinc altlarinda olan yasaklarin disa vurumunda özgurlukcu degil kölecidirler. Cinsellik erotizm ve sexizm karistirilarak kafa kargasasinada gerek yok sanirim, cinsellik her toplumda kendi kurallari icinde vardir,cinselik yasamin bir parcasidir red edilemez insanin dogasinda olan seylerdendir. Kadini veya erkegi kölelestiren pazarda bir mal kounumuna getiren pornculuk ve erotizm masum degildir. Moderniz asla. SElam ve Sevgiler

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.